Çocukluk çağı kronik karaciğer hastalıklarında beslenme desteğinin değerlendirilmesi ve izlemi
Küçük Resim Yok
Tarih
1999
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
7. ÖZET Kronik karaciğer hastalıklarının seyrinde gelişen beslenme bozuklukları, dinamik bir büyüme ve gelişme sürecinin yaşandığı çocukluk çağında, büyüme ile birlikte, hastalığın gidişi ve yaşam kalitesinde çeşitli olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Bu nedenle bu grup hastaların beslenme durumlarının izlemi yaşamsal bir önem taşımaktadır. Bu çalışma, yöremiz kronik karaciğer hastalıklı çocuklarında; 1. Malnütrisyonlu olgu oranını belirlemek, 2. Malnütrisyon saptananlarda, beslenme desteğinin bir kısmının küçük volümde daha fazla enerji, protein ve mikrogıda içeren bir enteral ürün ile karşılanmasının, beslenme durumu üzerine etkilerini belirlemek, 3. Bu hastaların izleminde antropometrik ve biyokimyasal ölçümlerin etkinliğini belirlemek, amacıyla prospektif olarak düzenlenmiştir. Çalışmada EÜTF Pediatrik Gastroenteroloji ve Beslenme BD'da izlenmekte olan 60 kronik karaciğer hastası (28 kız, 32 erkek, yaş dağılımı: 3-16 yaş, otr: 11 yıl) nütrisyonel değerlendirilmeye alınmıştır. Hastaların beslenme durumu; antropometrik ölçümler (ağırlık, boy, TDK, OKÇ, OKKÇ, OKKA, VKİ) alınarak Waterlow kriterleri (YGB, BGA) ile yorumlanmıştır. Çalışma grubumuzda 40 hastada (%66) malnütrisyon saptanmıştır. Bunların 28'i kronik malnütrisyon (%70, tüm grupta % 46), 12'si akut malnütrisyon (%30, tüm grupta %20) tablosunda bulunmuştur. Karaciğer hastalığının derecesi Child Pugh skorlamasına göre değerlendirildiğinde kronik malnütrisyonlu grupta, 18 hasta Child A, 7 hasta Child B, 3 hasta Child C grubundan, akut malnütrisyonlu grupta hastaların tümünün Child A grubundan olduğu belirlenmiştir. Malnütrisyonlu ancak dekompanze hastalar çalışma dışında bırakılarak yaş, cinsiyet, eğitim, aktivite, sosyoekonomik durum, hastalık süresi, besin tüketimleri yönünden benzer özellikte iki grup oluşturulmuştur. Üç günlük besin tüketimlerinin RDA 1989 limitlerine göre değerlendirilmesi sonrasında bir grup hastanın beslenme desteğinde enerji gereksiniminin %35'ini karşılayacak enteral bir üründen yararlanılırken, diğer grubun beslenmesi tamamen doğal ürünler ile düzenlenmiştir. Enteral ürün verilen 14 hasta (6 kız, 8 erkek, yaş dağ:3-16 yaş, ort:10.3 yıl) ve doğal ürünlerle beslenen 13 hasta (9 79erkek, 4 kız, yaş dağ:3-14 yaş, ort: 9,1 yıl) bir yıl süreyle izlenip l.,2.,3.,4.,6 ve 12. aylarda antropometrik ölçümler, KCFT ve visseral protein düzeyleri değerlendirilmiştir. İzlemde beslenme desteğinin ve bu konuda aylık sıkı denetimin, enteral ürünün kullanıldığı ve tamamen doğal ürünler ile beslenen hasta gruplarının ikisinde de ağırlık %, boy % değerlerinde erken dönemden itibaren artışa neden olduğu, TDK % değerlerindeki artışın enteral ürün kullanan grupta diğer gruba göre daha erken başladığı ve daha üstün olduğu belirlenmiştir. Somatik protein kütlesini yansıtan OKÇ %, OKKÇ % ve OKKA % değerlerinin enteral ürün kullanılan grupta ilk aylardan itibaren arttığı, kontrol grubunda değişmediği saptanmıştır. Tüm izlem süresince her iki grubun visseral protein düzeyleri ve KCFT anlamlı değişiklik göstermemiştir. Sonuç olarak, besin maddelerinin metabolizmasında özgün yeri olan karaciğerin kronik hastalıklarında malnütrisyon erken dönemden itibaren yerleşebilmektedir. Bölgemiz kronik karaciğer hastalıklı çocuklarda malnütrisyon %66 gibi yüksek bir oranda saptanmıştır. Çocukluk dinamik bir büyüme ve gelişmenin yaşandığı bir yaş grubudur. Kronik karaciğer hastalığında karaciğer hasarlanmasının progresif olarak devam etmesi nedeniyle dengeli ve yeterli bir beslenme programı uygulanmadığı taktirde hastaların beslenme durumları ve büyümeleri giderek kötüleşecektir. Çalışmada, iki grup malnütrisyonlu kronik karaciğer hastası içerisinde, enerji gereksiniminin %35'inin enteral ürün ile karşılandığı grupta antropometrik ölçüm ortalamaları ve persantil kazanımlannm tamanen doğal ürünlerle beslenen gruba göre daha erken başladığı saptanmıştır. İki grupta yaş, cinsiyet, sosyoekonomik durum, hastalık süresi ve başlangıç beslenme durumlarının özdeş olması nedeniyle, antropometrik ölçümlerde saptanan bu farklılık, iştahsızlığın belirgin olduğu bu hastalarda enerji ve proteini daha küçük volümde ve daha fazla miktarda sunan enteral ürün kullanımına bağlı olabilir. Beslenme desteği, karaciğer hastalığının laboratuvar kriterlerinde belirgin değişiklik yapmazken, büyümenin devamlılığı ve vücut kompozisyonlarının dengelenmesinde etkili bulunmuştur. Nütrisyon tedavisi, günümüzün radikal tedavi yöntemi karaciğer transplantasyonu öncesi yaşam kalitesi ve büyümeyi olumlu etkilerken transplantasyon başarısına da katkıda bulunacaktır. 80
Açıklama
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler
Gastroenteroloji, Gastroenterology, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases, Bebek beslenme bozuklukları, Infant nutrition disorders, Beslenme bozuklukları, Nutrition disorders, Karaciğer hastalıkları, Liver diseases, Protein enerji malnütrisyonu, Protein-energy malnutrition