Sezaryenlerde kombine spinal-epidural anestezide iki farklı düşük doz levobupivakainin karşılaştırılması

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2010

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Kombine Spinal-Epidural anestezi rejyonel anestezide göreceli olarak yeni bir yaklaşımdır. Subaraknoid ve epidural aralığa lokal anestezik, opioid ve lokal anestezik-opioid kombinasyonlarının uygulanmasıyla meydana getirilen bir epidural subaraknoid blok şeklidir (4,5). Kombine Spinal-Epidural anestezide spinal ve epidural anestezinin avantajları korunurken dezavantajlarının bir kısmı azaltılabilir. Kombine Spinal-Epidural anestezi spinal bloğun sağladığı hızlı başlangıç, etkinlik ve minimal toksik etki ile epidural anestezinin sağladığı anestezi süresinin uzatılabilmesinin birlikte kullanılmasına olanak sağlar (4, 6-11). Levobupivakain aminoasit sınıfı lokal anesteziklerin bir üyesidir. Levobupivakain eşdeğer dozlarının iv infüzyonundan sonra, ortalama klirensi, dağılım hacmi ve terminal yarı ömrü diğer aminoasit sınıfı lokal anesteziklere benzerdir. Çalışmamızda kombine spinal epidural anestezi yöntemi uygulanan sezaryenlerde iki farklı düşük doz intratekal levobupivakainin; motor-duysal blok, maternal hemodinamik stabilite ve postoperatif derlenme üzerine etkilerinin karşılaştırılmasını amaçladık. Çalışmamıza, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastenesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvuran, 18-40 yaş arası, ASA I-II, termde, elektif sezaryene girecek 40 hasta, hasta onayı ve etik kurul izni alındıktan sonra dahil edildi. BMI>30 olan obez hastalar, kullanılacak ilaçlara karşı önceden allerji hikayesi, nöromusküler hastalığı, santral sinir sistemi patolojisi, solunum sistemi hastalığı, çoğul gebeliği, miad olmayan gebeliği ve hematolojik problemleri olan hastalar çalışmaya dahil edilmezlerken; yan etki gelişen ya da çalışmaya katılmak istemeyen hastalar araştırmadan çıkarıldılar. KSEA uygulanan; Grup 1 hastalara (n= 20) 7.5 mg. %0.5 plain levobupivakain + 0.2 mg. morfin, Grup 2 hastalara ise (n= 20) ise 5 mg. %0.5 plain levobupivakain + 0.2 mg. morfin intratekal olarak uygulandı. Motor ve duyusal blok, oluşma ve gerileme zamanları karşılaştırıldığında; Bromage 3 oluşma zamanı ile duyusal bloğun T4 düzeyine ulaşma zamanı açısından gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı(p>0.05). Duyusal bloğun 2 segment gerilemesi, duyusal bloğun T10 düzeyine gerilemesi ve motor blok kalkma zamanları ise, Grup 2 hastalarda, istatistiksel açıdan anlamlı olmak üzere, daha kısa saptandı (p<0.05) Yan etkiler açısından gruplar incelendiğinde Grup 1’de %60 ve Grup 2’de %50 hastada yan etki görülmedi. Hipotansiyon, bulantı ve kusmanın birlikte görüldüğü hasta oranları, Grup 1 için %30, Grup 2 için ise %35 olarak tespit edildi. Yalnızca hipotansiyon grup 1’de hastaların %10’nunda, grup 2’deyse hastaların %15’inde gözlendi. Grup 1’de cerrahi sırasında %30 hastada epidural yolla ek anestezik ihtiyacı olurken, Grup 2’de bu oran %45 olarak gözlendi. Sonuçta, sezaryen operasyonlarında, düşük ve çok düşük doz levobupivakain ve 0.2 mg. morfin kombinasyonu ile spinal anestezi uygulaması arasında anestezi oluşma parametreleri ve yeterli anestezi oluşma sürelerinde fark saptanmazken, çok düşük doz uygulaması ile anestezi derlenme sürelerinde anlamlı iyileşme saptadık. Bununda, Parpaglioni ve ark.’nın (107) belirttiği gibi; hastaların şikayet ettikleri, kendilerini rahatsız hissettikleri ve çoğu zaman dayanılmaz olarak tarifledikleri ‘ayaklarını hissedememe’ duygusunun daha kısa sürmesini sağlayacağını ve hasta konforunu arttıracağını düşünmekteyiz. Çalışmamızda her iki gruptada anestezi başlangıç sürelerinin, ulaşılan blok seviyelerinin benzer olmasına rağmen, 5 mg. levobupivakain grubunda anestezi seviyesinin daha çabuk gerilediğini, oluşan motor blok düzeylerinin bromage skoruyla değerlendirilmesinde daha düşük skorların oluştuğunu gördük ve dolayısıyla daha düşük yan etki riskiyle karşı karşıya kalan hastaların aynı zamanda postoperatif dönemde daha kısa sürede mobilize olabilecekleri sonucuna vardık. Ancak her iki dozda da yüksek oranda epidural ek doz uygulaması ihtiyacının olması, sezaryen operasyonlarında düşük doz lokal anestezi kullanılması planlanan hastalarda, KSEA’nin, tercih edilmesi gereken yöntem olduğunu göstermektedir. Ayrıca çalışmamızdan elde ettiğimiz veriler doğrultusunda, intratekal düşük doz levobupivakain ile uygulanan sezaryen olgularında, lokal anesteziğin beraberinde kullanılacak olan opioidin seçimi konusunda karşılaştırmalı çalışmaların yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye