Yazar "Yüceyar, Nur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A 12-month, Open Label, Multicenter Pilot Study Evaluating Fingolimod Treatment in terms of Patient Satisfaction in Relapsing Remitting Multiple Sclerosis Patients - FINE Trial(2019) Demir, Gülşen Akman; Türkoğlu, Recai; Saip, Sabahattin; Yüceyar, Nur; Efendi, Hüsnü; Turan, Ömer Faruk; Terzi, MuratIntroduction: To assess satisfaction and quality of life in patients with relapsing–remitting multiple sclerosis (RRMS) who were receiving fingolimod (0.5 mg/day) for 12 months as a second-line treatment after switching from injectable agents.Methods: Patients aged 18–65 years with RRMS who fulfilled the eligibility criteria were enrolled from 16 centers throughout Turkey. Treatment Satisfaction Questionnaire for Medication and 36-item Short-Form Health Survey were completed at baseline and four visits to assess patient satisfaction and quality of life.Results: Forty-two patients (62% male; mean age: 35.7±9.4 years) were eligible for inclusion. Patient satisfaction scores at the end of the study (44.7±9.9) were significantly higher than those at baseline [32.0±9.9; (p<0.001)]. the only significant increase in the quality of life survey was in the emotional aspect (p=0.019). There were 124 adverse events and none of the five serious adverse events noted was considered drug-related.Conclusion: Large-scale comparative studies performed with disease specific quality of life instruments will allow more information on this issueÖğe Agreement between video-based clinician-rated tools and patient-reported outcomes on gait assessment in individuals with multiple sclerosis(Springer-Verlag Italia Srl, 2023) Özden, Fatih; Özkeskin, Mehmet; Ekici, Ece; Yüceyar, NurPurposeTo our knowledge, no studies compared the video-clinician-based tools and patient-reported questionnaires in assessing gait and balance in people with MS (pwMS). The present study investigated the correlation and agreement between video-clinician-based objective measurement tools and patient-reported outcome measures (PROMs) in gait and balance evaluation.MethodsA prospective cross-sectional study was conducted with 55 pwMS. Video analysis-based gait was evaluated by the Tinetti Gait Assessment (TGA), Gait Assessment and Intervention Tool (GAIT), and Functional Ambulation Classification Scale (FACS) by the clinician. Participants' self-reported gait and balance were assessed with the Multiple Sclerosis Walking Scale-12 (MSWS-12) and Activity-Specific Balance Confidence Scale (ABC).ResultsThere was a moderate positive correlation between ABC with TGA and FACS (r(1): 0.552, r(2): 0.510, p < 0.001). ABC was strongly correlated with GAIT (r: - 0.652, p < 0.001). A moderate positive correlation was observed between MSWS-12 with TGA and FACS (r(1): - 0.575, r(2): - 0.524, p < 0.001). In addition, there was a strong positive correlation between MSWS-12 and GAIT (r: - 0.652, p < 0.001). Clinician-rated tools and PROMs were within the agreement limits regarding the unstandardized beta values p < 0.001).ConclusionsClinician-based gait and balance tools demonstrate consistent results with PROMs in pwMS. Considering the low cost and practical use of PROMs, in cases where video-based clinician-based measurements cannot be provided (time, space, and technical inadequacies), questionnaires can provide concordant results at moderate and severe levels compared with objective tools.Öğe Comparison of physical performance, gait, balance, falls efficacy, and step reaction time in individuals with multiple sclerosis(Elsevier, 2023) Özden, Fatih; Özkeskin, Mehmet; Tümtürk, İsmet; Yüceyar, NurObjective: The study aimed to investigate the physical performance, gait, balance, falls efficacy, and step reaction time in individuals with MS.Methods: A total of 60 individuals (30 individuals with MS and 30 age and sex-matched healthy controls) were enrolled. Individuals' physical performance was evaluated with the Timed Up and Go Test (TUG) and Five Times-Sit-to-Stand Test (FTSTS). Activities-specific Balance Confidence (ABC) Scale, 12-item Multiple Sclerosis Walking Scale (MSWS-12v2) and Falls Efficacy Scale International (FES-I) were used to assess the balance, gait and fall efficacy of the participants. Individuals' step reaction time (SRT) was calculated with video-based software. The time between the step command and the first contact of the foot with the ground in the first step was recorded.Results: The mean age of the individuals with MS and the control group was 38.5 & PLUSMN; 9.4 years and 33.9 & PLUSMN; 11.7 years, respectively. Significant differences existed between the groups in SRT, FES-I, ABC, and FTSTS (p < 0.05). There was no significant correlation between SRT with any other parameter (p > 0.05). TUG was moderately correlated with MSWS-12 and FES-I (r1 =0.426, r2 =0.495, p < 0.05). Besides, there was a moderate correlation between ABC with TUG and FTSTS (r1 =-0.605, r2 =-0.468, p < 0.05). A high degree correlation was found between MSWS-12 with FES-I and ABC (r1 =0.843, r2 =-0.834, p < 0.05).Conclusion: Individuals with MS have decreased SRTs. However, this condition was not found to be related to physical performance. Further studies should focus on the association of SRT with cognitive and psychosocial parameters.Öğe Effects Of Dual-Task Training On Mobility, Cognitive Function, Fatigue, Dual-Task Performance in People with Multiple Sclerosis:Preliminary Results(Sage Publications Ltd, 2023) Ekici, Ece; Özkeskin, Mehmet; Yüceyar, Nur[No abstract available]Öğe İskemik inmeli genç erişkinlerde pretrombotik kuagulasyon anormallikleri ve antifosfolipid antikorları(Ege Üniversitesi, 1992) Yüceyar, Nur; Kocaer, Tülay; Kumral, Emreİskemik inmeli genç erişkinlerde inme nedenleri yaşlı bireylere göre daha farklıdır. İskemik inmeli genç erişkinlerin yaklaşık %4'ünde arteriyal trombozu hazırlayıcı ana neden bir hematolojik bozukluktur. Bu çalışmada iskemik inmeli (tamamlanmış inme, geçici iskemik atak ve geriye dönüşümlü iskemik nörolojik defisitli) 40 yaşın altında 20 genç erişkin bireyde prospektif olarak pretrombotik süreçler araştırılmış; bu amaçla kuagulasyon inhibitör proteinleri olan Protein S, Protein C, anti-trombin III ve antifosfolipid antikorları çalışılmıştır. Protein C, Protein S'in fonksiyonel analizi kuagulometrik method ile antitrombin-III'ün kantitatif analizi nefalometrik yöntem ile antikardiyolipin antikorlarının (aCL) tayini ise ELİZA yöntemi ile değerlendirilmiştir. Tüm testler serebral olaydan ortalama 7.85 ay sonra uygulanmıştır. Sonuçlar yaş ve cinsiyet açısından uygunluk gösteren çoğu hastane personeli sağlıklı bireylerle karşılaştırılmıştır. Sonuçta 20 olgunun 8'inde (%40) pretrombotik sürecin varlığı sağlanmıştır. Protein S eksikliği 2 olguda (% 10), antitrombin III eksikliği 3 olguda olmak üzere 5'inde (%25, 3 kadın, 1 erkek ) doğal antikuagulan eksikliği saptanmıştır. 20 olgunun 3'ünde (%15) aCL saptanmıştır. Normal kontrol olarak alınan olgularda normal değerler elde edilmiştir. Pretrombik süreçler iskemik inmeli genç erişkinlerde normal bireylere göre anlamlı bulunmuştur. Sonuç olarak diyebiliriz ki; pretrombik süreçlerin potansiyel rolü özellikle tekrarlayan iskemik inmeli genç erişkinlerde mutlaka araştırılmalıdır.Öğe Orofaringiyal yutmanın normal erişkin bireyler ve nöromüsküler hastalıklarda klinik elektrofizyolojik yöntemlerle incelenmesi(Ege Üniversitesi, 1996) Yüceyar, Nur; Ertekin, Cumhur140 2)Polimyozit ve Dermatomyozit'de elektrofizyolojik olarak larinksin yukarıda kalış süresi ve submental kas aktivitesinde uzama saptanmış, klinik değerlendirmede ise laringiyal ve velofaringiyal güçsüzlük ile ilişkili bulgular egemen oimuşdur. CP kası ise deneyim sınırlı olmasına rağmen incelenen örneklerde normal olarak değerlendirilmişdir. PM/DM'de disfajinin, submental ve laringiyal kaslardaki inflamatuar proçesin yarattığı paretik durum sonucu meydana geldiği düşünülmüşdür. PM/DM'de submental kas grubunda parezi olmasına karşın amplitüd normal elde edilmiştir. Supraspinal fasilitatör etkilerle ardışık eklenen motor impulslann Myastenia Gravis'deki gibi yorulma fenomeni göstermeyen bir kasda bu pareziyi kompanse edebildiği ileri sürülmüşdür. 