Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Töbü, Mahmut" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    A. D. P. D. olgularında karın boş ve dolu iken kan basıncı ve ekokardiyografik ölçümlerin değerlendirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 1996) Töbü, Mahmut; Akçiçek, Fehmi
    [Abstarct Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Calcineurin inhibitörlerinin metilprednisolonla indüklenen lösemik diferansiyasyona etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2000) Töbü, Mahmut; Omay, Serdar B.
    [Abstarct Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Carfilzomib experience in relapsed/refractory multiple myeloma: a single-center experience
    (2018) Uysal, Ayşe; Soyer, Nur Akad; Özkan, Melda; Şahin, Fahri; Vural, Filiz; Töbü, Mahmut; Saydam, Güray
    Background/aim: Carfilzomib (CFZ) is a new-generation proteasome inhibitor with significant activity in relapsed or refractory multiple myeloma (R/R-MM). We have retrospectively evaluated R/R-MM patients who were treated with CFZ plus dexamethasone. Materials and methods: Twenty-one R/R-MM patients who were treated with CFZ plus dexamethasone between October 2013 and January 2016 were screened. the patients were followed until March 2016 after CFZ treatment. Results: Ten (47.6%) of the patients were female and 11 (52.4%) of them were male. the median age was 62 (47–76) years. the median number of prior treatment lines was 3 (2–7). the median number of administered cycles of treatment for CFZ was 4 (1–10). the median overall response rate was 26.3%. the most common hematological adverse events were anemia and thrombocytopenia (38%). the most common nonhematological adverse event was fatigue (71.4%). One patient died because of a cerebrovascular event and 1 patient died because of pneumonia during the treatment period. the median duration of response rate and time to next therapy were 8 (7–9) and 3 (2–16) months, respectively. the median overall survival was 8 (0.5–33) months. Conclusion: Despite the small number of patients, our results suggest that CFZ provides acceptable responses in heavily pretreated R/R-MM patients.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Hemophagocytic syndrome with erythrocyte phagocytosis by the myeloid precursors in a patient with AML -M2.
    (2008) Yılmaz, Mümtaz; Vural, Filiz; Töbü, Mahmut; Ertan, Yeşim; Büyük, F
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    HHV-8-Related Three Malignancies in an Immunocompetent Patient: Kaposi Sarcoma, Multisentric Castleman Disease and Primary Effusion Lymphoma
    (2019) Davulcu, Eren Arslan; Ulusoy, Yusuf; Bülbül, Hale; Demir, Derya; Hekimgil, Mine; Töbü, Mahmut
    HHV-8 is associated with Kaposi sarcoma, multicentric Castleman disease and primary effusion lymphoma mostly in immunocompromised patients. in this report, we describe a female patient without any immunosuppressive state, encountering those three malignancies throughout her lifetime. A-69-year-old female patient was diagnosed with Kaposi sarcoma in 2009 and multicentric Castleman disease in 2011. She received several chemotherapy regimens during 4 years and stayed in remission during following 5 years. Then, she was diagnosed with primary effusion lymphoma, extracavitary/solitary variant on excisional biopsy of her cervical lymphadenopathy. Despite having 5 different lines of chemotherapy protocols, including autologous stem cell transplantation, and systemic cidofovir treatment, she died because of progressive disease. HHV-8 associated malignancies are not prevalent in immunocompetent patients. Our patient, who has suffered from all three malignancies related to HHV-8, is the only HIV negative patient in the literature with primary effusion lymphoma, extracavitary/solitary variant.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Polisitemia Vera'nın işitme fonksiyonları üzerine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Öğüt, Mehmet Fatih; Kiper Ünal, Hatice Demet; Töbü, Mahmut; Uslu, Mustafa
    Polisitemia Vera (PV), morfolojik olarak normal olan kırmızı seri, beyaz seri hücrelerinin, trombositlerin ve öncüllerinin birikimine sebep olan klonal proliferasyon ile seyreden bir kronik miyeloproliferatif neoplazmdır. Bilateral ya da tek taraflı sensörinöral işitme kaybı, ani işitme kaybı ve vertigo PV'nin ilk bulgusu olarak saptanabilir. Bu çalışmanın amacı PV'nin işitme fonksiyonları üzerine etkisini saptamak ve etkilenen hasta grubunda işitme fonksiyonlarındaki bozulmanın hangi sıklıkla ortaya çıktığını belirlemektir. Bu çalışmada Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hematoloji Bilim Dalı tarafından 2013 yılından itibaren PV nedeniyle takipli olan 21 hasta ve kulak burun boğaz (KBB) polikliniğine başvuran, ek hastalığı olmayan 20 kişiden oluşan kontrol grubu olarak çalışmaya dahil edildi. 41 hastanın tamamına kulak-burun-boğaz muayenesi yapıldı, tonal odyometri, distortion product otoakustik emisyon (DPOAE) ve empedansmetri uygulandı. PV'li 21 hastada ortalama yaş 55 (24-77) olarak saptandı. Kontrol grubunda ortalama yaş 39 (23-58) olarak hesaplandı. Koklear etkilenmenin, kontrol grubuyla kıyaslandığında PV'li hastalarda anlamlı olarak artmış olduğu görüldü (p=0,004). PV tanılı hasta grubunda ortalama hemoglobin (Hgb), Hematokrit (Hct) değerleri sırasıyla 16.7 g/dL ve % 50.4 iken kontrol grubunda 13,4 g/dL ve % 40,3 bulunmakla birlikte, iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,629). PV'lı hastalarla kontrol grubu kıyaslandığında trombosit sayısında anlamlı yükseklik saptandı (p<0,001). PV'li grupta koklear etkilenmesi olan 14 hastanın 10'unda (%71,4) trombosit sayısı >394x10 9/L idi (p=0,005). PV'li hastalarda yüksek Hgb düzeyi ve trombosit sayısı ile koklear etkilenme arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görüldü (p=0,005). PV'li hastalardaki koklear etkilenme, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. Hemoglobin düzeyi 15,5 g/dl'nin üzerinde olan hastalarda koklear etkilenme daha fazla olup bu durum yüksek Hgb/Hct düzeylerinin koklear etkilenmeye bağlı işitme kaybına yol açabileceğini göstermektedir. Ayrıca trombosit yüksekliği olan hastalarda koklear etkilenme daha fazla görülmektedir. Aynı zamanda trombosit sayısı ile koklear etkilenme arasındaki ilişki de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.;Polisitemia vera, işitme kaybı.;Polycythemia vera, hearing loss.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Primer Tiroid Lenfoması: Tek Merkez Deneyimi
    (2023) Köseoğlu, Fatoş Dilan; Demir, Derya; Soyer, Nur; Vural, Filiz; Töbü, Mahmut; Şahin, Fahri; Özsan, Nazan
    Amaç: Tiroid kanserleri, endokrin sistemine ait maligniteler arasında sık görülürken, primer tiroid lenfoması (PTL) oldukça nadir bir alt grup oluşturur. PTL’nin tanı ve tedavisi, nadir görülmesi ve spesifik belirtilere sahip olmaması nedeniyle zorluklar içerir. Bu çalışmanın amacı, PTL tanısı almış hastaların retrospektif bir analizini yaparak, klinik özellikler, patolojik bulgular, tedavi yanıtları ve prognozları açısından ulusal veri seti oluşturmaktır. Hastalar ve Yöntem: Bu retrospektif araştırmada, bir üniversite hastanesinde Kasım 2001 ile Temmuz 2021 tarihleri arasında PTL tanısı almış tüm hastalar incelendi. Hastaların sağlık kayıtları demografik bilgiler, semptomlar, radyolojik incelemeler, laboratuvar sonuçları, patolojik bulgular, uygulanan tedaviler ve prognozları açısından değerlendirildi. Elde edilen veriler istatistiksel yöntemlerle analiz edildi. Bulgular: PTL tanısı almış 30 hasta değerlendirildi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri, tedavi yaklaşımları ve sağkalım durumları özetlendi. Hastaların medyan yaşının 66.5 olduğu ve %80’inin kadın olduğu görüldü. Hashimato tiroidi, hipertansiyon, diabetes mellitus ve koroner arter hastalığı gibi komorbiditeler sıkça bulundu, ancak bu komorbiditelerin ölümle ilişkisi istatistiksel olarak anlamlı değildi. Trakea basısı, ölüm riskini arttırıcı önemli bir faktör olarak belirlendi ve erken dönemde tedavi almadan kaybedilen hastalar arasında yer aldı. Ultrasonografik bulgular, genellikle hipoekoik ve sınır düzensizliği gösteren nodülleri içeriyordu. Patolojik alt tipler arasında en sık DBBHL idi ancak sağkalımı etkileyen anlamlı bir farklılık gözlenmedi. Cerrahi müdahale, hastalar arasında mortaliteyi anlamlı şekilde azalttı. Genel sağkalım hala ulaşılamadı, ancak ortalama sağkalım 102.7 ay olarak belirlendi. Tek değişkenli analizler, trakea basısı, cerrahi müdahale eksikliği ve progresyonun sağkalımı anlamlı şekilde etkilediğini gösterdi. Sonuç: Verilerimiz incelendiğinde tedavi yanıtlarının iyi olduğu; medyan sağkalıma henüz ulaşılamadığı; ölen ve yaşayan hastalar karşılaştırıldığında ise trakea basısı olanlar, cerrahi tedavi almamış olanlar ve takipte progresyon gelişmiş olanlarda sağkalımın daha kısa olduğu belirlenmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Successful treatment of chronic disseminated candidiasis in acute myeloid leukemia patient.
    (2014) Öztürk, Ejder; Soyer, Nur; Bıçeroğlu, S; Hekimgil, Mine; Töbü, Mahmut; Arda, Bilgin
    …

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim