Saltuk-Nâme: Tarihî, dinî ve efsanevî unsurlar

Küçük Resim Yok

Tarih

1983

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Destan araştırıcıları, Türk destanlarını İslamiyetten önce ve sonra olmak üzere iki kısma ayırırlar. Ancak, İslamiyetten önceki Türk destanlarına ait metinler günümüze kadar ulaşmamıştır. Bu sebeple araştırmalar daha çok İslami Türk destanları üzerine yoğunlaşmıştır. Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra ortaya çıkan ikinci döneme ait eserler, kuvvetli bir İslam kültürü tesirinde kalmıştır. Bu döneme ait destanlar, ortak bir kültür malzemesini işledikleri halde bunların bir kısmında dini bir kısmında ise cengaverlik özellikler ağır basmaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli, Otman Baba, Hacım Sultan Vilayetnameleri ve bu isimler altında karşımıza çıkan eserlerde dini özellikler ağırlık kazanmıştır. Bu eserlerin kahramanları bir alp, bir muharip değil kerametler gösteren bir velidir. Eba Müslim-name, Battal-name, Danişmend-name ve bu gibi eserlerin konusu ise savaştır. Bu eserlerin kahramanları, zaman zaman bir din adamı gibi ortaya çıkmalarına rağmen onlar daha çok bir cengaver bir alp özelliği taşımaktadır. Bu üç destan zincirinin bir başka halkası Saltuk-name'dir. Bu eserin yukarıda adları geçen her iki destan türünden de etkilenmesi sonucunda, bu eserin kahramanı Sarı Saltuk'un hem bir veli hem de cengaver bir tip olarak karşımıza çıkmasına neden oluyor. Yazarı Ebu'l-Hayr Rumi'nin ifadesinden bu eserin yaklaşık 1474-75 yıllarında te'lif edildiğini anlıyoruz. Saltuk-name'nin üç yazma nüshası içerisinde tam olanı 618 varak ile Topkapı Sarayı Hazine Kütüphanesi nüshasıdır. Bu nüsha M.1591-2 (H.1000) yıllarında kopya edilmiştir. Tarihi kaynaklar başka Saltuk-namelerin varlığından bahsediliyorsa da bunlar, bugün elimize geçmemiştir. Bu çalışmada destanın esasını teşkil eden tarihi, dini ve efsanevi unsurlar tahlil edilmiştir: kaynakların verdikleri bilgilere göre Sarı Saltuk, kuzey batı Anadolu'da Sinop civarında doğup büyümüş; H.662'de maiyeti ile beraber Sinop'tan Baba Dağı çevresine göç ederek orada bir zaviye kurmuştur. Onun gazilerden müteşekkil bir ordusu vardır. bu ordu Rumeli'de Hristiyanlarla savaştığı gibi Kırım'da da Ruslarla savaşmıştır. Onun doğum ve ölüm yılları kesin olmamakla beraber M.1225-1280-85 olduğu söylenebilir. Ancak, Saltuk-namedeki Sarı Saltuk'un hayatı, zaman ve mekan bakımından normal bir hayat süresini aşarak eğer tabir caizse bir milletin hayatına tekabül etmektedir. Başka bir deyişle bu eserde geçen tarihi olaylar, Türklerin Anadolu'ya ilk gelişlerinden başlayarak İstanbul'un fethi yıllarına kadar süren (M.1071-1453) uzun bir zamanı içine almaktadır. Sarı Saltuk da bu süre içerisindeki fetihlerin kahramanı olarak sahneye çıkıyor. Bu olayların tarihi tenkidini pek tabii olarak tarihçelere bırakıyoruz. Saltuk-name bu haliyle menkabevi bir tarihtir. Eser, Osmanlı imparatorluğunun yükselme devri başlarında halk arasından derlenmiştir. O yüzyıllarda halk arasında bu türden destanların anlatılması halkın içinde bulunduğu psikolojik durumu pek iyi bir şekilde anlatmaktadır. Henüz Türklük ve Müslümanlığın Rumeli'ye girmediği bir devirde Sarı Saltuk ve etrafındaki gazilerin Baba Dağına yerleşip oralarda gazalarda bulunması halkın muhayyilesinde büyük bir iz bırakmış olmalıdır ki bu gazilerin hatırası, bir Türk devletinin yıkılıp yerine başka bir Türk devletinin kurulmuş ve aradan üçyüz yıl geçmiş olmasına rağmen menkıbeleri halk arasında hala canlı kalmış bulunuyordu. O devirde Türklerin batıda Hristiyanlarla karşı karşıya gelmesi gaza ruhunun devamlı canlı tutulmasında müessir olmuştur. Gaza ruhu, ateşinin büyük bir kısmını İslamiyetten almıştır. "dini unsurlar" bölümünde de görüldüğü gibi Saltuk-namedeki "ayetler", "Hadisler", "Dini kıssalar" Sünni