Madde bağımlılığı olan hastalarda optik koherens tomografi ve optik koherens tomografi anjiyografi verilerinin değerlendirilmesi
Küçük Resim Yok
Tarih
2024
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Amaç Metamfetamin günümüzde, dünya çapında esrardan sonra en yaygın kullanılan uyuşturucu madde olup kullanım sıklığı her geçen gün artış göstermektedir. Dopamin, nörepinefrin ve serotonin salınımına sebep olarak sempatomimetik etki gösterir. Kardiyovasküler ve nörolojik sistem üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Bu hastalarda sistemik vasküler değişiklikler araştırma konusu iken retinal mikrosirkülasyon üzerine etkisini inceleyen çalışma sayısı çok sınırlıdır. Bu çalışmada, metamfetamin kullanım bozukluğu bulunan hastalarda retinal mikrovasküler sistem üzerindeki değişikliklerin optik koherens tomografi (OKT) ve optik koherens tomografi anjiyografi (OKTA) aracılığıyla değerlendirilmesi ve sağlıklı bireylerle karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem Bu prospektif, tek merkezli, kesitsel klinik araştırma Ocak 2023 – Nisan 2024 tarihleri arasında, Ege Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Retina Birimi ile Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda yürütüldü. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bağımlılık Polikliniği'ne başvuran veya Bağımlılık Servis'te yatış gerektiren, DSM-5 tanı kriterlerine göre metamfetamin kullanım bozukluğu tanısı alan 45 hastanın 90 gözü (Grup 1) ile yaş ve cinsiyet dağılımı uyumlu, Göz Hastalıkları Polikliniği'ne rutin muayene için başvuran ve herhangi bir oftalmolojik hastalığı ile madde kullanım öyküsü olmayan 45 gönüllünün 90 gözü (Grup 2) çalışmaya dahil edildi. Tüm katılımcıların detaylı oftalmolojik muayenelerinin ardından, OKT ile santral makula kalınlığı (SMK) ve peripapiller retina sinir lifi tabakası (RSLT) kalınlığı, EDI mod OKT ile subfoveal koroid kalınlığı (SFKK) ölçümleri yapıldı. OKTA ile foveal avasküler zon (FAZ) alanı, yüzeyel ve derin kapiller pleksus özellikleri, akım parametreleri değerlendirildi. Gruplar arasındaki ilişki istatistiksel olarak incelendi. Bulgular Ortalama yaş Grup 1'de 29,07 6,14 (19 – 42) yıl, cinsiyet dağılımı; 15 kadın (%33,3), 30 erkek (%66,7) iken Grup 2'de ortalama yaş 28,91 6,07 (19 – 44) yıl, cinsiyet dağılımı 16 kadın (%35,6), 29 erkek (%64,4) idi. Gruplar arasında yaş ve cinsiyet dağılımı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (sırasıyla; p=0,865; p=0,754). Grup 1'de; OKT ile değerlendirilen SMK 262,97 19,09 (219 – 316) µm, SFKK 341,59 75,19 (166 – 564) µm olarak ölçüldü. Grup 2'de ise SMK 266,17 17,10 (221 – 298) µm, SFKK 322,16 69,69 (175 – 489) µm olarak ölçüldü ve gruplar arasında SMK ve SFKK açısından istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (sırasıyla; p=0,238; p=0,074). RSLT kalınlığı analizinde ise Grup 1'de total RSLT 102,9 7,29 (89 – 118) µm, süperior kadran RSLT 129,21 13,53 (101 – 164) µm iken, Grup 2'de total ve süperior kadran RSLT sırasıyla; 100,17 10,07 (79 – 120) µm; 122,93 17,92 (89 – 177,5) µm olarak ölçüldü ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı idi (sırasıyla; p=0,039; p=0,009). OKTA ile değerlendirilen parametrelerden yüzeyel kapiller FAZ alanı açısından Grup 1 ve Grup 2 arasında istatistiksel anlamlı fark izlenmedi (sırasıyla; 0,26 0,08 mm2 ve 0,25 0,10 mm2, p=0,404). Total yüzeyel kapiller pleksus vasküler dansite gruplar arasında istatistiksel fark göstermezken (%51,95 2,37 ve %52,33 3,13, p=0,364); total derin kapiller pleksus vasküler dansite Grup 1'de Grup 2'ye kıyasla istatistiksel anlamlı olarak düşük oranda saptandı (%54,42 6,63 ve %58,32 5,93, p<0,001). Dış retina akımı, Grup 1'de 9,07 2,0 (5,162 – 14,294) iken, Grup 2'de 9,39 2,50 (5,843 – 19,579) olarak saptandı ancak aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,344). Koryokapillaris akım değerlendirildiğinde ise Grup 1'de 19,93 0,99 (16,149 – 21,478); Grup 2'de 20,69 0,72 (18,750 – 21,808) olarak saptandı ve Grup 1'deki koryokapillaris akımı istatistiksel anlamlı olarak düşük bulundu (p<0,001). Metamfetamin kullanım süresi ile RSLT süperior kadran kalınlığı (r=0,303; p=0,004) ve total kalınlık (r=0,309; p=0,003) arasında pozitif korelasyon mevcutken, dış retina akımı ile negatif korelasyon göstermekteydi (r=-0,210; p=0,047). Metamfetamine total maruziyet de benzer şekilde RSLT süperior kalınlık (r=0,291; p=0,005) ve total kalınlık (r=0,255; p=0,015) ile pozitif korelasyon gösterirken, dış retina akımı ile negatif korelasyon göstermekteydi (r=-0,241; p=0,022). Sonuç Bu çalışma ile, kronik metamfetamin kullanım bozukluğu bulunan hastalar ilk kez OKTA ile değerlendirilerek metamfetamin kullanımında retinal mikrosirkülasyonun olumsuz etkilendiği, özellikle derin kapiller pleksusta belirgin vasküler dansite kaybı geliştiği gösterilmiştir. Bu hastalarda klinik retinopati bulgusu olmasa dahi retinal dolaşımın olumsuz etkilendiği, akım parametrelerinin bozulduğu tespit edilmiştir. OKT ile değerlendirilen parametrelerden ise RSLT kalınlığının nörotoksisite göstergesi olarak değişim gösterdiği tespit edilmiştir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Foveal avasküler zon, koryokapillaris akım, metamfetamin, optik koherens tomografi anjiyografi, vasküler dansite., Choriocapillaris flow, foveal avascular zone, methamphetamine, optical coherence tomography angiography, vascular density.