Yazar "Tüzün, Nurullah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Long pentraxin-3 measured at late phase associated with GRACE risk scores in patients with non-ST elevation acute coronary syndrome and coronary stenting(2012) Saygı, Serkan; Kırılmaz, Bahadır; Tengiz, İstemihan; Türk, Uğur Önsel; Yıldız, Hicran; Tüzün, Nurullah; Tamer, Zeynep Gülden SönmezAmaç: Kararlı anjina ve ST yükselmesiz akut koroner sendrom (AKS) tanısıyla perkütan koroner girişim (PKG) yapılmış 39 hastada ardışık ölçülen “pentraxin-3” (PTX3) düzeyleri ve bu düzeylerin GRACE risk skoru ile ilişkisi incelendi. Çalışma planı: Çalışmaya perkütan koroner stent takılan ST yükselmesiz AKS tanılı 17, kararlı anjina tanılı 22 olgu alındı. Tüm hastalarda girişim öncesi, girişim sonrası 8. ve 24. saatte PTX3 ölçümü için kan örnekleri alındı. Bulgular: Kararlı anjinalı grupta diabetes mellitus ve hipertansiyonlu olgu sayısı anlamlı olarak daha yüksek iken, AKS grubunda lökosit sayısı anlamlı olarak daha yüksek saptandı. Sekizinci saat ölçülen PTX3 düzeyleri anlamlı olarak AKS grubunda daha yüksekti (p=0.003). AKS’li olgularda 24. saat PTX3 düzeyleri ile GRACE başvuru hastane içi ve 6 ay ölüm-kardiyak ölüm-ME ve GRACE taburculuk kardiyak ölüm-ME risk oranları arasında güçlü korelasyon saptandı (sırasıyla, p=0.02, R: 0.558; p=0.03, R=0,512; p=0.01, R=0,571; p=0.01, R=0.564; p=0.004, R=0.653). Sonuç: Serum PTX3 düzeyleri koroner stent takılan AKS’li olgularda erken risk sınıflaması açısından önemli bilgiler verebilir.Öğe Paraoksonaz geninde Leu-Met (55) ve Gln-Arg (192) polimorfizmleri ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişki(2009) Taşkıran, Pınar; Çam, Sırrı F.; Şekuri, Cevat; Tüzün, Nurullah; Alioğlu, Emin; Altıntaş, Nuray; Berdeli, AfigAmaç: Paraoksonaz (PON1), lipit peroksitleri hidroliz eden, yüksek yoğunluklu lipoproteine bağlı bir esterazdır. PON1, düşük yoğunluklu lipoproteinlerin (LDL) oksidatif modifikasyonuna karşı ve aterosklerotik süreçleri önlemede önemli bir rol oynamaktadır. PON1 geninde iki polimorfizm yaygın şekilde çalışılmıştır. Bunlar, 55. kodonda lösinin (L aleli) yerine metiyoninin (M aleli) geçmesi ve 192. kodonda glutaminin (Q aleli) yerine arjininin (R aleli) geçmesidir. Çalişma plani: Çalişmada, erken koroner arter hastaliği (KAH) tanisıi konan 120 hastada (92 erkek, 28 kadın; ort. yaş 48.2±4.3) ve KAH öyküsü olmayan ve elektrokardiyografileri normal bulunan 102 sağlikli bireyde (80 erkek, 22 kadin; ort. yaş 46.8±5.2) PON1 geninde 55 ve 192. kodonlardaki aminoasit değişiklikleri polimeraz zincir reaksiyonu ve kisitlayici enzimler kullanilarak incelendi. Bulgular: Hasta ve kontrol grupları'DDnda PON 55 bölgesinde genotip dağilimi MM için sirasiyla %6.7 ve %4.9, LM için %46.7 ve %29.4, LL için ise %46.7 ve %65.7 bulundu. PON 192 bölgesinde ise genotip dağilimi şöyleydi: RR %4.2 ve %2, QR %40 ve %35.3, QQ %55.8 ve %62.8. PON 55 M alel frekansi hasta grubunda kontrollere göre daha fazla bulunurken (0.3 ve 0.2), 192 R alel frekansi kontrollerle farklilik göstermedi (0.2). PON1 M/L55 polimorfizmi ile KAH arasinda anlamli ilişki görüldü (p=0.017); R/Q192 polimorfizmi ile KAH arasinda ise anlamli ilişki bulunmadi (p=0.445). Sonuç: Bulgularimiz, PON 55 M/L polimorfizmi ile KAH arasıinda ilişki olduğunu, 192 R/Q polimorfizminin toplumumuzda KAH’ye yatkinlik sağlamada risk faktörü olmadiğini göstermektedir.