Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kaya, Hüseyin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kemik ve yumuşak doku sarkomları epidemiyolojisi ve genel sağ kalım özellikleri
    (2019) Kaya, Hüseyin; Sabah, Dündar; Keçeci, Burçin; Doğanavşargil, Başak; Sezak, Murat; Yaman, Banu; Kantar, Mehmet
    Amaç: Ege Üniversitesi Hastanesinde 1992-2017 arası kanser tanı ve tedavisi yapılan 3179 kemik ve yumu?ak doku sarkomunun epidemiyolojik ve sağ kalım özelliklerinin analizi ve sonuçların kaynaklarla kar?ıla?tırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Kanserle Sava? Ara?tırma ve Uygulama Merkezi tarafından toplanan kemik ve yumu?ak doku sarkomu verileri CANREG özel bilgisayar programına kayıt edilmi?, DSÖ ve SEER sistemleri temelinde gruplanarak analizler yapılmı?tır. ?statistik analizlerde Ki-kare, General Linear Model, Kaplan Meier sağ kalım analizleri uygulanmı?tır. Kaplan Meier sağ kalım analizinde Log Rank (Mantel-Cox), Breslow (Generalized Wilcoxon) ve Tarone-Ware istatistikleri kullanılmı?tır. ?statistik analizlerde p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmi?tir. Bulgular: EÜH Kanser veri sisteminde bulunan 117.139 olgu arasında kemik ve yumu?ak doku sarkomları %2,7 (n=3179) oranında gözükmektedir. Kemik tümörlü olgularımızın %58’i (n:795) erkek, %42’si (n:566) kadındır. Olgularımızın büyük bölümü 10-19 (%30,8) ve 20-29 (%14,8) ya? aralığındadır. En sık yerle?im yeri alt ekstremite uzun kemiklerindedir (%42,5). Histolojik tanılarda ise en sık osteosarkom ardından Ewing sarkomu ve kondrosarkom görülmektedir. Evrelendirmesi yapılabilen olguların %41’nin (n:663) lokalize tümör, %33,2’sinin lokal ileri evre ve %25,8’inin ise uzak metastaz ile ba?vurduğu görüldü. Yapılan sağ kalım değerlendirmesinde kemik tümörlerinde toplam be? yıllık GSK %62, 10 yıllık ise %53 saptandı. Evrelere göre be? ve 10 yıllık GSK sırasıyla; lokalize tümörlerde %71 ve %65, lokal ileri evrede %58 ve %54, metastatik dönemde ise %43 ve %36’dır. Yumu?ak doku sarkomu olgularımızın %53’ü (n: 970) erkek, %47’si (n:847) kadındır. Evrelendirmesi yapılabilen olguların (n:739) %49,9’unun lokalize tümör, %24,1’inin lokal ileri evre ve %26,2’sinin ise uzak metastaz ile ba?vurduğu görüldü. Yumu?ak doku sarkomlarında toplam sağ kalım değerlendirmesinde be? yıllık GSK %59, 10 yıllık %49 saptandı. YDS da GSK’nin erkek hastalarda kadın hastalara göre daha kötü olduğu görüldü. Kadınlarda be? ve 10 yıllık GSK sırasıyla %62 ve %53 olarak saptanırken erkeklerde bu oranlar %56 ve %45’e dü?mektedir. Sonuç: EÜH Kanser veri sisteminde bulunan 117.139 olgu arasında kemik ve yumu?ak doku sarkomları %2,7 (n=3179) oranında gözükmektedir. Yapılan sağ kalım değerlendirmesinde kemik tümörlerinde be? yıllık GSK %62, 10 yıllık ise %53 saptandı. Yumu?ak doku sarkomlarında be? yıllık GSK %59, 10 yıllık %49 saptandı.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Key variables in managing femoral pathological fractures and search for objective parameters for decision-making
    (Bayrakol Medical Publisher, 2023) Kaya, Hüseyin; Vahabi, Arman; Sabah, Dündar
    Aim: Bone invasion in advanced cancers represents later stages and requires individualized treatment strategies based on patient related variables. The objective of this study is to ascertain the significance of age, location, serum levels of Ca, urea, albumin, and accordingly calculated MEP (Metastatic Early Prognostic) score, in planning the treatment of femoral impending and pathological fractures. The secondary aim was to compare complication rates between osteosynthesis and prosthetic replacement and to place this analysis on the time axis. Material and Methods: This retrospective cohort was conducted at a tertiary care hospital with a dedicated orthopedic oncology team. The database search was performed for surgically treated femoral pathological/impending fractures between 2010 and 2020. Demographic data, mortality, fracture location, levels of Ca, urea, albumin, and follow-up X-rays were collected. Surgical procedures were categorized as prosthetic replacement or osteosynthesis for comparative analysis. Complications and the necessity of secondary interventions were noted accordingly. Results: A total of 109 patients met the inclusion criteria. The average follow-up period was 9.1 months, with a mean survival time of 12.96 months. High serum urea levels, low albumin levels, high calcium levels were associated with increased one-year mortality. Osteosynthesis procedures had a higher need for secondary surgeries compared to prosthetic reconstruction. A threshold of one year has shown to be the critical limit before mechanical complications related to osteosynthesis occur. Discussion: Secondary surgery rates were higher in the fixation group with survival exceeding one year, suggesting a greater consideration for prosthetic replacement in that group. Markers such as urea, albumin, and calcium levels can provide insights into mortality rates when evaluating surgical treatment options.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Onkolojik sterilizasyon yöntemlerinden ekstrakorporal ışınlama ve sıvı nitrojenle hazırlanan otogreftin sinir iyileşmesi üzerine etkisinin sıçan siyatik sinir modelinde karşılaştırılması
    (Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2016) Kaya, Hüseyin; Sabah, Dündar
    Giriş-Amaç: İskelet sistemi malign kemik tümörlerinde ve yumuşak doku sarkomlarında tümörle kontamine kemik, tendon, vasküler yapılar ve sinir dokuları geniş rezeksiyon şeklinde çıkartılmaktadır. Oluşan kemik ve tendon defektlerinin rekonstrüksiyonunda kullanılan yöntemlerden biri de bu yapıların ekstrakorporal (vücut dışında) tümör hücrelerinden arındırılıp (devitalizasyon, onkolojik sterilizasyon), tekrar alındığı yere tespit edilmesidir (reimplantasyon). Bu çalışmanın amacı; kemik ve tendon defektlerinin rekonstrüksiyonunda kullanılan bu onkolojik sterilizasyon yöntemleriyle hazırlanmış otogreft yönteminin, sinir defektleri içinde kullanılıp kullanılmayacağını ortaya koymaktır. Gereç-Yöntem: Bu çalışmada ağırlıkları 250 ile 300 gr. arasında değişen 48 adet dişi Sprague-Dawley rat kullanıldı.Denekler otogreft, radyoterapi, nitrojen grubu olarak üç gruba ayrıldı. Tüm sıçanların sadece sağ arka siyatik siniri operasyonda kullanıldı. Siyatik sinirde 10 mm uzunluğunda oluşturulan sinir defekti yine sinirin kendisinden elde edilen otogreft ile rekonstrükte edildi. Grup 1: Standart sinir otogrefti ile rekonstrüksiyon uygulandı. Grup 2: Extrakorporal radyoterapi ile devitalize edilmiş sinir otogrefti ile rekonstrüksüyon. Grup 3: Sıvı nitrojen ile devitalize edilmiş sinir otogrefti ile rekonstrüksüyon yapıldı. Deneklerin yarısı erken dönem 12. hafta, kalan yarısı geç dönem 16. haftada değerlendirmeye alındı. Değerlendirmede; EMG, eğimli tablada motor güç ve histomorfolojik sinir değişikliklerine bakıldı. Bulgular: Erken dönem ve geç dönem motor güç değerlendirmesinde; otogreft grubunda, radyoterapi ve nitrojen grubuna göre daha iyi motor fonksiyon değerleri olmasına rağmen, her 3 grup arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı. EMG; miyelinizasyonunun değerlendirildiği latans sürelerinde erken dönemde otogreft grubu en iyi, nitrojen grubu en kötü değerlere sahipti. Geç dönemde gruplar arasında fark saptanmadı. Aksonal iyileşmenin saptandığı BKAP amplitüd değerlendirmesi yapıldı. Buna göre; erken dönemde nitrojen grubu kötü bulundu. Geç dönemde otogreft grubu anlamlı iyi olup, radyoterapi ve nitrojen grubu benzer saptandı. Histolojik olarak yapılan miyelinli sinir lifi değerlendirmesinde otogreft grubu tüm değerlendirmelerde radyoterapi ve nitrojen grubuna göre daha iyi saptandı. Geç dönemde yapılan değerlendirmede; greft bölümünde nitrojen grubu, greft distali bölümünde ise radyoterapi grubu anlamlı yüksek bulundu. Nitrjen grubunda daha belirgin olmak üzere tüm gruplarda fibrozis ve apoptotik hücreler saptandı. Radyoterapi ve nitrojen grubunda; fresh otogreft uygulanan gruba göre düşük revaskülerizasyon saptandı. Sonuç: Deneysel siyatik sinir greft modelinde; otogreft modelinin, radyoterapi ve sıvı nitrojen ile devitalize edilen sinir otogreftlerine daha üstün yöntem olduğu gösterildi. Ayrıca radyoterapi ve sıvı nitrojenle devitalize edilmiş sinir otogreftlerinin, aksonal rejenerasyonu olumsuz etkilediği görüldü. Onkolojik sterilizasyon yöntemi olan radyoterapi ve sıvı nitrojenle hazırlanan sinir otogreftlerinin iyileşme potansiyeli, işlem görmemiş otogrefte göre düşük olsa da, tümör cerrahisinde ortaya çıkan sinir defektlerinde kullanılabileceğini göstermiştir. Sıçan modelinde yaptığımız bu çalışmanın klinik uygulamasında, yansımalarının hangi düzeyde olacağını öngörmek mümkün değildir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Ortopedi ve Travmatoloji Ameliyat Odalarında HekimDışı Çalışanların Radyasyon Konusundaki BilgiDüzeylerinin Değerlendirilmesi
    (2021) Kaçmaz, İsmail Eralp; Basa, Can Doruk; Zhamılov, Vadym; Reisoğlu, Ali; Kaya, Hüseyin; Ağuş, Haluk; Karahan, Hüseyin Gökhan
    Amaç: Çalışmamızın amacı, ortopedi ameliyat odasında çalışan hekim dışı hemşire, teknisyen ve ameliyat odasıpersonellerinin radyasyon konusundaki kaygıları, eğitim durumları, korunma yöntemlerinin kullanımlarını ve bilgidüzeylerini ortaya koymaktır. Yöntem: Çalışmamız kesitsel tanımlayıcı anket çalışmasıdır. Çalışmamızın evrenini İzmir ilindeki biri üniversite ikisieğitim araştırma hastanesinin hekim dışı çalışanları (hemşire, teknisyen ve ameliyat odası personeli) oluşturmak tadır. Çalışmamızda, örneklem seçimine gidilmemiş olup, araştırmaya katılmayı kabul eden çalışanlar çalışmanınörneklemini oluşturmuştur (n=97). Çalışmaya katılmayı kabul eden örneklem grubuna uygulanan 21 soruluk anket te katılımcılardan demografik verilerinin yanı sıra çalıştıkları ameliyat odasında yapılan ameliyatları, radyasyon içinaldıkları önlemleri, radyasyon konusunda kaygıları, bilgi düzeyleri ve radyasyon eğitim düzeylerini sorgulayan soru ları yanıtlamaları istendi. Alınan yanıtların istatistiksel analizi SPSS v.22 ile yapıldı. Bulgular: Çalışmamızda 97 katılımcı anket doldurdu. Katılımcıların 51’i kadın (%52,6), 46’sı erkek (%47,4) idi.Katılımcıların 41’i (%42,3) hemşire, 9’u sağlık teknisyeni (%9,3), 20’si (%20,6) anestezi teknisyeni, 27’si de (%27,8)ameliyat odası personeli olduğu saptandı. Katılımcıların 85’inin (%87,6) çalıştıkları ameliyat odasında skopi kulla nımı gerektiren ameliyatların yapıldığı saptandı. Radyasyon konusundaki bilgiyi sorgulayan soruya 29’u (%29,9)doğru yanıt verdiği, 38’inin (%39,2) radyasyon konusunda eğitim aldığı öğrenildi. Katılımcıların radyasyon konusun daki bilgiyi sorgulayan soruya verdikleri yanıt ile radyasyon eğitim durumları arasındaki ilişki incelendiğinde arala rında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu saptandı (p=0,043) Sonuç: Ortopedi ve travmatoloji ameliyat odasındaki doktor dışı çalışanların radyasyon konusundaki kaygılarınınfazla, bilgilerinin yetersiz olduğu, radyasyon konusundaki eğitimlerin periyodik olarak yinelenmesi gerektiği düşü nülmüştür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Taşınabilir faz değişim malzemeli soğutucu tasarımı
    (Ege Üniversitesi, 2010) Kaya, Hüseyin; Günerhan, Hüseyin
    Bu çalışmada bir kanatlı boru tipi ısı değiştirici içinde akış halinde olmayan faz değişim malzemesinin (PCM) gizli ısı depolama özelliklerinden yararlanılarak kapalı bir hacmin faz değişim süreci boyunca soğutulması işlemi teorik olarak incelenmiştir. Soğutulacak hacim olarak gerçek ölçülerde bir oda ele alınmış ve söz konusu hacmin soğutma yükleri çeşitli hesaplama yöntemleri ile hesaplanmıştır. Soğutma yüklerine bağlı olarak ısı değiştirici tasarımı ve faz değişim malzemesi ile ilgili temel boyutlar belirlenmiştir. Hacmin soğuma süreci, gerçekleşen enerji transferi ve sıcaklık değişimleri ile ilgili hesaplamalar analitik yolla gerçekleştirmiştir. Yapılan ısı değiştirici tasarımı kullanılarak bir test cihazõ tasarlanmış, test cihazının bu tür bir hacmin soğutulmasında kullanılabilirliği tartışılmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Tumor size and surgical margins are important prognostic factors of synovial sarcoma-A retrospective study
    (Elsevier, 2023) Sacchetti, Federico; Alsina, Andac Celasun; Muratori, Francesco; Scoccianti, Guido; Neri, Elisabetta; Kaya, Hüseyin; Sabah, Dündar
    Background: Synovial Sarcoma (SS) is a rare soft tissue sarcoma. Mean time to get a SS diagnosis from the onset of symptoms is 10 years, furthermore, SS is associated with late metastasis. Surgery is the main treatment option, whose quality deeply affects SS outcomes, and it can be associated to preoperative or post-operative radiotherapy. Chemotherapy is considered very effective in Children, while in adults its efficacy is still under debate. The aim of this study was to investigate the oncologic results in SS treatment and to identify the risk factors for local and systemic control of the disease. Methods: From 1994 to 2018, 211 patients affected by SS were treated in 3 Referral Centres of Orthopaedic Oncology. One hundred seventy-seven patients were included in the study, the median follow-up length was 96 months (5-374). Results: Overall Survival on the Kaplan Meier Analyses was 80%, 70% and 56% at 5, 10 and 20 years. In multivariate analyses, OS correlated with tumour size and negative surgical margins. Chemotherapy use wasn't associated with better survival although patients who underwent CT had bigger and more aggressive tumours. Conclusions: Our findings suggests that surgery with negative margins is the most important factor in Synovial Sarcoma. Adjuvant treatments as chemotherapy and radiation therapy didn't change the disease's course.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim