Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Yapar, Saadet" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 20 / 33
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Adsorption and desorption behavior of copper ions on Na-montmorillonite: Effect of rhamnolipids and pH
    (Elsevier Science Bv, 2009) Ozdemir, Gunseli; Yapar, Saadet
    In this work, the effects of an anionic biosurfactant, rhamnolipid (RL), and pH on the adsorption and desorption of Cu(2+) ions on Na-montmorillonite were investigated. Adsorption studies were conducted through the addition of Cu(2+) to the dispersions containing pristine- and/or RL-modified clay. In the case of pristine clay, RL was also added simultaneously with the Cu(2+). The effect of pH was studied in the range between 1.0 and 8.0. The highest adsorption capacity was obtained at the pH of 4.7-4.8. Among the models including the Langmuir, Freundlich and Dubinin-Kaganer-Radushkevich isotherms; Langmuir isotherm gave a better fit to the experimental data. The most suitable fit for the adsorption kinetics of Cu(2+) was obtained with a pseudo-second-order model. It was determined that the adsorption capacity of the pristine clay is comparable with that of the activated carbon and the modification of clay with RL causes an increase in the adsorption rate due to the distribution of clay platelets in the solution. (C) 2009 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Adsorption and desorption behavior of copper ions on Na-montmorillonite: Effect of rhamnolipids and pH
    (Elsevier Science Bv, 2009) Ozdemir, Gunseli; Yapar, Saadet
    In this work, the effects of an anionic biosurfactant, rhamnolipid (RL), and pH on the adsorption and desorption of Cu(2+) ions on Na-montmorillonite were investigated. Adsorption studies were conducted through the addition of Cu(2+) to the dispersions containing pristine- and/or RL-modified clay. In the case of pristine clay, RL was also added simultaneously with the Cu(2+). The effect of pH was studied in the range between 1.0 and 8.0. The highest adsorption capacity was obtained at the pH of 4.7-4.8. Among the models including the Langmuir, Freundlich and Dubinin-Kaganer-Radushkevich isotherms; Langmuir isotherm gave a better fit to the experimental data. The most suitable fit for the adsorption kinetics of Cu(2+) was obtained with a pseudo-second-order model. It was determined that the adsorption capacity of the pristine clay is comparable with that of the activated carbon and the modification of clay with RL causes an increase in the adsorption rate due to the distribution of clay platelets in the solution. (C) 2009 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Adsorption properties of microwave synthesized inorgano-organo montmorillonite
    (Wiley-Blackwell, 2010) Emreol, Miray; Soycan, Nefset; Yapar, Saadet
    The aim of this study is to determine the adsorption properties of microwave synthesized inorgano-organo montmorillonites. Microwave irradiation is preferred because of its low time and energy consumption properties. forming an advantage in industrial applications. In addition to the intercalation of Keggin and hexadecyltrimethylammonium (HDTMA(+)) cations, the aging process of pillaring solution was also carried out through the microwave irradiation. Both inorgan clays, namely the parents, and their inorgano-organo derivatives, were prepared by using the same amounts of aluminum by keeping the OH-/Al3+ and Al3+/clay ratios constant. The HDTMA(+)/clay ratio was changed in inorgano-organo clays (IOCs) during the preparation. The effects of these parameters on the surface properties and adsorption behaviors of the samples were investigated by conducting X-ray diffraction (XRD). Fourier transform infrared (FTIR) and simultaneous thermal analyses (STA), as well as hatch adsorption experiments. in which phenol was used as a model pollutant. The results of XRD analyses reveal that the intercalation is successfully achieved. The existence of the Keggin and HDTMA(+) cations was observed in FTIR spectra of the samples. Through the STA. it was determined that the existence of organic layer increases the dehydroxylation temperature and the thermal behavior of inorgano-organo montmorillonites strongly depends on the structure of the parent clay. An increase in the adsorption efficiencies with increasing HDTMA(+)/clay ratio was observed, except with the highest ratio. The behavior of this sample was explained by the formation of the second HDTMA(+) layer leading to the hydrophilic surface formation. (C) 2009 Curtin University of Technology and John Wiley & Sons, Ltd.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Ağır metal iyonlarının adsorpsiyon yöntemiyle uzaklaştırılması
    (Ege Üniversitesi, 2011) Güney, Gülden; Yapar, Saadet
