Dağlık Kilikia mezarları ve ölü kültü

dc.contributor.advisorBakır, Tomris
dc.contributor.authorDurukan, Murat
dc.date.accessioned2024-08-19T19:48:16Z
dc.date.available2024-08-19T19:48:16Z
dc.date.issued2001
dc.departmentEge Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalıen_US
dc.descriptionBu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.en_US
dc.description.abstractTÜRKÇE ABSTRACT (en fazla 250 sözcük): (TÜBİTAK/TURDOK'un Abstrakt Hazırlama Kılavuzunu kullanınız.) DAĞLIK KILIKIA MEZARLARI VE ÖLÜ KÜLTÜ Tez kapsamına giren Dağlık Kilikia ve Olba bölgesinde gerçekleştirilen tüm araştırmalar mezarlardan hareket edilerek yapılmıştır. Orta Dağlık Kilikia'da var olan mezar tipleri ve nekropol alanları Olba bölgesi (Doğu Dağlık Kilikia) ile karşılaştırılmış, Olba'nın Hellenistik dönemden itibaren kullandığı yapısal karakterli mezar anıtlarının Dağlık Kilikia'da Roma döneminde ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Kuzey Dağlık Kilikia olarak tanımlanan Gülnar yöresinde tesbit edilen yeni mezarlar sayesinde, bu alanın İsauria ile kıyı şeridinin etkisinde kaldığı ancak yoksul bir bölge olduğu gözlenmiştir. Orta Dağlık Kilikia'da yeni bir yerleşim tesbit edilmiş, yine mezarlardan hareket ederek yerleşimin M.S. 2 ve 3. yy.Tarda parlak bir dönem geçirdiği saptanmıştır. Ayrıca, günümüze kadar Arsinoe olarak bilinen kentin aslında Nagidos'un Roma dönemi yerleşimi olduğu ve bunun aracılığıyla da Nagidos'un merkezinin Roma döneminde doğuya kaydırıldığı anlaşılmıştır. Burada bulunan mezarlardan yola çıkarak, bölgede Arkaik, Klasik, Hellenistik ve Roma dönemlerinde görülen mezar tipleri konusunda genel bir çerçeve çizmek mümkün olabilmiştir. Son olarak yine Nagidos nekropol buluntuları esas alınarak Klasik ve Hellenistik dönemde kremasyon konusunda somut kanıtlar ortaya konmuştur. Diokaesareia'daki piramit çatılı kule mazarın tarihlemesi tekrar değerlendirilmiş ve bu mezarın hep kabul edildiği gibi Hellenistik değil Roma dönemine ait bir anıt olduğu savunulmuştur. Yüzey araştırmalarında bulunmuş olan bir urne ve bir stelden yola çıkarak gömme gelenekleri konusunda yeni tesbitler yapılmış, Adamkayalar'daki kompleksin ölü kültündeki önemi ve hangi rituellerin yapıldığı konusu aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu kompleksteki unsurlardan hareketle Olba bölgesinde ölümden sonra ulaşılan mertebe konusu tartışılmış ve heroize etme geleneğinin varlığı savunulmuştur. Son olarak ölü kültü ile ilişkili olan tanrılar somut buluntularla ortaya konmuşturen_US
dc.description.abstractingilizce ABSTKAKT (en ıazıa z;>u sozcukj: GRAVES AND DEATH CULT IN ROUGH CILICIA All researches undertakenin Rough Cilicia and in the Olba region dealing with this thesis have the graves as a starting point. The grave types and necropolis areas in Middle Rough Cilicia have been compared with the Olba region (east Rough Cilica) and it has been concluded that the tombs with monumental character, constructed in Olba since the Hellenistic period, have appeared in Rough Cilicia during the Roman period.Tombs in the area of Gülnar in North Rough Cilicia have shown that this area stood under the influence of Isauria and coast line being a quite poor part of Rough Cilicia. A settlement in middle Rough Cilicia has been examined through its tombs and it has been figured out that the site had its most brilliant period during the 2nd and 3rd centuries A.D. Another conclusion which has been obtained is that the site known as Arsinoe is actually the Roman settlement of Nagidos and that the centre of Nagidos was moved eastwards during the Roman period. It has been possible to set up a typology of the tombs in the area, from the archaic to the Roman period, by studying the tombs of Nagidos. Taking the finds of the necropolis of Nagidos it has also been possible to set up concrete evidence on the existance of cremation in classical and Hellenistic periods in this area. The tower tomb with pyramidal roof in Diocaesareia has been reexamined in its dating and it has been dated, in the contrary to the sill existing suggestion of a Hellenistic dating, to the Roman period. Through an urn and a stele, found during our surveys, it has been possible to conclude new resuts and to give emphasis on the importance of Adamkayalar in its death cult. In combination with Adamkayalar the idea of life after death and the presence of heroisation in the region of Olba have been discussed. Finally gods standing in direct connection with death cult have been handled with cocrete evidence.en_US
dc.identifier.endpage260en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/87435
dc.identifier.yoktezid107474en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/closedAccessen_US
dc.subjectArkeolojien_US
dc.subjectArcheologyen_US
dc.subjectKilikyaen_US
dc.subjectCiliciaen_US
dc.subjectKülten_US
dc.subjectCulten_US
dc.subjectMezarlaren_US
dc.subjectGravesen_US
dc.subjectÖlü gömme adetlerien_US
dc.subjectTradition of burying the deaden_US
dc.titleDağlık Kilikia mezarları ve ölü kültüen_US
dc.title.alternativeGraves and death cult in rough ciliciaen_US
dc.typeDoctoral Thesisen_US

Dosyalar