Yazar "Tombuloğlu, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aplastik anemili bir olguda Mukormukozis(2006) Tasbakan, Mı; Arda, Bilgin; Soyer, Nur; Sıpahı, Oğuz Reşat; Kandiloğlu, Gülşen; Tombuloğlu, Murat; Ulusoy, Sercan…Öğe Bilateral Sixth Nerve Palsies Possibly Associated with Arsenic Trioxide in Acute Promyelocytic Leukaemia(2016) Patır, Pusem; Oytun, Merve; Ozluk, Ahmet A; Saydam, Güray; Dönmez, Ayhan; Tombuloğlu, Murat[Özet Yok]Öğe Farklı mobilizasyon rejimleri ile elde edilen periferik kök hücrelerin yüzey immun fenotipik özellikleri(Ege Üniversitesi, 2010) Dönmez, Ayhan; Tombuloğlu, MuratHematopoetik kök hücre (HKH)' lerin kemik iligindeki yuvalarından çevresel kana mobilize olmalarının mekanizmaları üzerinde ayrıntılı bilgiler yoktur. Çalısmamızda, 50 hastadan degisik rejimler (grup I: tek basına büyüme faktörü, grup II: Endoksan + büyüme faktörü, grup III: ESHAP + büyüme faktörü) ile mobilize edilerek elde edilen kök hücre (KH) ürünlerinden akım sitometri cihazında ayrıstırma sonrası elde edilen HKH' lerde yüzey immun fenotipik özellikler arastırılmıs ve elde edilen sonuçlar ile hastaların nötrofil ve trombosit yamanma süreleri arasında iliski arastırılmıstır. Ayrıca tek basına büyüme faktörü ile mobilize edilmis 9 vericiye ait kök hücre ürünleri gen sunumları arastırılarak alıcılardaki graft versus host hastalıgı (GVHH) ile iliskileri degerlendirilmistir. Basarılı sekilde mobilize olan 44 olgunun (ortanca yas: 46, K/E: 18/28) sonuçları degerlendirmeye alındı. Nakil sonrası dönemde hastaların ortanca nötrofil yamanma süresi 12 (9 - 21) ve trombosit yamanma süresi 12 (7 - 100) gün olarak bulundu. Grup I, II ve III mobilize HKH' lerin immun fenotipik özellikleri farklı bulunmadı. CD34 pozitif kök hücrelerin en yüksek oranda CD31,CD44,CD90,CD117 ve CD135 antijenini sundukları görüldü. Tüm grupta; HKH' lerin CD31 sunum oranları ile hastaların nötrofil (r= -0.32, p= 0.03) ve trombosit (r= -0.36, p= 0.02) yamanma süreleri arasında tersine iliski saptandı. Grup I HKH' de, CD11a (r= -0.47, p= 0.02) ve CD31/CD11a (r= -0.51, p= 0.01) sunumları ile nötrofil yamanma süreleri arasında tersine iliski saptandı. Grup II HKH' de; CD18 (r= -0.80, p= 0.03) ve CD18/CD31 (r= -0.80, p= 0.03) sunumları ile hastaların nötrofil yamanma süreleri arasında tersine iliski saptandı. Trombosit yamanma süreleri ile CD117/CD44 sunumları arasında tersine (r= 0.78, p= 0.04) iliski bulundu. Grup III HKH' de; birlikte CD184/CD38 sunumu ile hastaların nötrofil yamanma süreleri arasında (r= 0.61, p= 0.02) iliski saptandı. Trombosit yamanma süreleri ile CD117 (r= -0.57, p= 0.03) ve CD117/CD44 (r= -0.56, p= 0.04) sunumları arasında tersine iliski bulundu. HKH' in CD184 sunum oranları ile yamanma süreleri arasında fark saptanmadı. Kök hücre ürünlerindeki immun sistem, hücresel iletisim ve metabolik islemler ile ilgili genlerin sunumlarındaki artısın akut GVHH (AGVHH), büyüme ve metabolik islemler ile ilgili genlerin sunumlarındaki artısın' da kronik GVHH (KGVHH) ile iliskili olabilecegi gösterildi. HKH ürünlerindeki gen sunum degisikliklerinin GVHH üzerindeki etkileri nedeniyle bu alanda klinik çalısmaların planlanması uygun olacaktır Gruplara göre mobilize HKH' in yüzey immun fenotipik özelliklerinde fark saptanmadı. HKH' in CD31 sunumu ile tüm grupta hem nötrofil hem de trombosit yamanma süreleri arasında tersine iliski saptanması literatürde ilk kez ortaya konmustur. HKH' in CD184 sunumu ile yamanma süreleri arasında iliski saptanmaması ve CD184 sunumu negatif olan hastalarda bile yamanma sürelerinin farklı olmaması, homing sürücünde CD184' e ek faktörlerinde (CD31 gibi) etkili olabilecegini düsündürmektedir.;Hematopoetik kök hücre, homing, tüm gen ekspresyonu, mobilizasyon, yüzey immunfenotip.;Hematopoietic stem cells, homing, mobilization, surface immune phenotyping, gene expression profile.