    Bu projede, kilin KDK'sinin farklı yüzdelerine eşdeğer miktarda CPC kullanılarak hazırlanmış organo kilin atık sulardaki Cu2+ katyonlarını uzaklaştırması incelenmiştir. Projede yaygın olarak kullanılan yüzey aktif maddelerden farklı olarak, daha çok hijyen ile ilgili uygulamalarda kullanılan ve çevresel etkileri daha az olan CPC kullanılması çalışmanın özgün yönüdür. Deneysel çalışmalar; kilin katyonik yüzey aktif maddeyi adsorplamasının incelenmesi, modifikasyon, Cu2+ adsorpsiyonu, ve karakterizasyon olarak gruplandırılabilir. Denemelere ham kilin sedimantasyon yöntemi ile safsızlıkların giderilerek kullanıma hazır hale getirilmesiyle başlandı. Daha sonra kilin seçilen yüzey aktif maddeyi adsorplama davranışı üç aşama halinde incelendi. Kinetik ve izoterm çalışmalarında tüm denemeler aynı süre için iki ayrı örneğin kullanıldığı paralel setler halinde gerçekleştirildi. İzoterm denemelerinde, kinetik çalışmalarından farklı olarak belirli bir derişim aralığında hazırlanan yüzey aktif çözeltileri kullanıldı. Bu denemelerde kil ve yüzey aktif madde içeren çözeltiler 24 saat çalkalandı. Çalkalama süresi sonunda ayrılan üst fazın derişimi UV spektrofotometrede absorbans değerleri ölçülerek saptandı. Katyonik yüzey aktif maddenin kil üzerine adsorplanma kinetiğini incelemek amacıyla deney verileri yalancı birinci ve yalancı ikinci mertebeden denklemler kullanılarak modellenmeye çalışıldı. Yapılan hesaplamalar sonunda adsorpsiyon kinetiğinin yalancı ikinci mertebe denklemlere uygun olduğu saptandı. Adsorpsiyon davranışı farklı izoterm eşitlikleri kullanılarak modellenmeye çalışıldı ve yüzey aktif maddenin kil üzerine adsorpsiyonunun SIPS izotermine uygun olduğu saptandı. Adsorpsiyon davranışını incelemede üçüncü aşama olarak sıcaklığın adsorpsiyon üzerine etkisi gözlemlendi. 20°C ile 40oC arasında seçilen sıcaklıklarda kil ve yüzey aktif madde içeren çözeltiler çalkalanarak denemeler tekrar edildi. Çalışılan sıcaklık aralığında adsorpsiyon üzerine sıcaklığın çok fazla etkisi olmadığı tespit edildi. Kil, katyon değişim kapasitesinin (KDK) %25'ine, %50'sine ve %100'üne eşdeğer miktarda CPC kullanılarak modifiye edildi. Modifiye kil kullanılarak, kesikli adsorpsiyon denemeleriyle Cu+2 iyonlarının uzaklaştırılması incelendi. KDK'nin %25'ine eşdeğer miktarda CPC kullanılarak modifiye edilen kilin bakırı en yüksek oranda adsorpladığı saptandı. Yüzey aktif madde ve bakır adsorpsiyonunun kilin yapısına etkisini tahmin edebilmek amacıyla bazı örnekler XRD, SEM ve FTIR analizlerine tabi tutuldu.;Clay, organoclay, Cu+2 cations, cetylpyridinium chloride, adsorption.;Kil, Organokil, Cu+2 katyonları, setilpridinyum klorür, adsorpsiyon.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Ağız mukozasında gelişen zararlı bakterilere karşı etkili antibakteriyel kil geliştirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 2022) Yapar, Saadet; Özdemir, Günseli; Bulut, T. Hakan; Şahiner, Aslı
    Bu çalışmada diş çürüklerinin yanı sıra diş eti hastalıklarına ve sonucunda diş kayıplarına yol açabilecek bakterilere karşı antibakteriyel bir malzeme üretilmesi amaçlanmıştır. Bu tür hastalıklarda kullanılabilecek antibakteriyel ürünler uzun süreli kullanımlarda ağızda tahriş ve benzeri rahatsızlıklara neden olmaktadır. Diş eti enfeksiyonlarında kullanılan antibiyotikler ise son yıllarda birçok bakteri tarafından geliştirilen direnç mekanizmaları nedeniyle hem yeteri kadar etkili olamamakta hem de uzun süreli ve yüksek dozda kullanımları mikrobiyotaya zarar vermektedir. Üretilen malzemede, insan sağlığına olumsuz etkisi olmayan montmorillonit türü kil kullanılmış ve antibakteriyel ürünlerin cilt ile teması önlenerek tahriş etkileri azaltılmaya çalışılmıştır. Malzeme ağızda daha kolay uygulama sağlayabilecek diş macunu içine ilave edilerek antibakteriyel etkinliği test edilmiştir. Literatürde bu tür malzemeler ve benzer yöntemli bir çalışma bulunmamaktadır. İnorganik (Cu2+ ve Zn2+) ve organik katyonlar (setil pridinyum, setil trimetil ammonyum, benzetonyum) ve anyon (lauril sarkozinat) ile hazırlanan örneklerin yapıları ATR-FTIR, SEM, XPS ve TGA analizleri ile aydınlatılmıştır. Antibakteriyel özellikleri ise, Streptoccus mutans, Actinomyces viscosus, Streptococcus sanguinis, Bacteriodes fragilis ve Veillonella parvula'ya karşı; MİK, MBK, ölçümleri, disk difüzyon ve time-kill testleri uygulanarak saptanmıştır. Ölçümler sonunda en yüksek etkiyi gösteren Mt-CP-SR, Mt-CTA ve Mt-BZT'nin aktif bileşen olarak kullanıldığı diş macunu formülasyonları hazırlanmıştır. Bu formülasyonlar kullanılarak yapılan disk difüzyon testlerinde örneklerin zon çaplarının 8, 7 mm ile 39, 8 mm aralığında değiştiği gözlenmiştir.;Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları, antibakteriyel inorgano- ve organomontmorillonit, kuaterner amonyum ve anyonik yüzey aktif maddeler.;Dental caries and gum diseases, antibacterial inorgano- and organomontmorillonites, quaternary ammonium and anionic surfactants.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The antibacterial effect of heavy metal and cetylpridinium-exchanged montmorillonites
    (Elsevier Science Bv, 2010) Ozdemir, Guenseli; Limoncu, Mine Hosgoer; Yapar, Saadet
    The antibacterial effects of Cu2+-, Zn2+-, Ag+-, Ag-0- and cetylpridinium-exchanged montmorillonites were tested on Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853 and Staphylococcus aureus ATCC 29213 strains which are highly resistant to antibiotics and cause severe infections in hospitalized patients. The exchange reactions were carried out using heavy metal and cetylpridinium (CP) cations in amounts that are equal to or less than the amounts required forming a monolayer on montmorillonite surface. The amounts required for the monolayer formation were determined by conducting batch adsorption experiments. The antibacterial activity of the samples was detected by the disk diffusion method. Cu2+-, Ag+-exchanged and Ag-0-covered montmorillonites had a good antibacterial effect against P. aeruginosa and S. aureus as did the Zn2+-exchanged montmorillonite against S. aureus. However, the CP-exchanged montmorillonite was ineffective for both of the bacterial species. Thus, the heavy metal exchanged montmorillonites could be used in pharmaceutical applications, personal care products, in the decontamination of P. aeruginosa reservoirs in hospitals, and also in aqueous based cleaning agents and liquid and bar soaps. Zn2+-exchanged montmorillonite has potentiality to be used as a low cost substitution to silver for applications against S. aureus. (C) 2010 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Denim yıkamada kullanılmış ponza taşlarının atık su arıtmada kullanımı ve geri kazanılan suyun tekrar denim yıkamada kullanım olanakları
    (Ege Üniversitesi, 2017) Yapar, Saadet; Duran, Kerim; Bağıran, İsmail Cem; Körlü, Ayşegül
    Bu tezde yüksek adsorpsiyon özelliğine sahip ve denim yıkama işlemlerinde kullanıldıktan sonra atık haline gelmiş ponza taşlarının, denim yıkama fabrikalarının atık suyunu arıtmada kullanılması ve arıtılan suyun belirli oranlarda temiz su ile karıştırılarak denim yıkamada tekrar kullanım olanakları araştırılmıştır. Çalışma kapsamında, atık haline gelmiş ponza taşları bir adsorpsiyon kolonuna yerleştirilmiş ve denim atık suyunun çevreye deşarj edilmeden önce bu kolondan geçmesi sağlanmıştır. Ardından, adsorpsiyon uygulanan atık suyun belirli oranda temiz suyla karışımı sağlanmış ve son elde edilen su, denim yıkamada giriş suyu olarak kullanılmıştır. Daha etkin arıtılan su ve bu suyla yıkanan denim ürünlerin gerekli analizleri yapılmış ve elde edilen veriler doğrultusunda arıtma etkinliği ve suyun tekrar kullanılabilme olanakları belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar sonunda, atık ponza taşlarıyla adsorpsiyon yöntemine göre arıtılan suyun, denim yıkama giriş suyu olarak kullanılabileceği ve bu suyla yıkanan denim ürünlerin, istenen fiziksel özellikleri karşıladığı belirlenmiştir. Bu bağlamda, hem katı atık değerlendirilmesi hem de kaynakların etkin kullanımı mümkün olmuştur.;Arıtma, ponza taşı, denim yıkama, atık geri kazanımı.;Treatment of waste water, pumice stone, zeolite, denim washing, waste recyling.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Effect of OH-/Al3+ and Al3+/clay ratios on the adsorption properties of Al-pillared bentonites
    (Elsevier Science Bv, 2007) Altunlu, Muejde; Yapar, Saadet
    In this work, the adsorption properties of Al-pillared bentonites were investigated by using phenol and 2-chlorophenol as model pollutants. The Al-pillared bentonites were prepared by the conventional method of pillaring involving the mixing of a dilute clay suspension with a dilute pillaring solution. To study the effect of textural changes on the adsorption properties, the adsorbents were prepared by using different OH-/Al3+ and Al3+/Clay ratios. It was determined that the adsorbed amounts of phenol decrease with increasing OH-/Al3+ and Al3+/clay ratios. Adsorption of 2-chlorophenol on the adsorbent adsorbing the highest amount of phenol was studied. It was found that the amounts adsorbed are nearly same for both of the adsorbates at low equilibrium concentrations and a slight difference is observed at concentrations exceeding 60 mg/L. The adsorbed amounts were compared with the amounts adsorbed by hexadecyltrimethylammonium bromide (HDTMA)-bentonite. It was obtained through the modification of bentonite with hexadecyltrimethyl ammonium bromide, in an amount equivalent to 100% of cation exchange capacity of the clay. It was observed that the adsorbed amounts of phenol are approximately three times higher in the case of Al-pillared bentonite having 1.44 and 1.8 OH-/Al3+ and Al3+/Clay ratios, respectively. This behavior is attributed to the high surface area. Although the adsorbed amounts of 2-chlorophenol on the Al-pillared bentonite are same with that of phenol, they are lower than the amounts adsorbed on HDTMA-bentonite and it was concluded that the existence of pseudo-organic layer is of importance in the case of the adsorbates having low water solubility and the form of the sample I modified with HDTMA will be more efficient. (C) 2006 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Hydrotalcite as a potential sorbent for the removal of 2,4-Dichlorophenol
    (2004) Yapar, Saadet; Klahre, Peter; Klumpp, Erwin
    The removal of 2,4-dichlorophenol (DCP) using calcined and modified forms of hydrotalcite (HT) was studied. HT was calcined at 550 °C for 3 h. the calcined form (HTC) was modified under argon atmosphere using sodium stearate in an amount equivalent to 100% of the theoretical anion exchange capacity of HT. the 3 forms of HT were subjected to X-ray diffraction analysis. It was determined that the peak with characteristic basal spacing d = 7.62 â corresponding to interlayer carbonate anion disappeared in HTC and a peak with d = 32 â confirming the adsorption of stearate anion appeared in organo-HT. Adsorption equilibria of DCP on HT and organo-HT were measured using batch equilibration. Adsorption behavior was modeled by the modified Freundlich equation. It was determined that HTC and organo-HT have maximum efficiencies corresponding to certain initial concentrations, i.e. 2.76 mmol/1 for HTC and 3.68 mmol/1 for organo-HT. At these concentrations, HTC and organo-HT can adsorb 61% and 17% of DCP, respectively.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mikrodalga yöntemiylealuminyum oksit-bentonit kompozit adsorbentlerin sentezlenmesi ve yapısal karakterizasyonları
    (Ege Üniversitesi, 2016) Emreol, Miray; Yapar, Saadet
    Bentonit, mikrodalga, aluminyum oksit, XRD, gaz sorpsiyonu.;Bentonite, microwave, aluminium oxide, XRD, gas sorption.;Endüstriyel atık suların arıtımında hem kolay hem de ucuz bir yöntem olan adsorpsiyon üçüncül arıtma yöntemleri arasında yaygın olarak kullanılmakla beraber piyasada mikrogözenekli adsorbentler çokça kullanıldığı için büyük organik moleküllerin uzaklaştırılması konusunda literatürde neredeyse hiç çalışma bulunmamaktadır. Projede, büyük bir sentetik boya molekülü olan RR-141'in sudan uzaklaştırılmasını sağlayabilecek bir adsorbent üretilmesi amaçlanmıştır. Bu sebeple, boya molekülünün adsorpsiyonuna elverişli, dış yüzey alanı geniş ve/veya ağırlıklı olarak makro ve mezogözenekler içeren adsorbent üretimi için Al13 oligomer çözeltisi ve bentonit kullanılarak Al2O3-bentonit kompozit malzemenin yapısal ve adsorpsiyon özellikleri araştırılmıştır. Projede, öncelikle ham kil olarak sağlanan Karakaya bentonit çökelme yöntemi kullanılarak ağır fraksiyonlarından ayrılmıştır. Daha sonra AlCl3 çözeltisinin hidrolizi sonucu elde edilecek olan Al-oligomer çözelti, oranları 2, 10 ve 20 mmol Al/kil olacak şekilde kil karışımına eklenerek 360W'ta 10 dakika mikrodalgaya maruz bırakılmıştır. Elde edilen örnek 60 °C'de kurutulmuş ve 500°C sıcaklıkta, 3 saat boyunca kalsine edilmiştir. Son olarak yıkanan örneklerin yıkama suyunda AAS kullanılarak aluminyum tayini yapılmış ve hedeflenen Al/kil oranlarına büyük ölçüde ulaşıldığı görülmüştür. Örneklerin yapısal özellikleri, XRD ve gaz adsorpsiyonu analizleri kullanılarak incelenmiştir. Modifikasyon sonucu ham kilin yüzey alanının önemli ölçüde arttığı ve yüzey alanını büyük kısmının dış yüzey alanı ve mezo-gözenekten kaynaklandığı görülmüştür. Örneklerden en yüksek yüzey alanına sahip olan Al-PILC-20n örneği adsorpsiyon çalşması için seçilmiştir. Kinetik çalışma sonuçları, Intraparticle Diffusion (ID) modeli olarak da bilinen Weber-Morris model denklemine uygun bulunmuştur. Denge çalışmasının sonuçları ise Sips modeline uygun bulunmuştur. Arrhenius denklemi kullanılarak hesaplanan aktivasyon enerjisi 40 kJ/mol'den az bulunduğu için gerçekleşen adsorpsiyonun fiziksel adsorpsiyon olarak gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Mikrofdalga yöntemiyle demir (III) oksit destekli bentonitlerin sentezlenmesi ve yapısal karakterizasyonları
    (Ege Üniversitesi, 2012) Emreol, Miray; Yapar, Saadet
    Bentonit, demir destekli bentonit, XRD, XRF, STA, mikrodalga.;Bentonite, iron pillared bentonite, XRD, XRF, STA, microwave.;Bu projede demir (III) oksit destekli kilin mikrodalga yöntemi ile sentezlenmesi ve karakterizasyonu incelenmistir. Çalısma baslıca iki bölümden olusmaktadır: Birinci bölümde modifiye killerin hazırlanması ve ikinci bölümde ise hazırlanan malzemelerin çesitli yöntemlerle karakterizasyonu gerçeklestirilmistir. Deneysel çalısmaların ilk bölümünde demir-destekli bentonitler mikrodalga yöntemiyle hazırlanmıstır. Malzemeler 4 ve 10 olmak üzere iki farklı Fe/kil oranı kullanılarak 600 W ve 15 dakika da sentezlenmistir. Elde edilen örnekler iki kısma ayrılarak bir kısmı 500°C'te kalsine edilmistir. Bu asamadan sonra kalsine edilmis ve edilmemis örnekler yapısal özelliklerinin tayini amacıyla X-ısını kırınımı (XRD) ve XRF analizlerine tabii tutulmuslardır. Bu analizler daha sonra gerçeklestirlen FTIRDRIFT- ATR, STA ve BET analizleriyle de desteklenmistir. X-ısını kırınımı analiz sonuçlarına göre, ham kille karsılastırıldıklarında kalsine edilmemis örneklerin tabakalar arası uzaklıgının artmıs buna karsın kalsine edilen örenklerde tabakalar arası uzaklıgın susuz bentonitin tabakalar arası uzaklıgına esdeger olan 0.97 nm'ye düstügü gözlenmistir. XRF analizlerinden kilin demir içeriginini arttıgı dolayısıyla yapıya demir ilave edilmis oldugu tespit edilmistir. Demir destekli kilin sentezinden sonra kil reaksiyona girmeyen demir ve diger olası safsızlıkların uzaklastırılması için yıkanmıstır. Yıkama sularında yapılan demir analizi ile baslangıçta Fe/kil oranı 4 olan örnek için demirin yaklasık olarak %72'sinin Fe/kil oranı 10 olan örnek içinse %52 sinin kil yapısına katıldıgı bulunmustur. Yapılan FTIR analizleri de yapıda demirin varlıgını dogrular sonuçlar vermistir. Sentezlenen örneklerin BET yüzey alanı degerleri N2 absorpsiyon yöntemiyle tespit edilmistir. Modifiye örneklerin yüzey alanları; ısıl isleme baglı olarak azalmakla birlikte, ham kilden daha yüksektir. STA analizlerinde ise 35-150 °C arasında modifiye örneklerde ham kile oranla daha az kütle kaybı oldugu gözlenmistir. Arastırmanın sonunda, mikrodalga yönteminin demir (III) oksit destekli kilin sentezlenmesine uygun oldugu sonucuna varılmıstır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Modeling the adsorption of textile dye on organoclay using an artificial neural network
    (Elsevier Sci Ltd, 2012) Elemen, Seniha; Kumbasar, Emriye Perrin Akcakoca; Yapar, Saadet
    Decolorization of Reactive Red 141 by an organoclay was investigated. The organoclay was synthesized in laboratory conditions by using a cationic surfactant (hexadecyltrimethylammoniumbromide) in an amount equivalent to 100% of the cation exchange capacity of bentonite. The surface modification of bentonite with the surfactant was examined using X-ray diffraction and the Fourier transform infrared spectroscopic technique. Adsorption isotherms and equilibrium adsorption capacities were determined by the fitting of the experimental data to three well-known isotherm models: Langmuir, Freundlich and Sips (Langmuir-Freundlich). Results indicated that the decolorization was dependent on contact time, initial dye concentration, adsorbent dosage and temperature. An artificial neural network model was developed to predict the decolorization of the Reactive Red 141 solution. It was concluded that artificial neural network provided reasonable predictive performance. Simulations based on the developed artificial neural network model can estimate the behavior of the decolorization process under different conditions. (C) 2012 Elsevier Ltd. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Modification of Waste Pumice Stone for Valorization Purposes
    (Springer, 2024) Bahtiyari, Muhammed Ibrahim; Aydinlioglu, Omer; Yapar, Saadet; Korlu, Aysegul
    Waste pumice stones used in denim garment finishing processes to provide a unique effect on denim garments causes highly huge environmental load considering the yearly denim production. In this study, it was aimed to reduce the solid waste load by modifying waste pumice stones and finding new areas of use. Contrary to the studies reported in the literature, the modification of waste pumice stone to achieve different structural properties enhancing the moisture adsorption capacity of the material constitutes the novelty of the study. Additionally, the effect of sodium silicate/sodium aluminate ratio on the structural properties was tested. The characterization studies of unmodified and modified waste pumice stones were achieved by the zeta potential and particle size measurements, BET, XRD, FTIR, SEM-EDX analyses and the determination of moisture adsorption/desorption features of the samples. The results of the studies revealed that the amorphous structure of the waste pumice stone was converted into cubic-shaped regular formations by the modification. Further evaluation of XRD measurements demonstrated that the modification led to the transition of amorphous structures to zeolitic structures (Zeolite A and Na-P1 phases). The formation of two different zeolitic structures was attributed to the change in the sodium silicate/sodium aluminate ratio. The results of the moisture adsorption/desorption capacity measurements showed that the modification increased the water vapour adsorption capacity of pumice stone almost 12 times. With these findings, they were identified as possible promising candidates for adsorption.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Modification Technique Influence on the Adsorption Capability of Organobentonites for Reactive and Direct Dyes
    (2024) Morsümbül, Seniha; Kumbasar, Emriye Perrin Akçakoca; Yapar, Saadet
    In this study, the adsorption of reactive and direct dyes from synthetic textile wastewater using organobentonites modified by two different routes was studied. Except for the drying step, the synthesis conditions were the same, and organobentonites were synthesized by employing a cationic surfactant at a level corresponding to the entire cation exchange capacity of bentonite under microwave irradiation. In the final step, the samples were dried using either a freeze dryer or an air dryer. The structural characteristics of the organobentonites were determined via XRD and FTIR analyses. The obtained equilibrium data indicated that the adsorption process fitted to the Langmuir isotherm model for both dyes. Although the results indicated that both organobentonites adsorbed two of the dyes, the freeze-dried sample could serve as a more effective adsorbent for removing reactive and direct dyes from wastewater.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Organo- ve tabaklı bentonitlerim fenol içeren atık suların arıtılmasında kullanımı
    (Ege Üniversitesi, 2008) Altunlu, Müjde; Yapar, Saadet
