Yazar "Vural, Fatih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir sosyal problem olarak Türkiye'de zihinsel engelliler:(Ege Üniversitesi, 2003) Vural, Fatih; Nazlı, AylinModernleşme, Aydınlanma düşüncesiyle eklemlenerek, insan aklını kutsallaştırmıştır. İnsan aklı aracılığıyla ideolojileştirilen “bilgi”nin, insan-doğa ilişkisi içinde, insanın bilme etkinliğiyle oluşturulması; ayrıca bu etkinliğin sosyal yapı içinde uygulanması, modernitenin insana yüklediği “özne” ve “aktör” kimliğinin yaratıcısı olmuştur. İnsan aklını yüceleştiren ve kutsallaştıran modernist ideoloji, akıl hastaları, meczuplar, cüzzamlılar, zihinsel engelliler vb.. birçok kesimi, sosyal yapının dışına iterken, bu kesimlere yönelik özerk bir alan inşa etmiştir. Zihinsel engellilerle ilgili olarak, “insan aklı”nı niceliksel hale sokan modernitenin “zeka” kavramlaştırması , yeni bir bilgi nesnesi yaratırken, tıp ve psikiyatri, bu bilgi nesnesini üreten alanlar olarak kullanılmıştır. 19.yüzyılla birlikte, bilgi nesnesi olarak anlamlandırılan “zeka”, eğitim alanı içinde yer almaya başlamıştır. Bu dönemde, Batılı hekimlerce, zihinsel engelli çocuklara yönelik özel eğitim çalışmaları, zekanın doğasının değişmez olduğuna ilişkin düşüncelerinde de bir kırılma yaratmıştır. Türkiyeʼnin modernleşme süreci içinde, Batılılaşma politikaları, Osmanlıʼdan Cumhuriyetʼe uzanan dönemde, Avrupa merkezli olarak yürütülürken, Demokrat Parti döneminde A.B.D. merkezli olmaya başlamıştır. Zihinsel engellilerin eğitim faaliyetlerinin en fazla gelişmiş olduğu ülke olan A.B.D.ʼnin, Demokrat Parti ile yakınlaşma süreci içinde, A.B.D.ʼli uzmanlarca, ülkemizde zihinsel engellilerin eğitimlerine yönelik yapılanma süreci başlamıştır. Başlatıldığı günden bugüne değin uzanan süreçte, hem Batıʼda hem de ülkemizde modernleşme ile yakından ilişkili olan zihinsel engellilerin eğitimlerine yönelik, ülkemizde gerçekleştirilen uygulamalar, aile ve eğitim kurumu alanı içinde örgütsel ve organizasyonel bakımdan birçok eksiklik ve sorun meydana getirmektedir. Bu bağlamda, var olan uygulamaların yarattığı olumsuz sonuçlar, bir sosyal problem alanı içinde “sosyal organizasyonsuzluk” perspektifi içinde incelendiğinde anlamlı sonuçlara varılmaktadır.