Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Küsbeci, Mahmut" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Hibrit görüntülemede akıllı gadolinyum bazlı kontrast ajan sentezi
    (Ege Üniversitesi, 2023) Küsbeci, Mahmut; Biber Müftüler, Fazilet Zümrüt
    Paramanyetik kontrast ajanlar manyetik rezonans görüntülemenin (MRG) uygulamaları için değerli ve güçlü ajanlardır. Geleneksel yaygın olarak kullanılan paramanyetik kompleksleri hem termodinami hem de kinetik stabilite, farmakokinetik, biyolojik dağılım ve görüntüleme gücü sınırlıdır. Bu çalışmada moleküler görüntülemenin yüksek duyarlılığından yararlanırken aynı zamanda MRG'nin sunduğu çoklu avantajlardan yararlanıp, hastalığın doğru tanı alması, takip edilmesi ve tedaviye yanıt değerlendirmesi için aynı anda birden fazla görüntüleme yöntemi ile tespit edilebilecek multifonksiyonel kontrast ajan geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, bir SPECT ajanı olan Teknesyum-99m (99mTc) ile radyoişaretli Gadolinyum (Gd) bazlı paramanyetik nanoparçacıklar (99mTc-Gd-DOTA-PLGA-PEG) sentezlenmiştir. Radyoişaretleme verimi % 95'in üzerinde hesaplanmıştır. Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) ve Fourier Dönüşüm Kızılötesi Spektroskopisi (FTIR), nanoparçacıklara ait karakterizasyon çalışmaları ise Dinamik Işık Saçılımı (DLS) Analizi, Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) yöntemleriyle yapılmıştır. Gd-DOTA-PLGA-PEG nanoparçacıkların in vitro ve in vivo MR görüntüleri alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Sentezlenen 99mTc-Gd-DOTA-PLGA-PEG'nin hibrit görüntüleme ajanı olabilme potansiyelinin araştırıldığı bu tez çalışmasında, daha kapsamlı in vitro ve in vivo çalışmaların planlanmasına ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Meme MRG'de saptanan kitlesel olmayan parlaklaşmaların histopatolojik korelasyonu
    (Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2018) Küsbeci, Mahmut; Bilgen, Işıl
    Amaç: Retrospektif özellikteki bu çalışmanın amacı, meme manyetik rezonans görüntülemede (MRG) saptanan kitlesel olmayan parlaklaşma bulgusunun; dağılım paterni, morfolojik özellikleri, iç kontrastlanma ve kinetik özellikleri ile lezyonların histopatolojik tanılarının korele edilerek değerlendirilmesidir. Ayrıca malignite saptanan olgularda histopatolojik tanı ve moleküler alt tipler göz önüne alınarak, meme MRG’de kitlesel olmayan parlaklaşma bulgusunun dağılım paterni ve iç kontrastlanma şeklinin kanser subtipleri ile ilişkili olabilecek sıklığı araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Ocak 2013- Kasım 2015 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalında yapılan dinamik meme MRG tetkikinde kitlesel olmayan parlaklaşma saptanan 104 olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Ege Üniversitesi Hastanesi Bilgi Sisteminde histopatolojik tanısı mevcut olmayan 25 olgu ve MRG’de kitlesel olmayan parlaklaşmaya eşlik eden kitle saptanan 18 olgu çalışma kapsamından çıkarıldı. Çalışmaya dahil olan 61 olgunun yaşları 13 ile 75 arasında değişmekteydi. Yaş ortalaması 48 idi. Altmış bir olguda 62 izole kitlesel olmayan patolojik kontrastlanma saptandı. Lezyonlar morfolojik özellikleri, dağılım ve kontrastlanma paternine, kontrastlanma kinetiğine, arka plan parlaklaşması durumuna ve ek bulgu varlığına göre sınıflandırıldı. 62 lezyonun histopatolojik sonuçları; 39’u malign (%62.9), 18’i benign (%29), 5’i yüksek riskli lezyon (%8.1) idi. Görüntülemeler Siemens (Symphony Vision) marka 1,5T MRG cihazı ve Siemens (Verio) marka 3T MRG cihazı ile gerçekleştirildi. İncelemelerde konvansiyonel sekanslar ve kontrastlı dinamik görüntüler elde olundu. Kitlesel olmayan parlaklaşma bulgusu dağılım şekli, iç kontrastlanma paternleri, kontrastlanma kinetikleri ve değerlendirmeleri Amerikan Radyoloji Koleji (ACR) tarafından 2013 yılında basılan (5.Baskı) BI-RADS MRG Atlası’ndaki standart terminoloji kullanılarak yapıldı. Çalışmaya dahil olan hastaların verileri istatistiksel değerlendirmeye alındı. İstatistiksel veriler IBM SPSS V.21 istatistik programı ile analiz edildi. İstatistik analizi, Ege Üniversitesi İstatistik Bölümü tarafından yapıldı. Analizlere ilişkin karar; veri setinde yer alan değişkenlerin ölçüm düzeyleri, sınıflama düzeyinde olmasından dolayı ilişkinlerin tespiti çapraz tablo kullanımlı ki-kare testi ile yapıldı. Bu testlerden Pearson ki kare ve Fisher ki kare sonuçları üzerinden