Yazar "Kevser Vatansever" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir olağandışı durum olarak kitlesel etkinlik ve eylemlerde sağlık hizmetleri ve “Sokak” sağlıkçıları(2013) Kevser VatanseverKitlesel olaylarda sağlık hizmetleri, literatürde iki ayrı kavram olarak ele alınmaktadır. İlkinde “afet tıbbı” disiplininin görev alanlarından birisi olarak, diğerinde kitlesel politik eylemlerde eylemci/sağlık çalışanı olarak yer almanın ilke ve kuralları çerçevesinde tartışılmaktadır. Kısa bir süre için, sınırlı bir alanda büyük kalabalıkların bir araya geldiği kitlesel olaylar, sağlık sisteminin özel önlem almasını gerektirir. Topluluğun sağlığını etkileyen başlıca etmenler katılımın büyüklüğü, olayın süresi, güvenlik sorunları, iklim, toplu yaşama ve beslenme ve patlayıcı madde ya da biyolojik-kimyasal-radyonükleer ajan kullanımı riskidir. Kitlesel olaylarda sağlık sisteminin amacı katılımcılar, görevliler ve bölge halkına yaralanma ve hastalanmalarla ilgili olarak birincil ve ikincil düzeyde koruyucu sağlık hizmeti sunmaktır. Temel sorumlulukları; hazırlıklı olma, hizmet kapasitesi artışı, sürveyans, çevre sağlığı ve gıda güvenliği, patlayıcı, biyolojik, kimyasal ve radyonükleer ajanların kullanımına hızlı yanıt ve etkili yönetimdir. Politik eylemler sırasında bölge sağlık sistemi ile işbirliği içinde eylemcilere yönelik etkili dekontaminasyon ve tedavi hizmetleri örnekleri azdır. Bu gereksinim genellikle bağlantısız eylemci/sağlıkçılar tarafından karşılanır. Dünyada 68 olayları ile birlikte başlayan ve pek çok ülkede sokak sağlıkçısı kolektifleri olarak örgütlenen gruplar, uluslararası dayanışma içindedir. Bu gruplar aynı zamanda kendi ülkelerinde yoksulların ve dezavantajlı grupların gerçekten gereksinim duyduğu hizmetleri sunmaya yönelik çabalar sürdürmektedirler. Sokak sağlıkçıları, diğer yandan tıbbın biyomedikal diskurunu ve kibirli ve otoriter hizmet sunumunu değiştirmeyi öncelikli sorunlar olarak ele almaktadırlar. Dünyada politik eylemler ve antikapitalist başkaldırı yayıldıkça, sağlık emekçileri de bu eylemler içindeki yerlerini ve görevlerini belirlemede ve bu çerçeveyi toplumsal bir örgütlenme aracına dönüştürmede ciddi deneyimler kazanmışlardır.Öğe Dokuz aylık çocuklarda tek doz kızamık aşısı uygulaması ile serokonverziyonun araştırılması(1996) Meltem Çiçeklioğlu; Tijen Özacar; Feride Saçaklıoğlu; Pınar Okyay; Kevser Vatansever; Altınay BilgiçKızamık uzun yıllardır uygulanan aşılama çaışmalarına rağmen hala hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkeler için önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hastalığın eradikasyonu için kızamık aşısının uygulanmasında ikinci doz aşılama gündeme gelmiştir. Bu çalışma; dokuz ayını doldurmuş çocuklara tek doz Schwartz tipi kızamık aşısı uygulaması ile elde edilen serokonversiyonu değerlendirmek ve zaman içerisinde antikor yanıtmdaki değişmeleri izlemek amacıyla planlandı. Çalışmaya alınan 80 sağlıklı bebek için hazırlanan anket formları doldurularak aşı öncesi, aşıdan dört-altı hafta ve yedi ay sonra kan örnekleri alındı ve kızamık antikorları kantitatif olarak araştırıldı. Çocuklardan 29'una ilk aşıdan yedi ay sonra ikinci doz aşı üçlü kızamık-kızamıkçık-kabakulak (MMR) aşısı olarak uygulandı ve bir ay sonra tekrar kan örnekleri alındı. Tek doz aşı ile serokonversiyon % 85, primer aşı yanıtsızlığı % 15 oranında, saptandı. Anne antikorlarının interferansı bir olguda {% 1.25) görüldü. Aşı sonrası yedinci ayda kızamık IgG düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı düşüş saptandı (p < 0.05). Çalışma, dokuzuncu ayda uygulanan tek doz kızamık aşısı ile % 16.25 olgunun korunamadığını, bu nedenle ikinci doz uygulamasının gerekliliğini göstermiştir. Antikor düzeyinin ne zaman koruyucu düzeyin altına indiğinin belirlenebilmesi için olguların daha uzun süreler izlenmesi gerekmektedir.Öğe 'The Lancet' sağlıkta dönüşüm programı’nın ‘başarılarını’ Dünyaya pazarlıyor(2013) M. Murat Civaner; Alpay Azap; Kayıhan Pala; Akif Akalın; Gazanfer Aksakoğlu; Feride Tanık Aksu; Osman Elbek; Işık Cavit Yavuz; Muzaffer Eskiocak; Özlem Özkan; Özden Şener; Bayazıt İlhan; Kevser Vatansever; Cem Terzi; Onur HamzaoğluBu makale, 27 Haziran 2013 tarihinde yayımlanan The Lancet’in bilebildiğimiz tarihindeki en uzun yazılardan bir tanesi ile aynı gün İstanbul’da gerçekleştirilen ve söz konusu yazının yazarları ile The Lancet Editörü’nün de konuşmacı olarak katıldığı toplantının içeriklerini tartışmak için derlenmiştir. The Lancet’in yayım faaliyeti için tanımladığı hakemlik uygulamasının ayaklar altına alındığı bu sürecin değerlendirilebilmesi için, öncelikle söz konusu yazının-raporun özeti, raporun sunulduğu toplantı ve raporla aynı sayıda yayımlanan destek yazıları özetlenmiştir. Daha sonra, rapora yönelik The Lancet’te yayımlanan ve yayımlanmayan eleştiri yazılarına yer verilmiş ve raporun yazarlarının eleştirilere yanıtı özetlenmiştir. Yazarların, kendilerine yöneltilen somut eleştiri ve soruların büyük bölümünü yanıtsız bıraktıkları ya da ‘iddiayı destekleyen bir yayın bulamadık’ ifadesiyle geçiştirdikleri izlenmiştir. Raporun yazarlarının ileri sürdüğü gibi Türkiye’de Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı başarılı kabul edebilmemiz için Türkiye’nin sınıfsız bir toplum olduğunu ve herkesin çıkarının ortak olduğunu kabul etmemiz gerekir. Diğer kapitalist toplumlarda olduğu gibi Türkiye’de de toplum sınıflardan oluştuğu ve çıkarları birbiriyle çeliştiği için raporun yazarlarının iddialarının aksine, Sağlıkta Dönüşüm Programı toplumun bütün üyeleri için değil ancak patronlar-sömürgenler için başarılı kabul edilebilir.Öğe Piyasa mekanizmalarının ve sağlıkta dönüşüm programının baskısı altındaki bir sağlık meslek alanı: Diş hekimliği(2013) Zeliha Öcek; Kevser VatanseverAmaç: Bu çalışmada, diş hekimlerinin piyasa mekanizmalarının ağız-diş sağlığı alanındaki rolüne yönelik algılarının ve Sağlıkta Dönüşüm Programının (SDP) etkileri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı özellikteki bu çalışmaya on farklı ilden, cinsiyetlerine, çalışma biçimlerine ve uzmanlık durumlarına göre çeşitlilik gösteren 49 diş hekimi dahil edilmiştir. Araştırmanın verileri 31 derinlemesine görüşme ve üç odak grup görüşmesi ile toplanmıştır. Tüm görüşmelerin ses kaydı alınmış ve birebir çözümleri yapılmıştır. Görüşme metinleri içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Bulgular: Altı tema ortaya çıkmıştır; 1) toplum ağız-diş sağlığı sorunlarının nedenleri, 2) diş hekimliğinde girişimcilik ve serbest piyasa dinamikleri, 3) ağız-diş sağlığı sistemi önerisi 4) SDP’nin etkileri, 5) uzmanlık, 6) diş hekiminin ve meslek örgütünün politika ile ilişkisi. Katılımcıların önemli bölümü ağız-diş sağlığı sorunlarının temel nedenini bireysel sorumlulukların yerine getirilmemesine bağlamıştır. Piyasa mekanizmalarına ilkesel olarak karşı çıkmamakla birlikte, diş hekimleri piyasa yönelimli sistemin hastalara ticari yaklaşma zorunluluğu getirdiğini, karlı hizmetlerin teşvik edilmesine yol açtığını açıklamıştır. Diş hekimlerinin büyük bölümü devletin özel muayenehanelerden hizmet satın almasını önermektedir. SDP’nin diş hekimliğinde işçileşme süreci başlattığı, kamudaki hizmetlerin niceliğini arttırırken, niteliğini çok dramatik bir şekilde azalttığı, kamu diş hekimlerinin kendilerini giderek daha yalnız, sağlıksız ve güvencesiz hissettikleri belirlenmiştir. Aşırı uzmanlaşmanın diş hekimlerinin çalışma alanının daralma tehlikesi taşıdığı bildirilmiştir. Katılımcılar diş hekimlerinin politikaya uzak bir meslek grubu olduğunu düşünmektedir. Sonuç: Çalışma, piyasa mekanizmalarına terk edilen bir sağlık alanında hekimlerin mesleki kimliklerinin ticari unsurlardan kaçınılmaz biçimde etkilendiğini ve SDP’nin gerek diş hekimleri gerekse toplumun sağlığı açısından onarılması güç yaralara yol açtığını göstermiştir.Öğe Üniversite hastanelerinde temel bilimler alanında uzmanlık eğitimi: Tıpta uzmanlık öğrencisi bakış açısı ile(2005) Candan Çiçek; Cem Terzi; Ahmet Solak; Güray Aksu; Janserey Batu; Kevser Vatansever; Özgür AslanBu çalışmada, İzmir'de Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinde, kurumların yapısı, donanımı, eğitim programı ve eğitici profilini içeren güncel durumu saptamak amacıyla, Temel Bilimler, Tıbbi Farmakoloji ve Tıbbi Patoloji alanlarında eğitim alan 74 uzmanlık öğrencisine (DEÜTF 39, EÜTF 35) 56 soru ve 154 değişkenden oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Bu anket formu ile, uzmanlık öğrencilerinin demografik bilgileri, eğitim programları, teorik ve beceri etkinlikleri, eğitim ortamı, eğiticilerin profili, değerlendirme, sınavlar ve mesleki gelişimlerinin güncel durumunun belirlenmesi planlanmıştır. Anket formlarına yanıt oranı %71 olarak gerçekleşmiş ve her iki üniversitede de eğitim programı ve araç-gereçleri, kurumun teknik donanımı ve eğitici sayısının yeterli olduğu saptanmıştır. Eğitim sürecinde, uzmanlık öğrencilerinin düzenli olarak değerlendirmeye tabi tutulduğu, mesleki gelişim süreçlerinde bilgi, beceri, tutum kazandıkları ve araştırma etkinliklerine katıldıkları gözlenmiştir. Sonuç olarak, her iki üniversitenin eğitim programı, kurum alt yapısı ve eğitici profilinin yeterli olduğu bulunmuştur.