Yazar "Türkan, İsmail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 31
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2,4-Dichlorophenoxy asetik asit (2,4-D)'in büyüme ve gelişimi üzerindeki etkisinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 1993) Elitez, A. Dilek; Türkan, İsmailBitki ve hayvan fizyolojisi ve biyokimyasındaki gelişmelere paralel olarak, istenmeyen bitki ve hayvan kontrolüne imkân veren daha çok sayıda kimyasal kullanıma sokulmuştur. Bu kimyasallara genel olarak "pestisitler" veya "biyositler" denilmektedir. Pestisitler hedef organizmaya bağlı olarak insektisitler, herbisitler ve fungusitler gibi gruplara ayrılmaktadır. Bunlardan herbisitlerin içinde yer alan oksin tipi pestisitler büyüme engeli eviciler ve yabani ot öldürücüler olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır. Etkisi araştırılan 2.-4-Dichiorophenoxv acetic acio herbisiti ülkemizde polikültür alanlarında (Ege, Akdeniz, Marmara gibi) yoğun kullanım bulmasına karşılık, bu maddenin özellikle uygulandığı alanlarda kültür bitkisi üzerindeki etkileri çok fazla ilgi görmemiştir. Buradan hareketle, çalışmada kısa adı 2.4-0 olan bir her bisitin buğdayın büyüme özellikleri, içsel giberellin miktarı ve stoma sayısı üzerindeki etkisi araştırılmıştır. 2.4-0 uygulaması için bitkiler dört gruba ayrılmışlar ve I.gruba (kontrol) 0 cc/dk 2.4-0 uygulanmıştır. Büyüme analizine ilişkin bulgularımıza göre uygulamadan 60 gün sonra özellikle 300 cc/dk 2.4-0 uygulanmış grupta Net Asimilasyon Hızı (NAR)'nda azalma meydana gelmiştir. İçsel giberellin düzeyinin ise uygulamadan sonra 20 gün içinde hem 150 cc/dk ve hem de 200 cc/dk. Uygulamadan 46 gün sonra ise yalnızca 300 cc/dk 2.4-0 uygulanmış buğdaylarda kontrol bitkilerinkine göre GA biyosentez yeteneğinin 3B-hidroksilasyon bölgesinde önemli ölçüde azaldığı bulunmuştur. Denemelerimizde 2.4-0 uygulanmış bitkilerin yaprak üst yüzeyinde kontrollere göre stoma sayısında bir artış, stoma boylarında ise azalma olduğu saptanmıştır.Öğe Arabidopsis thaliana'nın endoplazmik retikulum stresine verdiği yanıtta CLE peptidlerinin rolünün araştırılması(Ege Üniversitesi, 2022) Türkan, İsmail; Gümüş, ÖzlemHücresel salgı proteinleri ve membran proteinleri granüllü endoplazmik retikulumda (GER) sentezlenmektedir. GER'da sentezlenen salgı proteinleri, endoplazmik retikulum (ER) lümeninde katlanmakta ve posttranslasyonel modifikasyonlara uğramaktadır. Yüksek sıcaklık, tuz stresi gibi abiyotik stresler ER'de yanlış katlanmış veya katlanmamış proteinleri arttırarak ER stresine neden olmaktadır. ER stresi katlanmamış protein yanıtını uyararak hücrenin protein katlama kapasitesini arttırmaktadır. Salgı peptidleri olan CLE peptidleri de ER'de katlanmakta, modifikasyonlara uğramakta ve son hallerini burada almaktadır. CLE peptidleri bitki büyüme ve gelişminde işlev görmektedir. Bu peptidlerin kök ve sürgün apikal meristem homeostazının koruması, vasküler gelişim ve stoma hareketlerinin düzenlenmesi gibi birçok rolü olduğu bilinmektedir. Fakat Arabidopsis thaliana'nın endoplazmik retikulum stresine verdiği yanıtlarda CLE peptidlerinin rolü hakkında literatürde hiçbir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada çeşitli konsantrasyonlarda tunikamisin ajanı uygulanarak ER stresi uyarılan A.thaliana bitkisinde CLE peptidlerinin rolleri araştırılmıştır. Sonuçlara göre CLV3, CLE4, CLE10, CLE21, CLE22, CLE27, CLE41, CLE44, CLE45, BAM3, CLE2, CLE5, CLE6, CLE40 genlerinin ER stresiyle ilişkili olduğu tespit edilmiştir.;Arabidopsis thaliana, CLE peptidleri, endoplazmik retikulum stresi, katlanmamış protein yanıtı.;Arabidopsis thaliana, CLE peptides, endoplasmic reticulum stress, unfolded protein response.