Yazar "Medine, Emin İlker" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 125/131I işaretli Urasil'in glukuronid sentezi ve manyetik özellik kazandırılarak yeni bir manyetik özellik kazandırılarak yeni bir manyetik ilaç taşıyıcı oluşturulması(Ege Üniversitesi, 2008) Medine, Emin İlker; Ünak, Perihan; Sakarya, SerhanBu çalışmada HuTu-80 hücrelerinden elde edilen UDP-glukuronil transferaz enzimi içeren mikrozom preparatları ve UDP glukuronik asit kullanılarak urasil glukuronidin enzimatik sentezi yapılmış ve toplam %22.95±2.4 glukuronidasyon verimi ile iki faklı glukuronid türevi elde edilmiştir. HPLC-MS ile yapılan yapısal analiz sonucunda urasil-NGlukuronid (UNG) ve Urasil-O-glukuronid (UOG) olarak tanımlanan glukuronid ligandlar manyetit bazlı nanoparçacıklara kovalent olarak konjuge olmuş ve daha sonra I-125 ve I-131 ile ayrı ayrı işaretlenmişlerdir. SEM (Scanning electron microscopy) analizleri manyetit nanoparçacıkların boyutlarının 40-60 nm olduğunu göstermiştir. Bağlanma yüzdeleri I-131 işaretli UOG bağlı silanlı manyetik parçacıklar için % 89.4, I-131 işaretli UNG bağlı silanlı manyetik parçacıklar için % 92.6 olarak bulunmuştur. Hem I-125 ve hem de I-131 işaretli UOG ve UNG, HuTu-80, Caco-2, Detroit 562 ve PHIC normal insan bağırsak epitel hücrelerine bağlanmaları in vitro olarak incelenmiştir. I-125 ve I-131 işaretli UOG ve UNG üzerinde çalışılan hücreler üzerinde farklı bağlanma oranları göstermişlerdir. O-glukuronid türevi tüm hücre tiplerinde n-glukuronid türevine göre daha yüksek bağlanma oranı göstermiştir. PHIC normal insan bağırsak epiteli hücreler ile HuTu 80 ince bağırsak kanser hücreleri arasında UNG yönünden bir fark görülemezken UOG’nin hücreye ilgisi yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmüştür. N ve o glukuronidler urasil ile karşılaştırıldığında hücre bağlanma etkinlikleri çok yüksek iken manyetik parçacıklara konjuge olan urasil, o glukuronid ve n glukuronid’in her bir durumda HuTu-80, Caco-2, Detroit 562 ve PHIC hücrelerine bağlanma etkinliği yüksek olmakta ve aglikona bağlı seçicilik azalmaktadır. Manyetik alan uygulandığında ise hücre bağlanma etkinliği çok daha yüksek olmaktadır. Elde edilen sonuçlar hem radyoiyot bağlı glukuronid bileşiklerinin hem de radyoiyot işaretli manyetik nanoparçacıkların terapi ve görüntülemede etkinliğinin ön klinik düzeyde de araştırılmaya devam etmesi açısından umut verici görünmektedir.Öğe 131I işaretli Olomoucine'in terapötik potansiyelinin hücre düzeyinde incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2014) Takan, Gökhan; Kozguş Güldü, Özge; Medine, Emin İlkerCDK, Olomoucine, 131I.;CDKs, Olomoucine, 131I.;Siklin bağımlı kinazlar (CDK), hücre döngüsünün ve RNA transkripsiyonun önemli bir düzenleyicisidir. İnsan kanser hücrelerinde farklı şekillerde de olsa bu enzim grubunun aktivitesinin değiştiği bilinmektedir. Bu yüzden kanser tedavisinde bu enzim grubunun hedeflenmesi son 10 yılda üzerinde çalışılan bir konudur. Bu çalışma, hücre döngüsünde düzenleyici göreve sahip Siklin Bağımlı Kinaz (Cyclin-dependent Kinase, CDK) enzim ailesinin inhibitörü olan Olomoucine'in 131I ile işaretlenmesini ve terapötik etkinliğinin MCF7 ve A549 hücreleri üzerinde in vitro olarak incelenmesini kapsamaktadır. Olomoucine'in 131I ile iyodinasyonunda iodojen yöntemi kullanılmıştır. Olomoucine'in 131I ile işaretlenme verimi farklı TLRC banyo çözeltilerinden elde edilen sonuçlara göre %93,27 ± 5,08 olarak belirlenmiştir. Yapılan in vitro çalışmalarda A549 ve MCF7 hücre hatları kullanılmıştır. Olomoucine için IC50 değerleri A549 hücrelerinde 17,96 og/mL iken MCF7 hücre hattında ise 21,31 og/mL bulunmuştur. Örneklerin A549 hücreleri üzerindeki bağlanma düzeyinin MCF7 hücrelerine kıyasla daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Proliferasyon ve hücre migrasyonu çalışmaları ile Olomoucine'in proliferasyon hızını düşürücü etkisi gösterilmiştir. A549 hücre hattında Olomoucine'in apoptotik etkisi görülürken MCF7 hücrelerinde 24 saat sonunda apoptoza uğrayan hücreye rastlanmamıştır. Elde edilen tüm sonuçlar değerlendirildiğinde, CDK inhibitörü olan Olomoucine'in, kanser tedavisinde terapötik ajan olarak kullanılmasına yönelik umut verici bir çalışma ortaya konulmuştur.Öğe AuFe hibrid nanoparçacıkların sentezi, optimizasyonu ve karakterizasyonu(Ege Üniversitesi, 2017) Kozguş Güldü, Özge; Medine, Emin İlkerYapılan bu proje kapsamında, mikroemülsiyon yöntemi ile sentezlenen manyetik AuFe nanoparçacıkları ile Kamptotesin konjuge edilmiştir. Konjugasyon sonrasında manyetik özellik kazanan Kamptotesin'in manyetik alan yardımıyla tümörlü bölgeye yönlendirilerek hedef bölgede daha fazla tutulması ve bu şekilde ilacın sağlıklı hücreler üzerindeki toksisitesinin ve hasta dozunun azaltılması amaçlanmaktadır. Sentezlenen AuFe nanoparçacıklarının karakterizasyonu TEM ve VSM analizleri yapılmış, ortalama parçacık boyutunu 5,25±0,92 nm, manyetizasyon değeri 5.3 emu/g olarak tespit edilmiştir. Sisteamin hidroklorür ve CDI (1,1'-karbonildiimidazol) ara molekülleri ile Kamptotesin'in AuFe nanoparçacıklarına konjugasyonu yapılmış ve konjugasyon verimi HPLC yöntemiyle %97,6 olarak bulunmuştur. İodojen yöntemi ile Kamptotesin ve AuFe nanoparçacıklara konjuge Kamptotesin'in 131I ile radyoiyodinasyonu gerçekleştirilmiş ve TLRC ile kalite kontrol çalışmaları tamamlanmıştır. TLRC yöntemi ile Kamptotesin'in işaretleme verimi % 98,00±2,49, AuFe nanoparçacıklara konjuge Kamptotesin'in işaretleme verimi % 97,75±1,50 olarak bulunmuştur. Kamptotesin ve AuFe nanoparçacıklara konjuge Kamptotesin'in in vitro olarak incelenmesi MCF7 ve HeLa hücre hatları kullanılarak yapılmıştır. WST-8 testi kullanılarak IC50 değerleri tespit edilmiştir. MCF7 ve HeLa hücre hatlarındaki IC50 değerleri Kamptotesin için sırasıyla 8,50 µg/mL ve 12,73 µg/mL, AuFe nanoparçacıklara konjuge Kamptotesin için sırasıyla 7,35 µg/mL ve 10,35 µg/mL'dir. İnkorporasyon çalışmasında manyetik alan uygulanan AuFe nanoparçacıklara konjuge Kamptotesin'in daha yüksek bir tutulum gösterdiği görülmüştür. Elde edilen sonuçlar AuFe nanoparçacıklara konjuge Kamptotesin'in terapi etkinliğinin araştırılmaya devam etmesi açısından umut verici görünmektedir.;AuFe nanoparçacıklar, 131I, manyetik ilaç hedefleme, Kamptotesin.;AuFe nanoparticles, 131I, magnetic drug targeting, Camptothecin.Öğe Hasta idrarındaki I-131'in amberlit anyon değiştirici reçine ile tutulması(Ege Üniversitesi, 2003) Medine, Emin İlker; Teksöz, SerapÖğe Hasta idrarındaki I-131?in amberlit anyon değiştirici reçine ile tutulması(Ege Üniversitesi, 2003) Medine, Emin İlker; Teksöz, SerapBu çalışmanın amacı beş aminoasitten oluşan ekzorfin C peptidinin Tc-99m ile işaretlenerek bir opioid reseptör radyofarmasötiği olarak kullanılabilirliğini araştırmaktır. Ekzorfin C, Tc-99m ile bifonksiyonel ajan olarak GH (Gluko Heptonat) kullanılarak işaretlendi. Kalite kontrol çalışmaları ITLC-SG, kağıt elektroforezi ve HPLC yöntemleri kullanılarak yapıldı. Tavşanda biyodağılım çalışmaları yapıldı. 111 MBq (3 mCi) Tc-99mGH-ekzorfin C (Tc-99m-GE) tavşanlara kulak veninden intravenöz olarak enjekte edildi. 1.,10.,30.,60.,120.,300.,1440. dakikalarda gama kamera (General Electric Camstar XR/T) ile görüntüleme yapıldı. Kantitatif değerlendirme amacıyla her organ için ilgi alanı çizildi, zaman aktivite eğrisi oluşturuldu. Beyinde en yüksek aktivite enjeksiyondan sonraki 30. dakikada gözlendi. Radyoaktivite böbreklerde, kalpte ve karaciğerde de izlendi. Reseptör doyurma çalışmaları için işaretli ekzorfin C'den önce soğuk ekzorfin C enjekte edildi. Görüntüleme aynı yöntem kullanılarak yapıldı. Çalışmanın ikinci aşamasında enzimatik yöntem kullanılarak sıçan karaciğer mikrozomlarından elde edilen glukuronid enzimi ekzorfin C ile sentezlendi. Sentezlenen bileşiğin yapısı HPLC, NMR ve MS ile saptandıktan sonra Tc-99m ile işaretleme çalışmaları yapıldı. Kalite kontrol çalışmaları ITLC-SG, elektroforez ve HPLC yöntemleri ile yapıldı. Bağlanma etkinliği %98'den büyük bulundu. Tc-99m-GE ve Tc-99m GEG için ayrı ayrı lipofilite tayinleri yapıldı ve teorik değerlerle karşılaştırıldı. Biyodağılım çalışmaları ayrıca sıçanlarda da yapıldı. 200 æCi Tc-99m GEG ve Tc-99m GE kuyruk veninden sıçanlara enjekte edildi. Sıçanlarda 10. dakika., 30. dakika., 2. saat.ve 4. saatlerde ketamin anestezisi altında sakrifiye edildikten sonra her organ tek tek çıkarılarak her organ için gram başına aktivite hesaplandı. En yüksek aktivite böbreklerde, mide ve bağırsaklarda izlendi. Tümörlü sıçanlarda da görüntüleme ve biyodağılım çalışmaları yapıldı. Önemli oranda aktivitenin çalışmanın sonuna kadar tümör bölgesinde sebat ettiği görüldü. Bu sonuçlar, Tc-99m ile işaretli GE ve GEG'in gastrointestinal sistem ve nörosistem görüntülenmesi için ve terapatik bir radyonüklid ile işaretlenmesi halinde opioid reseptör içeren bazı kanser türlerinin tedavisi için de uygun bir radyofarmasötik olabileceğini göstermektedir.