Yazar "Timur, Özge" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hepatik portal vende hava ve pnömatozis intestinalis(2017) Yılmaz, Tuğba Kiper; Taşar, Pınar Tosun; Timur, Özge; Binici, Doğan Nasır; Aslan, Adem; Kahraman, Mustafa; Şahin, Sevnaz[Özet Yok]Öğe Relationship between Sarcopenia and Mortality in Elderly Inpatients(2020) Bayraktar, Elif; Taşar, Pınar Tosun; Binici, Doğan Nasır; Karaşahin, Ömer; Timur, Özge; Şahin, SevnazObjective: Sarcopenia, a geriatric syndrome, is an indicator of poor prognosis in elderly inpatients. in this study, we aimed to determine the effect of sarcopenia on mortality in elderly patients. Materials and Methods: Mobile/immobile geriatric inpatients, treated in the internal medicine ward between February and November 2018, were included in the study between Days 2 and 7 of hospitalization. the patients’ fat-free mass (FFM) was measured by bioimpedance. the FFM index (FFMI) (kg/m2 ) was determined by dividing fat-free mass by body surface area (FFM/BSA). Sarcopenia was defined as a FFMI value at least two standard deviations below the gender-specific mean of normal young adults. Results: the study included 200 geriatric inpatients; 96 (48.0%) were men, and the mean age was 74.49±6.32 years. Sarcopenia was detected in 28 (14%) of the patients. Diabetes mellitus was associated with a significantly lower sarcopenia prevalence (p=0.006). the risk of sarcopenia was 9.046 times higher in malnourished patients. the sarcopenia group had more deaths (p=0.012). Conclusion: Sarcopenia in geriatric inpatients increased the length of hospital stay and mortality. Our findings may guide future studies examining the relationship between sarcopenia and mortality among elderly inpatients in other hospitals.Öğe Relationship between Sarcopenia and Mortality in Elderly Inpatients(2020) Taşar, Pınar Tosun; Karaşahin, Ömer; Bayraktar, Elif; Şahin, Sevnaz; Binici, Doğan Nasır; Timur, ÖzgeObjective: Sarcopenia, a geriatric syndrome, is an indicator of poor prognosis in elderly inpatients. In thisstudy, we aimed to determine the effect of sarcopenia on mortality in elderly patients.Materials and Methods: Mobile/immobile geriatric inpatients, treated in the internal medicine ward betweenFebruary and November 2018, were included in the study between Days 2 and 7 of hospitalization. The patients’ fat-free mass (FFM) was measured by bioimpedance. The FFM index (FFMI) (kg/m2) was determinedby dividing fat-free mass by body surface area (FFM/BSA). Sarcopenia was defined as a FFMI value at leasttwo standard deviations below the gender-specific mean of normal young adults.Results: The study included 200 geriatric inpatients; 96 (48.0%) were men, and the mean age was 74.49±6.32years. Sarcopenia was detected in 28 (14%) of the patients. Diabetes mellitus was associated with a significantly lower sarcopenia prevalence (p=0.006). The risk of sarcopenia was 9.046 times higher in malnourished patients. The sarcopenia group had more deaths (p=0.012).Conclusion: Sarcopenia in geriatric inpatients increased the length of hospital stay and mortality. Our findings may guide future studies examining the relationship between sarcopenia and mortality among elderlyinpatients in other hospitals.Öğe Sistemik lupus eritematozis hastalarında toll like reseptör 7 ve 9 gen polimorfizmleri(Ege Üniversitesi, 2011) Salman, Esin; Aksu, Kenan; Timur, Özge; Akarca, Ulus SalihGİRİŞ: Sistemik Lupus Eritomatozus (SLE) hastanın bağışıklık sisteminin vücuttaki çeşitli hücre ve organlara karşı saldırıya geçtiği kronik otoimmün bir hastalık olup çeşitli organlarda inflamasyon, doku hasarı ve fonksiyon bozukluklarına yol açar. SLE'de tüm otoimmün hastalıkların patofizyolojisinde olduğu gibi genetik ve çevresel faktörlerin rolü olduğu belirtilmektedir. Son birkaç yıl içerisinde yapılan çalışmalar adaptif immün yanıt regülasyonunda önemli rol oynayan endojen nükleik asitleri tanıyan Toll-like reseptörlerin (TLR) SLE patofizyolojisinden sorumlu olabileceğine işaret etmektedir. Bu çalışmada SLE hastalarında TLR 7 ve 9 genotipleri ile SLE - ye yatkınlık arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM: Çalışmaya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı tarafından takip edilen 53 SLE hastası ve 23 sağlıklı gönüllü alındı. Hastaların cinsiyetleri, doğum tarihleri, SLE tanısı aldıkları tarih ve kiloları belirlendi. Hastalık aktiviteleri SLEDAI kullanılarak hesaplandı. Hastaların hemoglobin, hemotokrit, lökosit, trombosit değerleri, kompleman düzeyleri (C3, C4), ANA, dsDNA, antikardiyolipin (AKA) IgM, AKA IgG, anti Beta 2 glikoprotein (anti B2) IgA, IgM, IgG düzeyleri poliklinik kayıtlarından belirlendi. Hastalık tutulumları böbrek, cilt ve santral sinir sistemi olarak sınıflandırıldı. TLR7 ve TLR9 polimorfizm analizleri floresan-işaretli problar içeren LightCycler cihazına uygun kit kullanılarak yapıldı. Genotipler "erime eğrisi analizi" (melting curve analysis) ile ayırt edildi. İstatistiksel analizde nümerik veriler için ANOVA, Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanıldı. Kategorik değişkenlerin analizinde Ki Kare ve Fischer's exact test kullanıldı. SONUÇLAR: Hastaların % 90,56'sı kadın (n= 48), % 9,44'ü (n= 5) erkekti. Hastaların yaş ortalaması 42,17 ± 13, hastalık süreleri ortalama 9,5 ± 8,1 yıldı. Kontrol grubunun % 86,95'i kadın (n= 20), % 13,05'i erkekti. (n= 3). Kontrol grubunun yaş ortalaması 40,13±10,40 olarak hesaplandı. TLR9 için hasta grubunda 16 (% 30,2) hastada polimorfizm saptandı. Kontrol grubunda TLR9 polimorfizmi 6 (%26,1) kişide saptandı. Hasta grubunda 14 (% 26,9) hastada TLR7 polimorfizmi saptandı. Kontrol grubunda 9 (% 40,9) kişide TLR7 polimorfizmi saptandı. TLR7 ve TLR9 polimorfizmleri hasta ve kontrol grubunda karşılaştırıldı. İstatiksel olarak anlamlı sonuç saptanmadı. ÇIKARSAMA: TLR7 ve TLR9'un SLE patogenezinde rol oynadığı bilinmektedir. Ancak TLR7 ve TLR9 polimorfizmleri ve SLE arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır.;SLE, TLR7, TLR9, polimorfizm.Öğe Sistemik lupus eritematozus hastalarında toll like reseptör 7 ve9 gen polimorfizmleri(Ege Üniversitesi, 2010) Timur, Özge; Akarca, Ulus SalihGİRİŞ: Sistemik Lupus Eritomatozus (SLE) hastanın bağışıklık sisteminin vücuttaki çeşitli hücre ve organlara karşı saldırıya geçtiği kronik otoimmün bir hastalık olup çeşitli organlarda inflamasyon, doku hasarı ve fonksiyon bozukluklarına yol açar. SLE’de tüm otoimmün hastalıkların patofizyolojisinde olduğu gibi genetik ve çevresel faktörlerin rolü olduğu belirtilmektedir. Son birkaç yıl içerisinde yapılan çalışmalar adaptif immün yanıt regülasyonunda önemli rol oynayan endojen nükleik asitleri tanıyan Toll-like reseptörlerin (TLR) SLE patofizyolojisinden sorumlu olabileceğine işaret etmektedir. Bu çalışmada SLE hastalarında TLR 7 ve 9 genotipleri ile SLE ‘ye yatkınlık arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM: Çalışmaya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı tarafından takip edilen 53 SLE hastası ve 23 sağlıklı gönüllü alındı. Hastaların cinsiyetleri, doğum tarihleri, SLE tanısı aldıkları tarih ve kiloları belirlendi. Hastalık aktiviteleri SLEDAI kullanılarak hesaplandı. Hastaların hemoglobin, hemotokrit, lökosit, trombosit değerleri, kompleman düzeyleri (C3, C4), ANA, dsDNA, antikardiyolipin (AKA) IgM, AKA IgG, anti Beta 2 glikoprotein (anti B2) IgA, IgM, IgG düzeyleri poliklinik kayıtlarından belirlendi. Hastalık tutulumları böbrek, cilt ve santral sinir sistemi olarak sınıflandırıldı. TLR7 ve TLR9 polimorfizm analizleri floresan-işaretli problar içeren LightCycler cihazına uygun kit kullanılarak yapıldı. Genotipler “erime eğrisi analizi” (melting curve analysis) ile ayırt edildi. İstatistiksel analizde nümerik veriler için ANOVA, Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanıldı. Kategorik değişkenlerin analizinde Ki Kare ve Fischer’s exact test kullanıldı. SONUÇLAR: Hastaların % 90,56’sı kadın (n= 48), % 9,44’ü (n= 5) erkekti. Hastaların yaş ortalaması 42,17 ± 13, hastalık süreleri ortalama 9,5 ± 8,1 yıldı. Kontrol grubunun % 86,95’i kadın (n= 20), % 13,05’i erkekti. (n= 3). Kontrol grubunun yaş ortalaması 40,13±10,40 olarak hesaplandı. TLR9 için hasta grubunda 16 (% 30,2) hastada polimorfizm saptandı. Kontrol grubunda TLR9 polimorfizmi 6 (%26,1) kişide saptandı. Hasta grubunda 14 (% 26,9) hastada TLR7 polimorfizmi saptandı. Kontrol grubunda 9 (% 40,9) kişide TLR7 polimorfizmi saptandı. TLR7 ve TLR9 polimorfizmleri hasta ve kontrol grubunda karşılaştırıldı. İstatiksel olarak anlamlı sonuç saptanmadı. ÇIKARSAMA: TLR7 ve TLR9’un SLE patogenezinde rol oynadığı bilinmektedir. Ancak TLR7 ve TLR9 polimorfizmleri ve SLE arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır.Öğe To Determined Using of Herbal Product in Elderly People(2019) Karaman, Emine; Taşar, Pınar Tosun; Timur, Özge; Yılmaz, Tuğba Kiper; Yılmaz, Tuğba Kiper; Yıldırım, YaseminObjective: To determine the use of herbal supplements by old people. Material and Methods: This descriptive study was a cross-sectional study and conducted between December 01, 2016-March 01, 2017 in Eastern Turkey. Random samples of 185 older participants who agreed to participate in the study took part in structured interviews at geriatrics clinic of the hospital in Turkey. the data were collected from the geriatric individuals owing to a face-to-face interview guided by a questionnaire. the data were analyzed by using with number, percentage and chisquare test. Results: of the 185 subjects (56.2% female), 15.7% (n=29) reported using at least one of the herbal supplement. the mean age of the individuals was 76.24±8.22 (min.63-max.98) years. the most commonly used herbal supplement were stinging nettle (13.8%) and black cumin oil (10.3%). No differences in demographic characteristics were found for users and non-users. A significant difference was found between users and non-users of plant products according to their place of residence, most of the users lived in the provincial capital. We found that herbal supplement use was higher among older women (69% of those who use herbal products are old female person). Conclusion: the study shown that 15.7% of old people have used herbal supplements. There is a need for extensive research on the use of plant products by older people.Öğe The value of C-reactive protein in infection diagnosis and prognosis in elderly patients.(2017) Karaşahin, Orhan; Tasar, Pınar Tosun; Timur, Özge; Yıldırım, F; Binici, Dn; Şahin, Sevnaz…