Oral liken planus tanılı hastalarda displazik ve malign değişimlerin saptanması amacıyla, biyopsi öncesinde toluidin mavisi uygulama yönteminin etkinliği
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2009
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
OLP görülme prevansı psoriazis ile benzer oranlar taşıyan, immun aracılı patogeneze sahip kronik inflamatuar bir hastalıktır (2). OLP ile ilgili yapılmış çok sayıda çalışma olmasına karşın halen OLP ve OLL’ların klinik ve histopatolojik tanısı ve ayırıcı tanısı ile ilgili tariflenmiş tanı kriterleri yoktur (2,4,6,7,10) . Oldukça sık görülen bu hastalıkla ilgili ulaşılabilen Türkçe literatürde yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Klasik bilgilerle uyumlu olarak hastalığın 5.-6. dekatlarda ve kadınlarda daha sık görüldüğü; en sık bukkal mukozada ve simetrik olarak yerleştiği tespit edilmiştir. OLP’un malign transformasyonu hakkındaki tartışmalar halen devam etmektedir. Eisenberg ve Krutchkoff (48) gibi, likenoid displazinin OLP kliniği gösteren ancak OLP’den farklı displastik lezyonlar olduğunu öne süren yazarlar olmasına karşın günümüzde bu görüş pek çok otör tarafından kabul görmemektedir (9). Sonuçta, OLP veya OLL olarak adlandırılsın oral mukozada yer elen likenoid lezyonlardan malignite gelişebildiği bilinmektedir (4,10,46). Bizim çalışmamızda da hastaların %43.3’ünde displazi bulguları saptanmıştır. Hastaların %30’unda OLP ve displazi bulguları bir arada izlenmiştir. Bu durumda klasik OLP kliniği ve histopatolojik olarak likefaksiyon dejenerans ve bant tarzında lenfosit infiltrasyonu olan ve atipi bulguları gösteren vakaların OLP’de malign transformasyonun erken döneminde olduğu kabul edilmiştir. Klasik OLP lezyonlarına sahip hasta grubumuzda displazi oranının literatürden daha fazla olması, hastanemizin üçüncü basamak sağlık hizmeti vermesi ve seçilmiş hastaların gönderilmesine bağlanmıştır. Çalışmamızda hastalarımıza OLP’taki displastik değişikliklerin ve biyopsi yerinin saptanması amacıyla toluidin mavisiyle boyama uygulaması yapılmıştır. Toluidin mavisi ile boyanan tüm lezyonlarda displazi bulguları saptanmıştır. Uygulamanın sensitivitesi %46, spesifitesi %100, pozitif prediktif değeri %100, negatif prediktif değeri ise %70.8 olarak bulunmuştur. Spesifite değerinin yüksek bulunması, hatalı pozitif sonuç verebilecek ülseratif lezyonların değerlendirme dışı bırakılmasına bağlanmıştır. Toluidin mavisinin displazik lezyonlarda ve malign hücrelerde tutulmasının nedenleri nükleer materyalin yoğunluğunun artması, hücre kohezyonunun bozulması ve mitoz artışıdır. Çalışmamızda toluidin mavisiyle boyanma ve histopatolojik olarak mitoz varlığı arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Çalışmamız İngilizce ve Türkçe literatürde OLP lezyonlarında displazinin saptanması amacıyla toluidin mavisi boyama uygulamasının yapıldığı en geniş hasta grubuna sahip çalışmadır. Toluidin mavisiyle normal mukozaya göre koyu ancak literatürde tarif edilen koyu mavi renkten daha açık renk boyanan likenoid lezyonlar anlamlı kabul edilmiştir ve sonuçta histopatolojik olarak da displastik değişiklikler saptanmıştır. Toluidin mavisi boyama yöntemi diğer oral premalign ve malign lezyonların yanında likenoid lezyonlarda da uygulaması kolay, basit, ucuz ve hızlı bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Sonuçta; bu çalışma ile, aslında hiç de nadir görülmeyen ve malignite potansiyeli bulunan bu hastalığa dikkat çekilmekte ve klinisyenlerin toluidin mavisi uygulamasıyla, displastik değişikliklerin saptanmasındaki başarılarını arttırabileceği gösterilmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Dermatoloji A.B.D.