    Killerin adsorpsiyon özellikleri, polihidroksi aluminyum katyonları kullanılarak modifiye edilmek suretiyle artırılabilir. Yapılan modifikasyon sonucunda killer mikro gözenekli katılar haline dönüştürülürler. Bu çalışmada, kil seyreltik polihidroksi aluminyum çözeltilerinin seyreltik kil dispersiyonlarına ilavesinden ibaret olan geleneksel yöntemle modifiye edilmiştir. Elde edilen Al-destekli kilin yapısal özellikleri XRD, IR ve SEM analizleri ile aydınlatılmaya çalışılmıştır. Adsorpsiyon özellikleri ise kesikli yöntemle gerçekleştirilen kinetik ve izoterm çalışmaları ile saptanmıştır. Yapısal değişikliklerin adsorpsiyon özelliklerine etkisini inceleyebilmek için, modifikasyonda farklı OH-/Al3+ ve Al3+/kil oranları kullanılmıştır. XRD analizleri sonunda d001 uzaklığının arttığı ve SEM analizleri ile de kilin yüzey morfolojisinin değiştiği saptanmıştır. Adsorpsiyon denemeleri sonucunda adsorplanan miktarın OH-/Al3+ ve Al3+/kil oranlarının artmasıyla azaldığı gözlenmiştir. OH-/Al3+ =1.44 ve Al3+/kil=1.8 olacak şekilde sentezlenmiş adsorbanın diğer Al-destekli adsorbanlara göre daha yüksek oranda fenol adsorpladığı saptanmıştır.En yüksek miktarda fenol adsorpsiyonun gözlendiği bu adsorbanla 2-kloro fenol adsorpsiyon denemeleri gerçekleştirilmiş ve 60 mg/L' den daha yüksek derişimlerde 2-klorofenolün, fenolden daha yüksek oranda adsorplandığı saptanmıştır.;Montmorillonit, Organo-montmorillonit, Katyonik Yüzey Aktif Maddeler, Fenol, Adsorpsiyon.;Montmorillonite, Organo-montmorillonite, Cationic surfactants, Phenol, Adsorption.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Organokillerin adsorpsiyon özelliklerinin adsorplanan katyona bağlı olarak değişimi
    (Ege Üniversitesi, 2003) Yılmaz, Neval; Yapar, Saadet
    Bu projede katyonik yüzey aktif maddelerin hidrokarbon zincir uzunluklarının ve yüzeyin kaplanma derecesinin montmorillonitin adsorpsiyon verimine olan etkisi araştırılmıştır. Bu çalışma başlıca iki bölümden oluşmaktadır: birinci bölüm organo-montmorillonitlerin hazırlanması ve ikinci bölüm ise ham ve organo-montmorillonitler vasıtasıyla fenolün sulu ortamdan uzaklaştırılması üzerinedir. Deneysel çalışmaların ilk bölümünde organo-montmorillonitler montmorillonitin katyon değişim kapasitesinin (CEC) %50 ve 100'üne eşdeğer miktarlarda miristiltrimetilamonyum bromür (MTAB) ve setiltrimetilamonyum bromür (CTAB) kullanılarak hazırlanmıştır. XRD analiz sonuçlarına göre, montmorillonit yüzeyi CEC'in %100'ünde modifiye edildiği zaman MTAB ve CTAB'nin silika katmanları arasında çift tabaka oluşturacak şekilde yerleştiği saptanmıştır. Fakat, CEC'in %50'sinde yüzey aktif madde molekülleri katmanlar arasında tek tabaka halinde bulunurlar. Ayrıca, montmorillonitin yüzey alanı modifikasyon sonucu azalır. İkinci bölümde, hazırlanmış olan organo-montmorillonitler ve ham montmorillonit dengeye ulaşmak için gereken zamanı bilebilmek ve fenolün herbir adsorbent üzerine adsorpsiyon davranışını inceleyebilmek için hem kinetik hem de izoterm çalışmalarında kullanılmışlardır. Ham montmorillonit tabakalar arasında fenol difüzyonun hızlı olmasını sağlayacak daha fazla mevcut boşluğa sahip olduğundan en kısa denge temas süresini verirler. Ayrıca, fenolün adsorpsiyon davranışının adsorbentin yüzey özelliklerine göre değiştiği görülmüştür. Ham montmorillonit ve CEC'in %100'ünde modifiye edilmiş olanlar sırasıyla hidrofilik ve hidrofobik yüzeylere sahipken, CEC'in % 50'sinde yüzey hem hidrofilik hem de hidrofobik özellik taşır. Bundan dolayı, oldukça heterojen yüzeylere sahip olan, kısmen modifiye edilmiş olanların adsorpsiyon izotermi daha fazla bölgeden oluşur. Montmorillonitin özellikle CEC'in %100'ünde MTAB'den daha uzun zincire sahip olan CTAB ile modifiye edildiğinde adsorpsiyon veriminin önemli ölçüde arttığı görülmüştür.;Montmorillonit, organo-montmorillonit, katyonik yüzey aktif maddeler, fenol, adsorpsiyon.;Montmorillonite, organo-montmorillonite, cationic surface active agents, phenol, adsorption.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Pas önleyici emülsiyonların formülasyonu ve etkinliğinin saptanması
    (Ege Üniversitesi, 1992) Yapar, Saadet; Peker, Sümer
    Metal yüzeylerin atmosferik korozyona karşı geçici bir süre için korunmasında yüzeyin yağ filmi ile kaplanması yöntemi öteden beri uygulanmaktadır. Koruyucu yağlar saf halde olabildikleri gibi inhibitör de içerebilirler. Bu tür koruma genellikle yarı mamul ürünlerin bir sonraki işleme kadar paslanmadan korunması için yapılır ve daha sonra filmin yüzeyden uzaklaştırılması gerekir. Uzaklaştırma esnasında kurulan çözücüler hem insan, hem de çevre sağlığını olumsuz yönde etkilediklerinden son zamanlarda yapılan araştırmalar su ile uzaklaştırılabilen formülasyonlar hazırlanmasına yöneliktir. Bu tür formülasyonlar O/W türünde emülsiyonlar olup, su ile uzaklaştırılabilenlerin yanı sıra içerdikleri yüzey aktif maddeler nedeniyle yüzeyin hidrofobluğuna arttırıcı etki de yaparlar. Bu araştırma, aslında bekterist olarak kullanılan ABDAC'ın (Alkil Benzil Dimetil Amonyum Klorür) pas önleyici formulasyonlarda kullanılıp kullanılmayacağının tespitine yöneliktir. Yukarıda belirtilen amaç doğrultusunda öncelikle inhibitör olarak kullanılması düşünülen ABDAC ile emülgatör olarak kullanılan NP9EO ve NP6EO arasındaki etkileşim incelenmiştir. Daha sonra bu aktif maddelerin demir yüzey üzerine adsorpsiyon davranışları, tek başlarına yüzeyi koruma etkinlikleri, emülsiyonlarının reolojileri, kararlılıkları (stabilite), kuruma davranışları incelenerek korozyonda ikinci derecede etkili parametrelerin etkisi saptanmıştır. Korozyonda en önemli etken olan oksijen difüzyonu, emülsiyonların kuruması ile elde edilen filmler ve sulu yüzey aktif madde çözeltilerinde incelenmiştir. Tüm parametrelerin etkisini bir arada görebilmek için son olarak, yağ ve emülsiyonlarla kaplı yüzeylerin korozyon hızları bulunmuştur. Bu incelemeler sonunda ABDAC'ın pas önleyici formülasyonlardaki performansı ile ilgili aşağıdaki sonuçlara varılmıştır: ABDAC ve NP9EO arasında anyonik ve katyonik yüzey aktif madde arasındakine yakın kuvvette bir sinergism vardır. Bu sinergism emülsiyon kararlılığını etkilemekte ancak metal yüzeyin hidrofobluğunu arttırmadığı için paslanma üzerinde olumsuz etki yaratmamaktadır. Tek başına kullanıldıklarında ABDAC ve NP9EO'ın adsorplandığı metal yüzeyler yağ filmi ile kaplı olmalarına rağmen temiz metal yüzeylerden daha yavaş paslanmaktadırlar. Ancak sinergism oranında metal yüzeyine adsorplanma hızı düştüğünden paslanma hızlanmaktadır. Emülsiyon formülasyonuna sahip yağ ile kaplanmış yüzeylerin paslanma hızları; karışım içinde NP9EO oranı ile orantılı olarak azalmaktadır. Bir ayı aşan paslanma testi süresi içinde NP6EO ve ABDAC ile hazırlanan emülsiyonun kuruma hızı ticari formülasyon (Prevox P3) ile hazırlanandan daha yüksektir. Bu paslanmanın azaltılması açısından büyük bir avantajdır. Sulu çözeltiler veya emülsiyon formülasyonuna sahip yağ filmi içinden oksijenin difüzyon katsayısı daha düşüktür. Bu sonuç yüzey aktif maddelerin gaz-sıvı ara yüzeyindeki film veya miseller yoluyla kütle aktarımına direnç oluşturduğunu gösterir. Sonuç olarak NP6EO gibi uygun bir emülgatör kullanıldığı takdirde ABDAC'ın pas önleyici formulasyonlarda başarı ile kullanılabileceği saptanmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Pas önleyici emülsiyonların hazırlanması
    (Ege Üniversitesi, 1992) Yapar, Saadet; Peker, Sümer
    ZET Metal yüzeylerin atmosferik korozyona karşı geçici bir süre için korunmasında yüzeyin yağ filmi ile kaplanması yöntemi öteden beri uygulanmaktadır. Koruyucu yağlar saf halde olabildikleri gibi inhibitörde içerebilirler. Bu tür koruma genellikle yarı mamul ürünlerin bir sonraki işleme kadar paslanmadan korunması için yapılır ve daha sonra filmin yüzeyden uzaklaştırılması gerekir. Uzaklaştırılma esnasında kullanılan çözücüler hem insan hemde çevre sağlığını olumsuz yönde etkilediklerinden son zamanlarda yapılan araştırmalar su ile uzaklaştırılabilen formülasyonlar hazırlanmasına yöneliktir. Bu tür formu lasyon lar 0/W türünde emülsiyonlar olup, su ile uzaklaştırı- labilmelerinin yanı sıra içerdikleri yüzey aktif maddeler nedeniyle yüzeyin hidrofobluğuna arttırıcı etki de yaparlar. Bu araştırma, aslında bakterisit olarak kullanılan ABDAC'm (Alkil Benzil Dimetil Amonyum Klorür) pas önleyici formulasyonlarda kullanılıp kullanılamı- yacağının tespitine yöneliktir. Yukarıda belirtilen amaç doğrultusunda öncelikle inhibitor olarak kullanılması düşünülen ABDAC ile emülgatör olarak kullanılan NP9E0 ve NP6E0 arasındaki etkileşim incelenmiştir. Daha sonra bu aktif maddelerin demir yüzey üzerine adsorpsiyon davranışları, tek başlarına yüzeyi koruma etkinlikleri, emülsiyonlarının reoloj ileri, kararlılık ları (stabilite), kuruma davranışları incelenerek korozyonda ikinci derecede etkili parametrelerin etkisi saptanmıştır. Korozyonda en önemli etken olan oksijen difüzyonu, emülsiyonların kuruması ile elde edilen filmler ve sulu yüzey aktif madde çözeltilerinde incelen miştir. Tüm parametrelerin etkisini bir arada görebilmek için son olarak, yağ ve emülsiyonlarla kaplı yüzeylerin korozyon hızları bulunmuştur. Bu incelemeler sonunda ABDAC'm pas önleyici formülasyonlardaki performansı ile ilgili aşağıdaki sonuçlara varılmıştır : ABDAC ile NP9E0 arasında anyon i k ve katyon i k yüzey aktif madde arasındakine yakın kuvvette bir sinergism vardır. Bu sinergism 99 -emülsiyon kararlılığını etkilemekte ancak metal yüzeyinin hidrofobluğunu artırmadığı için paslanma üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Tek başına kullanıldıklarında ABDAC ve NP9E0'ın adsorplandığı metal yüzeyler yağ filmi ile kaplı olmamalarına rağmen temiz metal yüzeylerden daha yavaş paslanmaktadırlar. Ancak sinergism oranında metal yüzeyine adsorplanma hızı düştüğünden paslanma hızlanmaktadır. Emülsiyon formu1asyonuna sahip yağ ile kaplanmış yüzeylerin paslanma hızları; karışım içinde NP9E0 oranı ile orantılı olarak azalmaktadır. Bir ayı aşan paslanma testi süresi içinde NP6E0 ve ABDAC ile hazırlanan emülsiyonla kaplı yüzeylerin paslanma hızları sıfır olarak bulunmuştur. Ayrıca NP6E0 ve ABDAC ile hazırlanan emülsiyonun kuruma hızı ticari formülasyon (Prevox P3) ile hazırlanandan daha yüksektir. Bu paslanmanın azaltılması açısından büyük bir avantajdır. Sulu çözeltiler veya emülsiyon formülasyon un a sahip yağ filmi içinden oksijenin difüzyon katsayısı daha düşüktür. Bu sonuç yüzey aktif maddelerin gaz-sıvı arayüzey indeki film veya miseller yoluyla kütle aktarımına direnç oluşturduğunu gösterir. Sonuç olarak NP6E0 gibi uygun bir emülgatör kullanıldığı taktir de ABDAC in pas önleyici formulasyonlarda başarı ile kullanılabileceği saptanmıştır. 100 -
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Physicochemical study of microwave-synthesized organoclays
    (Elsevier Science Bv, 2009) Yapar, Saadet
    In this work, microwave-synthesized organoclays were prepared and the physicochemical properties examined due to the importance and wide range of organoclay applications. Previous research studies have reported the synthesis of new organoclays, however, almost the same synthesis procedures have been used except for the small changes in reactant addition rate, solvent, and temperature. The standard organoclay preparation method involving intercalation, washing and drying steps is a time-consuming process with the intercalation step taking a few hours. Although it is a good laboratory method, the long time requirement for the synthesis forms a bottleneck in the industrial applications. In contrast to the conventional synthesis procedure, microwave irradiation makes it possible to complete the intercalation in a short time. Additionally the use of microwave for drying purposes will cause a further reduction in the time requirement. In this research, the organoclays were synthesized by using hexadecyltrimethylammonium bromide, a smectite from central Anatolia, and microwave irradiation. The organoclays were dried using freeze drying, microwave drying and oven drying. They were examined using X-ray diffraction, electron microscopy, IR spectroscopy, and thermal analysis to determine the effect of irradiation on the physicochemical properties. The d-spacings were determined to be 19.5 angstrom that is close to the values reported for the conventionally prepared organoclays. The results of FIR analysis reveal that the confined amine chains adopted all-trans conformation as in the case of the conventional organoclays. Application of microwave irradiation at 360W for 5 min is enough to achieve a 70% exchange efficiency which is comparable to the organic cation exchange efficiencies reported using conventional techniques. Except the surface morphology, drying conditions have no effect on the structural properties of organoclays. Therefore, it is concluded that the use of microwave irradiation in the intercalation step has the potentialities for industrial scale applications and microwave drying should also be considered in the last step of synthesis due to the very short drying time compared to other methods. (C) 2009 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Physicochemical study of microwave-synthesized organoclays
    (Elsevier Science Bv, 2009) Yapar, Saadet
    In this work, microwave-synthesized organoclays were prepared and the physicochemical properties examined due to the importance and wide range of organoclay applications. Previous research studies have reported the synthesis of new organoclays, however, almost the same synthesis procedures have been used except for the small changes in reactant addition rate, solvent, and temperature. The standard organoclay preparation method involving intercalation, washing and drying steps is a time-consuming process with the intercalation step taking a few hours. Although it is a good laboratory method, the long time requirement for the synthesis forms a bottleneck in the industrial applications. In contrast to the conventional synthesis procedure, microwave irradiation makes it possible to complete the intercalation in a short time. Additionally the use of microwave for drying purposes will cause a further reduction in the time requirement. In this research, the organoclays were synthesized by using hexadecyltrimethylammonium bromide, a smectite from central Anatolia, and microwave irradiation. The organoclays were dried using freeze drying, microwave drying and oven drying. They were examined using X-ray diffraction, electron microscopy, IR spectroscopy, and thermal analysis to determine the effect of irradiation on the physicochemical properties. The d-spacings were determined to be 19.5 angstrom that is close to the values reported for the conventionally prepared organoclays. The results of FIR analysis reveal that the confined amine chains adopted all-trans conformation as in the case of the conventional organoclays. Application of microwave irradiation at 360W for 5 min is enough to achieve a 70% exchange efficiency which is comparable to the organic cation exchange efficiencies reported using conventional techniques. Except the surface morphology, drying conditions have no effect on the structural properties of organoclays. Therefore, it is concluded that the use of microwave irradiation in the intercalation step has the potentialities for industrial scale applications and microwave drying should also be considered in the last step of synthesis due to the very short drying time compared to other methods. (C) 2009 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • »

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim