Robot yardımlı laparoskopik total histerektomi ve multiport laparoskopik total histerektomi operasyonlarının postoperatif dönemlerinin karşılaştırılması
Yükleniyor...
Tarih
2014
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Bu araştırmada robot yardımlı laparoskopik total histerektomi ve multiport total laparoskopik histerektomi operasyonlarının postoperatif dönemleri karşılaştırılarak avantaj ve dezavantajlarının değerlendirilmesi amaçlandı. NSAİİ veya opioidlere karşı hipersensitivitesi olduğu bilinen veya kullanımının kontrendike olduğu hastalar, astım, ileri derecede karaciğer ve böbrek hastalığı, kanama bozukluğu olanlar, peptik ülser, kronik dispepsi ve gasrointestinal kanama, konvülzyon, kronik ağrı öyküsü olan hastalar ve son 24 saat içerisinde analjezik kullanımı olan hastalar çalışma kapsamı dışında bırakıldı. Cerrahi ekip tarafından multiport (Grup I) laparoskopik total histerektomi yapılan hastalar veya robot yardımlı (Grup II) laparoskopik total histerektomi yapılan hastalar postoperatif tarafımızdan değerlendirildi. Operasyondan bir gün önce tüm hastalar hasta kontrollü analjezi (HKA, Abbott Pain Manager, Chicago, IL) kullanımı ve VAS (Vizuel Analog Skala; 0 = ağrı yok ve 10 = en şiddetli ağrı) ve VRS (Verbal Rating Skala 0= hiç ağrı yok, 5=dayanılmayacak kadar şiddetli ağrı) hakkında bilgilendirildi. Operasyondan bir gece önce oral 5 mg diazepam ve operasyon sabahı 18 gauge (G) kanül ile intravenöz damar yolu açılarak 10 mg metoklopramid ve 50 mg ranitidin ile premedikasyon uygulandı. Operasyon salonunda radial arter kanülasyonu ile invaziv kan basıncı, elektrokardiyogram ile kalp atım hızları, puls oksimetre ile periferik arteriyal oksijen satürasyonları (Datex-Ohmeda AS/3 Helsinki, Finland) monitorize edildi. Her iki grup hastaya da aynı anestezi yöntemi uygulandı. Anestezi indüksiyonunda 2 mg /kg propofol, 2 µg/ kg fentanil ve 0,6 mg / kg rokuronyum, anestezi idamesinde % 3-6 desfluran ve %50 O2/hava kullanıldı. Peroperatif 0,5-1 µg / kg /dk remifentanil infüzyonu uygulanan hastaların operasyon sonrası derlenme skorları Aldrete derlenme skoru ile değerlendirile ve ≥9 olanlar postoperatif bakım odasına alındı. Operasyon sonunda bütün hastalara postoperatif analjezi için HKA- morfin başlandı (yükleme dozu: 0,05 mg/ kg, bolus doz: 0,02 mg/ kg, 15 dk kilit süresi). Postoperatif dönemde VAS skoru ≥ 4 olan hastalara ek olarak intramuskuler diklofenak sodyum yapıldı. Hastaların ağrı ve sedasyon skorları 1, 2, 4, 6, 12, 24. saatlerde değerlendirildi. Sedasyon skorları 3 puanlı skala (0=uyanık, 1=uykulu fakat sözlü uyaranlarla uyanıyor, 2=uykulu fakat sarsarak uyanabiliyor) ile, bulantı- kusma ise 5 puanlı (0=bulantı yok, 1=bulantı, 2=öğürme, 3=bir kez kusma, 4=birçok kez kusma) skala ile değerlendirildi. Bulantı-kusma skalası ≥2 olan veya bulantıyı tolere edemeyen olgulara i.v. 10 mg metoklopramid, dispepsi ve gastrik ağrı gibi gastrointestinal yan etkiler görülürse 40 mg famotidin verildi. Etik komite ve hastaların yazılı onayları alındıktan sonra başlanan bu çalışmada ASA I-II sınıfına dahil, robot yardımlı laparoskopik total histerektomi veya 4 port laparoskopik total histerektomi operasyonu yapılan 60 hastanın postoperatif dönemleri incelendi. Çalışma sonunda postoperatif dönemde ilk 24 saat hastaların ağrı skorları (VAS ve VRS), HKA morfin tüketimleri, hasta memnuniyeti (çok iyi, iyi, fena değil, kötü, çok kötü) sorgulandı, hastanede kalış süreleri, komplikasyonlar, yan etkiler (bulantı-kusma, sedasyon, kaşıntı, hipoventilasyon vb) kaydedildi. Postoperatif 3, 7. ve 15. günlerde ağrı skorları ve hasta memnuniyeti hastalar ile iletişim kurularak sorgulandı . İstatistiksel analizde, verilerin tanımlayıcı istatistiklerinde ortalama, standart sapma, min-mak, medyan, oran, frekans değerleri kullanıldı. Verilerin dağılımına Kolmogorov Simirnov test ile bakıldı. Niceliksel verilerin analizinde bağımsız örneklem t test ve Mann-Whitney U test kullanıldı. Niteliksel verilerin analizinde ki-kare test, ki-kare koşulları sağlanamadığında Fischer test kullanıldı. Analizlerde SPSS 21.0 programı kullanıldı. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bu çalışmada robot yardımlı laparoskopik total histerektomi operasyonu yapılan 30 hasta ve 4 port laparoskopik total histerektomi operasyonu yapılan 30 hasta olmak üzere toplam 60 hastanın postoperatif dönemleri incelendi. Grup I (4 port laparoskopik total histerektomi operasyonu yapılan hastalar) ve grup II (robot yardımlı laparoskopik total histerektomi operasyonu yapılan hastalar) hastaların yaşı, kilosu, boyları BMİ değeri, ASA dağılımında anlamlı (p> 0,05) farklılık görülmedi. Grup I ve grup II de 1,2,4,6,12.saat, 3,7,15. gün VAS değerleri anlamlı farklılık göstermemiştir (p> 0,05) . Grup I de 24.saat VAS değerleri skoru grup II den anlamlı olarak daha yüksekti (p < 0,05). Grup I ve grup II de 1,2,4,6,12.saat, 3,7,15.gün VRS değerleri anlamlı farklılık göstermemiştir (p >0,05) . Grup I de 24.saat VRS değerleri grup II den anlamlı olarak daha yüksekti (p < 0,05). Gruplar tüketilen morfin miktarları açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p > 0,05). Gruplar ölçüm zamanlarındaki DEL değerleri açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p > 0,05). Gruplar ölçüm zamanlarındaki DEM değerleri açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p > 0,05). Gruplar arasında 1,2,4,6,12,24. saat bulantı-kusma oranı ( bulantı-öğürme-bir kez kusmabirçok kez kusma) anlamlı (p > 0,05) farklılık göstermemiştir. Her iki grupta 3,7,15. gün bulantı-kusma görülmemiştir. Laparoskopik grupta 11 kişide bulantı,2 kişide kusma,1 kişide öğürme görülürken, robotik grupta ise 7 kişide bulantı, 5 kişide kusma, 1 kişide öğürme görülmüştür. Gruplar arasında 1,2,4,6,12,24. saat uyanık olma oranı açısından anlamlı farklılık görülmemiştir (p > 0,05). Laparoskopik grupta postoperatif ilk 12 saatte 16 hastanın sedasyon skoru 1 , 1 hastanın 0 , 13 hastanın ise 0 olarak gözlenmiştir.Robotik grupta ise postoperatif ilk 12 saatte 18 hastanın sedasyon skoru 1 , 3 hastanın 2, 9 hastanın da 0 olarak gözlenmiştir . Her iki grupta postoperatif komplikasyon görülmemiştir . Gruplar arasında yan etki oranı, anlamlı farklılık göstermemiştir (p > 0,05). Araştırmamızda yan etki olarak hiçbir hastada hipoventilasyon ve kaşıntı görülmezken, laparoskopik grupta 14 kişide, robotik grupta ise 13 kişide bulantı-kusma görülmüştür. Hasta memnuniyeti açısından grupları karşılaştırdığımızda laparoskopik grupta; 7 hastadan çok iyi, 20 hastadan iyi, 3 hastadan fena değil, robotik grupta ise; 4 hastadan çok iyi,22 hastadan iyi, 4 hastadan ise fena değil şeklinde geri bildirim alınmıştır. Yapılan çeşitli çalışmalarda robotik cerrahi ile yapılan jinekolojik operasyonlarda kan kaybı, transfüzyon oranı, postoperatif komplikasyon insidansı ve hastanede kalma süresinin laparoskopik cerrahi ile kıyaslandığında daha düşük olduğu bulunsada bizim çalışmamızda her iki yönteminde postoperatif dönem açısından birbirlerine üstünlükleri olmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle cerrahi prosedürün seçimi, anestezist ve kadın doğum hekimlerinin ortak görüşleriyle, hastanın mevcut klinik durumu değerlendirilerek şekillenmelidir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.B.D.