Öğe Momordica Charantia L. Meyveleri Kullanılarak Krem Hazırlanması, Kalite Kontrolü ve In Vitro Yara İyi Edici Etkisinin Araştırılması(2019) İnce, İskender; Gümüştaş, Barış; Güler, Günnur; Güldü, Özge Kozguş; Medine, Emin İlker; Çığırgil, Nurgül; Karasulu, ErcümentBu çalışma, halk arasında geleneksel olarak dahilen ve haricen yara iyileştirici olarak kullanılan kudret narı (Momordica charantia)-zeytinyağı karışımından yara iyi edici prototip krem formunun hazırlanması, hazırlanan krem formunun standardizasyonu ve kalite kontrol çalışmaları ile yara iyileştirici etkisinin belirlenmesi için in vitro hücre kültürü yöntemi kullanılarak araştırılması amacıyla dizayn edilmiştir. Çalışma kapsamında öncelikle kudret narı zeytinyağı karışımı hazırlanmıştır. Hazırlanan krem formunun total flavonoid içerikleri spektrofotometrik ve yüksek basınçlı sıvı kromatografi yöntemleri kullanılarak belirlenmiştir. Hazırlanan Kudret narı krem formunun invitro kalite kontrol çalışmalarında total flavonoid miktarı, pH, vizkozite ve stabilite tayinleri ile biyolojik aktivitelerinin belirlenmesi kapsamında, BJ ve HaCaT hücreleri ile gerçekleştirilen in vitro hücre migrasyonu çalışmaları ile yara iyileştirici etkileri belirlenmiştir. Kudret narı – zeytinyağı maseratı ve farmasötik kalitede yardımcı maddeler kullanılarak hazırlanan laboratuvar ölçekli krem formu total flavonoid içeriği üzerinden standardize edilmiş, yapılan 40 °C % 60 nemde yürütülen çalışmalarda ürünün stabil olduğu ve in vitro yara iyileştirme modelinde BJ ve HaCaT hücrelerinde artan dozlarla (1,10,30) birlikte kontrol grubuna karşılık hücre migrasyonunun arttığı gözlenmiştirÖğe Multifonksiyonel teranöstik ajan olarak likopenin niozomlarla nanoenkapsülasyonu ve kanser hücreleri üzerindeki antitümör aktivitesinin belirlenmesi(Ege Üniversitesi, 2021) Medine, Emin İlker; Kuşdemir, Bekir CemTez kapsamında fitokimyasal olan likopenin prostat tümör hücre hattında antiproliferatif ve apoptotik etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Likopenin fizikokimyasal stabilitesini korumak, prostat hücresine hedefleyebilmek ve floresan görüntü alabilmek için niyozom taşıyıcı veziküler sistem kullanılmıştır. Sentezlenen niozomların PSMA+ hücrelere spesifitesini sağlamak için monoklonal anti-prostat spesifik membran antijeni (PSMA) antikoru konjugasyonu, floresans görüntü için indosiyanin yeşili enkapsülasyonu (ICG) yapılmıştır. Veziküler sistemin hücresel inkorporasyon düzeyleri spektrofotometrik olarak tayin edilmiştir. Niozom karakterizasyon işlemleri DLS, SEM, FTIR, XPS, ilaç yükleme verimi çalışması ve ilaç salım profili çalışması ile yapılmıştır. Karakterizasyonu yapılan niyozomların antiproliferatif etkisini belirlemek için MTT çalışması yapılmıştır. Niyozomların apoptotik etkisini belirlemek için AnnexinV/7-AAD apoptoz kiti kullanılmıştır. Niyozomların hücresel tutulumları floresan görüntüleme ve floresan inkorporasyon çalışması ile yapılmıştır.;Niyozom, likopen, indosiyanin yeşili, prostat kanseri.;Niosome, lycopene, indocyanine green, prostate cancer.Öğe Radyoişaretli nanoparçacıkların in vivo ve in vitro etkinliği(Ege Üniversitesi, 2015) Ünak, Perihan; Bekiş, Recep; Kozguş Güldü, Özge; Medine, Emin İlkerBu çalışmada UDP-glukuronil transferaz enzimi HuTu-80 hücrelerinden elde edilmiş ve urasil glukuronidin enzimatik sentezi yapılmıştır. Glukuronidasyon verimi % 22.95±2.4 olarak hesaplanmış ve HPLC-MS ile yapısal analiz yapılarak iki farklı glukuronid bileşiği (urasil-n-glukuronid (UOG) ve urasil-o-glukuronid (UNG)) tanımlanmıştır. Sentezlenen glukuronid bileşikleri manyetik nanoparçacıklarla konjuge edilmiş ve I-131 ile işaretleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen manyetik nanoparçacıkların ortalama boyutu SEM (Scanning electron microscopy) analizleri ile 40-60 nm olarak tespit edilmiştir. Bağlanma yüzdeleri I-131 işaretli UOG bağlı silanlı manyetik parçacıklar için % 89.4, I-131 işaretli UNG bağlı silanlı manyetik parçacıklar için % 92.6 olarak bulunmuştur. HuTu-80, Caco-2 ve Detroit 562 hücreleri üzerinde I-131 işaretli glukuronid bileşiklerinin inkorporasyon düzeyleri tespit edilmiştir. I-131 işaretli UOG ve UNG'nin hücreler üzerinde farklı inkorporasyon düzeylerine sahip olduğu görülmüştür Ayrıca in vitro olarak hücreler üzerinde örneklerin sitotoksisite, apopotosis ve floresan görüntüleme çalışmaları yapılmıştır. Çalışmanın in vivo aşamasında görüntüleme çalışmaları Albino Wistar sıçanlar üzerinde yapıldı. Görüntüleme çalışmasında tüm vücut biyodağılımını gözlemlemek için 131I ile işaretli örneklerinin 24 saate kadar dinamik ve statik görüntüleri alındı. Mide, karaciğer ve barsak tutulumlarının yüksek olduğu görüldü. Yapılan bu çalışma ile manyetik nanoparçacıklara konjuge edilen glukuronid bileşiklerinin terapi ve görüntülemede avantajlar getireceği konusunda umut verici sonuçlar elde edilmiştir.;Magnetic nanoparticles, I-131, Apoptosis, Cytotoxicity, Imaging.;Manyetik nanoparçacık, I-131, Apoptozis, Toksisite, Görüntüleme.Öğe Teknesyum-99m (99mTc) işaretli Plumbagin'in kanser hücreleri üzerindeki in vitro davranışı(Ege Üniversitesi, 2016) Biber Müftüler, Fazilet Zümrüt; Medine, Emin İlker; Tekin, Volkan; Yurt Kılçar, AyferKanserin yaygınlaşması ile bitki orjinli antikanser ürünler önemli hale gelmektedir. Plumbagin (PL) antikanser aktivite gibi çeşitli biyolojik etkilere sahiptir. PL ve radyoişaretli PL'nin estrojen reseptörü (ER) spesifitesi, ER+ ve ER- adenokarsinoma hücreleri üzerinde in vitro olarak incelenmiştir. Buna ek olarak PLGA enkapsülasyon işleminin PL'nin sahip olduğu toksisiteyi önemli ölçüde azalttığı görülmüştür. Plumbagin % 100 verimle 99mTc ile radyoişaretlenmiş ve ER spesifik olduğu görülmüştür. Bir diğer yandan PLGA enkapsülasyon işleminin toksisiteyi düşürerek, stabiliteyi ve ER spesifitesini arttırarak, Plumbagin özelliklerinde pozitif bir etki yarattığı görülmüştür. Bu projede ER+ meme kanseri görüntülemede kullanılabilecek bir ajan olarak önerilmektedir.;Plumbagin, PLGA encapsulation, Radiolabeling, 99mTc, Breast cancer cells, ER specificity.;Plumbagin, PLGA enkapsülasyonu, Radyoişaretleme 99mTc, meme kanseri hücreleri, ER spesifitesi.