Renal transplantasyon hastalarında hepatit C virusu nedenli karaciğer hastalığının şiddetini etkileyen faktörler

dc.contributor.advisorOk, Y. Ercan
dc.contributor.advisorTöz, Y. Hüseyin
dc.contributor.authorSeziş, Meltem
dc.date.accessioned2024-08-19T19:48:23Z
dc.date.available2024-08-19T19:48:23Z
dc.date.issued2001
dc.departmentEge Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalıen_US
dc.descriptionBu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.en_US
dc.description.abstractÖZET 1. Ege Üniversitesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde 1987- 2000 tarihleri arasında toplam 388 renal tranplantasyon gerçekleştirilmiştir. Buna ek olarak başka merkezde RT (renal transplantasyon) uygulanan 124 hasta kliniğimizde izlenmiştir. Halen 348 hasta aktif olarak poliklinik izleminde olup, bu hastalarda anti HCV sıklığı %40'dır (140 hasta). 2. RT hastalarında immun yanıtın bir göstergesi olan lenfosit subtipleri dağılımın, karaciğer hastalığının patogenez ve klinik seyrinin belirleyiciliğinin önemini araştırmak amacıyla biz HCV+RT, HCV-RT ve HCV+GE hastalarında lenfosit subtip dağılımını belirleyip bu değerleri kontrollerle karşılaştırdık. Ayrıca HCV+RT hastalarında HCV nedenli karaciğer hastalığının klinik ve histopatolojik sonuçlarını, histopatoloji ile ALT, viremi ve RT anındaki anti-HCV durumu arasındaki ilişkiyi araştırdık. 3. Biz çalışmamızda 4 grubu (HCV+RT, HCV-RT, HCV+GE ve kontrol grubu) inceleyerek bunlar arasındaki ortak değişkenlerden yaş, cinsiyet ve immünolojik açıdan lenfosit subtiplerini karşılaştırdık. Yaş açısından gruplara bakıldığında HCV+GE hastaları (55.4±13.1); HCV+RT (39±10), HCV-RT (32.3±8.47) ve kontrol grubundan (35.9±6.0) daha yaşlı hastalardan oluşmaktaydı. Cinsiyet açısından bakıldığında ise 4 grup arasında istatiksel bir fark bulunmadı. 4. HCV+RT olan toplam 54 kişi ortalama 66 ay boyunca izlenmiştir ve izlem süresince yapılmış olan KC biyopsilerine göre; 10 hastada karaciğer biyopsisi normal, 40 hastada kronik hepatit ve 4 hastada siroz mevcuttu. Bunların histolojik açıdan grade ortalamaları 4.2+3.0 ve stage ortalamaları 1.3+1.2 idi. HCV+GE hastaları ise toplam 10 kişi olup bunların tahmini hastalık süreleri ortalama 240 ay idi ve bunların karaciğer biyopsileri incelendiğinde tüm hastaların kronik hepatit oldukları ve siroz ya da normal histoloji göstermedikleri gözlendi. Bu grubun ortalama grade değerleri 6.4±1.5 ve stage değerleri 1.9±0.7 idi ve RT hasta grubundan daha şiddetli karaciğer patolojileri mevcut olup bunu da daha uzun süreli hastalığa sahip olmalarına bağladık. 815. RT hastalarındaki HCV nedenli karaciğer hastalığının patogenezini araştırmak için yaptığımız immünolojik inceleme sonucunda immunsupresyon etkisi ile; karaciğerde yetersiz CD3 sekestrasyonu, beklenildiği kadar aktif T hücre yanıtının olmaması ve CD4'de sayısal/fonksiyonel yetersizlik ve kompansatuar CD8 artışının HCV+RT hastalarında viral persistansa katkıda bulunan mekanizmalar olabileceği sonucuna vardık. Bu da göstermekteydi ki, RT hastalarında HCV nedenli karaciğer hastalığının seyrinin daha ağır olabileceğini düşündürmekte olup, klinik olarak kesin sonuç elde etmek için daha uzun süreli izleme gerek vardır. 6. HCV+RT hastalarındaki biyokimyasal bulgular ve histopatoloji arasındaki ilişkiyi değerlendirdiğimiz zaman; A paternine sahip hasta sayısı 8, B patemine sahip hasta sayısı 9, C paternine sahip hasta sayısı 30 ve D paternine sahip hasta sayısı 7 idi. Bu 4 grubun histolojik açıdan stage ve grade ortalamakarına baktığımızda A pateninden D paternine doğru gidildikçe stage ve grade skorlarının ortalamalarının istatiksel açıdan anlamlı şeklide arttığını gözledik. Aynı zamanda son ALT düzeyleri açısından bakıldığında D paternine sahip olan grubun diğer 3 gruba (A, B ve C paternindekiler) nazaran daha yüksek son ALT düzeylerinin olduğunu gördük. Bu sonuçlarda göstermekteydi ki; ciddi karaciğer histolojisine sahip olan hastalarda ALT sürekli yüksek ya da dalgalanan bir yükseklik göstermeye eğilimlidir. Normal ALT düzeyleri karaciğer hastalığı olmadığını göstermez. 7. HCV+RT hastalarından 43 tanesine kantitatif HCV RNA testi yapıldı. Kantitatif HCV RNA düzeyleri 850.000 lU/ml'in üzerindeki değerlere dilüsyon yapma imkanı zor olduğu için: < 850.000 ve >850.000 şeklinde sınıflandırıldı. Karaciğer hastalığının şiddeti (grade ve stage olarak) ile HCV RNA viral litrelerinin miktarı arasında bir ilişki bulamadık. 8. RT anındaki anti HCV durumuna göre klinik, biyokimyasal ve histolojik açıdan değerlendirildiğinde; Pre-tx HCV+RT (25 kişi) hastalarında klinik açıdan hiçbirinde akut hepatit ya da dekompanze karaciğer yetmezliği kliniği yoktu. Pre-tx HCV-RT (29 kişi) hasta grubu ki bunlar HCV enfeksiyonunu transplant anında yapılan peroperatuar kan transfüzyonları veya organ nakli ile kazanmış hasta grubu olup, transplant sonrası dönemde HCV pozitif hale gelmişlerdir. Bu grupta ise klinik açıdan 9 hastada akut hepatit ve 8 hastada 82dekompanze karaciğer yetmezliği gelişip immunsupresyon dozunun azaltılması neticesinde hasta kaybı olmamış ve klinik belirtiler gerilemiştir Histolojik aktiviteyi yansıtan grade değeri, post-tx HCV+RT hastalarında (5.48±3.17), pre-tx HCV+RT hastalarına (2.92±2.40) göre anlamlı olarak yüksek bulduk. Bunun yanısıra fibrozisi yansıtan stage değeri de post-tx HCV+RT hastalarında (1.76±1.21)t pre-tx HCV+RT hastalarına (0.84±1.07) göre yüksek bulduk. Tüm bu sonuçlar neticesinde, RT anında kazanılan HCV enfeksiyonunda klinik ve histopatolojik seyir daha ağır seyretmektedir. Bunun nedeni HCV enfeksiyonunun kazanıldığı andaki maksimum immunsupresyona bağlı olarak; HLA gen ekspresyonunda down-regülasyon, sitokin reseptörlerinde down-regülasyon, sitokin üretiminin baskılanması ve immünolojik tolerans viral klirensin sağlanamaması ve viral persistansa katkıda bulunabilir. 9. Bizim çalışmamızda, tüm grupları içeren (HCV+RT ve HCV-RT) 69 RT hastasında en az 1 kez akut rejeksiyon atağı gösteren hasta oranı %26'dır. HCV enfeksiyonu olan 54 hastada 14 akut rejeksiyon atağı (%26) saptanmıştır. HCV enfeksiyonu olmayan 15 hastada 4 akut rejeksiyon atağı (%26) bulduk ki bu şekilde, HCV+RT ve HCV-RT hastalar arasında akut rejeksiyon atağı sıklığı açısından farklılık gözlenmedi. HCV+RT hastalarındaki bu akut rejeksiyon ataklarının 3'ü pre-tx HCV+RT, 11'i post-tx HCV+RT hastalarında ortaya çıkmıştır. HCV enfeksiyonu olan hastalarda, HCV nedeni ile immunsupresyonda ağırlaşma olmaktadır. Fakat bu hastaların ciddi hepatit dönemlerinde (özellikle post-tx HCV+RT hastalarında daha fazla gözlendiği gibi) immunsupresyon kesiliyor, karaciğer hastalığından düzelme sırasında immunsupresyon başlatılmasındaki gecikme akut rejeksiyonun ortaya çıkması için zemin hazırlamaktadır. 333en_US
dc.identifier.endpage88en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/87478
dc.identifier.yoktezid111782en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/closedAccessen_US
dc.subjectNefrolojien_US
dc.subjectNephrologyen_US
dc.titleRenal transplantasyon hastalarında hepatit C virusu nedenli karaciğer hastalığının şiddetini etkileyen faktörleren_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US

Dosyalar