Alevi ocakları ile ilgili tespit edilebilen en eski tarihli belge: Ağuiçen ocağı şeceresi
Küçük Resim Yok
Tarih
2014
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Alevi inanç sistemi hakkında son yıllarda yapılan çalışmalarda, Alevi ocaklarına mensup dede ailelerinin şahsi arşivlerinde bulunan ve inanç sistemi içerisinde kutsal olarak kabul edilen emanetlerden şecere ve icazetnâme türü yazılı belgelerin, Alevi ocaklarının tarihi yapılanması ile ilgili önemli ipuçları taşıdıkları görülmüştür. Dolayısıyla, son yıllarda, Alevi ocaklarının tarihine ışık tutmaya yönelik araştırmalarda bu belgelere sıkça başvurulmaya başlanmış ve bu doğrultuda birtakım yeni bulgulara ulaşılmıştır. Bu bulgular, Alevi ocaklarının tarihi yapılanması ile ilgili daha önceki yıllarda ortaya atılan tezlerden farklı bir tablo ortaya koymuştur. Çalışmamıza yol göstericilik yapan sözünü ettiğimiz yeni bulgulardan hareketle hazırlanan bu makale, ilk evre Alevi ocakları arasında “Mürşid Ocağı” olarak kabul edilen Ağuiçen Ocağı’nın Diyarbakır koluna mensup dede ailesinden alınan h. 544/Zilkade (m. 1150/Mart) tarihli şecereyi konu edinmiştir. Söz konusu şecere, tanzim ediliş tarihi itibariyle şu ana kadar yayımlanan şecereler içerisinde, şimdilik, en eski belge olma özelliğini taşımaktadır. Şecerenin en dikkat çekici özelliği ise, daha önce yayımlanan “Ağuiçen”, “İmam Zeynel Abidin” ve “Dede Garkın” gibi mürşid ocaklarına ait şecerelerin nerdeyse tamamında görülen Ebu’l-Vefâ, Seyyid Ganim ya da Seyyid Hamis silsilesinden farklı bir soy ağacı sıralamasına sahip oluşudur. Makalemizde, öncelikle Diyarbakır yöresindeki Ağuiçen Ocağı’na mensup topluluklardan bahsedildikten sonra, şecerenin orijinal ve transkripsiyonlu metinleri üzerinden bazı tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
In the studies on Alevi belief system done in recent years it was seen that the written documents of shajara and ijaza genres -accepted as relics within belief system- from the private archives of dede families that are members of Alevi ocaks, carry important hints about historical structure of Alevi ocaks. Therefore, in recent years, this documents were started to be frequently used in the studies intended to shed light on the history of Alevi ocaks, and accordingly a set of new findings were reached. These findings revealed a different view from the theses on the historical structure of Alevi ocaks brought up in the past years. The subject of this paper, prepared with reference to the mentioned new findings which were guide to our study, is shajara dated Dhu’l-Qadah 544/March 1150 gotten from a dede family which is a member of the Ağuiçens’ Diyarbakır branch recognized as the mürşid ocak among the Alevi ocaks of the first stage. As of the date of issuing, this shajara, for now, has the feature of being the earliest document among shajaras published so far. The most remarkable characteristic that shajara has is a genealogy which differs from Ebu’l Vefa, Seyyid Ganim or Seyyid Khamis’s genealogies with whom almost all previously issued shajaras concerning mürşid ocaks such as “Ağuiçen”, “İmam Zeynel Abidin” and “Dede Garkın”, were affiliated. In our paper, after mentioning communities that are members of the ocak of Ağuiçen in Diyarbakır region, it will be brought certain determinations and evaluations on the original text and transcription of the shajara.
In the studies on Alevi belief system done in recent years it was seen that the written documents of shajara and ijaza genres -accepted as relics within belief system- from the private archives of dede families that are members of Alevi ocaks, carry important hints about historical structure of Alevi ocaks. Therefore, in recent years, this documents were started to be frequently used in the studies intended to shed light on the history of Alevi ocaks, and accordingly a set of new findings were reached. These findings revealed a different view from the theses on the historical structure of Alevi ocaks brought up in the past years. The subject of this paper, prepared with reference to the mentioned new findings which were guide to our study, is shajara dated Dhu’l-Qadah 544/March 1150 gotten from a dede family which is a member of the Ağuiçens’ Diyarbakır branch recognized as the mürşid ocak among the Alevi ocaks of the first stage. As of the date of issuing, this shajara, for now, has the feature of being the earliest document among shajaras published so far. The most remarkable characteristic that shajara has is a genealogy which differs from Ebu’l Vefa, Seyyid Ganim or Seyyid Khamis’s genealogies with whom almost all previously issued shajaras concerning mürşid ocaks such as “Ağuiçen”, “İmam Zeynel Abidin” and “Dede Garkın”, were affiliated. In our paper, after mentioning communities that are members of the ocak of Ağuiçen in Diyarbakır region, it will be brought certain determinations and evaluations on the original text and transcription of the shajara.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Antropoloji
Kaynak
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
0
Sayı
70