Öğe Arabidopsis Thaliana'nın süksinat dehidrogenaz (SDH) (Kompleks II) eksik bitkilerinde tuz stresi altında hücresel redoks düzenlemesinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2020) Türkan, İsmail; Yılmaz, OğuzhanTuz stresi, bitki performansını olumsuz etkileyen bir abiyotik stres türüdür. Tuz stresiyle birlikte hücrede çeşitli metabolik süreçler arasındaki dengenin bozulması nedeniyle reaktif oksijen türleri (ROS) üretimi artmakta, bu moleküller belirli bir seviyeye kadar sinyal görevi görmekte ancak aşırı üretilmeleri ise biyolojik moleküllerde zarar oluşturmaktadır. Sonuçta oluşan oksidatif stres fotosentez ve solunumu olumsuz etkileyerek büyümeyi yavaşlatmakta, stresin ileri safhalarında ise hücre ölümünü tetiklemektedir. Mitokondri, kloroplast ile birlikte hücrede önemli ROS kaynaklarından biridir. Mitokondriyal kompleks II (süksinat dehidrogenaz, SDH) mitokondri iç zarına periferal olarak yerleşen, hem elektron taşıma zincirinde (ETS) hemde sitrik asit döngüsünde görev alan bir enzimdir. Daha önce memelilerde ve bitkilerde yapılan çalışmalarda SDH kökenli ROS'ların hücrede sinyal görevi gördüğü, hücre büyümesini ve savunma yanıtlarını düzenlediği ortaya konmuştur. Ancak bu kompleksin hücre redoksunun düzenlenmesi üzerine etkileri hakkında literatürde bilgi yoktur. Bu çalışmada kompleks II kökenli ROS'ların, SDH inhibitörü olan malonat kullanılarak, tuz stresi altında hücre redoksunu nasıl etkilediğinin araştırılması amaçlanmıştır.;Arabidopsis, Mitokondri, Süksinat Dehidrogenaz, Reaktif Oksijen Türleri, ROS, Antioksidant Enzimler, H2O2, Tuz Stresi.;Arabidopsis, Mitochondri, Succinate Dehydrogenase, Reactive Oxygen Species, ROS, Antioxidant Enzymes, H2O2, Salt Stress.Öğe Arabidopsis'de bazı abiyotik stres koşulları altında endoplazmik retikulum stresi ve reaktif oksijen türleri arasındaki ilişkinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2015) Sekmen Esen, A. Hediye; Özgür Uzilday, Rengin; Türkan, İsmailEndoplasmic Reticulum Stress, Reactive Oxygen Species, Salinity, Antioxidant Defence System, Redox Balance, Arabidopsis.;Endoplazmik Retikulum Stresi, Reaktif Oksijen Türleri, Tuzluluk, Antioksidan Savunma Sistemi, Redoks Dengesi, Arabidopsis.;Stres koşulları altında "Endoplazmik Retikulum (ER)" lümeni içerisinde katlanmamış proteinlerin oluşması ve bu tür proteinlerin şaperonlarca yok edilememesi "Endoplazmik Retikulum Stresi" ne neden olur. Bu stres, yapay olarak dışarıdan "tunikamisin" gibi, protein katlanmasını engelleyen ajanlar ilede oluşturulabilmektedir. ER stresi altında hücrede bazı genlerin ifadesi artmaktadır. Bu genlerin ifadesindeki artış, proteinlerin katlanmasını teşvik ederek, hücrenin ER stresine karşı koymasını sağlayan ve "Katlanmamış Protein Yanıtı" olarak isimlendirilen yanıtı başlatmaktadır. Proteinlerin doğru katlanmasını sağlamak için disülfid bağlarının oluşması, bu bağlarının oluşması için ise moleküler oksijenin kullanılması gerekmektedir. Bunun sonucunda ER' de hidrojen peroksit (H2O2) gibi reaktif oksijen türleri (ROS) oluşmaktadır. Başta H2O2 olmak üzere, ROS' lar hücrede oksidatif hasara neden olmaktadır. Bitkiler ROS' ların oluşurduğu oksidatif hasarı engellemek için enzimatik ve enzimatik olmayan sistemler geliştirmişlerdir. Son yıllarda ROS'ların zararlı etkileri yanında, yararlı etkileri olduğuda bulunmuştur. Buna göre ROS' lar belirli bir konsantrasyona kadar çevresel streslere karşı verilen yanıtlarda sinyal iletici moleküller olarakta iş görmektedirler. Çalışmada, ER stresinin antioksidan savunma sistemi ve redoks dengesi üzerine etkileri aydınlatılmış. Ayrıca kloroplast, mitokondri ve peroksizomlarda üretilen ROS' ların ER stresi ile ilişkisi açığa çıkarılmıştır.Öğe Arabidopsis'te kuraklık stresinin negatif düzenleyicilerinden olan bazı sitokinin sinyal bileşenlerinin reaktif oksijan türleri (ROS) düzenlemesi üzerindeki etkisinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2018) Türkan, İsmailBitkiler bulundukları çevrede birçok strese maruz kalmaktadırlar. Kuraklık stresi bu streslerin içinde en zararlı olanıdır. Bu çalışma ile sitokinin sinyal yolağı bileşenlerinden olan ARR1/10/12 'nin kuraklık stresi altında reaktif oksijen türleri düzenlenmesi üzerine etkisi araştırılmıştır. Bitki materyali olarak Arabidopsis thaliana Col. yaban tipi ile Arabidopsis thaliana ARR1/10/12 üçlü eksik mutantı kullanılmıştır. Bitkiler toprak ortamında büyütüldükten sonra üç dönemde (vejetatif, çiçeklenme ve iyileştirme dönemi) hasatları gerçekleştirilerek fizyolojik ve biyokimyasal parametreleri belirlenmiştir. Fizyolojik parametreler olarak; gövde yaş ağırlıkları, bağıl su içerikleri, stoma açıklıkları, birim alana düşen stoma sayıları ve yaprak su kayıpları analiz edilmiştir. Biyokimyasal parametreler olarak ise; lipid peroksidasyonu (TBARS), H2O2 içeriği, antioksidant enzim/izoenzimleri (katalaz (CAT), süperoksit disütaz (SOD), peroksidaz (POX), hücre duvarı POX (CWPOX), askorbat peroksidaz (APX), glutatyon redüktaz (GR), monodehidroaskorbat redüktaz (MDHAR), dehidro askorbatredüktaz (DHAR), NADPH oksidaz (NOX)) ve enzimatik olmayan antioksidantlar (askorbat (ASC), GSSG ve GSH) belirlenmiştir.;Kuraklık Stresi, Reaktif Oksijen Türleri (ROS), Sitokinin, Sitokinin Sinyal Yolağı, Antioksidant Enzimler, Enzimatik Olmayan Antioksidantlar.;Drought Stress, Reactive Oxygen Species (ROS), Cytokinin, Cytokinin Signal Transduction Pathway, Antioxidant Enzymes, Non Enzymatic Antioxidants.Öğe Bor ve tuz streslerinin ülkemizde yetiştirilen bazı şeker pancarı (Beta vulgaris L.) çeşitlerinde ve yabani pancar Beta lomatogona L.da büyüme ve antioksidatif savunma sistemi üzerinde etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2006) Türkan, İsmail[Abstract Not Available]Öğe Brassinosteroid uygulamasının tuz stresi altında yetiştirilen pirinç bitkisinin fizyolojik ve biyokimyasal özellikleri üzerindeki etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2007) Türkan, İsmail; Bor, Melike; Demiral, Tijen; Özdemir, FilizTuza duyarli IR-28 pirinç çesidinde tuz stresi kosullarinda 24-epibrassinolid uygulamasinin fide gelisimi, antioksidan enzim aktiviteleri, lipid peroksidasyonu, prolin ve çözünebilir protein miktari üzerine etkileri incelenmistir. Tuz stresi kosullarinda, 24-epiBL uygulamasi sonucunda fide gelisimi olumlu etkilenmistir. 24-epiBL uygulanan gruplar tuz stresine (120 mM NaCl) maruz birakildiklarinda süperoksit dismutaz, katalaz ve glutatyon redüktaz enzim aktivitelerinde önemli bir degisim görülmezken askorbat peroksidaz enziminin aktivitesi belirgin bir artis gösterdi. Peroksidaz enziminin aktivitesi NaCl uygulanan grupta artis gösterirken 24-epiBL + NaCl uygulanan grupta belirgin bir azalma gözlendi. 24-epiBL + NaCl uygulanan grupta lipid peroksidasyonu ve prolin düzeyi azalirken, çözünen protein miktari artis gösterdi.Öğe Coronatin (Cyclopropanecarboxylic acid, 2-ethyl-1- [(6-ethyl-2,3,3a,6,7a hexahydro-1-oxo-1h-inden-4-yl) ]carbonyl amino)'in kuraklık ve sıcaklık stresine maruz bırakılan Cicer arietinum üzerindeki fizyolojik ve biyokimyasal etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2011) Ceylan, Hülya; Türkan, İsmailAntioksidan enzimler, Coronatine, kuraklık stresi, sıcaklık stresi, nohut (Cicer arietinum L.).;Antioxidant enzymes, Coronatine, Drought, Heat Stress, Chickpea (Cicer arietinum L.).;Çalışmamızın amacı; Jasmonatların yapısal ve işlevsel analoğu olan Coronatin'in (COR), nohut (Cicer arietinum L.)'un ICC 4958 türünün, yalınız veya birlikte uygulanan kuraklık ve sıcaklık stres toleransı üzerine olan etkisinin araştırılmasıdır. Hidroponik ortam şartlarında 15 gün yetiştirilen, 24 saat boyunca 0.01 oM Coronatine uygulaması yapılan ve yapılmayan bitkilere 3 gün boyunca kuraklık (6% Polietilen Glikol 6000) veya sıcaklık stresi (35°C'den başlayarak, her 15 dakikada 1°C artırılmış ve 44°C'de 1 saat bekletilmiştir) uygulanmıştır. Kuraklık ve sıcaklık stresinin yalnız veya birlikte uygulandığı koşullar altındaki bitkilere 0.01oM COR ön uygulaması, kontrol gruplarına göre kök ve gövde uzunluğunu ve kuru ağırlığını artırmıştır. Tüm bu stres koşulları altında, 0.01oM COR ön uygulaması yapılan bitkiler, yapılmayanlara göre daha yüksek yaprak nisbi su içeriği ve daha düşük prolin birikimine sahiptirler. Tüm bu stres koşulları altında artan H2O2 ve MDA seviyesinde, 0.01oM COR ön uygulaması ile önemli ölçüde azalmıştır. Kontrol gruplarına göre, 0.01oM COR ön uygulaması sıcaklık stresi altındaki bitkilerin köklerindeki peroksidaz (POX; EC 1.11.1.7), askorbat peroksidaz (APX; EC 1.11.1.11), glutatyon reduktaz (GR; EC 1.6.4.2) enzim aktivitelerini değiştirmezken, katalaz (CAT; EC 1.11.1.6) ve superoksit dismutaz (SOD; EC 1.15.1.1) enzim aktivitelerini tüm stres koşulları altında artırmıştır. Kuraklık stresi altında ise COR uygulanan bitkilerin APX ve GR enzim aktiviteleri uygulanmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca COR uygulaması her iki stresin birlikte uygulandığı koşullar altındaki bitkilerin köklerinde APX ve GR aktivitesini azaltırken, POX aktivitesini artırmıştır. Sonuç olarak; COR, nohutta (Cicer arietinum L. ) reaktif oksijen türlerinin (ROS) oluşumunu azaltarak, antioksidan enzimleri aktive ederek ve aynı zamanda membran peroksidasyonunu ve biyomolekül denatürasyonunu önleyerek, sıcaklık ve kuraklık stresinin yalnız veya birlikte uygulandığında oluşturduğu etkiyi azaltmaktadır.Öğe Denizli il merkezi ve çevre yolları kenarında yetişen bitkilerde trafik kökenli ağır metal kirlenmesinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 1997) Çelik, Ümmühan; Türkan, İsmailBu çalışmada Denizli ilinde trafik yoğunlukları farklı olan anayollar ve çevresinde yetişen Nerium olcander, Cupressus sempervirens, Platanus orientalis, Olea europea, Pinus brutia, Zea mays, capsium annuum L., Lycopersicum esculentum ve Cucurbita pepo L.de trafik kökenli ağır metallerin ( Pb, Zn, Cd, Ni ve Cu) birikimi araştırılmıştır. Tüm örneklemeler 23.08.1994 ve 24.07.1995 tarihleri arasında, trafik yoğunlukları farklı olan yedi istasyondan 0-5 m ve 125-175 m arasında değişen mesafelerde aylık olarak yapılmıştır. Nerium oleander, Cupressus sempervirens, Platanus orientalis, Olea europea, Pinus brutia, Zea mays, capsium annuum L., Lycopersicum esculentum ve Cucurbita pepo L.'nin yapraklarında ağır metallerin analizleri yapılmıştır. Hazırlanan örneklerin tüm metal analizleri GBC 904, model atamok absorbsiyon spektrofotometresi ile yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar: (a) Ağır metal konsantrasyonlarının farklı bitkilerde değiştiği, (b) konsantrasyonlarının motorlu taşıtların ana ağır metal kaynağı olduğunu gösterecek şekilde ana yoldan uzaklaştıkça azaldığı,(c) yıkama ile metallerin ortalama %17 ile 67 arasında uzaklaştığını göstermiştir.(d) Genel olarak artan trafik yoğunluğu ile örneklerdeki metal konsantrasyonlarının arttığı, (e) bazı istisnalar dışında metal birikim düzeylerinin büyüme periyodunun( Vejetatif periyod) sonunda arttığını ve büyüme periyodu boyunca azalma eğiliminde olduğunu göstermiştir. Genellikle bitkilerde Pb,Cd,ve Ni konsantrasyonları bulunması gereken düzeylerin üzerindedir.Öğe Derin ekilen buğday çeşitlerinin gövde uzamasında reaktif oksijen türleri (ROS) ve bazı antioksidan enzimlerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2015) Akyol, Turgut Yiğit; Türkan, İsmailBuğday, derin ekim, birinci internodyum, ROS, antioksidan sistem.;Tahıl bitkileri yetiştirilirken tohumlar genellikle toprak yüzeyinin hemen altına ekilirler. Bununla birlikte, toprak üst katmanın yeterli derecede nemli olmadığı yarı kurak bölgelerde tahıl bitkileri derin ekim koşullarında yetiştirilebilir. Böylece tohumların çimlenmeleri için ihtiyaç duydukları suyu yer altı suyuyla nemlenmiş topraktan almaları sağlanır. Derin ekim koşullarında yetiştirilecek bitkinin derin ekim toleransına sahip olması gerekmektedir. Buğdayda derin ekim toleransı birinci internodyum uzaması aracılığıyla sağlanır. Birinci internodyum uzaması ile giberellinin ilişkişi üzerine çeşitli çalışmalar gerçekleştirildiyse de, bugüne kadar birinci internodyum uzaması ile ROS molekülleri arasındaki potansiyel ilişkiye dair herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bununla birlikte ROS moleküllerinin bitki büyüme ve gelişiminde önemli rollere sahip olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda projede, derin ekim toleransına sahip Tir buğdaylarına giberellin, uniconazole (GA biyosentez inhibitörü), potasyum ve H2O2 uygulanmış ve bitkiler normal ve derin ekim koşullarında yetiştirilmiştir. 7 günlük bitkiler hasat edilerek birinci internodyum, koleoptil ve sürgün uzunlukları ölçülmüş ve birinci internodyumların derin ekime yanıtı ve GA duyarlılığı belirlenmiştir. Birinci internodyumlardaki H2O2 seviyeleri, antioksidan enzimlerin aktiviteleri (SOD, POX, APX, GR) ve izoenzimleri, ROS üreten hücre duvarı POX ve NOX enzimlerinin aktiviteleri ve Rht genlerinin ifadeleri saptanarak, birinci internodyum uzamasında ROS, antioksidan enzimler ve GA arasındaki ilişki gösterilmiştir.;Wheat, deep sowing, first internode, ROS, antioxidant system.Öğe Farklı semizotu (Portulaca oleracea L.) genotiplerinde tuz stresine bağlı olarak bazı fizyolojik ve biyokimyasal özelliklerin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2006) Yazıcı, Z. Işın; Türkan, İsmail[Abstract Not Available]Öğe Glisinbetainin tuz stresine maruz bırakılan çeltik fidelerindeki bazı bitkisel hormon içerikleri üzerine etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2005) Üst, Zerrin; Türkan, İsmail[Abstract Not Available]Öğe İzmir ili şehir merkezi ve çevre karayolları kenarında yetişen bitkilerde kurşun kirlenmesinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 1982) Türkan, İsmail; Öztürk, Münir[Abstarct Not Available]Öğe Kurağa dayanıklı bazı arpa (Hordeum spp.) çeşitlerinde süperoksit dismutaz (SOD) aktivitelerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 1999) Acar, Okan; Türkan, İsmailBu araştırmada, su kıtlığı ve polietilen glikol (PEG 3000) uygulanarak yaratılan kuraklık stresinin kurağa dayanıklı (Karatay-97, Tokak-157/37) ve duyarlı (Kıral-97, Erginel-90, Cumhuriyer-50) oldukları bilinen ve kurağa toleransı bilinmeyen bir ( 5600/MISC.S.CMB) arpa (Hordeum spp.) çeşidinde; total süperoksit Dismutaz (SOD) aktivitesi, total protein, bağıl nem içeriği ve radikulakoleoptil büyümesi üzerine olan etkileri incelenmiştir. %15'lik PEG 3000 uygulaması sonucunda radikula ve koleoptil büyümeleri kurağa dayanıklı çeşitlerde, duyarlı olanlara göre daha az engellenmiştir. Total SOD aktiviteleri ise dayanıklı genotiplerde duyarlı olanlara göre artış göstermiştir. Su kıtlığı uygulamasında ise, yaprak bağıl nem içerikleri Cumhuriyet-50 ve 5600/MISC.S.CMB'de kuraklık etkisiyle diğer çeşitlere göre kontrole göre azalmıştır. Protein içerikleri ise tüm genotiplerde genellikle kuraklık artışına bağlı olarak kontrole göre artış göstermiştir. Kurağa dayanıklı türlerde duyarlı olanlara göre total SOD aktivitelerinin arttığı saptanmıştır. 5600/MISC.S.CMB ise kısa süreli kuraklık koşullarında duyarlı gibi davranmıştır. Araştırma sonucunda çalışılan arpa çeşitlerinde SOD aktivitesinin, kuraklığa tepkide dayanıklı ve duyarlı kültivarlar arasında bir kriter olarak kullanılabilir olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte diğer antioksidatif enzimlerin de araştırılması gereklidir. Anahtar Kelimeler: Arpa(Hordeum spp., Süperoksit dismutaz(SOD), oksidatif stres, kuraklık.