Normatif paradigma bağlamında soykırım yasağı normu oluşum süreci ve The New York Times haberlerinin analizi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2019

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Normların oluşum sürecine, toplumsal koşulların ve küresel aktörlerin yanı sıra, kitleler üzerinde önemli etkiye haiz olan medya da kamuoyu oluşturma işleviyle katılmaktadır. Medya, özellikle uluslararası ilişkilerin söz konusu olduğu durumlarda, devlet politikalarına toplumsal meşruiyet kazandırmaya yönelik algı oluşturmada aktörlerce vazgeçilemez bir güç olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda, normatif paradigma içinde filizlenen dünya vatandaşlığı tezinin gereği olarak uluslararası toplumu ve küresel barışı tehdit eden soykırım gibi suçları tanıma kavuşturmada ve hukuki yaptırımla desteklemede medya metinleri kamuoyu oluşturma aracı olarak kullanılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nın teknolojik silahlar eşliğinde gerçekleştirilen yıkıcı ve tarifi güç bir Nazi şiddetini resmetmesi ve Avrupalı Yahudi nüfusuna yönelik bu sistematik şiddeti tanımlamaya dair var olan boşluk, Polonyalı Hukukçu Raphael Lemkin’i yeni bir norm oluşumu yolunda çabaya sevketmiştir. Normun ihlaline hukuksal güvence sağlamaya yönelik çabalar sonucu oluşan küresel konsensüs ise, ancak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda imzalanan Soykırım Sözleşmesi ile nihai hedefine ulaşmıştır. Dolayısıyla, bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kavramsallaştırılan soykırım suçunun soykırım yasağı normuna dönüşmesi sürecinde medyanın rolünün olup olmadığı The New York Times gazetesinin 1939-1949 yılları arasında yapmış olduğu haberlere içerik analizi içerisinde yer alan çerçeveleme yöntemi uygulanarak ölçülmeye çalışılmıştır.

Media, which has a significant impact on the masses, has accompanied the formation process of the norms by the function of creating public opinion in addition to social conditions and global actors. Media is used by the actors as an indispensable force in the perception of providing social legitimacy to state policies, especially in the cases of international relations. In this context, media texts are used as a means of creating public opinion in recognition of crimes such as genocide, which threatens international community and global peace, and supporting with legal sanctions as a requirement of the world citizenship thesis that sprouted in the normative paradigm. The fact that the Second World War depicted a destructive and hard-todescribe Nazi violence with technological weapons and the existing gap in defining this systematic violence against the European Jewish population led Polish lawyer Raphael Lemkin to strive to create a new norm. The global consensus, which is the result of efforts to provide legal assurance against the violation of the norm, has only reached its final goal with the Genocide Convention signed at the United Nations General Assembly. Accordingly, in this study, it is tried to measure whether the media effect during the transformation of the genocide crime conceptualized after the Second World War into the genocide ban norm or not by applying the framing method included in the content analysis of the New York Times newspaper between the years 1939 and 1949.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Medya, Normatif Paradigma, Norm, Soykırım Yasağı Normu, Media, Normative Paradigm, Genocide Ban Norm

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye