Yazar "Yüce, Meltem Özden" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dental İmplant Çevresindeki Kemik Defektlerinin TamirindeEnjekte Edilebilir Trombositten Zengin Fibrin ile KullanılanSentetik Kemik Greftinin Etkinliğinin Değerlendirilmesi:Retrospektif Çalışma(2021) Günbay, Tayfun; Işık, Gözde; Yüce, Meltem Özden; Kenç, Selin; Günbay, SevtapGİRİŞ ve AMAÇ: Bu retrospektif çalışmanın amacı, enjekte ediliebilir trombositten zengin fibrin (E-TZF) ile kullanılan sentetik kemikgreftlerinin, implant çevresi defektlerin tamirinde kullanımının kısa dönem sonuçlarının değerlendirilmesidir.YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu retrospektif çalışma, 2018 ve 2019 Ocak ayları arasında, maksillada dental implant cerrahisi ile birlikteYKR uygulanmış ve YKR’de E-TZF ile sentetik kemik grefti kullanılmış olan hasta dosyaları incelenerek gerçekleştirilmiştir. Ogmentebukkal kemik genişliğindeki değişiklik, operasyonu takiben ve 6.ayda alınan dental volümetrik tomografiler üzerinden ölçülmüştür.Protetik yüklemeyi takiben 3. ve 6. ayda alınan periapikal radyografilerde marjinal kemik kaybı hesaplanmıştır. Ayrıca, bir yıllık takipsürecinde dental implant sağ kalımı değerlendirilmiştir.BULGULAR: Toplam, 20 hasta dosyası (8 erkek ve 12 kadın; yaş aralığı 33 ile 56; yaş ortalaması 45.75 ± 6.43) değerlendirmeyealınmıştır. Zaman içinde, ogmente bukkal kemik genişliğindeki azalma ve marjinal kemik kaybı düşük oranda gözlenmiştir ancak bufarklılık, istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.001). Dental implantların ortalama sağ kalım oranı % 98.64’tür.TARTIŞMA ve SONUÇ: E-TZF ile kullanılan sentetik kemik grefti kısa dönemde olumlu sonuçlar göstermiştir. Bununla birlikte, buretrospektif çalışmanın sonuçlarını desteklemek için uzun süreli ve daha büyük örneklem sayısına sahip randomize kontrollü klinikçalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Effect of Cone-beam Computed Tomography on Treatment Decision of Wisdom Tooth(2021) Işık, Gözde; Şen, Bedriye Güniz Baksı; Yüce, Meltem Özden; Gürhan, Ceyda; Şener, Elif; Adalı, Emine; Koyuncu, Banu ÖzveriObjective: This diagnostic accuracy study aimed to evaluate the relationship between mandibular third molars (M3) and mandibular canal (MC) using panoramic radiographs (PR) and cone-beam computed tomography (CBCT) and to assess the effect of CBCT on treatment decision. Materials and Methods: CBCT scans of 150 patients with close association between MC and M3 on PR were included in the study. The degree of superimposition, Buccolingual position (buccal, central and lingual) and physical relationship (separation, contact and involved) were measured on CBCT images. Fisher’s Exact test was used to evaluate differences between PR and CBCT. Results: All M3 were directly superimposed on the MC on PR; however, CBCT showed separation from the canal in 10% of M3 roots. Evaluation of CBCT images revealed that the probability to observe an involvement was significantly higher when the MC was in the lingual position (57.6%) than in other positions. Conclusion: Three-dimensional imaging is very useful to clarify the true relationship between M3 and MC relative to two-dimensional panoramic images, and the clinician may decide to change the treatment plan based on CBCT images in patients with high risk. Nevertheless, PR can be considered an acceptable diagnostic method with low radiation dose compare with CBCT.Öğe FARKLI DENTAL İMPLANTLARIN BAŞARI ORANLARININ GERİYE DÖNÜK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ(2017) Adalı, Emine; Yüce, Meltem Özden; Günbay, Tayfun; Işık, Gözde…Öğe Gömülü Mandibular Üçüncü Molar Dişin Çekimi Sonrası Komşu İkinci Molar Dişin Tedavi Gereksiniminin Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi(2021) Işık, Gözde; Yüce, Meltem ÖzdenAmaç: Bu çalışmanın amacı, gömülü mandibular üçüncü molar dişin operatif çekimi sonrası komşu ikinci molar dişin periodontal ve/veya endodontik tedavi gereksinimini retrospektif olarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışma, 2018 Ocak ve 2019 Şubat ayları arasında gömülü mandibular üçüncü molar operasyonu için kliniğimize başvurmuş ve tedavileri tamamlanmış hastaların klinik ve radyolojik kayıtları kullanılarak yürütülmüştür. Klinik kayıtlar, fakültenin elektronik arşiv sistemi kullanılarak incelenmiş ve hastaların yaş ve cinsiyeti ile ikinci molar dişe ait tedavi notları kaydedilmiştir. Operasyon öncesi ve operasyon sonrasına ait panoramik radyografilerde sırasıyla Pell-Gregory ve Winter sınıflamasına üçüncü molar dişin anatomik pozisyonu ve ikinci molar dişte gözlenen patolojik bulgular değerlendirilmiştir. Bulgular: Toplam 1356 hastanın (777 kadın, 579 erkek; ortalama yaş 26.3 ± 7.4) 7’sinin endodontik ve 185’inin periodontal tedaviye gereksinim duyduğu gözlenmiştir. Toplam 192 hastanın 5’i her iki tedaviye de gereksinim duymuş; 135 hastada (%72.2) kemik kaybı; 36 hastada (%19.2) periodontal aralıkta genişleme ve 2 hastada (%1.1) kök rezorpsiyonu gözlenmiştir. Pell-Gregory ve Winter sınıflamalarına göre dişin pozisyonu ile endodontik ve/veya periodontal tedavi gereksinimi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.05), ancak yaş ve cinsiyet ile tedavi gereksinimi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0.05). Sonuç: Çalışmamızda Pell Gregory ve Winter sınıflamasına göre, Sınıf C ve mezyoanguler gömülü üçüncü molarların komşu ikinci molar dişlerin tedavi gereksinimlerini etkilediği gösterilmiştirÖğe High- Risk Factors Associated with Inferior Alveolar Nerve Injury Following Removal of the Third Molars: A Preliminary Study(2023) Özer, Nezaket Ezgi; Yüce, Meltem Özden; Boyacıoğlu, Hayal; Karaca, Betül; Güneri, PelinPurpose: This study aims to determine the incidence of inferior alveolar nerve (IAN) injury following the extraction of the lower third molars (LTMs) and to identify the demographic, radiographic, and intra-operative risk factors associated with this complication. Materials and Methods: : Fifty LTMs from 47 patients were included in this prospective clinical study. Demographic data and intra-operative parameters including operation time, bone removal and duration, excessive bleeding and IAN exposure were recorded. Bone retention, anatomical position of LTMs (Pell&Gregory and Winter classification) and 5 radiographic criteria proposed by Rood and Shehab were evaluated on panoramic images, whereas the distance between roots and the inferior alveolar canal (IAC), the cortication status of IAC, and the buccolingual position of IAC were examined on CBCT images. Chi-square test was used to compare the presence of IAN injury with variables. A p-value < 0.05 was considered as statistically significant. Results: The incidence of temporary IAN injury was 6% among study population. No permanent IAN injury was observed. Excessive bleeding (p=0.007), IAN exposure (p=0.007), the lingual position of IAC (p=0.035) and dumbbell-shaped IAC (p=0.002) were found to be associated with increased risk of temporary IAN injury. Conclusions: Identification of high-risk factors is essential for predicting the risk of IAN injury, and determining the most convenient treatment plan for each case. Further studies with larger study samples are needed both to confirm the risk factors that are proposed in the present study and to identify the other potential ones.Öğe Trombosit konsantrelerinin yumuşak doku iyileşmesi üzerine etkisinin değerlendirilmesi: Retrospektif çalışma(2020) Işık, Gözde; Yüce, Meltem Özden; Özgül, Semiha; Günbay, Sevtap; Günbay, TayfunAmaç: Bu retrospektifçalışmanınamacı, lökosit ve trombositten zengin fibrin (L-TZF) ile konsantre büyüme faktörünün (KBF) yumuşak doku iyileşmesi üzerine etkisinikarşılaştırmaktır.Yöntem: Çalışmada, cerrahi işlemlerinde L-TZF ve KBF kullanılan 120 hastanın verileri incelenmiştir. Hastalar, yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu (YKR),diş çekimi (DÇ) ve yumuşak doku cerrahileri (YDC) olmak üzere üç çalışma grubuna ayrılmıştır. Her bir grup,kullanılantrombosit konsantresi, yarakenarlarındaaçılma ve enflamasyon yönünden değerlendirilmiştir.Bulgular: Toplamda 104 hasta değerlendirmeye alınmıştır. Çalışma gruplarında, yara kenarlarında açılma ve enflamasyon bulguları düşük oranda gözlenmiştir ve L-TZF ile KBF kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Çalışma gruplarında yara kenarlarında açılma değerlendirildiğinde, DÇ grubundaki değişim, her iki trombosit konsantresi için istatistiksel olarak anlamlıdır (L-TZF: x2 (2)= 12; p=0,002; KBF: x2 (2)= 6; p=0,05).Sonuç:Çalışmamızda, KBF fibrin materyalininyumuşak doku iyileşmesi üzerinde L-TZF kadar etkiliolduğugözlenmiştir. Cerrahi işlemi gerçekleştiren hekimin deneyimi ve hastanın ağız hijyeni konusunda yeterliliği klinik sonuçları etkileyen faktörlerdir. Bu nedenle, farklı trombosit konsantrelerinin yumuşak doku iyileşmesi üzerine etkisini değerlendirecek kontrollü klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Trombosit konsantrelerinin yumuşak doku iyileşmesi üzerine etkisinin değerlendirilmesi: Retrospektif çalışma(2020) Işık, Gözde; Günbay, Tayfun; Yüce, Meltem Özden; Özgül, Semiha; Günbay, SevtapAmaç: Bu retrospektifçalışmanınamacı, lökosit ve trombositten zengin fibrin (L-TZF) ilekonsantre büyüme faktörünün (KBF) yumuşak doku iyileşmesi üzerine etkisinikarşılaştırmaktır.Yöntem: Çalışmada, cerrahi işlemlerinde L-TZF ve KBF kullanılan 120 hastanın verileri incelenmiştir. Hastalar, yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu (YKR),diş çekimi (DÇ) ve yumuşak doku cerrahileri (YDC) olmak üzere üç çalışma grubuna ayrılmıştır. Her birgrup,kullanılantrombosit konsantresi, yarakenarlarındaaçılma ve enflamasyon yönünden değerlendirilmiştir.Bulgular: Toplamda 104 hasta değerlendirmeye alınmıştır. Çalışma gruplarında, yara kenarlarında açılma ve enflamasyon bulguları düşük oranda gözlenmiştir ve L-TZF ile KBF kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Çalışma gruplarında yara kenarlarında açılma değerlendirildiğinde, DÇ grubundaki değişim, her iki trombosit konsantresi için istatistiksel olarak anlamlıdır (L-TZF: x2 (2)= 12; p=0,002; KBF: x2 (2)= 6; p=0,05).Sonuç:Çalışmamızda, KBF fibrin materyalininyumuşak doku iyileşmesi üzerinde L-TZF kadar etkiliolduğugözlenmiştir. Cerrahi işlemi gerçekleştiren hekimin deneyimi ve hastanın ağız hijyeni konusunda yeterliliği klinik sonuçları etkileyen faktörlerdir. Bu nedenle, farklı trombosit konsantrelerinin yumuşak doku iyileşmesi üzerine etkisini değerlendirecek kontrollü klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Yeni Koronavirüs Pnömonisi Önleme ve Kontrol DönemindeAğız, Diş ve Çene Cerrahisi Acil Hastalarını YönetmeDeneyimi: Retrospektif Çalışma(2021) Işık, Gözde; Şimşek, Birant; Yüce, Meltem Özden; Adalı, EmineGİRİŞ ve AMAÇ: Bu retrospektif çalışmanın amacı COVID-19 pandemi sürecinin başlangıç döneminde, fakültemize başvuran ve ağız,diş ve çene cerrahisi hekimleri tarafından muayenesi ve tedavisi gerçekleştirilen hastalarda, klinik şikayetlere göre acil tanımı veuygulanan tedavi yöntemlerini değerlendirilmek ve yorumlamaktır.YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışma, pandemi ilan edilen 2020 Mart ile Nisan aylarında, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi TriajKliniği’ne acil dental tedavileri için başvuran ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı hekimleri tarafından muayene ve tedavilerigerçekleştirilen hastalar üzerinde retrospektif olarak yürütülmüştür. Diş Hekimliğinde Acil Durum sınıflamasında bulunan tanılara sahiphastaların demografik bilgileri, başvuru nedenleri, oral bulguları ile uygulanan acil tedavi yöntemi ve alınan önlemleri içeren klinik takipverileri değerlendirilmiştir. İstatistiksel analiz, verilerin yüzde dağılımı (%) ve ortalama (±) standart sapma (SD) değerleri üzerindenyapılmıştır.BULGULAR: Toplam 95 hasta (41 kadın, 54 erkek; yaş ortalaması 38.51±16.80) çalışmaya dahil edilmiştir. Bu hastaların %45.3’ünün(N=43) acil durum sınıflandırılmasına göre tanısı lokalize ağrı ve şişmeye neden olan apse veya bakteriyel enfeksiyondur. Tedaviseçimi ise hastaların %60’ında (N=57) diş çekimi olmuştur. TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu retrospektif çalışmada, operatif olmayan diş çekimi, aeresol oluşturma oranı daha düşük olan radikal birtedavi seçeneği olarak pandemi döneminde triaj kliniğine başvuran ve acil tanımına uyan hastalarda en çok uygulanan tedavi seçeneğiolmuştur. COVID-19 pandemisi esnasında elde edilen tecrübeler, her sağlık kuruluşu için ileride meydana gelebilecek küreselsalgınlara örnek teşkil etmesi açısından uygun protokoller hazırlanması gerekliliğini gündeme getirmiştir. Bu nedenle, yerel otoritelertarafından her uzmanlık dalına spesifik olarak hasta ve hekim güvenliğini içeren kılavuzlar hazırlanmasının, olası küresel salgındurumunda yol gösterici olacağı düşünülmektedir.