Farklı tekniklerle üretilmiş implant üstü dayanak ve kronların in-vitro olarak karşılaştırılması

Küçük Resim Yok

Tarih

2021

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/embargoedAccess

Özet

İmplant destekli protetik restorasyonlar günümüzde, özellikle tek diş eksikliklerinin tamamlanmasında sıklıkla başvurulan bir tedavi protokolü olarak öne çıkmaktadır. İmplant destekli protetik restorasyonların uzun dönem klinik başarısı, doğru endikasyon ve cerrahi uygulamanın yanı sıra olguya uygun protetik planlama ile doğrudan ilişkilidir. Doğru protetik planlama kapsamında üst yapıyı oluşturacak komponentlerin özelliklerinin de dikkatle seçilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda dayanağın ve üst yapı tasarımının seçimi oldukça önem taşımaktadır. Dayanak seçimi yapılırken dayanak materyali ve üretim tekniği göz önüne alındığında restorasyonun uzun dönem başarısı artmaktadır. Görülen komplikasyonlar, doğru dayanak seçimi ve üst yapı tasarımı ile en aza indirgenebilmektedir. Son yıllarda dayanak ve üstyapı kronun tek parça olarak üretilip implanta vidalandığı modifiye hibrit restorasyonlar “hibrit-dayanak-kronlar” şeklinde anılmaktadır. Siman tutuculu ve vida tutuculu implant destekli restorasyonların avantajlarını buluşturan bu tasarımın, restorasyonların uzun dönem klinik başarısını olumlu yönde etkilediği ifade edilmektedir. Fakat söz konusu tasarım hakkında literatürde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmada farklı materyallerle ve farklı tekniklerle üretilen implant destekli tek kron restorasyonların kırılma dayanımları ve vida gevşeme miktarları incelenmektedir. Bu amaçla toplam 40 adet implant 4 gruba ayrılmıştır. Birinci gruptaki restorasyonlar fabrikasyon titanyum dayanaklar üzerine titanyum altyapılı porselen kronların simante edilip implantlara vidalanmasıyla hazırlanan fabrikasyon titanyum dayanaklı simante-vidalı kronlardan oluşmaktadır. İkinci gruptaki restorasyonlar fabrikasyon zirkonya dayanaklar üzerine zirkonya altyapılı porselen kronların simante edilip vidalanmasıyla hazırlanan fabrikasyon zirkonya dayanaklı simante-vidalı kronlardan meydana gelmektedir. Üçüncü grup, CAD/CAM yöntemiyle bireysel olarak üretilen titanyum temsili dayanaklar üzerine veneer porseleninin direkt olarak işlenmesiyle elde edilen monoblok titanyum hibrit-dayanakkronlardır. Dördüncü ve son grup ise CAD/CAM yöntemiyle bireysel olarak üretilen zirkonya temsili dayanaklar üzerine veneer porseleninin direkt olarak işlenerek Tibase’ler ile bağlanması yoluyla elde edilen monoblok zirkonya hibrit-dayanakkronlardan oluşmaktadır. Farklı teknik ve materyallerle üretilen bu restorasyonların, termal siklus işlemini takiben önce çözülme torku değerleri hesaplanarak vida gevşeme oranları belirlenmiş, ardından da kırılma dayanımları ölçülmüş ve kırık modları incelenmiştir. Dayanak materyali ve vida gevşemesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Vida gevşeme oranları titanyum hibritdayanak- kronlar, zirkonya simante-vidalı kronlar, zirkonya hibrit-dayanak-kronlar ve titanyum simante-vidalı kronlar için sırasıyla %20,09±6,49; %15,23±6,07; %11,63±7,48 ve %9,59±8,84 olarak hesaplanmıştır. Dayanağın üretim tekniği ve üstyapı tasarımının zirkonya dayanaklar için vida gevşeme miktarını etkileyen bir faktör olmadığı belirlenmiştir. Vida gevşemesinin en fazla olduğu grup titanyum hibrit-dayanak-kron grubu, en az olduğu grup ise titanyum simante-vidalı kron grubu olarak belirlenmiştir. Yalnızca bu iki grubun vida gevşeme değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. İmplant destekli tek kron örneklerin üretiminde kullanılan dayanak materyalinin, üretim tekniğinin ve üstyapı tasarımının; örneklerin kırılma dayanımlarını etkilediği gözlemlenmiştir. Hibrit-dayanak-kronların kırılma dayanımının, konvansiyonel simante-vidalı kronlara göre daha yüksek olduğu görülmüş; sistemin iki parça yerine tek parça halinde üretilmesinin kırılma dayanımını arttırdığı gözlemlenmiştir. Hem hibrit-dayanak-kron, hem de simante-vidalı kron gruplarında titanyumdan üretilen dayanakların kırılma dayanımlarının zirkonyaya göre anlamlı şekilde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. En yüksek kırılma dayanımına sahip grup 385,84±27,68 N ile CAD/CAM tekniği ile üretilen titanyum hibritdayanak- kron grubudur. Bu grubu sırası ile 313,18±39,97 N ile CAD/CAM tekniği ile üretilen zirkonya hibrit-dayanak-kron grubu; 272,69±35,03 N ile titanyum simantevidalı kron grubu ve 156,71±19,83 N ile zirkonya simante-vidalı kron grubu takip etmektedir. Grupların ortalama kırılma dayanımları arasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
Implant-supported prosthetic restorations stand out as a frequently used treatment protocol contemporarily, especially for the single missing tooth. The long-term clinical success of implant-supported prosthetic restoration is directly related to the right indication and surgical application, as well as the suitable prosthetic planning for the case. Within the scope of right prosthetic planning, the properties of the superstructural components should also be carefully selected. Accordingly, the selection of the abutment and superstructure design is crucial. The long-term success of the restoration increases when the abutment material and manifacture technique are taken into consideration. The complications seen can be minimized by choosing the proper abutment and superstructure design. Of the late years, modified hybrid restorations in which the abutment and superstructure crowns are manifactured as one piece and screwed to the implant are referred to as “hybrid-abutment-crowns”. It is stated that this design, which combines the advantages of cement-retained and screw-retained implant-supported restorations, positively affects the long-term clinical success of the restorations. However, there is lack of information in the literature about the design in question. In this study, the fracture strength and screw loosening rate of implantsupported single crown restorations manifactured with different materials and different techniques are evaluated. For this purpose, a total of 40 implants are divided into 4 groups. Restorations in the first group consist of prefabricated titanium abutment supported screwmentable crowns prepared by cementing titanium-based-porcelain crowns on prefabricated titanium abutments and screwing the cemented crowns to the implants. Restorations in the second group consist of prefabricated zirconia abutments supported screwmentable crowns prepared by cementing zirconia-based-porcelain crowns on prefabricated zirconia abutments and screwing the cemented crowns to the implants. The third group is monoblock titanium hybrid-abutment-crowns produced by the veneer porcelain baked directly on titanium representative abutments manifactured individually by CAD/CAM. The fourth and last gruop consist of monoblock zirconia hybrid-abutment-crowns produced by the veneer porcelain baked directly on zirconia representative abutments manifactured individually by CAD/CAM and bonded to Ti-bases. Following the thermocycle process, screw loosening ratios of the abutment screws of the restorations produced with different techiques and materials were first determined by measuring the removal torque values (RTV), afterwards the fracture strength of the restorations were measured and failure modes were examined. No statistically significant relationship was found between the abutment material and screw loosening. Screw loosening rates were %20,09±6,49; %15,23±6,07; %11,63±7,48 and %9,59±8,84 for titanium hybrid-abutment-crowns, zirconia screwmentable crowns, zirconia hybrid-abutment-crowns and titanium screwmentable crowns respectively. It has been determined that the manifacture technique and superstructure design of the abutment is not a factor affecting the screw loosening for zirconia abutments. The group with the highest screw loosening ratio was determined as the titanium hybrid-abutment-crown group and the group with the lowest was the titanium screwmentable crown group. Only the difference between the screw loosening values of these two groups was found statistically significant. It has been observed that; abutment material, manifacture technique and superstructural design affect the fracture strength of the restorations. The fracture strength of hybridabutment- crowns were determined higher than conventional screwmentable crowns and found that the manifacturing of the system in one piece instead of two pieces increases the fracture strength. It has been determined that the fracture strength of the abutments manifactured from titanium in both the hybrid-abutment-crown and screwmentable crown groups were significantly higher than zirconia. The group with the highest fracture strength is the titanium hybrid-abutment-crown group with 385,84±27,68 N. This group is followed by 313,18±39,97 N; 272,69±35,03 N and 156,71±19,83 N for the zirconia hybrid-abutment-crown group, titanium screwmentable crown group and zirconia screwmentable crown group respectively. The differences between the mean fracture strength of the groups were found to be statistically significant.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Dayanak, Dental İmplant, Hibrit-Dayanak-Kron, Vida Gevşemesi, Kırılma Dayanımı, Abutment, Dental Implant, Hybrid-Abutment-Crown, Screw Loosening, Fracture Strength

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye