Yazar "Kocabaş, Gökçen Ünal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Association of decreased C1q/tumor necrosis factor-related protein-5 levels with metabolic and hormonal disturbance in polycystic ovary syndrome(2019) Çalan, Mehmet; Alarslan, Pınar; Kocabaş, Gökçen Ünal; Alan, Murat; Bozkaya, Özlem Giray; Fenercioğlu, Özge; Aslanipour, BehnazObjective: C1q/tumor necrosis factor-related protein-5 (CTRP5) is a novel peptide hormone involved in the metabolism of energy regulation. Polycystic ovary syndrome (PCOS), which is a reproductive and metabolic disorder, is associated with insulin resistance. the aim of the current study was to compare circulating levels of CTRP5 in women with and without PCOS and to investigate possible associations between CTRP5 and metabolic-hormonal parameters.Material and Methods: the present cross-sectional study contained 80 women with PCOS and 80 age and body mass index-matched women without PCOS. Circulating levels of CTRP5 were calculated using an enzyme-linked immunosorbent assay. We also measured hormonal and metabolic parameters.Results: Patients with PCOS had lower levels of circulating CTRP5 compared with women without PCOS (6.90±2.64 vs 11.73±3.66 ng/mL, p<0.001). CTRP5 was negatively correlated with insulin resistance, free-androgen index, and body mass index in both the PCOS and control groups. Moreover, patients with PCOS who had insulin resistance showed lower circulating CTRP5 levels compared with those without insulin resistance. in both the control and PCOS groups, overweight subjects had lower circulating levels of CTRP5 compared with participants of normal weight. Logistic regression analyses indicated that subjects in the lowest tertile for CTRP5 level had higher risk for PCOS compared with those in the highest tertile of CTRP5.Conclusion: Decreased circulating levels of CTRP5 were associated with higher risk of PCOS, as well as having metabolic disturbance among women with PCOS. (J Turk Ger Gynecol Assoc 2019; 20: 89-96)Öğe Lityumun Kalsiyum ve Parathormon Düzeyi Üzerine Etkisi: Sağlıklı Kontrollerle Karşılaştırmalı Kesitsel Bir Çalışma(2019) Tunçel, Özlem Kuman; Akdeniz, Fisun; Özbek, Süha Süreyya; Kavukçu, Gülgün; Kocabaş, Gökçen ÜnalAmaç: Lityum ile ilişkili hiperparatiroidi (LİH) pek çok olumsuz tabloya neden olabilmekteyken yeteri kadar üzerinde durulan bir yan etki değildir. Bu çalışmanın amacı lityumun kalsiyum ve parathormon üzerine etkisini ve LİH ile tiroid hastalıkları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Yöntem: Bu kesitsel çalışmaya, lityum kullanan 87 bipolar bozukluk tanılı hasta ve lityum grubu ile yaş ve cinsiyet açısından benzer 65 sağlıklı gönüllü alınmıştır. Katılımcıların kalsiyum, intakt parathormon, fosfor, magnezyum, alkalen fosfataz, serbest tiroksin, tiroid stimule edici hormon, tiroid antikorları ve kreatinin düzeyleri belirlenmiş; ultrasonografi ile paratiroid ve tiroid incelemeleri yapılmıştır. İlk ölçümlerde kalsiyum ve/veya parathormon düzeyi yüksek saptananlarda ölçümler tekrarlanmış, ayrıntılı ileri inceleme yapılmıştır. Bulgular: Düzeltilmiş kalsiyum ve parathormon medyan değerlerinin, lityum grubunda daha yüksek olduğu saptanmıştır. Kalsiyum düzeyi ile lityum kullanım süresi arasında zayıf bir ilişki saptanmıştır. İlk ölçümlerde lityum kullanan 11 hastanın düzeltilmiş kalsiyum ve/veya parathormon düzeyi yüksek saptanmışken kontrol grubundakilerin sonuçları olağan sınırlar içindeydi. İleri araştırma sonucunda LİH tanısı konan beş hastanın hepsine tiroid hastalığı tanısı da konmuştur. Sonuç: Bu bulgular lityum tedavisi ile kalsiyum ve parathormon düzeylerinin ilişkili olduğunu göstermektedir. LİH prevalansının %5,7 olması ve LİH’in ölümcül dahi olabilen olumsuz sonuçları göz önünde bulundurulduğunda erken tanıyı kolaylaştırabilecek ve ucuz bir yöntem olan kalsiyum düzeyi taramalarının düzenli aralıklarla yapılması önerilmektedir.Öğe Lityumun Kalsiyum ve Parathormon Düzeyi Üzerine Etkisi: Sağlıklı Kontrollerle Karşılaştırmalı Kesitsel Bir Çalışma(2019) Tunçel, Özlem Kuman; Akdeniz, Fisun; Özbek, Süha Süreyya; Kavukçu, Gülgün; Kocabaş, Gökçen ÜnalAmaç: Lityum ile ilişkili hiperparatiroidi (LİH) pek çok olumsuz tabloya neden olabilmekteyken yeteri kadar üzerinde durulan bir yan etki değildir. Bu çalışmanın amacı lityumun kalsiyum ve parathormon üzerine etkisini ve LİH ile tiroid hastalıkları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Yöntem: Bu kesitsel çalışmaya, lityum kullanan 87 bipolar bozukluk tanılı hasta ve lityum grubu ile yaş ve cinsiyet açısından benzer 65 sağlıklı gönüllü alınmıştır. Katılımcıların kalsiyum, intakt parathormon, fosfor, magnezyum, alkalen fosfataz, serbest tiroksin, tiroid stimule edici hormon, tiroid antikorları ve kreatinin düzeyleri belirlenmiş; ultrasonografi ile paratiroid ve tiroid incelemeleri yapılmıştır. İlk ölçümlerde kalsiyum ve/veya parathormon düzeyi yüksek saptananlarda ölçümler tekrarlanmış, ayrıntılı ileri inceleme yapılmıştır. Bulgular: Düzeltilmiş kalsiyum ve parathormon medyan değerlerinin, lityum grubunda daha yüksek olduğu saptanmıştır. Kalsiyum düzeyi ile lityum kullanım süresi arasında zayıf bir ilişki saptanmıştır. İlk ölçümlerde lityum kullanan 11 hastanın düzeltilmiş kalsiyum ve/veya parathormon düzeyi yüksek saptanmışken kontrol grubundakilerin sonuçları olağan sınırlar içindeydi. İleri araştırma sonucunda LİH tanısı konan beş hastanın hepsine tiroid hastalığı tanısı da konmuştur. Sonuç: Bu bulgular lityum tedavisi ile kalsiyum ve parathormon düzeylerinin ilişkili olduğunu göstermektedir. LİH prevalansının %5,7 olması ve LİH’in ölümcül dahi olabilen olumsuz sonuçları göz önünde bulundurulduğunda erken tanıyı kolaylaştırabilecek ve ucuz bir yöntem olan kalsiyum düzeyi taramalarının düzenli aralıklarla yapılması önerilmektedir.Öğe Zoledronik Asidin BCPAP Tiroid Papiller Karsinomu Hücre Hattında Etkiler(2019) Şimşir, Ilgın Yıldırım; Kocabaş, Gökçen Ünal; Avcı, Çığır Biray; Saygılı, FüsunGİRİŞ ve AMAÇ: Türkiye’de sıklığı %3.7 olarak tanımlanan tiroid kanserleri en sık görülen endokrin neoplazilerdir. Mitojen aktive protein kinaz (MAPK) yolağındaki proteinleri kodlayan genlerdeki mutasyon ve yeniden düzenlemeler, diferansiye tiroid kanseri gelişimi ve ilerlemesi için giderek daha fazla önem kazanmaktadırlar. Bifosfonatlar invitro olarak; tümör hücre proliferasyonunu azaltır, hücre viabilitesini azaltır, tümör hücre apopitosisini uyarır, hücre adezyonu inhibisyonu yapar, anjiyogenezde inhibisyon ve metastatik potansiyelde azalma yaparlar. Çalışmamızda zoledronik asit monohidratın tiroid papiller karsinomu hücre hattında sitotoksisite ve apoptozis üzerine etkileri araştırılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: İnsan kökenli bir papiller tiroid karsinomu hücre hattında (BCPAP) bifosfonat olarak zoledronik asid monohidratın 10-100 µM şeklinde artan dozları kullanıldı. BULGULAR: BCPAP hücre hattında zoledronik asid monohidratın IC50 değeri 1. deneyde 48. saatte 55 µM olarak saptandı. Ancak 2, 3 ve 4. deneylerde sonuç alınamadı. Bu nedenle apopitozis deneyleri kurulmadı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Zoledronik asit, çalıştığımız doz aralığında tiroid papiller karsinomu hücre hattında etkisiz bulunmuştur..