Sol ventrikül destek cihazı implantasyonu planlanan hastalarda kırılganlık (frailty) ve bilişsel fonksiyonların sağkalım üzerine etkisi
Küçük Resim Yok
Tarih
2018
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Giriş: Kırılganlık, kalp yetmezliği hastalarında ve kardiyak cerrahi planlanan hastalarda operasyon sonrası artmış mortalite ve morbidite ile ilişkili bulunmuştur. Bu nedenle, bu hastalarda kırılganlık ölçümünün, istenmeyen olay gelişim riski yüksek olanları ayırt ederek sol ventrikül destek cihazı (LVAD)'den en çok yarar görecek olanları belirlemede yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Amaç: Araştırmamızda, Fried skorlamasını kullanarak belirlenen kırılganlık durumunun, LVAD cerrahisi sırası ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonlara ve sağ kalıma etkisini incelemeyi amaçladık. Yöntem: İmplantasyon amacından bağımsız olarak LVAD cerrahisi planlanan 52 hasta (44 erkek; 8 kadın; yaş 52 ±8 yıl), operasyon öncesi kırılganlık, bilişsel fonksiyon ve depresyon açısından değerlendirildi. Kırılganlık ölçümünde Fried fiziksel kırılganlık fenotipi kullanıldı ve 3 ve üzeri skor alan hastalar kırılgan kabul edildi. Bilişsel fonksiyonların değerlendirilmesinde Mini-Cog testi kullanılırken, depresyon taraması için Hasta Sağlık Anketi (PHQ-9)'dan yararlanıldı. Hastalar ölüm ve komplikasyonlar açısından cerrahi sonrası üç ay gözlendi. Bulgular: Fried kriterlerine göre 29 hasta (%55) kırılgan olarak sınıflandırıldı. Kırılgan hastaların, kırılgan olmayanlara göre daha yüksek NT-proBNP değerlerine ve daha yüksek NYHA skorlarına sahip oldukları görüldü. Kırılgan hastalarda depresyon daha yaygın bulundu (p=0.04). Beden kitle indeksi ve vücut yüzey alanı, kırılgan hastalarda daha düşük olduğu gözlendi (p=0.001; p=0.02). Birincil sonlanım noktası olarak alınan hastane içi ölüm ya da uzamış hastane yatışının kırılgan olmayan 9 (%39) hastaya oranla 21 (%72) kırılgan hastada gerçekleştiği saptandı (p=0.01). İkincil sonlanımlardan sadece ventriküler aritmiler istatistiksel anlamlılığa ulaşarak kırılgan hastalarda cerrahi sonrası ventriküler aritmilerin daha fazla görüldüğü saptandı (p=0.01). Sonuç: Kırılganlık, LVAD implantasyonu planlanan hastalarda operasyon sonrası artmış hastane içi ölüm ya da uzamış hastane yatışı ile ilişkilidir. Bu nedenle kırılganlık durumunun, LVAD cerrahisi için hasta seçiminde kullanılan kriterlerden birisi olması gerektiğini düşünüyoruz
Introduction: Frailty has been associated with morbidity and mortality in patients with heart failure and those undergoing cardiac surgery. Thus, assessment of frailty may help identify the patients that would likely experience adverse outcomes. Purpose: We aimed to study the relationship between frailty and the cardiovascular outcomes in LVAD population. Methods: All patients scheduled to undergo LVAD implantation between 2017 and 2018 were preoperatively assessed for frailty, cognitive function (by means of Mini-Cog) and depression (with Patient Health Questionnaire). Fried's frailty phenotype was used to evaluate frailty (frail ?3/5). Patients were observed for adverse events for 3 months. Results: A total of 52 patients (44 men; aged 52 ± 8 years) were included. According to the Fried phenotype, 29 patients (55%) were designated as frail. Frail patients had higher NT-proBNP values, higher NYHA class, and depression while frailty was associated with lower body mass index and body surface area. Frailty increased the risk of in-hospital mortality or prolonged length of stay with 21 (72%) frail patients meeting the primary endpoint compared to 9 (39%) non-frail patients (p=0.01). Of the secondary outcomes, only postoperative ventricular arrhythmias reached statistical significance with being more common among frail patients than non-frail ones (p=0.01). Conclusion: Frailty was associated with increased in-hospital mortality or prolonged length of stay among LVAD patients. We recommend including frailty as a criterion for the selection of patients for LVAD.
Introduction: Frailty has been associated with morbidity and mortality in patients with heart failure and those undergoing cardiac surgery. Thus, assessment of frailty may help identify the patients that would likely experience adverse outcomes. Purpose: We aimed to study the relationship between frailty and the cardiovascular outcomes in LVAD population. Methods: All patients scheduled to undergo LVAD implantation between 2017 and 2018 were preoperatively assessed for frailty, cognitive function (by means of Mini-Cog) and depression (with Patient Health Questionnaire). Fried's frailty phenotype was used to evaluate frailty (frail ?3/5). Patients were observed for adverse events for 3 months. Results: A total of 52 patients (44 men; aged 52 ± 8 years) were included. According to the Fried phenotype, 29 patients (55%) were designated as frail. Frail patients had higher NT-proBNP values, higher NYHA class, and depression while frailty was associated with lower body mass index and body surface area. Frailty increased the risk of in-hospital mortality or prolonged length of stay with 21 (72%) frail patients meeting the primary endpoint compared to 9 (39%) non-frail patients (p=0.01). Of the secondary outcomes, only postoperative ventricular arrhythmias reached statistical significance with being more common among frail patients than non-frail ones (p=0.01). Conclusion: Frailty was associated with increased in-hospital mortality or prolonged length of stay among LVAD patients. We recommend including frailty as a criterion for the selection of patients for LVAD.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kardiyoloji, Cardiology, Biliş, Cognition, Biliş bozuklukları, Cognition disorders, Kalp destek cihazları, Heart assist devices, Kalp hastalıkları, Heart diseases, Kalp yetmezliği, Heart failure, Kırılganlık, Frailty, Protezler ve implantlar, Prostheses and implants, Sağkalım, Survival, Ventriküler fonksiyon-sol, Ventricular function-left