Yazar "Akmeşe, Zehra Baykal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 0-6 Yaş Psikososyal Gelişim Dönemi Tutumları Ölçeği’nin Geliştirilmesive Eğitim Müdahalesiyle Ölçeğin İlk Uygulaması(2022) Dönmez, Ayşegül; Engin, Esra; Keskin, Gülseren; Akmeşe, Zehra Baykal; Durmuş, TuğbaAmaç: Bu araştırmada amaç 0-6Yaş Psikososyal Gelişim DönemiTutumları Ölçeği’nin (0-6 PGDTÖ) geliştirilmesi ve eğitim müdahalesiyle ölçeğin ilk uygulamasını yapmaktır. Yöntemler: Araştırma metodolojik ve girişimsel bir araştırmadır. Ölçek araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. İzmir ilinde hizmet veren iki ana okul öğrencilerinin annelerine ölçek uygulanmıştır (n = 151). Ölçeğin zamana karşı değişmezliğini ölçmek için ölçek 30 anneye yeniden uygulanmıştır. Etik kurul, araştırma yeri ve araştırmaya katılmayı kabul eden bireylerden izin alındıktan sonra, eğitim öncesi veri toplama araçları uygulanmıştır. Eğitim sonrası ölçekler yeniden uygulanmıştır. Bulgular: Ölçeğin geçerlilik çalışması için içerik geçerliliği yöntemi uygulanmıştır. Uzman görüşleri ara- sında fark olmadığı saptanmıştır (P=,810). Ölçeğin güvenirlik çalışması aşamasında, ölçekte yer alan 30 maddenin toplam puan korelasyonları incelenmiş olup, 0,20 korelasyon sınırının altında olan mad- deler ölçekten çıkarılmıştır. Ölçek bu hali ile 18 maddede bırakılmıştır. Ölçeğin iç tutarlılık analizlerinde ise Cronbach Alpha değeri 0,74 olarak bulunmuştur, bu doğrultuda ölçeğin kabul edilebilir düzeyde iç tutarlılık gösterdiği saptanmıştır. Ölçeğin zamana karşı değişmezliği için test-tekrar test arasındaki ilişki anlamlı (P=,000) bulunmuştur. Eğitim sonrası 0-6 PGDTÖ puan ortalaması yükselmiştir. Sonuç: Ölçek Türk toplumu için geçerli ve güvenilir bir ölçektir. Annelerin eğitim sonrası 0-6 PGDTÖ puan ortalaması yükselmiştir.Öğe Association Between Breastfeeding Attitudes and Depression Risk of Mothers in COVID-19 Pandemic(2023) Akmeşe, Zehra BaykalObjective: The aim of this study is to determine the level of breastfeeding attitude and its association with risk of depression among mothers during the COVID-19 pandemic. Methods: In the cross-sectional analytics study, the minimum number of samples to be reached was calculated (n=327). Data were collected from 393 mothers with the Google survey method. Questionnaire Form, Edinburgh Postpartum Depression Scale (EPDS) and Infant Feeding Attitude Scale (IFAS) forms were used as data collection tools. Variables related to socio-demographic characteristics are shown by number and percentage distribution. The effects of categorical variables, which are thought to affect the mean scores of EPDS and IFAS, were evaluated with t-test and chi-square analysis in independent groups. The relationship between the mean scores of the scale is shown by the correlation coefficient. p<0.05 was considered significant. Results: The mean IFAS score was 65.54±6.74, and the mean EPDS score was 10.70±6.25. IFAS scores of mothers at risk for depression (64.78±6.85) were found to be significantly lower (p < 0.05) than mothers who were not at risk for depression. Conclusion: In the COVID-19 pandemic, it was determined that the breastfeeding attitudes of mothers at risk for depression were lower than those of mothers who were not at risk for depression.Öğe Doğumevlerinde Riskli Gebelik Profili: İzmir İli Örneği(2018) Soğukpınar, Neriman; Akmeşe, Zehra Baykal; Hadımlı, Aytül; Balçık, Melek; Akın, BihterAmaç: Bu araştırma, hastanede yatarak bakım gereksinimleri karşılanan riskli gebelere yönelik hazırlanacak bakım protokollerine alt yapı oluşturmak üzere ağırlıklı olarak hangi riskli gebeliklerin hospitalize edildiğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiş tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Yöntem: Araştırmaya İzmir ilinde yer alan iki doğumevinde riskli gebelik nedeniyle yatan 261 gebe dahil edilmiştir. Gebelerin sosyodemografik özellikleri ile risk profilleri sayı ve yüzde dağılımları ile verilmiştir. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan gebelerin %27,6’sı 20-24 yaş arasında %37,5’i ise ilkokul mezunudur. Gebelerin toplam gebelik sayısı ortalaması 2,18±1,48, gebelik haftası ortalaması 28,91±9,28 olarak bulunmuştur. Gebelerin hospitalizasyon endikasyonları %32,2 erken doğum tehdidi, %9,1 gestasyonel diyabetes mellitus, %7,3 olarak da abortus imminens olarak saptanmıştır. Sonuç: Riskli bir gebede hospitalizasyon, riskin anne ve fetüs üzerinde yarattığı olumsuz etkilere göre değişmektedir. Gebelikte görülen risk durumları ayrı ayrı incelenerek her risk durumu için spesifik bakım protokolleri geliştirilmelidir.Öğe Factors Affecting Perceived Stress and Self-Care Agency Pregnant Women(2019) Can, Hafize Öztürk; Akmeşe, Zehra Baykal; Koçak, Yeliz Çakır; Öcalan, Dilek; Dal, Nursel Alp; Sevil, Ümran…Öğe Gebelerin COVID-19 Aşısı Olma Durumları ve Aşı Karşıtlığının Belirlenmesi(2023) Akmeşe, Zehra BaykalAmaç: Bu araştırmanın amacı gebelerin COVID-19 aşısı olma durumları ve aşı karşıtlığının belirlenmesidir. Yöntem: Araştırma kesitsel ve tanımlayıcı tipte olup, Şubat-Nisan 2022 tarihleri arasında Google-anket formu kullanılarak oluşturulan linkin WhatsApp gruplarında paylaşılması yoluyla yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini ulaşılması gereken en az gebe sayısı hesaplanarak (n=150) ulaşılan 165 gebe oluşturmuştur. Veriler Gebe Veri Toplama Formu ve Aşı Karşıtlığı Ölçeği ile toplanmıştır. Aşı karşıtlığı ölçek puanına göre aşı karşıtı olduğu saptanan gebelere “Gebelerde COVID-19 Aşısı “ bilgilendirme broşürü gönderilmiştir. Tanımlayıcı istatistiklerde sayı, yüzde ve ortalama hesaplanmıştır. Verilerin analizinde t testi ve ANOVA testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Gebelerin %33.3 oranla 30-34 yaş grubunda, yaş ortalamasının ise 28.37± 5.90, %24.2’sinin şimdiye kadar COVID-19 pozitif, %7.9’unun son 14 gün içinde COVID-19 pozitif biriyle teması olduğu, %45.5’inin şimdiye kadar en az bir kez PCR testi yaptırdığı, %24.8’inin COVID-19 aşısı olmadığı, aşı olmayanların da %58.5’inin aşıya güvenmediği, %17.1 oranla da karşı oldukları ve endişe, korku yaşadıkları için aşı olmadığı belirlenmiştir. Gebelerin aşı karşıtlığı toplam ölçek puan ortalaması 46.55±12.03’dür. Gebelerin aşı karşıtlığı puan ortalamalarını, COVID-19 pozitif olma durumu (p<0.05), son 14 gün içinde COVID-19 pozitif olan biriyle temas etme (p<0.05) ve COVID-19 aşısı olma durumunun istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde etkilediği saptanmıştır. Sonuç: Bu araştırmada gebelerin COVID-19 aşısını güvenilir bulmadığı, karşı olduğu, endişe ve korku yaşadığı belirlenmiştir. COVID-19 enfeksiyonunun neden olabileceği maternal ve fetal olumsuz sonuçlar göz önüne alındığında, aşı olmama kararında etkili olan nedenlerin belirlenmesinin ve ilgili önlemlerin alınmasının önemli bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir.Öğe İnfertilite sonrası gebelikte algılanan gelişimsel stresin öz bakım gücüne etkisi(2023) Öcalan, Dilek; Koçak, Yeliz Çakır; Dal, Nursel Alp; Akmeşe, Zehra Baykal; Can, Hafize Öztürk; Sevil, Ümran; Gün, SemraAmaç: Araştırmanın amacı, infertilite tedavisi sonrası gerçekleşen gebeliklerde algılanan gelişimsel stresin öz bakım gücüne etkisini belirlemektir. Yöntem: Kesitsel tipte yapılan çalışmada, infertilite tedavisi alarak gebe kalan 90 kadın araştırmaya katılmıştır. Araştırmada Birey Tanıtım Formu, Algılanan Stres Ölçeği ve Öz Bakım Gücü Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Gebelerin yaş ortalaması 30.76±4.29, gebelik haftası ortalaması 13.61±11.71, alınan infertilite tedavi sayısı ortalaması 2.17±1.44, toplam gebelik sayısı ortalaması 1.26±0.55’dir. Kadınların %95.6’sının primer infertilite tanısının olduğu, kadınların %70’inin herhangi bir işte çalışmadığı, %44.4’ünün ilköğretim mezunu olduğu ve %64.4’ünün gelirinin giderine eşit olduğu saptanmıştır. Algılanan Stres Ölçeği toplam puan ortalaması 25.73±5.36, Öz Bakım Gücü Ölçeği toplam puan ortalaması 104.60±15.25’dir. Algılanan Stres Ölçeği toplam puanları ile Öz Bakım Gücü Ölçeği toplam puanları arasında negatif yönlü anlamlı ilişki vardır (r=-0.385, p=0.000). Sonuçlar: İnfertilite tedavisi sonrası gebelerin algıladıkları gelişimsel stres ve öz bakım gücü orta düzeydedir. Kadınların algıladıkları stres düzeyi arttıkça, öz bakım gücü düzeyi azalmaktadır. İnfertilite tedavisi sonrası gebelerin algıladıkları stresi azaltmak, öz bakım gücünü arttırmak için, destekleyici ve bütüncül bir bakım yaklaşımı önerilmektedir.Öğe Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğrencileri Görüşleriyle Cinsiyet Değişikliği(2023) Akmeşe, Zehra Baykal; Alış, BuseBu araştırma sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin cinsiyet kavramı ve değişikliğine yönelik görüşlerini belirlemek amacıyla tasarlanmış, tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini bir kamu üniversitesinin Sağlık Bilimleri Fakültesinde öğrenimine devam eden 623 öğrenci oluşturmuştur. Veri, araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formu ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Veri çözümlemesi Statistical Package for Social Science (SPSS) Windows 22.0 programı kullanılarak yapılmıştır. Sosyo- demografik özelliklere ilişkin değişkenler, sayı ve yüzde dağılımı ile gösterilmiştir. Cinsiyet değişikliğine yönelik görüşlerini etkileyebileceği düşünülen kategorik özellikteki değişkenlerin etkisi Ki-kare çözümlemesi ile değerlendirilmiş, p<0.05 anlamlı kabul edilmiştir. Öğrencilerin %47.7’si cinsiyetin doğuştan olduğunu, %83.0’ı ise cinsiyetin değişebileceğini, %16.5’inin aile ya da akrabada cinsiyet değiştiren birey olduğu, %78.7’sinin de cinsiyet değiştiren bireylere karşı önyargılı oldukları belirlenmiştir. Öğrencilerin %63.9’u cinsiyet değişikliği sonrası gebeliğin olamayacağını ve %65.3’ü doğum yapabilmenin mümkün olmadığını belirtmiştir. Ebe öğrencilerin %89.0’ı cinsiyet değiştiren bireylere yönelik ebelik bakımı vermek istediklerini, %86.7’si de cinsiyet değiştiren bireylerin doğumunu yaptırmak istediklerini belirtmişlerdir. Ebelik müfredatında cinsiyet değiştiren bireylere özgü ebelik bakımına ilişkin derse yer verilmesini isteyen öğrencilerin oranı ise %82.5’dir. Ailesinde cinsiyet değiştiren yakını olanların, cinsiyet doğuştandır (p=0.02), cinsiyet değişikliği sonrası gebelik ve ebeveynliğin toplumsal düzeni bozar (p=0.04), cinsiyet değişikliği sonrası bireysel prenatal - postnatal ebelik bakımı verilmesi gerekir (p=0.03) şeklinde düşünmelerini istatistiksel anlamlı olarak etkilediği belirlenmiştir. Araştırma sonuçları sağlık bilimleri fakültesi ve özellikle ebelik öğrencilerinin, cinsiyet değiştiren bireylerin gereksinimlerine özgü bakımla ilişkili bilgi ve destek eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Öğrenciler genellikle cinsiyet değiştiren bireylerin bakımını üstlenmede olumlu bir bakış açısına sahiptirler, ancak bu durum öğrencilerin profesyonel bir bakım vermeleri için yeterli değildir.