Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Mağden, Kemal" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    New Method to Predict Survival in Hemodialysis Patients Using the Impedance Ratio
    (2019) Hür, Ender; Gökalp, Cenk; Köse, Şennur; Duman, Elif; Mağden, Kemal; Yıldız, Gürsel; Duman, Soner
    Objective: Bioimpedance spectroscopy (BIS) can be used to determine hypervolemia and malnutrition in chronic hemodialysis (HD) patients. In this prospective observational study, we investigated the survival predictability of impedance ratio (IR) calculated by BIS in HD patients (Clinical Trials Gov Identifier: NCT01468363). Materials and Methods: A total of 430 chronic HD patients, out of 500 prevalent chronic HD patients from the city of Zonguldak who met the inclusion criteria, were included in the study. With a mean follow-up of 32.2±14.4 months, BIS was performed in all patients. The IR percentage (IR%) was calculated by dividing the resistance values using the 200 kHz and 5 kHz impulses. Student’s t-test, Cox regression analysis, and Kaplan–Meier survival analysis were performed, and a p<0.05 was accepted as statistically significant. Results: The mean age of 430 patients was 59±15 (10-92) years, and 54% of patients were male. By the end of the study, 125 (29%) patients died. Diabetes mellitus was observed in 46% of patients. Sixty-seven percent of patients used erythropoietin, and 41% used diuretics. The mean systolic blood pressure of patients before the dyalisis was 133±26 mmHg, and diastolic blood pressure was 79±12 mmHg. The IR values ranged between 73.2% and 94.1%. A multi-regression analysis that used the IR and included diabetes mellitus, age, gender, and albumin and hemoglobin levels showed that the mortality risk increased 16% (p<0.001). Evaluation using the quartiles showed decreased survival. Survival in the first quartile group was 42.8 months compared to 30.6 months in the last quartile group. Conclusion: The IR calculated using BIS data is a useful tool that can be employed to predict the survival in chronic HD patients. An early awareness of this increased mortality risk is important in terms of a close follow-up and appropriate treatment of these patients.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    New Method to Predict Survival in Hemodialysis Patients Using the Impedance Ratio
    (2019) Hür, Ender; Gökalp, Cenk; Köse, Şennur; Duman, Elif; Mağden, Kemal; Yıldız, Gürsel; Sezer, Siren
    Objective: Bioimpedance spectroscopy (BIS) can be used to determine hypervolemia and malnutrition in chronic hemodialysis (HD) patients. in this prospective observational study, we investigated the survival predictability of impedance ratio (IR) calculated by BIS in HD patients (Clinical Trials Gov Identifier: NCT01468363). Materials and Methods: A total of 430 chronic HD patients, out of 500 prevalent chronic HD patients from the city of Zonguldak who met the inclusion criteria, were included in the study. With a mean follow-up of 32.2±14.4 months, BIS was performed in all patients. the IR percentage (IR%) was calculated by dividing the resistance values using the 200 kHz and 5 kHz impulses. Student’s t-test, Cox regression analysis, and Kaplan–Meier survival analysis were performed, and a p<0.05 was accepted as statistically significant. Results: the mean age of 430 patients was 59±15 (10-92) years, and 54% of patients were male. By the end of the study, 125 (29%) patients died. Diabetes mellitus was observed in 46% of patients. Sixty-seven percent of patients used erythropoietin, and 41% used diuretics. the mean systolic blood pressure of patients before the dyalisis was 133±26 mmHg, and diastolic blood pressure was 79±12 mmHg. the IR values ranged between 73.2% and 94.1%. A multi-regression analysis that used the IR and included diabetes mellitus, age, gender, and albumin and hemoglobin levels showed that the mortality risk increased 16% (p<0.001). Evaluation using the quartiles showed decreased survival. Survival in the first quartile group was 42.8 months compared to 30.6 months in the last quartile group. Conclusion: the IR calculated using BIS data is a useful tool that can be employed to predict the survival in chronic HD patients. An early awareness of this increased mortality risk is important in terms of a close follow-up and appropriate treatment of these patients.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Relationship Between Bioimpedance-Measured Volume and Nutritional Parameters and Mortality in Hemodialysis Patients
    (2017) Hür, Ender; Budak, Şennur Köse; Mağden, Kemal; Yıldız, Gürsel; Soyaltın, Utku Erdem; Toka, Bilal; Çelikörs, Saadet
    AMAÇ: Hemodiyalizde hipervolemi ve malnütrisyon çoğu kez gözden kaçan risk faktörleridir. Çalışmamızda amaç, biyoempedans sektroskopi (BİS) ile gösterilen hipervolemi ve malnütrisyonun uzun dönem sağkalım üzerine etkisini araştırmaktır (Clinical Trials. gov Identifier:NCT01468363).GEREÇ ve yÖNTEMLER: Çalışmaya 431 prevalan HD hastası alınarak 32,2±14,4 ay takip edilmiştir. Hastalara BIS ölçümü yapılmış, ilaç kullanımları, bazal ve çalışma sonundaki rutin tetkikleri değerlendirilmiştir. Çalışma süresince hastane yatışları, seanslar sırasında yaşanan komplikasyonlar değerlendirilmiştir.BULGULAR: Yaş ortalaması 59,4±14,6 yıl olan toplam 431 (%53,6'sı erkek) hastadan 125'i çalışma sonunda exitus olmuştur. Diyabet oranı %47, eritropoietin %67, diüretik kullanımı %40, prediyaliz sistolik kan basıncı 133,4±25,8 diyastolik kan basıncı 79,2±12,4 mm Hg dir.Biyoempedans verilerine göre göreceli hidrasyon durumu OH/ECW değerlendirildiğinde, kümülatif sağkalım, hipervolemik olanlarda daha düşük olarak bulundu.SONUÇ: Hemodiyaliz hastalarında hipervolemi ve malnütrisyon uzun dönem mortalite göstergesidir, erken tanı ve zamanında müdahale çok önemlidir. Klinik bulgular tanıda yeterli olmayabilir laboratuvar verileri ve BİS yöntemi hipervolemi ve malnütrisyon tanısında kullanılabilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Ultrafiltration is not superior than diuretics in type 4 cardiorenal sydrome
    (2014) Hür, Ender; Acar, Ayşegül; Mağden, Kemal; Yıldırım, İbrahim; Yayar, Özlem; Köse, Şennur; Yavuz, Nesimi
    AMAÇ: Kardiyorenal sendrom (KRS) birbirlerini etkileyen kalp ve böbrek bozukluklukları olarak tanımlanır. Son zamanlarda bu alanda hemodiyaliz tedavisi tercihi artmıştır. Bu çalışmada amaç geleneksel diüretik ve UF tedavilerinin etkilerini karşılaştırmaktır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmaya Tip 4 KRS tanısı konulan 34 hasta alındı. Hastaların bazal özellikleri kaydedildi. Başlangıçta ve tedavinin sonunda ekokardiyografik değerlendirme yapıldı. BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 67.4 ± 9.3 (51-93) yıl ve takip süresi 15.9 ± 11.5 ay idi. Hastalar diüretik, n = 12 ve UF grubu, n = 22 olarak sınıflandırıldı. Çalışmanın başında mitral kapak A dalgası, kan üre nitrojeni ve kreatinin değerleri UF grubunda yüksek, çalışmanın sonunda UF grubunda kreatinin değerleri diüretik grubuna göre daha yüksek olarak bulundu. Bazal ejeksiyon fraksiyonu (EF) değerleri her iki grupta farklı olmamasına rağmen UF grubunda çalışmanın sonunda bazale göre artış mevcuttu (42.38 ± 12.70 ve% 29 ± 3.67%, p <0.05). Takip sırasında ölüm oranları her iki grupta farklı değildi (diüretik grubu, 6 hastada (% 17.6), UF grubu 1 hasta (% 2.9), (p> 0.05). SONUÇ: Tip 4 Kardiyorenal sendromda, UF tedavisi uygulananlarda mortalite ve hastaneye başvurular azalmasa da EF ile değerlendirilen kardiyak fonksiyonlarda anlamlı olarak düzelme olması ile seçilmiş hastalarda bu tedavi etkili olabilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Volume and nutritional status evaluated by bioimpedance affected by body positions
    (2014) Hür, Ender; Özışık, Melih; Ural, Cihan; Köse, Şennur; Yıldırım, İbrahim; Mağden, Kemal; Duman, Soner
    AMAÇ: Vücut kompozisyon analizi hidrasyon, beslenme ve klinik durumu göstermede yararlı bir tekniktir. Biyoempedans analizi (BIA) ucuz ve invazif olmayan bir yöntem olmakla birlikte ölçüm metodunun geliştirilmesi gereklidir. Amacımız BIA sonuçları üzerine vücut pozisyonunun etkisini bulmaktı. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Kişisel özellikler olan yaş, cinsiyet, boy, kilo ve kan basıncı değerleri kayıt edilmiştir. Her birey için yatarak ve ayakta hidrasyon ve beslenme durumunun değerlendirilmesi vücut kompozisyon monitörü ile ölçülmüştür. BULGULAR: Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden yapılan bu kesitsel çalışmaya yaş ortalaması 46.3±12 (18–76) yıl ve %61’i (n: 123) erkek olmak üzere toplam 201 olgu alınmıştır. Yatar pozisyondan ayakta yapılan ölçüme aşırı hidrasyon ve hücre dışı su (ECW) 0.04±1.08 ve 17.69±2.92 L’den 0.46±1.05 ve 17.84±2.90’a artmıştır. Bu arada hücre içi su (ICW) 22.55±4.35 L’den 22.04±4.28’e anlamlı olarak azalmıştır. Sistolik ve diyastolik kan basınçları 131.3±18.1 ve 75.1±12.0 mmHg’den 127.0±16.0 ve 72.2±9.0’a düşmüştür (p> 0.05). SONUÇ: Yatarak ve ayakta yapılan ölçümlerde yerçekiminin etkisiyle ECW ve ICW arasında su geçişi nedeniyle BIA volüm ve beslenme göstergeleri etkilenebilir. Daha doğru biyoempedans ölçüm sonuçları elde etmek için ölçüm protokolleri yeniden gözden geçirilmelidir.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim