Yazar "Korkmaz, Özlem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antimüllerian hormon basit obezitesi olan prepubertal kız çocuklarında polikistik over sendromunun bir öngöstergesi midir?(Ege Üniversitesi, 2012) Korkmaz, Özlem; Gökşen Şimşek, DamlaObez kız çocuklarında PKOS gelişimi riski yüksek olmakla birlikte literatürde prepubertal dönemde obez kız çocuklarında AMH ile PKOS arasındaki ilişkiyi araştıran bir çalışmaya rastlanmamıştır. Amaç: Çalışmanın ana amacı, basit obezitesi olan prepubertal kız çocuklarında AMH' nın gelişebilecek polikistik over sendromunun erken göstergesi olup olmadığını değerlendirmektir. Çalışmanın ikinci amacı ise; insülin direnci ile antimüllerian hormon arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Olgular: Hasta grubu olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji Bilimdalı polikliniğine, erken pubarş veya obezite nedeniyle başvurmuş olan 6-9 yaş arası toplam 60 kız olgu alındı. Kontrol gurubu olarak da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hasta Çocuk polikliniğine başvuran , kronik bilinen bir hastalığı olmayan 20 kız olgu çalışmaya dahil edildi. Olguların fizik bakıları, antropometrik ölçümleri, metabolik paramatreler yönünden laboratuvar değerleri karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların 22'i obez ( % 36.7) , 28'i erken pubarş (% 46.7), 10'u erken pubarş + obez (%16.6) grubundaydı. Olguların açlık insülin ve HOMA-IR düzeyleri karşılaştırıldığında obez grubunun insülin ve HOMA-IR düzeylerinin erken pubarş grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek ( p=0.001ve 0.001) ve erken pubarş + obez grubunun da insülin ve HOMA-IR düzeylerinin yine erken pubarş grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğu saptandı. Obez, erken pubarş, erken pubarş + obez grupları arasında laboratuvar parametreleri karşılaştırıldığında olguların FSH, LH, LH/FSH, Total testosteron, 17-OH-Progesteron, androstenedion, fT4, TSH, ACTH, Kortizol, estradiol düzeyleri benzer olarak bulundu. Erken pubarş + obez grubunun prolaktin ve free testesteron düzeylerinin obez gruba ve erken pubarş grubuna kıyasla daha yüksek olduğu bulundu (p<0.05). Erken pubarş ve erken pubarş + obez grubunda obez gruba kıyasla DHEA-S düzeyleri daha yüksek bulundu. DHEA-S düzeyi yüksek olan olgular arasında AMH düzeyi karşılaştırıldığında erken pubarş grubunda AMH düzeyi obez gruba kıyasla istatistiksel olarak daha yüksek bulundu. Obez, erken pubarş, erken pubarş + obez ve kontrol grubu kıyaslandığında 4 grup arasında AMH düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Obez grubunda AMH ile free testosteron (p=0.004) , DHEA-S (p=0.003) ve 17-OH-Progesteron (p=0.021) düzeyleri arasında negatif korelasyon saptandı. Erken pubarş grubunda AMH ile androstenedion düzeyleri arasında pozitif korelasyon saptandı (p=0.037). Sonuç: AMH düzeyi obez kız çocuklarında diğer gruplara göre farklı bulunmamıştır. Ayrıca tüm gruplar için AMH ile insülin direnci arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır. Bununla birlikte hasta sayımızın az olması ve bu konuyla ilgili yeterli veri olmaması nedeniyle daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Bannayan-Riley-Ruvalcaba Syndrome in a Case Evaluated Due to Multinodular Goiter(2018) Korkmaz, Özlem; Özen, Samim; Onay, Hüseyin; Çelik, Ahmet; Ertan, Yeşim; Şimşek, Ruhsar Damla Gökşen; Darcan, ŞükranBannayan-Rıley-Ruvalcaba syndrome (BRRS) is characterized by macrocephaly, pigmented macules on the glans penis and benign mesodermal hamartomas. 9.6-year-old boy was referred to the pediatric surgeon following an observation of a subcutaneous lipomatous lesion and numerous nodules in the thyroid gland via ultrasonography performed due to swelling in the neck first noticed approximately 3 months previously. Thyroid ultrasonography revealed numerous nodules with distinct margins in both lobes of the thyroid gland, some exhibiting calcification and others hypoechoic areas, and a total thyroidectomy was performed due to a suspicion of malignity. After surgery, the patient was referred to the Pediatric Endocrinology Department. on physical examination, his weight was 30 kg [standard deviation score (SDS): -0.38], height 140 cm (SDS: 0.71) and head circumference 59.5 cm (SDS: +3.21). Pubic hair was Tanner stage 2, bilateral testes 3+3 mL palpable. There was multiple hyperpigmented lesions on the penile skin. His past medical history revealed that pubic hair development was reported at the age of 8 years. Laboratory examinations revealed a 17-OH progesterone level of 4.8 ng/mL, bone age compatible with 8 years. P. V281L heterozygous mutation was determined via CYP21A2 mutation screening performed for non-classic congenital adrenal hyperplasia. BRRS was primarily suspected in this case of macrocephaly, lipomatous lesions and pigmented macular lesions on the penis. Heterozygous p.C136R mutation was determined via PTEN mutation scanning.Öğe Çocukluk Çağı Hashimoto Tiroiditi Tanılı Olguların Klinik Özellikleri ve İzlem Bulguları-Retrospektif Tek Merkez Deneyimi(2019) Korkmaz, Özlem; Özen, Samim; Gökşen, Damla; Darcan, ŞükranAmaç: Çocuk ve ergenlerde Hashimoto tiroditi tanılı olguların başvuru ve izlemdeki klinik ve laboratuvar özelliklerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde Hashimoto tiroiditi tanısıyla izlenen 83 olgunun başvuru ve izlemlerindeki klinik özellikleri, tiroid fonksiyon testleri, tiroid otoantikorları, ilaç tedavileri geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Tanı anında ortalama yaş 11.3 ± 3.0 yaş olarak saptandı. Olguların %51.8’nin ailesinde tiroid hastalığı öyküsü alındı. Kız erkek oranı: 3.3/1 idi. Çalışma grubunun ağırlık standart deviasyon skoru (SDS) : 0.3 ± 1.3, boy SDS: 0.4 ± 2.8, vücut kitle indeksi SDS: 0.4±1.2 olarak bulundu. Olguların %34.9’u rastlantısal, %27.7’si de guatr yakınması ile başvurdu. Fizik bakıda %68.7 oranında guatr saptandı. Tiroid fonksiyon testlerine göre başvuru sırasında ötiroidi %46.8, subklinik hipotiroidi %33.7, hipotiroidi %17.7, hipertiroidi %2.5, subklinik hipertiroidi %2.5 oranında bulundu. L-tiroksin tedavisi başlanılan grubun anti-TPO ve anti-Tg antikor düzeyleri tedavi başlanmayan olgulara kıyasla daha yüksek saptandı (p=0.01, p=0.051). Başlangıçta ötiroid olup ilaç başlanmayan 37 hastanın 13’üne (%35.1) izlemde subklinik ya da aşikar hipotiroidi geliştiği için L-tiroksin başlandı. Sonuç: Hashimato tiroiditi tanısıyla izlenen çocukluk çağı olguları başlangıçta ötiroid olsalar bile izlemde önemli bir kısmında hipotiroidi gelişebileceğinden düzenli aralıklarla tiroid fonksiyon testleri ile izlenmelidir.Öğe Effectiveness of Continuous Subcutaneous Insulin Infusion Pump Therapy During Five Years of Treatment on Metabolic Control in Children and Adolescents with Type 1 Diabetes Mellitus(2018) Korkmaz, Özlem; Demir, Günay; Çetin, Hafize; Mecidov, İlkin; Altınok, Yasemin Atik; Özen, Samim; Gökşen, DamlaObjective: To compare continuous subcutaneous insulin infusion (CSII) therapy with multiple daily insulin (MDI) therapy on metabolic control in children and adolescents with type 1 diabetes mellitus (T1DM) over the long term. Methods: Fifty-two T1DM patients treated with CSII and monitored for at least one year prior to and at least five years following CSII were included. Thirty-eight age and sex-matched MDI controls with a 5-year follow up were recruited. Results: Mean age of the subjects, duration of diabetes and CSII therapy were 17.0±4.8 years, 10.7±2.8 years and 7.7±1.5 years respectively. Mean hemoglobin A1c (HbA1c) in the year prior to CSII, during the first year of treatment and after 5 years of CSII were 7.3±1% (56 mmol/mol), 7.0±0.7% (53 mmol/mol) and 7.8±1.3% (62 mmol/mol) respectively. Initial and 5-year mean HbA1C levels of controls were 7.9±1.08% and 8.6±1.8%. Mean HbA1c values were significantly lower in those receiving CSII therapy throughout follow-up. Basal and total insulin doses were significantly lower in the CSII group at all times. HbA1c was compared between subjects by age (0-5, 6-11 and 12-18 years) with no significant difference between them. Conclusion: Although CSII mean HbA1c values exceeded accepted good metabolic control limits after 5 years, CSII produces better HbA1c control at all times and in all age groups compared to MDI.Öğe Is anti-Mullerian hormone an indicator of potential polycystic ovary syndrome in prepubertal girls with simple obesity?(2016) Korkmaz, Özlem; Gökşen, Damla; Özen, Samim; Darcan, ŞükranKorkmaz ö, Gökşen D, özen S, Darcan Ş. Is anti-Mullerian hormone an indicator of potential polycystic ovary syndrome in prepubertal girls with simple obesity? Turk J Pediatr 2016; 58: 406-412.The aim of this anti-Mullerian hormone (AMH) levels in prepubertal obese girls are a predictive marker for polycystic ovary syndrome (PCOS) and to investigate the relationship between insulin resistance and AMH. Sixty girls with premature pubarche or obesity and 20 healthy controls between the ages of 6-9 were enrolled. of the patients, 22 (36.7%) were in the obese group (Group 1), 28 (46.7%) in the early pubarche group (Group 2) and 10 (16.6%) in the early pubarche + obese group (Group 3). Comparison of the subjects' fasting insulin and homeostatic model assessment insulin resistance (HOMA-IR) demonstrated significantly higher values for group 1 compared to group 2 (p=0.001 and 0.001) and, likewise, significantly higher values for group 3 compared to group 2. There was no significant differences between all groups for AMH levels.AMH levels were not significantly different in the obese girls compared to the other groups. There was also no relationship between AMH and insulin resistance in any of the groups. Further studies, however, are needed due the limited number of subjects in this study and in the absence of adequate relevant data.Öğe The Role of Cardiac Magnetic Resonance Imaging in the Determination of Cardiovascular Anomalies in Children and Young Adults with Turner Syndrome(2019) Korkmaz, Özlem; Savaş, Recep; Levent, Ertürk; Özen, Samim; Mecidov, İlkin; Gökşen, Damla; Darcan, ŞükranAim: Congenital cardiovascular (CV) anomalies and aortic dilatation are common in patients with Turner syndrome. the aim of this study was to compare echocardiography (ECHO) findings with CV anomalies and aortic dilatation identified using magnetic resonance imaging (MRI) in children and young adults with Turner syndrome. Materials and Methods: Twenty-six girls with Turner syndrome aged 11-20 years were recruited through tertiary centers. CV anomalies and aortic diameter were evaluated using CV-MRI. Auxological measurements, karyotype analyses, medical therapies (growth hormone, estrogen, and thyroid replacement therapy) and transthoracic ECHO findings were recorded for all participants. Results: Normal cardiac anatomy was identified in 16 (61.5%) of our 26 cases, with no cardiac pathology being identified via either CV-MRI or ECHO. CV anomalies were identified in 5 of the 26 (19.2%) patients via CV-MRI. Aortic dilatation was determined in four patients (one with descending and ascending aorta, one with ascending aorta, and two with descending aorta). Aortic size index was <2 cm/m2 in all patients. ECHO was normal for the three patients with malformations detected via CV-MRI. Conclusion: CV-MRI identifies significant cardiac lesions missed by ECHO in pediatric patients with Turner syndrome, especially aortic dilatation and other vascular anomalies.