Hepatit B virüsüne (HBV) bağlı karaciğer yetmezliği nedeniyle karaciğer transplantasyonu yapılan hastalarda uzun dönemde HBIG (hepatit B immünglobulin) + lamivudin proflaksisinin etkinliğinin ve karaciğer dokusunda HBV varlığının PCR (polymerase chaın reaction) ile retrospektif olarak araştırılması

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2014

Yazarlar

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Kronik hepatit B enfeksiyonun tedavisindeki ilerlemelere rağmen birçok hepatit B virüsüne (HBV) bağlı son dönem karaciğer yetmezliği hastasında karaciğer nakli tek seçenektir. Günümüzde nakil sonrası hepatit B immünglobulin (HBIG) ve oral antiviral ilaçların kullanılmasıyla HBV reenfeksiyonu neredeyse tamamen baskılanabilmektedir. Ancak halen transplantasyon sonrası HBV varlığının sürüp sürmediğini gösteren bir belirteç yoktur. Öyle ki; serum HBsAg ve HBV DNA negatif saptansa da karaciğer dokusunda viral replikasyonun devam ettiği gösterilen hastalar mevcuttur. Yapılan bazı çalışmalarda ise HBV reaktivasyon riskinin hepatositlerde total HBV DNA ve cccDNA varlığının devam etmesine bağlı olduğu öne sürülmüştür. Biz de bu çalışmamızda hastanemizde uygulanan proflaktik tedavi modeli ile nakil sonrası hasta serumunda virüse ait serolojik bulgu saptanmasa bile karaciğer dokusunda HBV varlığının devam edip etmediğini saptamayı amaçladık. Bu nedenle 1998-2009 yılları arasında HBV'ye bağlı karaciğer sirozu nedeniyle karaciğer nakli yapılan, nakil sonrası en az 3 yılını doldurup serum viral belirteçleri negatif olan hastaların karaciğer dokusunda HBV DNA varlığını inceledik. Çalışmamızda 152 hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi. İki hasta; karaciğer biyopsisi ile yeterli doku örneği alınamamış olduğundan çalışmaya dahil edilmedi. 150 hastanın tümünün biyopsi esnasında serum HBsAg ve HBV DNA'sı negatif iken 18'inin (%12) karaciğer biyopsisinde HBV DNA pozitif saptandı. İntrahepatik HBV DNA varlığının devam etmesinin; hastaların nakil öncesi serum viral belirteçlerinin durumu, hepatoselüler karsinom varlığı, aldıkları antiviral tedavinin farklılığı ve yine nakil sonrası aldıkları antiviral ve immünsupresif tedavinin farklılığı ile ilişkisi olmadığı görüldü. Çalışmamızda hastalarımızın %12'sinde intrahepatik HBV DNA varlığının devam ettiği saptanmasına rağmen HBV rekürrensi izlenmemiş olması şu an için doku HBV DNA varlığının HBV rekürrensini tahmin etmede başarılı bir belirteç olmadığını göstermektedir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

İç Hastalıkları A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye