Yazar "Karabey, Burçin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Biyogranülasyon sürecinde bazı sinyal moleküllerin granül oluşumuna etkisinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Karabey, Burçin; Özdemir, GüvenDünyada hızla artan insan nüfusu, yerleşim alanları ve sanayiye bağlı olarak temiz su kaynakları hızla tükenmektedir. Bu nedenle açığa çıkan atık suların ekosisteme deşarj edilmeden önce arıtılması büyük önem taşımaktadır. Açığa çıkan atıksuyun karakterine göre fiziksel, kimyasal, biyolojik ve ileri arıtma yöntemlerinin biri veya hepsinin ardışık kullanımı tercih edilebilmektedir. Biyolojik arıtımda yaygın olarak kullanılan aktif çamur sistemlerinin geniş kurulum alanı ihtiyacı ve fazla atık çamur üretimi gibi bazı dezavantajları nedeni ile floküler aktif çamurun kompakt ve stabil bir hale gelmesi ile oluşan granüler aktif çamur prosesleri günümüzde hızla geliştirilmektedir. Granülasyon prosesine etki eden fiziksel ve kimyasal birçok faktör bulunmaktadır. Bu sistemin en büyük dezavantajı ise kendiliğinden oluşan granüler çamurun uzun süreç gerektirmesidir. Bu doktora tez çalışmasında; aerobik granülasyon sürecinin hızlandırılması için uygun reaktör tasarımı, işletim sisteminin belirlenmesi, mikroorganizmalar arası haberleşmeyi sağlayan bazı sinyal moleküllerin ( C4-HSL / N-butyryl-L-Homoserine lactone, C6-HSL / N-Hexanoyl-L-Homoserine Lactone, C8-HSL/ N-Octanoyl-Homoserine lactone), borik asit ve katyonik polimer olan kitosan ilavesinin granülasyona etkisinin araştırılması, oluşturulan granüllerin mikrobiyal değişimlerinin moleküler yöntemlerle incelenmesi gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla ön denemeler sonucu elde edilen veriler ışığında, 4 farklı deneme setinde toplam 12 biyoreaktör kurularak belirtilen kimyasallar denenmiştir. Her deneme sonucu oluşan granüllerin mikrobiyota değişimleri qPCR ve denatüre edici gradiyent jel elektroforezi (DGGE) yöntemleri ile takip edilmiştir. Yapılan tüm denemelerde granülasyon işlemi başarı ile gerçekleşerek boyutları 0,5 - 1,5mm arasında farklılık gösteren granüller elde edilmiştir. Literatürde yer alan verilere göre oluşumu 2-4 ay sürede gerçekleşen bu işlem, doktora çalışmasında kullanılan kimyasallar ve sinyal moleküller ile 5 güne kadar indirilmiştir. Granüllerin moleküler incelemeleri sonucu yapılan DNA dizi analizlerine göre; borik asit ve kitosan kimyasallarının eklendiği denemelerde Bacteriodetes ve Firmicutes grubu organizmaların, sinyal moleküllerin kullanıldığı denemelerde ise Proteobacteria grubu organizmaların yoğunlukta olduğu görülmektedir. Real time PCR ile yapılan kantitatif analizler granüllerde ki mikrobiyal yükün yaklaşık 106-108 kopya DNA/ ml olarak sabit kaldıkları belirlenmiştir.Öğe Endüstride açığa çıkan H? ve CO? emisyonlarının biyogaz olarak değerlendirilmesinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2017) Azbar, Nuri; Dağlıoğlu, S. Tuğçe; Karabey, Burçin; Özdemir, GüvenAB tarafından üye ülkelerde 2030 yılına kadar, iklim değişikliğinin en önemli faktörlerinden biri olan CO? emisyonlarının 1990'lardaki değerinden %20 oranında azaltılması hedeflenmektedir ve ayrıca KYOTO protokolü de küresel ölçekte benzer hedefleri dikte etmektedir. Bu kapsamda; CO?'nin tutulması, depolanması ve kullanımı ile ilgili çalışmalar gittikçe hız kazanmakta ve üye ülkelerin stratejik planlarında bu yönde somut adımlar atması beklenmektedir. Küresel ısınmaya neden olan fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan sera gazları emisyonunu azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kullanımı gittikçe önemli hale gelmektedir. Anaerobik biyoproses ile metan üretimi, yenilenebilir kaynaklardan temiz enerji elde edilmesi, fosil yakıtlara alternatif sürdürülebilir biyoyakıt seçeneği sunması, CO? emisyonunu azaltması ve küresel ısınmanın önlenmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu çalışmada, CO?'nin hidrojenotrofik metanojenler tarafından biyoteknolojik yöntemlerle biyometana dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda ilk kez bu amaçla HYBRID biyoreaktör kullanımı gerçekleşmiştir. Optimizasyon çalışmaları süresince karbondioksit ve hidrojen gazı reaktöre direk verilerek metanojenlerin mezofilik ortamda, immobilize ve granül halde yer aldığı HYBRID sistemde metan üretim verimleri incelenmiştir. Bu değişimler boyunca da mikroorganizma profilleri belirlenmiştir. Proje destekçisi PETKİM Petrokimya Holding A.Ş. Etilen Oksit ve Klor Alkali Fabrikaları baca gazlarından alınan örnekler optimize edilen sisteme beslenmiştir ve herhangi bir toksik etki görülmemiştir. Bu durumda bu fabrikaların atık baca gazlarının değerlendirilebilir ve enerji üretimi için uygun olduğu görüşüne varılmıştır. Ulaşabildiğimiz literatür verilerine göre ilk kez HYBRID bir sistem hidrojenotrofik metan üretimi için kullanılmıştır. Bu amaçla bu projenin literatüre özgün bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, elde edilen verilerin proje ortağı açısından değerlendirilebilir ve ölçek büyütme çalışmaları için uygun olduğu görüşüne varılmıştır. Bu proje ile kurulan sistemin, ülkemizdeki diğer sanayi kuruluşları ve gelecekte planlanan kömür termik santrallerinin çevresel baskılarını azaltma açısından önemli katkı sağlayacağı öngörülmektedir.;CO?, iklim değişikliği, biyometan, hidrojenotrofik m.;CO?, climate change, biomethane, hydrogenotrophic methanogen.Öğe Real time Bacterial Monitoring during the biodgeradation of selected PAHs industr borne activated sludge(2014) Vural, Caner; Karabey, Burçin; Aksu, Didem; Özdemir, Güven…