Koroner arter bypass cerrahisi sonrası gelişe atriyal fibrilasyonu öngörmede serum resistin düzeyinin yeri
dc.contributor.advisor | Zoghi, Mehdi | |
dc.contributor.author | Güngör, Hasan | |
dc.date.accessioned | 2018-11-14T06:21:49Z | |
dc.date.available | 2018-11-14T06:21:49Z | |
dc.date.issued | 2010 | |
dc.department | Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi | en_US |
dc.description.abstract | Atriyal fibrilasyon (AF), sıklığı %25-40 arasında değişen ve koroner arter bypass cerrahisi (KABC) sonrası en sık görülen aritmidir. Daha önceki çalışmalarda AF’nin artmış mortalite, inme, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği insidansı, uzamış hastanede yatış ve hasta başına yapılan harcamalarda artış ile birlikte olduğu bildirilmiştir. İnflamasyonun KABC sonrası AF gelişiminde patofizyolojik belirleyici bir faktör olduğu çalışmalarla desteklenmiştir. Resistin son yıllarda keşfedilen, yağ dokusundan salgılanan ve sisteinden zengin protein ailesine mensup yeni bir hormondur. Beyaz yağ dokusundan salgılansa da vücudun başka dokularında da bulunmaktadır. Son dönemlerde inflamasyonla ilişkili hastalıklarda rol oynadığı ve serum CRP düzeyi ile korelasyonu gösterilmiştir. Bu çalışmada inflamatuvar bir belirteç olarak KABC sonrası AF gelişimini öngörmede rol oynayabilecek cerrahi öncesi ve sonrası erken dönemdeki serum resistin düzeyi incelenmiştir. Yöntem: Eylül-Kasım 2009 tarihleri arasında hastanemizde KABC yapılan 40 tane ardışık hasta (ortalama yaş 59,2+10,3 yıl, 31’i erkek) prospektif olarak takip edilip incelendi. Bazal klinik karakteristikleri, cerrahi öncesi almakta oldukları tedavileri, ekokardiyografik özellikleri, anjiyografik bulguları, intraoperatif ve postoperatif bulguları detaylı bir şekilde kaydedildi. Serum resistin düzey analizi için cerrahi girişimden önceki gün ve cerrahi sonrası 24. saatte kan örnekleri alınıp saklandı. Bulgular: İzlemde hastaların %25’inde (n=10, 2,2+1,1. günde, 1,2+0,4 epizod) AF gelişti. Sinüs ritmindeki hastaların yaş ortalaması 56,1+9,1 yıl olmasına karşın AF gelişen grupta yaş ortalaması 68,5+7,1 yıl idi (p<0,001). AF gelişen hastalar SR grubundaki hastalara oranla daha fazla NYHA sınıf II fonksiyonel kapasiteye (%90 kar ı %50, p=0,032) sahipti. Preoperatif glomerüler filtrasyon hızı (64,1+23,6 ml/dk karşı 85,3+26,7 ml/dk, p=0,03) ve preoperatif beta-bloker kullanımı (%40’a karşı %80, p=0,04) AF gelişen grupta daha azdı. Kardiyopulmoner bypass zamanı, pozitif inotrop etkili ilaç kullanımı, ekstübasyon zamanı, yoğun bakımda izlem süresi, postoperatif hastanede yatış süresi, hasta başına düşen harcama miktarı ve komplikasyon gelişme oranı AF gelişen grupta istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksekti. Preoperatif dönemde bakılan resistin düzeyi AF gelişen grupta (10,6+3,3 ng/ml’a karşı 9,1+4,5 ng/ml, p=0,33) daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı değildi. Postoperatif 24. saatte bakılan resistin düzeyi ise AF gelişen grupta anlamlı derecede (27,4+8,4 ng/ml’a karşı 17,9+9,1 ng/ml, p=0,012) yüksek bulundu (Tablo 10). Sonuç: Postoperatif erken dönemde serum resistin düzeyi yüksek olan olgular artmış AF gelişme riskine sahip olabilir. Bu dönemde inflamasyonu azaltmaya yönelik girişimler AF sıklığını azaltmada etkili olabilir. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/5133 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.subject | Atriyal fibrilasyon, koroner arter bypass cerrahisi, resistin, inflamasyon. | en_US |
dc.subject | Atrial fibrillation, coronary artery bypass graft surgery, resistin, inflammation. | en_US |
dc.subject | Kardiyoloji A.B.D. | en_US |
dc.title | Koroner arter bypass cerrahisi sonrası gelişe atriyal fibrilasyonu öngörmede serum resistin düzeyinin yeri | en_US |
dc.type | Specialist Thesis | en_US |