bir müslümanın uyması gereken kuralları vaz etmektedir. Ancak bu eserin yazarı geniş bir halk topluluğuna hitap etmek mecburiyetinde kaldığından bu kuralların arasına bir çok halk inanışlarını da katmıştır. Bilindiği gibi Ahmet Yesevi ve onun Baba Perende gibi halifeleri, henüz eski inanışlardan kurtulamamış Türkmen topluluklarına İslamiyeti basit kuralları ile öğretiyorlardı. Zaman zaman Baba Perende'den nakiller yapılan Saltuk-namede de aynı öğretici basit ifade kullanılmıştır. Saltuk-name'deki efsanevi unsurlara eski Türk kültürü ile İslam kültürünün birleşmesini temin eden bir çimento gözüyle bakabiliriz. Burada eski Türk dünyasının yarı hayvan yarı insan varlıkları "N"im Tenler" "Kıl Baraklar","kurt adamlar" İslam dünyasının kötü varlığı şeytanın yerini almıştır. Türkler İslamiyete girdikten sonra da bir müddet eski tasavvurlarını değiştirmediler. Bilhassa eski Türk dinindeki kötü yaratık "Ehrimen" (=erlik) İslami inançlar içerisinde de bir müddet daha yaşama imkanı buldu. Fakat asıl önemli husus Türklerin Milli ideale ait düşünce tasavvurlarının değişmemesidir. Cihangirlik timsali büyük kutsal ağaç ve "kızıl elma" İslami düşünce ile tezat teşkil etmediği gibi İslami inanışa da engel olmamaktadır. Ayrıca Saltuk-name'de şu menşeili uçan atlar, bir kuş şeklinde tasavvur edilen insan ruhu, kutsal mağara, kutsal ağaçlar, ok ve yayın taşıdığı sembolik mana, ağzından ateşler çıkaran süngü, beyaz bayrak, altın başlı tuğlar vb. gibi eski Türklerden miras kalmış bir çok unsur bulunmaktadır. Sonuç olarak Saltuk-name, Anadolu ve Rumeli'nin Türkleşmesi için gazalarda bulunan bir gazinin hatırası etrafında, İslamiyetten önceki ve sonraki Türk destan unsurları ile zenginleşerek meydana gelmiş bir Osmanlı/Türk destanıdır denilebilir.
The purpose of this thesis is to investigate the historical, religious and mythological elements of Islamic-Turkish legend, as reflected in Saltukname whic was written by Ebu’l-Hayr Rumi in1474-75 approximately. This version of Saltukname has been preserved in Topkapi Sarayi Hazine Kutuphanesi (Treasury Library of Topkapi Palace), Istanbul. Historical, religious and mythological elements of Islamic-Turkish legend are reflected in the legendary character of Sari Saltuk who is the main character of Saltukname. Therefore, Saltukname is about wars, adventures, and supernatural abilities of Sari Saltuk to further Islam in Anatolia and Balkans. According to the Saltukname, Sari Saltuk is an Islamic derwish and fighter against Christians who lived in North-Western part of Anatolia in about 13th century. Historical and religious ventures of Sari Saltuk reflect the philosophy, value, motivation, of and guidance for Anatolian Turks (Seljuks and Ottoman Turks) during the 13th century. Although Saltukname is considered an Islamic-Turkish legend, it is influenced to some degree by Samanic beliefs of the Turks. Many verses of Koran and some guideliness for a Hanefi muslim (Sari Saltuk) have been stressed. Sari Saltuk himself has been presented as an Islamic derwish who is donated with God-given supernatural powers or abilities. Such supernatural creatures as half-animal human beings (wolfmen, oxmen, lionmen, etc.), devils, holly trees, etc. have been mentioned in Saltukname. These supernatural creatures have been presented as assistants to or enemies of Sari Saltuk. As a result, Saltukname is a story of a fighter for Islam. Sari Saltuk’s fightings (to make Anatolia and Balkans as Turkish-Islamic lands) are exaggerated and/or associated with the elements of Turkish legends before and/or after Islam. We can say that Saltukname is a Seljuk-Ottoman Turkish legend.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Anahtar kelime mevcut olmadığı için bu alan boş bırakılmıştır.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye