Bipolar bozukluk tanılı hastalarda tedavisiz geçen süre ve klinik özellikler arasındaki ilişki

dc.contributor.advisorVahip, Simavi
dc.contributor.authorKırık, İsa Alptuğ
dc.date.accessioned2020-12-17T10:47:29Z
dc.date.available2020-12-17T10:47:29Z
dc.date.issued2018en_US
dc.date.submitted2018
dc.departmentTıp Fakültesien_US
dc.description.abstractGİRİŞ: Bipolar bozuklukta -tanı kriterlerini karşılayan ilk duygudurum epizodunun başlangıcından ilk duygudurum dengeleyici tedavinin başlangıcına kadar geçen süre şeklinde tanımlanan- tedavisiz geçen süre (TGS) ile ilgili yapılmış çalışmalarda ortalama TGS değerleri iki ile on sekiz yıl aralığında bulunmuş ve TGS'nin uzunluğunun bazı olumsuz seyir özellikleri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Türkiye'de bipolar bozuklukta TGS'ye ve TGS uzunluğunu etkileyebilen faktörlere ilişkin herhangi bir araştırma yoktur. TGS'nin uzamasına neden olan faktörlerin belirlenmesi ve bu veriler ışığında tedaviye erken başlanması için yapılabileceklerin tartışılması, bipolar bozukluk (BP) prognozuna ve hastaların uzun dönemde işlevsellik düzeylerine olumlu katkıda bulunabilecektir. AMAÇ: Bu çalışmada Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Affektif Hastalıklar Birimi'nde BP tanısıyla izlenen hastalarda TGS'nin ve TGS ile klinik özellikler arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM: 1.2.2018-30.4.2018 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Affektif Hastalıklar Birimi Polikliniği'nde randevusu olan bipolar bozukluk tanılı ardışık her hastaya (178 olgu) çalışma anlatılmış, 156 olgu çalışmaya katılmayı kabul ederek yazılı onam vermiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden 156 olgudan 38'i alım ölçütlerini karşılamadıkları için çalışmadan dışlanmıştır. Çalışmaya 118 olgu dahil edilmiştir. Geriye dönük olarak toplanan bilgilerin güvenilirliğini ve niteliğini artırmak üzere olası tüm bilgi kaynakları kullanılmıştır. Başlıca kaynaklar; hasta, hastanın en az bir yakını ve hastaya ilişkin tüm kayıt ve belgelerdir. Hastadan ve yakınından bilgi alma sürecinde ilk adımda her hasta için bir yaşam çizelgesi (life-chart) oluşturulmuştur. Hem bu çizelgenin hem de amaca yönelik olarak hazırlanan "Veri Toplama Formu"nun (Ek-2) yardımıyla gerekli bilgiler toplanmıştır. BULGULAR: Çalışmaya bipolar I bozukluk tanılı 104, bipolar II bozukluk tanılı 14 olmak üzere toplam 118 olgu dahil edilmiştir. Tüm örneklemde TGS ortalaması 6,3 yıl, ilk mani/hipomani epizodu sonrası tedavisiz geçen süre ortalaması 3,3 yıl bulunmuştur. TGS'nin bazı klinik özellikler ile istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişkili olduğu bulunmuştur. TGS ile ilişkili bulunan değişkenlerin TGS üzerine bağımsız etkileri step-wise regresyon analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Regresyon analizi sonucunda TGS ve duygudurum dengeleyici tedavi başlanmadan önce epizod sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde (p<0,001) negatif yönlü; TGS ile hem toplam hastalık süresi hem de duygudurum dengeleyici tedavi başlanmadan önce toplam epizod sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif yönlü ilişki bulunmuştur (sırasıyla p<0,001, p<0,001). TGS egemen epizod tipinin mani olduğu hasta grubunda örneklemin geri kalanına kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde kısa saptanmıştır (p=0,002). TARTIŞMA ve SONUÇ: Bipolar bozuklukta TGS ile ilgili ülkemizde yapılmış ilk çalışma olan çalışmamızın en önemli sonuçları ortalama TGS değerinin 6,3 yıl, ilk mani/hipomani epizodu sonrası tedavisiz geçen süre ortalamasının 3,3 yıl bulunması ve TGS'nin uzunluğunun bazı klinik özellikler ve seyir özellikleri ile ilişkili olduğunun gösterilmesidir. Çalışmamızın bir diğer önemli sonucu da regresyon analizi sonucunda TGS ve toplam hastalık süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif yönlü ilişki bulunmasıdır. Çalışmamızda ortaya çıkan bu ilişkinin ülkemizde son üç dekat boyunca değişen klinisyen tutumlarını ve/veya hastaların değişen yardım arayışı davranışlarını yansıtabileceği; son yıllarda hekimlerin duygudurum dengeleyici tedavi başlama kararını daha erken verdikleri ve/veya hastaların yardım aramaya hastalığın daha erken dönemlerinde başladığı düşünülebilir. Çalışmamızda ortaya konulan verilerin de katkılarıyla BP tanılı hasta evrenini daha iyi temsil edebilecek örneklemlerde yapılacak, daha geniş örneklemli, çok merkezli ileri çalışmalarda TGS'nin uzamasına neden olabilecek olası diğer faktörlerin de araştırılması ve ortaya konulmasıyla TGS'nin kısaltılmasına katkıda bulunmak ve bu sayede duygudurum dengeleyici tedavi başlanmadan önce yaşanan epizod sayısını azaltmak, hastaların uzun dönem prognozlarına ve hayat kalitelerine olumlu katkıda bulunmak mümkün olabilecektir.en_US
dc.description.abstractINTRODUCTION: In regard to bipolar disorder (BD) DUI is defined as the time between the onset of the first mood episode and the beginning of the first mood stabilizing treatment. Mean values between two and eighteen years are reported for DUI in literature. It has been shown that DUI length is associated with some adverse course characteristics. In Turkey no research has been conducted about DUI or factors that may affect DUI length. Determining the factors causing prolongation of DUI and discussing what can be done for early initiation of treatment in the light of these data may contribute positively to the prognosis of BD and to the long term functional levels of patients. OBJECTIVE: Aim of this study is to determine DUI and to investigate association between DUI and clinical features of patients with BD in Ege University Psychiatry Department Mood Disorders Clinic. METHOD: Study was conducted at Ege University Psychiatry Department Mood Disorders Clinic between 1.2.2018-30.4.2018. Each consecutive patient whose diagnosis is bipolar disorder who had an appointment between those dates (178 patients) were invited to study. 156 patients agreed to participate in the study and gave written informed consent. 38 patients that did not meet the inclusion criteria were excluded from the study. 118 cases were included in the study. All possible information sources were evaluated to increase the reliability and quality of the information that collected retrospectively. A life chart was generated for each patient in the first step in the process of taking anamnesis from the patient and his / her relatives. RESULTS: 118 patients were included in the study. 104 patients had bipolar I disorder and 14 patients had bipolar II disorder diagnosis. Mean DUI was 6.3; mean duration of untreated illness after the first manic/hypomanic episode was 3.3 years. DUI length was found associated with some clinical features. Independent effects of the variables found associated with DUI on DUI were examined using step-wise regression analysis. At regression analysis, negative correlation was found between DUI and the frequency of episodes before the initiation of mood stabilizer treatment (p<0,001). Both total number of episodes before initiation of mood stabilizer treatment and total duration of disease were positively correlated with DUI at regression analysis (respectively p<0,001, p<0,001). DUI was found shorter in the patient group which shows manic predominant polarity when compared to the rest of the sample (p=0,002). DISCUSSION and CONCLUSION: Mean DUI was 6.3; mean duration of untreated illness after the first manic/hypomanic episode was 3.3 years. DUI length was found associated with some clinical features. These findings are most important results of our study, which is the first study in Turkey about DUI in bipolar disorder. Another important finding of our study is the positive correlation that found between DUI and total disease duration. This relationship may reflect changing of clinician attitudes and / or patients' treatment seeking behaviors in the last three decades in our country. It may be thought that, in recent years, psychiatrists give decision of initiating mood stabilizer treatment earlier and / or patients begin to seek help in the earlier stages of the disease. With contribution of results found in our study, it may be possible to contribute to shortening of DUI by investigating and presenting other possible factors which may cause prolongation of DUI in larger sample, multi-center further studies. Thus, it would be possible to decrease number of episodes before initiation of mood stabilizer treatment and to contribute positively to long term prognosis and quality of life of patients.en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/67932
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesi, Tıp Fakültesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectBipolar Bozukluken_US
dc.subjectTedavisiz Geçen Süreen_US
dc.subjectKlinik Özellikleren_US
dc.subjectSeyiren_US
dc.subjectBipolar Disorderen_US
dc.subjectDuration Of Untreated İllnessen_US
dc.subjectClinical Featuresen_US
dc.subjectCourseen_US
dc.titleBipolar bozukluk tanılı hastalarda tedavisiz geçen süre ve klinik özellikler arasındaki ilişkien_US
dc.title.alternativeDuration of untreated illness (dui) in bipolar disorder and its association with clinical featuresen_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
isaalptugkirik2018.pdf
Boyut:
2.42 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Açıklama:
Uzmanlık tez dosyası
Lisans paketi
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
license.txt
Boyut:
1.44 KB
Biçim:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama: