Otoimmun tiroid hastalıklarının sosyodemografik ve klinikopatolojik özellikleri ile spot idrar iyot düzeyi ilişkisi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2017
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Autoimmune thyroid diseases, hashimoto thyroiditis, urine iodine.;Giriş ve Amaç: Tüm otoimmün hastalıkların en yaygınlanndan biri olan Hashimoto tiroiditi (HT), etiyolojisinde genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı otoantikorlann üretimi ile seyreden multifaktöryel bir hastalıktır. İyot yeterli bölgelerde hipotiroidinin en sık nedenidir. İyot tiroid hormonlannın sentezi için mutlak gerekli bir bileşendir. İyot alımının yeterliliğinin en güvenilir göstergesi idrar iyot düzeyi ölçümleridir. Genellikle yüksek iyot alımı sonrası yüksek idrar iyot atılımı otoimmun tiroid hastalıkları ile ilişkili bulunmuş, iyot fazlalığının otoimmuniteyi tetiklediği düşünülmüştür. Biz de çalışmamızda HT sıklığındaki artışta iyot yüksekliğinin etkisini araştırmak istedik. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Haziran 2016-Eylül 2017 arasında İzmir bölgesindeki 103 hasta ile yapılan kesitsel çalışmadır. 18-75 yaş arası tedavi başlanmamış 64 yeni tanı hashimoto tiroiditi hastası ve 39 sağlıklı gönüllü değerlendirildi. Tiroid fonksiyon testleri ve tiroid otoantikorları değerlendirildi. Katılımcılardan sabah saat 8.00-12.00 arası spot idrar örneği alınarak Sandell-Kolthoff yöntemiyle idrar iyot miktarı analiz edildi. Çalışma hastalarına tiroid USG yapılarak özellikler kaydedildi. Tüm sonuçlar çalışma verilerine kaydedilerek SPPS versiyon 22.0 paket programı ile analiz edildi. Bulgular: Çalışmada hasta grubunun yaş ortalaması 43,91 (46±15.89), kontrol grubunun yaş ortalaması 37,69 (34±12.29) saptandı. Hasta grubunda 50 kadın,14 erkek; kontrol grubunda 22 kadın,17 erkek mevcuttu. Hasta grubunda 47 hasta ötiroid HT (%73), 10 hasta hipotiroid HT(%16), 7 hasta hipertiroid HT(%11) idi. Hasta grubunda kontrol grubuna göre guatr ve nodül varlığı, TSH, anti-TPO ve anti-TG düzeyleri anlamlı yüksekken (p<0,05); ailede otoimmun tiroid hastalığı varlığı, fT3, fT4, spot idrar iyot düzeyi ve total tiroid volümü arasında farklılık bulunmadı (p>0,05). Hasta ve kontrol grubu üriner iyot konsantrasyonuna(ÜİK) göre karşılaştınldığında anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Hasta grubu, ötiroid, hipertiroid ve hipotiroid olarak grııplandırılarak ÜİK ile ilişkisine bakıldı önemli ilişki bulunmadı (p>0,05). Anti-TPO değeri 200 IIİ/m1 altında ve üstünde olarak sımflandırılarak ÜİK ile ilişkisine bakıldı, anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). ÜİK 100 mcg/L'nin altında ve üstünde olan bireyler cinsiyet, sigara öyküsü, aile öyküsü, nodül ve guatr varlığı; idrar iyot düzeyleri, fT3, fT4, anti-TPO, anti-TG ve tiroid volümü değerleri ile karşılaştınldığında farklılık önemsiz bulunurken (p>0.05), TSH değerleri ile karşılaştırldığında farklılık önemli bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Sonuç olarak çalışmamızda idrar iyot miktarları ile Hashimoto tiroiditi arasında bir ilişki saptanamadı. Ancak çalışmamızdaki olgularda hastaların beslenme durumunun ve ilave iyot kullanım durumlarının bilinmemesi, hastaların idrar iyot düzeylerinin tek idrar örneğinden ölçülmesi gibi sınırlılıklann yanısıra, hasta sayısının az olması çalışmamızın genellenebilirliğini sınırlamaktadır. Bu yüzden çalışmanın daha geniş hasta grubunda tekrarlayan ölçümlerle planlanmasının daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Bütün bu sınırlamalara rağmen çalışmamızın sonuçları ile Ege bölgesi'nde iyot eksikliğinin hala önemli bir sorun olarak devam ettiğini, hastalara hashimoto tiroiditinden korumak için gereksiz iyot kısıtlaması yapılmaması gerektiğini söyleyebiliriz.;Otoimmun tiroid hastalıkları, hashimoto tiroiditi, idrar iyot.
Açıklama
Araştırmacılar; Nevbahar Turgan, Ebru Sezer, Banu Pınar Şarer Yürekli, Ilgın Yıldırım Şimşir, Hadi Rouhrazi
Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2017
Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2017