Öğe Hepatosplenic Geotrichum capitatum infection in a patient with acute promyelocytic leukemia(2011) Soyer, Nur; Vural, Filiz; Dönmez, Ayhan; Bıçeroğlu, S; Tombuloğlu, Murat; Cagırgan, Seckın…Öğe Karaciğer hastalıklarında hepatik gamma glutamyl transpeptidaz enzimi düzeyleri(Ege Üniversitesi, 1986) Tombuloğlu, Murat[Abstarct Not Available]Öğe Malign hematolojik hastalıklarda intravasküler oluşumunun gösterilmesi(Ege Üniversitesi, 1992) Tombuloğlu, Murat#AD?Öğe Mitotic activity, p53 and bcl-2 protein immunoreactivity difference between morphological variants and subtypes of diffuse large B cell lymphoma(2006) Ertan, Yeşim; Soydan, Saliha; Tombuloğlu, Murat; Çağırgan, Seçkin; Dönmez, Ayhan; Saydam, Güray; Hekimgil, MineBu çalışmada, antiapopitotik bcl-2 gen ve p53 tümör supresör gen proteinlerinin, diffüz büyük B hücreli lenfomaların (DBBHL) morfolojik varyantları ve alt gruplarındaki immunreaktivite farklılıklarının değerlendirilmesi ve sözü edilen proteinler ve mitoz sayısı ile olguların sağ kalım süresi arasındaki ilişkinin ortaya konması amaçlanmıştır. Retrospektif çalışmamızda, ana bilim dalımızda 1995 yılı Ocak ayı ve 2001 yılı Aralık ayı arasında non-Hodgkin Işnfoma tanısı almış materyalimiz gözden geçirilmiş ve DBBHL tanısı almış 123 olgu saptanmıştır. Bunlardan yalnızca 53 olgu morfolojik varyant ve alt grup ve mitoz yanı sıra p53 ve bcl-2 immunohistokimyasal özellikleri bakımından değerlendirilmiştir. Elli altı olgunun 31'inin klinik takibi elde edilebilmiş olup, bu olgular yukarıda sözü edilen parametreler yanı sıra sağ kalım süreleri bakımından da değerlendirilmiştir.53 olgu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sınıflamasındaki kriterlere göre morfolojik varyant ve alt gruplara ayrılmış ve 22'si (%41.5) sentroblastik, 13'ü (%24.5) anaplastik, 7'si (%13.3) immunoblastik, 6'sı (%11.3) T hücreden zengin B hücreli lenfoma (THZBHL) ve 5'i (%9.4) primer mediastinal B hücreli lenfoma olarak değerlendirilmiştir. Plazmablastik lymphoma ve lenfomatoid granülomatozis tanısı alan morfolojik varyantlar saptanmamıştır. P53 ekspresyonu anaplastik lenfomada (%92.3), THZBHL (%16.7) ile karşılaştırıldığında yüksek oranda saptanmıştır (p < 0.0008 ). Bcl-2 ekspresyonu immunoblastik lenfomada (%85.7), anaplastik lenfoma ile karşılaştırıldığında yüksek oranda saptanmıştır. Sentroblastik lenfomada ortalama mitoz oranı ve 20'nin üzerinde mitoz değeri diğer lenfomalara göre yüksek bulunmuştur. Morfolojik varyantlar ve alt gruplara ayrılmaksızm genel olarak DBBHL'lar yanısıra morfolojik varyantlar ve alt gruptaki p53, bcl-2 ve mitoz değerlerinin sağ kalım süresini etkilemediği belirlenmiştir.Öğe Multipl myelomda plazma hücreleri sıklooksijenaz-2 (COX-2 ) ekspresyonunun araştırılması(Ege Üniversitesi, 2009) Tombuloğlu, Murat; Vural, FilizMultipl myelom, siklooksigenaz-2, COX-2, angigenez.;Yeni kan damarları olusumu anlamına gelen angiogenezin bir çok solid ve hematolojik kanserlerin patogenezinde yer aldıgı ve kötü prognoz belirleyicisi oldugu bildirilmistir. Multipl myelomda kemik iligi doku bloklarında angiogeneik belirleyici olan COX-2 ekspresyonun varlıgı ile hastalıksız ve tüm yasam süresinde negatif bir korelasyon gösterilmistir. Bu bulgular COX-2 ekspresyonunun derecesinin