0-3 yaş grubu hışıltılı çocuklarda risk faktörlerinin belirlenmesi ve klinik izlemi

dc.contributor.advisorTanaç, Remziye
dc.contributor.authorYeniay, Betül Sözeri
dc.date.accessioned2024-08-19T19:49:31Z
dc.date.available2024-08-19T19:49:31Z
dc.date.issued2005
dc.departmentEge Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalıen_US
dc.descriptionBu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.en_US
dc.description.abstract7.ÖZET 0-3 YAŞ GRUBU HİŞSLTÎLÎ ÇOCUKLARDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE KLİNİK İZLEDİ 7.1.Giriş ve Amaç : Hışıltı, küçük hava yollarında daralmayı gösteren çoğunlukla ekspiratuar, nadiren inspiryumda da duyulan, genellikle ekspiryumda uzamanın da eşlik ettiği ve çıplak kulakla da işitilebilen ince ıslığa benzer müzikal bir sestir. Havanın obstruktif hava yollarında yaptığı türbulans ve hava yolları çeperlerinin oluşturduğu titreşime bağlı olarak gelişir. Genellikle alt solunum yolunda oluşan inflamasyon, bronkospazm ve mukozal ödemin hava yollarını daraltması ile ortaya çıkar. Bu şekilde oluşan hışıltı, hastalarda tek bir atak şeklinde başlayıp bitebilir. Uzun süreli olabilir veya yineleyen ataklar şeklinde gelişebilir. Bu nedenle hışıltılı çocuk tanımlanırken, hışıltının dört haftadan daha uzun sürmesi, persistan hışıltı; üç veya daha fazla atak şeklinde gelişmesi ise, yineleyen hışıltı olarak tanımlanmaktadır. Yineleyen ve persistan hışıltı nedenleri içinde astım, reaktif hava yolu hastalığı, kistik fîbrozis, obliteratif bronşiolit, yabancı cisim aspirasyonian, immun yetmezlikler, primer silier diskinezi, bronkopulmoner displazi (BPD), aspirasyon sendromları, havayolu basısı, konjenital anomaliler ve enfeksiyonlar gibi pek çok neden yer almaktadır. Bu nedenle, ayrıntılı değerlendirme yapmak gerekmektedir. Hışıltı gerek etyoloji gerekse risk faktörleri açısından yineleyen alt solunum yolu enfeksiyonlarından ayrı olarak değerlendirilmelidir. Etyolojiye yönelik çalışmaların erken başlatılması, risk faktörlerinin iyi tanımlanması hastalığın prognozu açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada amacımız, 0-3 yaş arası hışıltı atağı ile başvuran hastalardaki risk faktörlerini ortaya koymak ve takipleri boyunca hastalığın seyrini izlemektir. 7.2.Hastatar ve Yöntem: Bu çalışmaya, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Ocak 2004- Ocak 2005 tarihleri arasında hışıltılı solunum atağı ile başvuran, 1 ay- 3 yaş arasındaki hastalar dahil edildi. İlk başvuruda tüm olguların yakınma öz ve soy geçmişine ait ayrıntılı anamnez alındı. Hastaların 62demografik özellikleri sorgulandı. Ayrıntılı fizik bakılan yapıldı. İlk defa hışıltılı solunum ile başvuran olgulardan, akut faz reaktanları, akciğer grafileri ve solunum virus paneli incelemeleri yapıldı. Üç ve üç' den fazla hışıltılı solunum atağı öyküsü olan hastalara ise, ayrıca risk faktörlerini belirlemek amacıyla immunglobulinler, total ve spesifik Ig E, gıda paneli, tüberkülin testi, ter testi, gastroözofageal reflü (GÖR) sintigrafisi, kan selenyum düzeyleri alındı. Bronşiolitis obliterans düşünülen olgulardan da, yüksek rezolüsyonlu toraks tomografisi (HRCT) çekildi. Ortalama bir yıl izlenen hastalar, üç aylık aralar ile poliklinik kontrollerine çağırıldı. Takipleri boyunca atak sıklığı ve kullanılan tedaviye yanıtlan izlendi. Elde edilen veriler SPSS programında analiz edildi, p <0.05 anlamlı olarak kabul edildi. 7.3.Buiguiar: Çalışmaya, 109 ( erkek / kız : 61/48) hasta alındı. Ortalama yaşları 17.6 ± 10.2 ay (2,5-36 ay) olarak bulundu. Hastalar ortalama 13.2 + 4.27 ay (7-21) izlendi. Tüm hastalarda ortalama atak sayısı 3,4 (1- 8 ) olarak belirlendi. Hastaların %78.1' inde viral panelde üreme saptanmazken, %21' inde parainfluenza tip3, %3.1'inde RSV, %3.1 sinde adenovirus üremesi gözlendi. Hastaların %53.2 'sinin immunglobuiin değerleri yaş gruplarına göre normal sınırlarda saptanırken,%14.2' sinde süt çocuğu geçici hipogammaglobulinemisi saptandı. Hastaların Ig E değerleri yaş gruplarına göre değerlendirildiğinde % 45,9'unda, atopi saptandı, dirildi. Olguların %40.6' sında bakılan GÖR sintigrafisinde reflü ile uyumlu olarak değerlendirildi. Çekilen akciğer grafilerinin %75.2'sinde kotlarda paralleşme ve hiperaerasyon saptandı. 14 olgu ilk başvuru esnasında bir süre yoğun bakım ünitesinde izlendi. 5 hasta mekanik ventilator ihtiyacı gösterdi. 3 'ten fazla hışıltılı solunum atağı geçiren olgulara çekilen HRCT sonucunda %51'inde patoloji saptanmazken, %40.8'inde bronşiolitis obliterans, %8.2'sinde ateîektazi saptandı. Izlem boyunca 45 hastada (%41.3) hiç atak tekrarı olmazken, 64 hastada ( % 58.7) bir ve birden fazia atak tekrarı görüldü. Sonuç olarak, hışıltılı çocuklar değişik fenotiplerle karşımıza çıkan, iyi tanımlanması gereken, prognozu konusunda daha çok çalışmalara gereksinim duyulan bir klinik tablodur (13). Hışıltılı çocukta, etyolojide görülen nedenlerin 63tanıya giderken oldukça detaylı bir şekilde değerlendirilmesi, tanısının konması için iyi bir ayırıcı tanının yapılması gereklidir. Dolayısıyla, hışıltılı çocuğun tedavisi de, altta yatan hastalığın saptanıp tedavi edilmesi ile mümkün olacaktır. 64en_US
dc.identifier.endpage76en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/88140
dc.identifier.yoktezid171359en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/closedAccessen_US
dc.subjectÇocuk Sağlığı ve Hastalıklarıen_US
dc.subjectChild Health and Diseasesen_US
dc.title0-3 yaş grubu hışıltılı çocuklarda risk faktörlerinin belirlenmesi ve klinik izlemien_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US

Dosyalar