Yazar "Karaca, İrfan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İnfantil hemanjiomda birinci basamak tedavisi olarak propranolol kullanımı: Olgu sunumu(2014) Karaca, İrfan; Türk, Erdal; Meşe, Timur; Demirağ, Bengü; Faytoncu, Şebnemİnfantil hemanjiomlar, bebeklik çağının en sık rastlanan tümörleridir ve çoğu herhangi bir tedaviye gerek kalmadan zamanla kaybolur. Hava yolu ve orbitaya yerleşerek solunum zorluğu ve görme bozukluğu yapabilecek ciddi lezyonlar ile yüz, kulak ve burun gibi bölgelere yerleşerek hem kozmetik sorunlara hem de ülser, kanama ve enfeksiyon gibi komplikasyonlara yol açma potansiyeli olan lezyonların tedavi edilmeleri gerekebilir. Bu lezyonların medikal tedavisinde steroidler, interferon ve vinkristin- vinkristin uzun süredir kullanılmaktadır. Ancak, 2008 yılından beri, obstrüktif kardiyomyopati nedeni ile oral propranolol tedavisi alan nazal hemanjiomlu bir bebeğin, hemanjiomunun küçüldüğünün tesadüfen fark edilmesiyle, oral propranolol kullanımı da infantil hemanjiom tedavisinde oldukça popüler olmuştur. Propranolol özellikle 6 aydan küçük bebeklerde çeşitli komplikasyonlara yol açabilecek bir ilaçtır ve bu nedenle birçok klinikte propranolol kullanan hastalar çeşitli izlem protokolleriyle yakından izlenmektedir. Bu çalışmada, sağ kulağında ve yüzünde hızlı büyüyen infantil hemanjiomu olan 4 aylık bir hastada, birinci basamak tedavisi olarak oral propranolol kullanımı ile bu kullanım sırasında uygulanan izlem protokolü sunulmuştur.Öğe Kistik ekinokokkozisli hastaların tanı ve takibinin ELISA ve Western Blot yöntemleriyle değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 2013) Yolasığmaz, Ayşegül; Altıntaş, Nazmiye; Güneysu, Elif; Karaca, İrfanEchinococcus granulosus, ELİSA, WB, IgG, IgG, IgG4, IgE.;Echinococcus granulosus, ELISA, WB, IgG, IgG4, IgE.;Kistik ekinokokkozisin tanısı radyolojik tam yöntemleri ile konulmaya çalışılmasına rağmen kistin tümör, apse, basit kist gibi diğer yer kaplayan olgularla ayırıcı tanısının yapılabilmesi ve operasyon sonrası nükslerin daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için ön tanının serolojik tanı yöntemleriyle desteklenmesi gerekmektedir. Çalışmamızın amacı; ameliyat öncesi, ameliyat sonrası, PAIR öncesi ve sonrasım kapsayan dönemde farklı iki antijen (kist sıvısı ve protoskoleks eriyik antijeni) kullanarak hastaların tanı ve takibinde IgG, IgG4 ve IgE spesifik antikorlannın ELISA ve Western Blot (WB) yöntemleri ile araştınlmasıdır. Çalışmaya 2009-2013 yılları arasında kist hidatik olduğu cerrahi operasyon ya da PAIR işlemi ile saptanan 12'si (%54.5) kadın, 10'u (%45.4) erkek 22 hasta dahil edilmiştir. Toplam 62 serum örneğine, kist sıvısı ve protoskoleks eriyik antijeni kullanılarak ELISA-IgG, ELISA-IgG4 ve ELISA-IgE ile WB yöntemleri uygulanmıştır. ELISA-IgG ile 22 hastanın 18'i pozitif (1/160 ile 1/10.000) 4'ü negatif bulunmuştur. ELISA-IgE kist sıvısı antijeni ile hastaların 9'unda, protoskoleks antijeni ile hastaların 8'inde pozitif bulunmuştur. ELISA-IgG4 5 hastada (2'si cerrahi, 3'ü PAIR) pozitif bulunmuştur. IgG-WB ile Echinococcus'a özgü 6-8 kDa, 16-18 kDa, 24-26 kDa luk bantlarla 38 kDa ve 203 kDa bantlar da elde edilmiştir. Çalışmamızda elde ettiğimiz 203 kDa luk proteinin hastalığın tanı ve takibinde önemli olabileceğini düşünmekteyiz. Ancak bunun için daha uzun süreli takip ve çalışma yapılması gerekmektedir. Sonuç olarak; herhangi bir nüks olayını engellemek ve erken tam koymak için takiplerin uzun yıllar sürmesi, hastanın klinik bulguları ile birlikte radyolojik ve sensitivitesi, spesifisitesi yüksek birden fazla (ELISA ve WB) serolojik yöntem kullanılarak spesifik IgG ve IgG4 antikorlarının değerlendirilmesi yararlı olacaktır.Öğe Pediküllü omental flaple sarılmış veya sarılmamış serbest barsak otogreftlerinin kas dokusu içersinde revaskülarizasyonun gösterilmesi(Ege Üniversitesi, 1984) Karaca, İrfan-41-, Ö Z E T Avasküler otogreft uygulamaları anal inkontinans, vajinal aplezi gibi olgularda kullanım alanı bulmaktadır. Trana" plantların vaskülarize oldukları çeşitli otörlerce gösterilmiş tir. Çalışmamız, tavşanlarda uyguladığımız 3 deney grubun dan o