prognozu kötü yönde etkiledigi, selektif COX-2 inhibitörlerinin myelom tedavisinde yeri olabilecegini savunmuslardır. Bizim çalısmamızda 1998-2007 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tanı alan medyan yas 54 olan 71 multipl myelom hastalarının tanı anındaki kemik iligi biyopsi parafin bloklarından immünhistokimya yöntemi ile COX-2 ekspresyonu çalısılmıstır. Tüm hastaların özelligi en az 3 kür VAD (vincristin, adriblastina, deksametazon) tedavisi sonrası otolog kök hücre nakli uygulanmıs olmasıdır. Sonuçlar degerlendirildiginde hastaların büyük çogunlugun ileri evrede olması ve kötü prognostik özelliklere sahip olmasına karsın COX-2 ekspresyonu ile prognostik özellikler arasında istatistiksel anlam saptanmamıstır (p>0.05). Tüm hastalarda genel OS 86 ay (54,51 -117,48 ay), COX-2 + ve COX-2 -'lerde sırasıyla OS 78 ay (61,39-94,61 ay) ve 98 ay ( 51,09-144,91 ay), genel EFS 49 ay (30,867,2 ay) COX-2 +'lerde EFS 38 ay (20,1 -55,8 ay) hesaplanmıstır. Hastaların COX-2 ekspresyonuna göre tüm yasam (OS) ve hastalıksız yasam süresi (EFS) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıstır (sırasıyla p=0,89, p=0,87). Çalısmanın sonucunda, multipl myelom patogenezinde ve prognozunda COX-2 ekspresyonunun öneminin olmadıgı belirlenmistir.Öğe Risk Factors for febrile neuropenic attacks in patients who were given chemotherapy treatment for hematological malignancies(2015) Soyer, Nur; Yılmaz, A. Fergun; Aydemir, Sabire Şöhret; Tombuloğlu, Murat; Dirican, Ahmet; Cagırgan, S.; Dönmez, Ayhan…Öğe Tip 2 diabetes mellitus hastalarında serum transferin reseptör düzeyleri(2003) Özmen, Mustafa; Tombuloğlu, MuratBu çalışmada tip 2 diabetes mellitus'lu ( DM ) 45 erişkin hasta ile 32 sağlıklı bireyin serum "soluble" transferin reseptör (STfR) düzeyleri araştırıldı. Diyabetik hasta grubunda demir eksikliği, kronik hastalık, böbrek yetmezliği olmak üzere anemi nedeni olabilecek bir patoloji yoktu. Serum STfR düzeyleri diyabetik hastalarda 1.237$pm$0.250 mg/L iken sağlıklı kontrollerde 1.217$pm$0.315 mg/L bulundu (p=0.760). Serum STfR düzeyleri, cinsiyet farkı göstermiyordu. Sonuçlar, serum STfR düzeyinin diabetik parametrelerden etkilenmediğini ve bu hastalarda demir eksikliğini göstermede duyarlı bir test olabileceğini göstermektedir.Öğe Yüksek dereceli non-hodgkin lenfoma olgularında 77-04 protokolü tedavi sonuçlarımız: Tek merkez deneyim(2003) Dönmez, Ayhan; Çağırgan, Seçkin; Tombuloğlu, MuratÇocukluk çağı Burkitt ve lenfoblastik lenfomada yüksek doz kemoterapi protokollerinin etkin olduğunun gösterilmesinden sonra erişkinlerde de benzer tedavi yaklaşımları uygulanmaya başlamıştır. Bunlar arasında Magrath ve ark tarafından 1984 yılında yayınlanan 77-04 protokolü kliniğimizde Kasım 1993 ile Aralık 2001 tarihleri arasında toplam 17 hastaya uygulanmıştır. Hastalar tedaviyi iyi tolere etmiştir. En sık izlenen yan etkiler myelosupresyon ve mukozit olup tedaviye bağlı mortalite gözlenmemiştir. Tedavi sonunda 13 olguda tam remisyon (% 76,4) sağlanırken 1 olgu kısmi yanıt vermiş, 3 olgu ise tedaviye dirençli olarak kabul edilmiştir. Tüm olgularda medyan izlem süresi 107,5 aydır. Tam remisyon sağlanan 13 hastada 112 ayda hastalıksız sağkalım olasılığı % 48.6 olarak bulunmuştur. Dört evre IV lenfoblastik lenfoma olmak üzere nükseden 6 olgu kaybedilmiştir. Sonuçlar bu protokolün erişkin yüksek dereceli lenfomalarda oldukça etkin olduğunu, ancak evre IV lenfoblastik lenfomalı olgularda uzun süreli hastalıksız sağkalım açısından daha agressif tedavi yaklaşımlarının gerekli olduğunu göstermektedir.