Öğe Kuraklık stresi sinyalinin iletilmesinde absisik asit (ABA), reaktif oksijen türleri ve antioksidan savunma sisteminin etkileşiminin ABA-yoksun Arabidopsis thaliana aba1 mutantında araştırılması(Ege Üniversitesi, 2010) Özfidan, Ceyda; Türkan, İsmailDrought stress, Antioxidant enzymes, Abscisic acid, ABA deficient mutant (aba1 and aba2), ROS signaling.;Kuraklık stresi, Antioksidan enzimler, Absisik asit, ABA-yoksun mutantları (aba1 ve aba2), ROS sinyallemesi.;Kuraklık stresine baglı olarak fotosentezin engellenmesi, kloroplastlarda süperoksit anyon radikali (O2 ), hidrojen peroksit (H2O2) ve hidroksil radikali (OH) gibi reaktif oksijen türlerinin (ROS) üretiminde artısa neden olur. Tamamen indirgenmis olan bu oksidanlar fotosentez veya solunum gibi oksijen tüketen çesitli hücre islemlerinin zehirli yan ürünleridir. Bu toksik ROS'lar DNA, protein, lipid, klorofil ve canlı hücrenin yaklasık her bir organik elemanına zarar verir. Bitkiler, süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), askorbat peroksidaz (APX) ve glutasyon redüktaz (GR) gibi enzimler ve glutasyon ve askorbik asit gibi enzimatik olmayan metabolitlerin yardımıyla ROS'ların sitotoksik etkilerinden kendilerini korurlar. ROS'ların pek çok sinyal iletim yolunda sekonder mesajcı olarak is görmelerinin yanında, absisik asit (ABA) gibi çesitli bitkisel hormonların sinyal iletim yolunda ROS'larla etkilestiklerine iliskin yeni kanıtlar mevcuttur. Kuraklık sadece ABA birikimine degil, aynı zamanda ROS ve antioksidan savunma sisteminin uyarılmasında da bir artısa neden olmaktadır. Dolayısıyla, kuraklık stresi sinyalinin algılanması ve iletilmesinde ABA, ROS ve antioksidan savunma sisteminin birbirleriyle etkilesim konusu aydınlatılmayı beklemektedir. Bu etkilesimin arastırılmasında genomu sekanslanmıs Arabidopsis thaliana bitkisinin ABA sentezleyemeyen mutantı (aba1 ve aba2) ve ABA sentezleyebilen yabani tipi (Columbia) çok kullanıslıdır. Dolayısıyla, çalısmamızda A. thaliana'nın aba1 ve aba2 mutantı kullanılarak kuraklık stresi sinyalinin iletilmesinde ABA, ROS ve antioksidan savunma sisteminin arasındaki etkilesimi arastırılmıstır. Bu amaçla aba1, aba2 ve yabani tipe kuraklık stresiyle birlikte dıstan ABA uygulanarak O2 , H2O2 ve OH gibi ROS miktarları ve SOD, CAT, APX ve GR gibi antioksidan enzim/izoenzimleri aktiviteleri belirlenmistir. Ayrıca bu parametreler büyüme, stoma iletkenligi, yaprak ozmotik potansiyeli, fotosentetik verim, bagıl su içerigi, lipid peroksidasyonu ve prolin içerigi gibi diger fizyolojik ve biyokimyasal parametrelerle iliskilendirilmistir.Öğe Kuraklık stresinin C3 bitkisi Cleome spinosa ve C4 bitkisi Cleome gynandra'nın antioksidant enzim sistemi üzerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2011) Uzilday, Barış; Türkan, İsmailC3 ve C4 bitkilerinin antioksidant sistemlerinin kuraklıga karsı olusturdukları yanıtlar ile ilgili çalısmalar sınırlıdır. Özellikle, aynı cinse ait C3 ve C4 türlerinin ROS üretimi ve antioksidant enzim sistemlerinin karsılastırmalı olarak analizi daha önce yapılmamıstır. Bu amaçla, Cleome cinsine ait Cleome spinosa ve Cleome gynandra türleri 5 ve 10 günlük kuraklıga maruz bırakılmıs; bagıl büyüme hızı, bagıl su içerigi, ROS olusumu (H2O2 miktarı, NADPH oksidaz (NOX) aktivitesi), antioksidant savunma sistemi (SOD, CAT, POX, APX ve GR enzimleri ile isoenzimleri), CAT ifadesi ve lipit peroksidasyonu karsılastırmalı olarak incelenmistir. Kontrol kosullarında, C. spinosa' nın SOD dısındaki antioksidant enzimlerin bazal seviyeleri C. gynandra' dan daha yüksektir. Kuraklık stresi iki türde de POX, CAT, APX, GR aktivitelerinde artısa neden olmustur. Ayrıca, SOD aktivitesi C. gynandra' da stresle beraber az da olsa düserken, C. spinosa' da kuraklık stresinin 5. gününde degismemis, 10. gününde ise artmıstır. Stresle beraber, malondialdehid (MDA) sonuçlarına paralel olarak H2O2 miktarı C. spinosa' da C. gynandra'ya göre kaydadeger oranda artmıstır. Bu sonuçlar, C. spinosa' nın antioksidant savunma sisteminin stres kosullarında artıs gösteren ROS üretimini baskılamakta yetersiz kaldıgını göstermektedir. Diger yandan, kuraklık stresi altında, C. gynandra' nın antioksidant sistemi ROS olusumuyla basa çıkabilmektedir.;Cleome gynandra, Cleome spinosa, C3 and C4, Antioxidant Enzymes, H2O2, Drought.;Cleome gynandra, Cleome spinosa, C3 ve C4, Antioksidant Enzimler, H2O2, Kuraklık.Öğe Kuraklık stresinin karboksilasyon yolları farklı flaveria türlerinin hücre redoks dengesi üzerine etkisinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2015) Sekmen Esen, A. Hediye; Türkan, İsmail; Uzilday, BarışÇalışmamızda farklı karboksilasyon tipleri (C3, C3-C4, C4 benzeri ve C4)'ne sahip bitkilerde kuraklık ve tuzluluk stresi altında oluşan reaktif oksijen türlerinin dengesinin nasıl düzenlendiği ve ROS süpürülmesinden sorumlu antioksidan savunma sisteminin nasıl uyarıldığı araştırılmıştır. Materyal olarak C3 karboksilayon yoluna sahip türlere C4 yolunun aktarılmasına yönelik çalışmalarda model bitki olarak tanımlanan Flaveria cinsine ait 4 farklı karboksilasyon yoluna sahip F. robusta (C3), F. anomala (C3-C4), F. brownii (C4 benzeri) ve F. bidentis (C4) türleri kullanılmıştır. Fotosentez sırasında, bu bitkilerde, kuraklık ve tuzluluk stresinin, (1) ROS oluşumu, (2) ROS dengesinin düzenlenmesi (3) ROS'ların sinyal iletimindeki rollerinin belirlenmesi ve (4) Antioksidant savunma sisteminin uyarılması üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, stres altında fotosentez sırasında üretilen ROS içeriği (H2O2), enzimatik antioksidan savunma sisteminde görev alan superoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), askorbat peroksidaz (APX) ve glutatyon reduktaz (GR) gibi enzimlerin ve bunların izoenzimlerinin aktiviteleri belirlenmiştir. Ayrıca bu enzimlerden SOD izoenzim genlerinin ifadeleri belirlenmiştir. Enzimatik olmayan antioksidantlardan ise askorbat ve glutatyon miktarı belirlenmiştir. Stres altında oluşan ROS'ların fotosentez de görev alan enzimleri ile olan etkileşimlerini aydınlatmak için ayrıca Ribulaz 1.5. difosfat karboksilaz (RUBISCO) ve fosfoenol pirüvat karboksilaz (PEPC) enzimlerinin aktivite ve gen ifadeleri de tanımlanmıştır. Diğer yandan çalışmamızda ışık ve gaz değişimine bağlı fotosentetik parametrelerde incelenmiştir. Tüm bu parametrelere ek olarak kuraklık ve tuzluluk stres altındaki bitkilerin nisbi büyüme oranları, yaprak su içerikleri, yaprak ozmotik potansiyelleri de belirlenmiştir.;Drought stress, Salt stress, reactive oxygen species, ROS signaling, antioxidant enzymes, photosynthesis, C3, C3-C4, C4 metabolism, Flaveria spp.;Kuraklık stresi, Tuz stresi, Reaktif Oksijen Türleri (ROS), ROS sinyali, Antioksidan enzimler, Fotosentez, C3, C3-C4, C4 metabolizması, Flaveria spp.Öğe Kuraklık ve tuzluluk stresinin, karboksilasyon yolları birbirinden farklı Flaveria robusta (C3), F. anomala (C3-C4) VE F. bidentis (C4)'in, reaktif oksijen türleri (ROS) dengesi, ROS'ların sinyal iletimi ve antioksidan savunma sistemi üzerindeki etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2015) Sekmen Esen, A. Hediye; Türkan, İsmail; Uzilday, BarışÇalışmamızda farklı karboksilasyon tipleri (C3, C3-C4, C4 benzeri ve C4)'ne sahip bitkilerde kuraklık ve tuzluluk stresi altında oluşan reaktif oksijen türlerinin dengesinin nasıl düzenlendiği ve ROS süpürülmesinden sorumlu antioksidan savunma sisteminin nasıl uyarıldığı araştırılmıştır. Materyal olarak C3 karboksilayon yoluna sahip türlere C4 yolunun aktarılmasına yönelik çalışmalarda model bitki olarak tanımlanan Flaveria cinsine ait 4 farklı karboksilasyon yoluna sahip F. robusta (C3), F. anomala (C3-C4), F. brownii (C4 benzeri) ve F. bidentis (C4) türleri kullanılmıştır. Fotosentez sırasında, bu bitkilerde, kuraklık ve tuzluluk stresinin, (1) ROS oluşumu, (2) ROS dengesinin düzenlenmesi (3) ROS'ların sinyal iletimindeki rollerinin belirlenmesi ve (4) Antioksidant savunma sisteminin uyarılması üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, stres altında fotosentez sırasında üretilen ROS içeriği (H2O2), enzimatik antioksidan savunma sisteminde görev alan superoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), askorbat peroksidaz (APX) ve glutatyon reduktaz (GR) gibi enzimlerin ve bunların izoenzimlerinin aktiviteleri belirlenmiştir. Ayrıca bu enzimlerden SOD izoenzim genlerinin ifadeleri belirlenmiştir. Enzimatik olmayan antioksidantlardan ise askorbat ve glutatyon miktarı belirlenmiştir. Stres altında oluşan ROS'ların fotosentez de görev alan enzimleri ile olan etkileşimlerini aydınlatmak için ayrıca Ribulaz 1.5. difosfat karboksilaz (RUBISCO) ve fosfoenol pirüvat karboksilaz (PEPC) enzimlerinin aktivite ve gen ifadeleri de tanımlanmıştır. Diğer yandan çalışmamızda ışık ve gaz değişimine bağlı fotosentetik parametrelerde incelenmiştir. Tüm bu parametrelere ek olarak kuraklık ve tuzluluk stres altındaki bitkilerin nisbi büyüme oranları, yaprak su içerikleri, yaprak ozmotik potansiyelleri de belirlenmiştir.;Drought stress, Salt stress, reactive oxygen species, ROS signaling, antioxidant enzymes, photosynthesis, C3, C3-C4, C4 metabolism, Flaveria spp.;Kuraklık stresi, Tuz stresi, Reaktif Oksijen Türleri (ROS), ROS sinyali, Antioksidan enzimler, Fotosentez, C3, C3-C4, C4 metabolizması, Flaveria spp.Öğe Manganın, C3 bitkisi Cleome spinosa ve C4 bitkisi Cleome gynandra'nın fotosentez verimi ve stoma iletkenliği üzerine etkisinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2012) Dinç, Ahmet; Türkan, İsmailCleome gynandra, Cleome spinosa, C3 ve C4, Antioksidant Enzimler, H2O2, Fotosentez.;Cleome gynandra, Cleome spinosa, C3 ve C4, Antioksidant Enzimler, H2O2, Fotosentez.;Farklı karboksilasyon yolaklarına sahip (C3 ve C4) türlerin Mangan (Mn) uygulamasına baglı olarak fotosentez mekanizması, reaktif oksijen türleri (ROS), antioksidant sistem üzerine etkilerinin arastırılması ile ilgili çalısmalar litaretürde sınırlıdır. Özellikle aynı cinse ait, karboksilasyon yolakları farklı olan türler ile ilgili çalısma bulunmamaktadır. Bu amaçla Cleome spinosa ve Cleome gynandra farklı Mn konsantrasyonlarına (0, 10, 50, 100 oM) maruz bırakılmıs; ROS olusumu (H2O2 miktarı), antioksidant savunma sistemi (Süperoksit Dismutaz (SOD), Askorbat Peroksidaz (APX), Glutatyon Redüktaz (GR), Monodehidro Askorbat Redüktaz (MDHAR), Dehidro Askorbat Redüktaz (DHAR) enzimleri ile izoenzimleri) ve lipit peroksidasyonu karsılastırmalı olarak incelenmistir. C.gynandra' nın Mn içeriginin C. spinosa' ya göre daha yüksek oldugu belirlenmistir. Her iki bitkide Mn uygulamasına baglı olarak 100 oM' da ölçülen tüm fotosentetik parametrelerde (Fotosentez Hızı (A), Stomatal letkenlik (gs), Fotokimyasal Olmayan Söndürme (NPQ), Elektron Transfer Oranı (ETR)) düsüs gözlenmistir. Uygulanan Mn konsantrasyonunda ki artısa baglı olarak en yüksek SOD aktivitesinin görüldügü 10 oM' a göre her iki bitkinin total SOD aktivitesinde düsüs gözlenmistir. Ayrıca Uygulanan Mn konsantrasyonunda ki artısa baglı olarak H2O2, APX, DHAR ve MDHAR aktivitesinde düsüs belirlenmistir. C. spinosa' da 100 oM Mn GR aktivitesinin artmasına, TBARS miktarında ise düsüse neden olmustur. C. gynandra' da ise GR aktivitesi azalırken, TBARS miktarı azalmıstır. Bu sonuçlar 100 oM Mn uygulamasının her iki bitkide de toksik düzeyde etki yaptıgını ve metabolizmasını olumsuz etkiledigini göstermektedir.Öğe Mannitolün tuz stresine maruz bırakılan buğday fidelerinin antioksidant enzim düzeyleri üzerindeki etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2005) Seçkin, Burcu; Türkan, İsmail[Abstract Not Available]