değerlendirildi. Sonuçlar %95 güven düzeyinde (α yanılgı payı %0.05) dikkate alınarak değerlendirildi. Bulgular: MRG’de saptanan kitlesel olmayan parlaklaşma bulgularına dağılım açısından bakıldığında; sırasıyla fokal (%25.8), segmental (%22.6), multirejyonal (%22.6), rejyonal (%14.5), lineer (%8.1) ve diffüz (%6.5) tipler gözlendi. Çalışmamızda literatüre benzer şekilde (farklı çalışmalarda değişken oranlarda da olsa); fokal dağılım paterni gösteren parlaklaşmalarda daha çok benign; segmental ya da rejyonal dağılım paterni gösteren lezyonlarda ise malign histopatolojik sonuçlar izlendi. Lezyonların iç kontrastlanması ise en sık heterojen tipte (%50) izlenirken, homojen (%19.4), kümeleşen halkasal (%16.1) ve küme (%14.5) şeklinde kontrastlanma yaklaşık benzer sıklıktaydı. Çalışmamızda hem malign olgularda hem de benign olgularda heterojen iç kontrastlanma en sık görülen iç kontrastlanma şekli idi. İç kontrastlanma özellikleri ile histopatoloji sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Çalışmamızda dağılım paternleri arasında diffüz (%100), multirejyonal (%95.2) ve segmental (%90.5) tipler yüksek spesifite göstermekteydi. İç kontrastlanma tiplerinde ise kümeleşen halkasal (%95.2) ve küme tipinde (%90.5) yüksek spesifite saptandı. Kümeleşen halkasal kontrastlanmada %90, kümede %77 pozitif prediktif değerine ulaşıldı. Kitlesel olmayan parlaklaşma bulgusuna eşlik edebilen diğer bulgular incelendiğinde; meme başı çekintisi, cilt kalınlaşması ve invazyonu, ödem, yapısal distorsiyon, aksillar lenfadenopati, göğüs duvarı invazyonu gibi ek bulguların varlığı histopatolojik sonucun malign olacağını öngörmesi açısından anlamlı bulundu. Kontrastlanma kinetiği açısından çalışmamızda hem benign hem malign lezyonlarda daha çok tip 2 ve 3 kontrastlanma kinetiğine rastlandı. Malign lezyonlarda tip 3 kontrastlanma kinetiği sıklığı daha fazla olsa da malign/benign lezyon ayrımında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. Çalışmamızda literatürle uyumlu olarak, meme MRG’de kitlesel olmayan parlaklaşma gösteren alandan yapılan doku örneklenmesinin histopatolojik olarak nasıl sonuçlanacağını öngörmemize kinetik parametrelerin hiçbir katkısının olmadığı saptandı. İmmünohistokimyasal belirteçlere (ER, PR, HER-2, Ki-67) dayanılarak yapılan meme karsinomu sınıflaması luminal A, luminal B, HER-2 ve triple negatif şeklinde idi. Çalışmamızda gerek kitlesel olmayan parlaklaşmanın dağılım paterni gerekse iç kontrastlanma özellikleri ile moleküler alt gruplar arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Olguların Ki-67 indeksleri <%10, %10-30, >%30 şeklinde kategorize edildi. Çalışmamızda fokal dağılım gösteren kitlesel olmayan malign lezyonların tamamında Ki-67 indeksi %10’un altında olduğunu saptandı. Diğer dağılım paternlerinde ise indeks %10-30 aralığında ve %30’un üzerinde bulundu. Bu nedenle mitotik indeksin lezyonların dağılım morfolojilerini ve paternlerini etkileyebileceği düşünüldü. Sonuç: Meme karsinomu kendine özgü klinik, histopatolojik ve moleküler özelliklere sahip farklı biyolojik davranışlar sergileyen heterojen bir tümördür. Memede manyetik rezonans görüntülemenin lezyon saptayabilme yeteneği ve problem çözücü yönü ile kullanım sıklığı ise gün geçtikçe artmaktadır. MRG’de kitlesel olmayan lezyonları tanımlamada ve değerlendirmede dağılım paterni, iç kontrastlanması, arka plan parlaklaşması ve ek bulgu özellikleri önemlidir. Histopatolojik olarak benign veya malign tanıyı öngörmede bu morfolojik özellikler fikir verebilir. Moleküler özellikler tümör davranışını belirlemesinin yanında morfolojisini ve görüntüleme özelliklerini de etkilemektedir, ancak alt tip ayrımında altın standart histopatolojik incelemedir. Özellikle görüntüleme rehberliğindeki biyopsi yöntemlerinin arttığı günümüzde, histopatolojik korelasyonda, MRG’de kitlesel olmayan kontrastlanmanın dağılım patern özelliği ile oluşan malign-benign öngörümüzü histopatolojik sonuçlar ile karşılaştırarak, biyopsinin tekrarı ya da izlem protokolüne ilişkin kararımız tekrar değerlendirilmelidir. Arka plan parlaklaşmasına bakıldığında en sık ‘minimal’ (%50) daha sonra sırasıyla ‘belirgin’(%19.3), ‘ılımlı’(%17.8) ve ‘hafif’(%12.9) boyanma saptandı. Arka plan parlaklaşması ile lezyonun malign olması arasında anlamlı ilişki saptandı. Bu durum özellikle ‘belirgin’ ve ‘asimetrik’ arka plan parlaklaşmasında öne çıkmaktaydı.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim