I-gel ve Laringeal Mask Airway-Supreme'in klinik performans yönünden karşılaştırılması: Prospektif çalışma

Küçük Resim Yok

Tarih

2021

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Amaç: Havayolu yönetimi anestezi pratiğinin temel konularından biridir. Supraglottik havayolu gereçleri (SGHG) ventilasyonun güvenli şekilde sağlanmasındaki farklı arayışlar sonucunda geliştirilmiştir. Klasik laringeal maske bu araçların prototipi olup, 1988 yılından itibaren anestezi uygulamalarında kullanılmaya başlanmıştır. Klasik laringeal maske ile %89 oranında başarılı havayolu kontrolü sağlandığı bildirilmiştir. Bununla birlikte birden fazla girişim sayısı, mide içeriği aspirasyon riski, pozitif basınçlı ventilasyon sırasında hava kaçağı gibi nedenler kullanımını sınırlandırmaktadır. İkinci jenerasyon SGHG bu sorunları gidermek için yeniden düzenlenmiştir. Çalışmamızda; genel anestezi altında ürolojik cerrahi girişim planlanan hastalarda, ikinci jenerasyon SGHG’lerden I-gel ve LMA-Supreme’in klinik performans ve postoperatif faringolaringeal komplikasyonlar açısından prospektif, randomize çalışma dizaynı şeklinde karşılaştırılmasını amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi etik kurul onayı (19-8.1T/53) ve hasta yazılı onamı alındıktan sonra, genel anestezi ile elektif ürolojik operasyon planlanan, 18-65 yaş arası, ASA skoru I-II olan, 120 hasta prospektif olarak çalışmamıza alındı. Hastalar randomize olarak I-gel (n=60) ve LMA-supreme (n=60) olarak iki gruba ayrıldı. İki grup; SGHG yerleştirme kolaylığı, yerleştirme süresi, ilk yerleştirmede başarı oranı, deneme sayısı, gastrik sonda yerleştirme kolaylığı, orofaringeal kaçak basıncı (OKB), intraoperatif komplikasyonlar (dil/ dudak/diş yaralanması, hıçkırık, desatürasyon (SpO2≤%92), regürjitasyon/aspirasyon, laringospazm, apne, laringeal maske üzerinde kan bulaşı) ve postoperatif komplikasyonlar (yutma güçlüğü, ses kısıklığı, boğaz ağrısı) açısından karşılaştırıldı. Bulgular: SGHG yerleştirme süresi I-gel grubunda anlamlı olarak daha kısa bulunmuştur (p<0,05). I-gel grubunda tüm ölçüm zamanlarında orofaringeal kaçak basıncı ‘mükemmel’ olan hasta sayısının daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,05). Gastrik sonda LMA-S grubunda I-gel grubuna göre anlamlı olarak daha kolay yerleştirilmiştir (p<0,05). Postoperatif 12. saat boğaz ağrısı ve ses kısıklığı LMA-S grubunda daha fazla görülmüştür (p<0,05). SGHG yerleştirme kolaylığı, ilk yerleştirmede başarı oranı, deneme sayısı ve intraoperatif komplikasyonlar açısından iki grup arasında fark bulunmamıştır. Tartışma ve Sonuç: LMA-S ve I-gel yerleştirme kolaylığı, ilk yerleştirmede başarı oranı, deneme sayısı ve intraoperatif komplikasyonlar açısından benzer özelliklere sahiptir. Ancak I-gel’de yerleştirme süresinin daha kısa, orofaringeal kaçağın ve postoperatif komplikasyonların daha az olması LMA-S’e göre tercih nedeni olabilir.
Aim: Airway management is one of the main subjects of anesthesia practice. Supraglottic airway devices (SAD) have been developed as a result of different searches for providing ventilation safely. The classical laryngeal mask is the prototype of these tools and has been used in anesthesia applications since 1988. It has been reported that 89% successful airway control was achieved with the classical laryngeal mask. However, reasons such as multiple attempts, risk of aspiration of gastric contents, air leakage during positive pressure ventilation limit its use. The second generation SAD has been redesigned to address these issues. In our study; we aimed to compare the second generation SAD I-gel and LMA-Supreme in patients scheduled for urological surgery under general anesthesia in terms of clinical performance and postoperative pharyngolaryngeal complications in a prospective, randomized study design. Materials and Methods: After hospital ethics committee approval (19-8.1T/53) and written informed consent from the patient, 120 patients aged 18-65 years, ASA score I-II, who were scheduled for elective urological surgery under general anesthesia, were included in our prospective study. The patients were randomly divided into two groups as I-gel (n=60) and LMA-supreme (n=60). Two groups were evaluated in terms of ease of SAD insertion, time of insertion, success rate at first insertion, number of attempts, ease of gastric tube insertion, oropharyngeal leak pressure, intraoperative complications (tongue/lip/tooth injury, hiccups, desaturation (SpO2≤ 92%), regurgitation/aspiration, laryngospasm, apnea, blood smear on the laryngeal mask) and postoperative complications (difficulty swallowing, hoarseness, sore throat). Results: SAD insertion time was significantly lower in the I-gel group (p<0.05). It was noted that the number of patients with ‘perfect’oropharyngeal leak pressure at all measurement times was higher in the I-gel group (p<0.05). Gastric tube placement was found to be significantly easier in the LMA-S group than in the I-gel group (p<0.05). Postoperative 12th hour sore throat and hoarseness were more common in the LMA-S group (p<0.05). There was no significant difference between the two groups in terms of ease of SAD insertion, success rate at first insertion, number of attempts and intraoperative complications. Conclusion: LMA-S and I-gel have similar features in terms of ease of insertion, success rate at first insertion, number of attempts and intraoperative complications. However, shorter insertion time, lower oropharyngeal leak and fewer postoperative complications may be preferred over LMA-S in I-gel.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Havayolu, Supraglottik Hava Yolu Gereci, I-gel, LMA-Supreme, Postoperatif Faringolaringeal Komplikasyonlar, Airway, Supraglottic Airway Device, I-gel, LMA-Supreme, Postoperative Pharyngolaryngeal Complications

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye