Türkiye'nin Glycyrrhiza L. türleri ile ilgili morfolojik ve taksonomik bir araştırma
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
1970
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
Bu araştırmada memleketimizin önemli drog bitkilerinden olan; kök ve rizomları, alkolsüz içki, bira, sigara, şekerleme, deri, cila, dokuma, mobilya, kanaviçe v.s. sanayi kolları ile kısmen tedavide kullanılan Glycyrrhiza tür ve varietelerinin memleketimizde tespiti, yayılış alanları, morfolojik, anatomik yapıları ve ekolojik ilişkileri incelendi. a- Türkiye'de bulunan Glycyrrhiza üyeleri: Antalya'da maki ve orman altı florası arasında Glycyrrhiza asymmetriea izlendi (S.:10). Doğu Akdeniz Bölgesinde Glycyrrhiza flavescens türünün yayılış alanları tespit edildi (S.:11). Trakya Bölgesinde yapılan botanik gezilerimizde Edirne, Uzunköprü yörelerinde Glycyrrhiza echinata bulunmuştur (S.:11). Güney-Doğu, Doğu Anadolu'da boş arazi, tarla ve nehir vadilerinde Glycyrrhiza glabra var.glabra izlenmiştir (S.:12,62 ve H.:3). Trakya hariç bütün Anadoluda Glycyrrhiza glabra var. Glandulifera tespit edildi (S.:12,13,14,61 ve H.:3). b- Glycyrrhiza üyelerinin tayini: Türkiye'nin önemli ova, nehir vadilerine yapılan botanik gezilerde toplanan örneklerden herbaryum ve alkol materyalleri hazırlanmış ve bunlar üzerinde laboratuvar çalışmaları yürütülmüştür. Çalışmalarda mevcut tayin anahtarları yeniden gözden geçirilmiş, bu bitkilerin tayininde daha belirgin hale sokmak amacıyla tespit edilen önemli anatomik ve morfolojiközellikleri göz önüne alınarak yeni bir tayin anahtarı düzenlenmiştir (S.:15,16). c- Anatomik ve morfolojik özellikler: Türkiye'de yayılış gösteren Glycyrrhiza tür ve varietelerin bütün organlarından anatomik kesitler alınmış, mikroskobik yapıları incelenerek, şekilleri çizilmiş ve açıklamaları yapılmıştır (S.:27,54). Genel olarak Glycyrrhiza türlerinde METCALFE ve CHALK (1955) tarafından bulunduğu bildirilen peltat tüyler anatomik incelemelerimizde G. echinata ile G. glabra'da görülmüştür. Diğer türlerde bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca bütün Glycyrrhiza türleriden yurdumuzda bulunan G. asymmetrica, G. flavescens, G. echinata, G. glabra türlerinde basit tüylerde görülmüştür. HUBER-MORATH (1965) tarafından Glycyrrhiza asymmetrica'da bulunduğu bildirilen basit ve salgı tüyleri incelemelerimizde da tespit edilmiş, ayrıca bu bitkinin meyvasında yıldız tüylerin bulunduğu izlenmiştir(Şekil.:4,2 ve 11,4). Literatürde anatomik yapılarına dair hiçbir kayıt bulunmayan Glycyrrhiza asymmetrica, G. flavescens yaprak alt ve üst epidermisinde yoktur (Şekil:15). KARSTEN-WEBER-STAHL (1962) tarafından Glycrrhiza glabra var.glandulifera rizomlarında periderm bulunmadığı bilinmekte ise de incelemelerimizde bu bitkinin rizomlarında peridermis bulunduğu tespit edilmiştir (Şekil.:23). Bazı araştırıcılar tarafından (KARSTEN-WEBER-STAHL,1962) Glycyrrhiza glabra türünün rizomlarında bulunduğu bildirilen köşe kollenkimasının bütün türlerde bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Bütün Glycyrrhiza üyelerinin rizomlarında kollenkimatik yapılar tetkik edilmiş ve kollenkima görülmemiştir. Glycyrrhiza üyelerinin gövdelerinde izlenen kollenkimanın ise köşe kollenkimasından ziyade plak tipine benzediği tespit edilmiştir (Şekil :16,17,18,19). d- Ekolojik durum: Ova, nehir boylarında yayaıış gösteren Glycyrrhiza echinata ve G. glabra varieteleri kumlu, tınlı, milli, havalı ve taban suyu yüksek olan topraklarda optimum gelişme gösterir. Glycyrrhiza flavescens türleri daha ziyade maki açıklıklarında yetişir. Bunlar bilhassa kireçli topraklarda dayanıklılık gösterebilmektedir. Glycyrrhiza asymmetrica yetitirme muhitinin maki ve orman altı oluşundan dolayı humuslu topraklarda yetiştirilmektedir. Bu bitkilerin habitatları diğer türlerden farklı olarak kapalı habitatlardır. Glycyrrhiza üyeleri kuraklık periyodu uzun olan bölgelerde yayılış gösterirler. Bu bakımdan yurdumuzun bilhassa yaz aylarında yağışın minimuma düştüğü ve sıcaklığın optimuma çıktığı zamanlarda Glycyrrhiza üyelerinin ortamda optimum gelişme gösterdiği görülmüştür. Bu bitkilerin çiçeklenme ve tohum devresine girmalari iklimle oldukça ilgilidir. Kış ayları ne kadar soğuk geçerse geçsin kışı toprak altında rizomları ile geçirdiklerinden en soğuk aylarda bile müteessir olmazlar. Yalnız toprak üstü organlarının optimum gelişme göstermeleri için kurak ve sıcak mevsimlere ihtiyaçları vardır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anahtar kelime mevcut olmadığı için bu alan boş bırakılmıştır.