3)Myotonik Musküler Distrofi'de disfajinin oluşmasında 2 patogenez rol oynamaktadır a)Distrofik proçes b)Myotonik fenomen. Larinksin yukarıda kalış süresi ve submental kas aktivitesindeki uzama ve yutma jitterinde belirgin artış, klinik değerlendirmede ise fasiyal, lingual, laringiyal ve velofaringiyal güçsüzlük ile ilgili bulgular bu kasların myopatik proçes ile tutulumunu göstermektedir. Submental aktivite amplitüdünün myopatik proçese rağmen normal değerler göstermesi, bu kasdaki myotonik patlamaların integre EMG amplitüdüne eklenmesi ile açıklanmışdır. CP kası ve submental kas aktivitesi sırasında saptanan myotonik deşarjların ve bu myotonik proçesin yutma ile ilgili kaslarda değişik zamanlarda meydana gelmesinin de disfaji oluşum mekanizmasına olası katkısı vardır. Bu çalışmada ortaya konan fizyolojik yutma parametrelerinin insanda yutmanın fizyolojisine ışık tutacağı ve sunulan yöntemin tek başına veya videofloroskopik ve manometrik çalışmalarla kombine olarak nörojenik disfajide, disfaji oluşum mekanizmalarını aydınlatabileceği düşünülmektedir.139 Normal kontrollerde bu fizyolojik parametrelerin incelenmesi ile ortaya konulan sonuçlar ise şöyle özetlenebilir. 1) SM-EMG, laringiyal sensor devinimi ve CP-EMG arasındaki zamansal ve sırasal ilişki temel olarak hiç değişmemektedir. Bir lokmanın yutulması ile önce SM-EMG aktive olur ve larinksin yukarı çekilmesi başlatılır. Larinks yukarıda ve kapalı iken CP kası lokmanın özofagusa geçişine izin verecek şekilde açıktır. Lokmanın hacmi, kıvamı ve yaşlanma gibi fizyolojik değişikliklerle bazı adaptasyon mekanizmaları geliştirilse de bu temporal ilişki temel olarak değişmemektedir. Bu gözlemler sensoriyal feed-back'lerin rol aldığı bulber yutma merkezinde önceden programlı otomatik kontrol kuramını desteklemişdir. 2)Elde edilen objektif bulgularla yutma sırasında SM-EMG aktivitesinin, literatürde öne sürüldüğü gibi, gevşeyen CP- sfinkterinin açılmasında kolaylaştırıcı etkileri olmadığı ortaya konulmuşdur. 3)SM-EMG aktivitesinin, elde edilen kalitatif özellikleri ile 2 tür motor kontrol altında olduğu düşünülmüşdür. Yutmanın tetiklenmesi öncesinde kortikal, ekstrapiramidal etkilerle supraspinal kontrol ve yutmanın tetiklenmesi ile refleks doğadaki yanıtı oluşturan bulber kontrol mekanizmaları öne sürülmüşdür. 4)Yutma jitteri bugüne dek tanımlanmamış bir parametredir.Periferik sensoriyal girdiler ve kortikal etkilerle değişebilen yutma olayına özgü intrensek bir özellik olarak sunulmuşdur. Nöromusküler hastalık grubunda nörojenik disfajinin klinik ve elektrofizyolojik incelenmesi sonunda disfaji mekanizmalarına ışık tutacak objektif bulgular saptanmışdır. 1)Myastenia Gravis'de larinksin yukanda kalış süresi, yutmayı başlatan öncü kas kompleksi olan kasların aktivite süresi uzamış, bu kasların amplitüdleri küçülmüş olarak bulunmuşdur. Klinik değerlendirmeleri sonunda da laringiyal, velofaringiyal ve lingual güçsüzlük ile uyumlu bulgular saptanmışdır. Sınırlı deneyim olmasına karşın CP kası normal olarak değertendirilmişdir. Özetle MG'de disfaji; larinksi yükselten submental kasların, bulber innervasyonlu özellikle velofaringiyal ve laringiyal intrensek çizgili kaslarının myastenik proçes ile etkilenmesi sonucu oluşmaktadır. Bu olgularda yutma jitteri de artmış bulunmuş ve fizyolojik yutma değişkenliğine eklenen myastenik paretik değişkenliğe bağlanmışdır..140 2)Polimyozit ve Dermatomyozit'de elektrofizyolojik olarak larinksin yukarıda kalış süresi ve submental kas aktivitesinde uzama saptanmış, klinik değerlendirmede ise laringiyal ve velofaringiyal güçsüzlük ile ilişkili bulgular egemen oimuşdur. CP kası ise deneyim sınırlı olmasına rağmen incelenen örneklerde normal olarak değerlendirilmişdir. PM/DM'de disfajinin, submental ve laringiyal kaslardaki inflamatuar proçesin yarattığı paretik durum sonucu meydana geldiği düşünülmüşdür. PM/DM'de submental kas grubunda parezi olmasına karşın amplitüd normal elde edilmiştir. Supraspinal fasilitatör etkilerle ardışık eklenen motor impulslann Myastenia Gravis'deki gibi yorulma fenomeni göstermeyen bir kasda bu pareziyi kompanse edebildiği ileri sürülmüşdür. 3)Myotonik Musküler Distrofi'de disfajinin oluşmasında 2 patogenez rol oynamaktadır a)Distrofik proçes b)Myotonik fenomen. Larinksin yukarıda kalış süresi ve submental kas aktivitesindeki uzama ve yutma jitterinde belirgin artış, klinik değerlendirmede ise fasiyal, lingual, laringiyal ve velofaringiyal güçsüzlük ile ilgili bulgular bu kasların myopatik proçes ile tutulumunu göstermektedir. Submental aktivite amplitüdünün myopatik proçese rağmen normal değerler göstermesi, bu kasdaki myotonik patlamaların integre EMG amplitüdüne eklenmesi ile açıklanmışdır. CP kası ve submental kas aktivitesi sırasında saptanan myotonik deşarjların ve bu myotonik proçesin yutma ile ilgili kaslarda değişik zamanlarda meydana gelmesinin de disfaji oluşum mekanizmasına olası katkısı vardır. Bu çalışmada ortaya konan fizyolojik yutma parametrelerinin insanda yutmanın fizyolojisine ışık tutacağı ve sunulan yöntemin tek başına veya videofloroskopik ve manometrik çalışmalarla kombine olarak nörojenik disfajide, disfaji oluşum mekanizmalarını aydınlatabileceği düşünülmektedirÖğe The Reliability and Validity of the Turkish Version of the Fatigue Assessment Scale in Patients with Multiple Sclerosis(2022) Özkeskin, Mehmet; Özden, Fatih; Yüceyar, NurObjective: To demonstrate the psychometric properties of the Turkish Fatigue Assessment Scale (FAS). Materials and Methods: A total of 104 patients were recruited. The patients were assessed twice, 1 week apart. Patients completed the FAS, Fatigue Severity Scale (FSS), EuroQol 5 dimensions 3 L (EQ 5D 3 L), and Beck Depression Scale (BDS) in the initial assessment. Thirty four patients completed the FAS again in the second assessment. Results: The mean age of the patients with multiple sclerosis (MS) was 37.6 ± 10.1 years. The intraclass correlation coefficient (ICC) of the FAS was excellent (ICC = 0.812). The Cronbach alpha coefficient of the FAS was 0.914. The alpha of the FAS was excellent (>0.80). Standard error of measurement and minimal detectable change of the FAS were 3.51 and 9.73 respectively. The relationship between the FAS (test, retest) and the FSS was excellent (r1 = 0.767, r2 = 0.782, P < 0.01). The EQ 5D 3 L index score was both strongly related with FAS (test, retest) (r1 = ?0.500, r2 = ?0.745, P < 0.01). The EQ 5D 3 L Visual Analog Scale score was also highly correlated with FAS (test, retest) (r1 = ?0.536, r2 = ?0.764, P < 0.01). Besides, FAS (test, retest) scores were strongly correlated with BDS total scores (r1 = 0.540, r2 = 0.571, P < 0.01). Conclusions: The Turkish FAS is a reliable and valid scale for individuals with MS.Öğe Rituximab induced hypogammaglobulinemia and infection risk in neurological autoimmune disorders: experience from 47 patients(Sage Publications Ltd, 2023) Karaman, Bedriye; Tuncel, Rasim; Ekmekci, Özgül; Yüceyar, Nur[No abstract available]Öğe Urinary Symptoms in Multiple Sclerosis: Relation with Urodynamic Findings and Impact on Patient’s Quality of Life(2019) Sungur, Ulaş; Akkoç, Yeşim; Yüceyar, Nur; Ekmekci, ÖzgülObjective: We aimed to investigate the correlations of urinary symptoms with urodynamic findings in patients with multiple sclerosis (MS) and their effects on quality of life. Methods: Nineteen MS patients with urinary symptoms were included. the data were obtained from files or with face-to-face interviews. Symptom types of patients were categorized as irritative, obstructive, and mixed. the Incontinence Quality of Life Scale, the King’s Quality of Life Questionnaire (KQL) and the International Consultation on Incontinence Modular Questionnaire-Short Form were used to determine the effect of urinary symptoms on quality of life. the Extended Disability Status Scale (EDSS) was used to assess disability. All patients underwent urodynamic examination. Results: the most frequent finding in urodynamic testing was detrusor overactivity (57.9%) while 26.3% had normal urodynamics. EDSS score did not correlate with urinary symptoms or urodynamic findings; it correlated only with the “Role limitation” subscale of the quality of life scales. While there was no relationship between symptom type and quality of life, the rate of detection of pathological findings on urodynamic examination and the bladder capacity in patients with mixed-type symptoms were significantly higher than the patients with irritative symptoms (p<0.05). the ‘’Emotions’’ and ‘’Sleep/Energy’’ subscale scores of the KQL were significantly higher in patients with abnormal urodynamic test compared with those without urodynamic pathology. Conclusion: the urinary symptoms significantly affect the quality of life in MS patients. Since symptoms do not always correlate with the underlying pathology, it is more appropriate to give the treatment based on the bladder type in urodynamic testing.
