PON192 polymorphism and LDL-oxidation as risk factors for coronary artery disease in young Turkish population

Küçük Resim Yok

Tarih

2009

Yazarlar

Sözmen, Eser Y.
Kayıkçıoğlu, Meral
Sezer, Ebru
İlanbey, Bilal
Akçay, Yasemin D.
Kültürsay, Hakan

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Amaç: Kardiyovasküler hastalık risk faktörü olarak paraoksonaz1 (PON1) polimorfizminin rolüyle ilgili çok sayıda çelişkili rapor bulunmaktadır. Koroner arter hastalığı ile PON1-55L ya da PON1-192R alelleri arasında ilişki olduğu öne sürülmüştür. Diğer yandan son yayınlarda farklı popülasyonların PON1 aktivitesi ve konsantrasyonları arasında büyük farklılıklar olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada PON192 polimorfizmine göre düşük-dansiteli-lipoprotein (LDL) oksidasyon belirteçleri ve PON1 aktivitelerinin (paraoksonaz ve aril esteraz) özellikle Türk popülasyonunda koroner arter hastalığı bulunan gençlerde bu hastalık açısından yararlı belirteçler olup olmadıklarının araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Koroner arter hastalığı olan 60 hasta (38.1±5.0 yaşında) ve 52 sağlıklı kontrol (32.5±6.1 yaşında) çalışmaya alındı. Tüm hastalarda PON192 polimorfizmi, paraoksonaz aktivitesi, serum oksidasyon düzeyi belirlendi. Bulgular: Koroner arter hastalarında total kolesterol, trigliserid, bazal-dien ve stimüle-LDL tiobarbitürik asidle reaksiyon veren yapıların (TBARS) düzeyleri kontrollere göre yüksek bulunurken PON1 ve arilesteraz aktivitelerinin düşük olduğu tespit edildi (p<0.001). Kontrol grubu içinde bakılan hiçbir parametrede polimorfizm açısından bir farklılık saptanmazken, RR polimorfizmlilerde stimüle LDL-TBARS düzeylerinin daha yüksek olduğu görüldü (RR için 5,27 ± 2,4 nmol/mg LDL protein, QR için 3,64 ± 1.28 nmol/mg LDL protein for QR ve QQ için 4,95 ± 2,8 nmol/mg LDLprotein). RR polimorfizmine hasta grubunda daha sık rastlanmakla birlikte istatistiksel anlamlılık saptanamadı. Sonuç: Bulgularımız RR polimorfizminin erken yaşlarda aterosklerozun belirlenebilmesi için yararlı bir gösterge olabileceğini düşündürmektedir.
Purpose: There are conflicting reports on paraoxonase1 (PON1) polymorphism as a risk factor for cardiovascular disease. It‘s been proposed that there is relationship between coronary artery disease and PON1-55L or PON1-192R alleles. Nevertheless recent publications showed major differences of PON1 activity and concentration in different populations. We aimed to study low-density-lipoprotein (LDL) oxidation and PON1 activities (paraoxonase/arylesterase) regarding to PON192 polymorphism, in order to determine if they might be useful markers especially for young patients with coronary artery disease in Turkish population. Methods: 60 patients (38.1±5.0 years) with coronary artery disease and 52 healthy control subjects (32.5±6.1 years) were taken into study. Paraoxonase192 polymorphism, paraoxonase activity and oxidation status of all patients were analyzed. Results: Total cholesterol, triglyceride, basal-LDL-diene and stimulatedLDL-TBARS levels were higher, paraoxonase and arylesterase activities were lower in patients with coronary artery disease compared to controls(p&lt;0.001). While there was no difference in any parameters within control group in regard to polymorphism, stimulated-LDL TBARS levels were higher in patients with RR polymorphism (5,27±2,4nmol/mg LDL protein for RR; 3,64±1.28nmol/mg LDL protein for QR and 4,95±2,8nmol/mg LDL protein for QQ). RR polymorphism was more common in patient group than controls but not statistically significant. Conclusion: Our data suggest that presence of RR polymorphism might be a predictive marker for determination of atherosclerosis in early ages.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Biyokimya ve Moleküler Biyoloji

Kaynak

Türk Biyokimya Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

34

Sayı

4

Künye