Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kara, Recep Serdar" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Farklı organik materyallerden elde edilen biyokömürün fiziksel ve kimyasal özellikleri ile biyokömür ve biyokömür ile birlikte arıtılmış karasu uygulamasının bitkisel üretimde kullanım olanakları
    (Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016) Kara, Recep Serdar; Okur, Bülent
    Bu çalışmada okaliptüs (Eucalyptus deglupta), kavak budama atıkları, pamuk hasat artığı ve pirina olmak üzere dört farklı organik materyalden kısıtlı oksijen varlığında piroliz yolu ile biyokömür üretilmiş ve bu biyokömürlerin verimlilik özellikleri belirlenmiştir. Üretilen biyokömürler dört farklı dozda (0 t/ha, 10 t/ha, 20 t/ha, 40 t/ha) mısır (Zea mays l.) yetiştirilecek topraklara uygulanmış ve bu topraklar ile bir saksı denemesi kurulmuştur. Bu denemenin yanında bir atık yönetimi stratejisi oluşturabilmek adına pirina biyokömürü (Pİ-BK) ve arıtılmış zeytin karasuyu (ZK) kullanılarak yedi ayrı konu ile (1- Kontrol; 2- 50 m3/ha ZK; 3- 50 m3/ha ZK + 10 t/ha Pİ-BK; 4- 50 m3/ha ZK 20 t/ha Pİ-BK; 5- 100 m3/ha ZK; 6- 100 m3/ha ZK + 10 t/ha Pİ-BK; 7- 100 m3/ha ZK 20 t/ha Pİ-BK) bir ek deneme daha yürütülmüştür. Deneme sonucunda biyokömür uygulamalarının toprakların organik madde içerikleri ile başta fosfor (P) ve potasyum (K) olmak üzere alınabilir makro element içeriklerini artırdığı gözlenmiştir. Uygulamaların bitkilerin yüzde kuru madde değerlerinde önemli bir değişime yol açmadığı ve bitki boyu ile yaprak sayılarında artış sağladığı belirlenmiştir. Zeytin karasuyu ve pirina biyokömürünün birlikte uygulandığı deneme sonucunda yine toprakların organik madde ile alınabilir fosfor ve potasyum içeriklerinde artış gözlenirken, alınabilir mikro element içeriklerinde düşüşler gözlenmiştir. Uygulamalar bitkilerin morfolojik özellikleri üzerinde kayda değer bir etki göstermemiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Farklı organik materyallerden elde edilen biyokömürün fiziksel ve kimyasal özellikleri ile mısır bitkisinin morfolojik özellikleri üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2015) Kara, Recep Serdar; Okur, Bülent
    Biochar, soil properties, corn plant.;Biyokömür, toprak özellikleri, mısır.;ÖZET Bu çalışmada çift varil yöntemiyle kavak, okaliptüs, pamuk hasat artığı ve pirina materyallerinden üretilen biyokömürlerin makro ve mikro element içerikleri ile pH, elektriki iletkenlik (EC), organik madde, organik karbon ve hacim ağırlık değerlerinin belirlenmesi yoluyla karakterizasyonu yapılmıştır. Üretilen biyokömürlerin 0 t/ha (kontrol), 10 t/ha, 20 t/ha ve 40 t/ha dozlarında uygulandığı ve her saksıda üç mısır bitkisinin (Zea mays l.) yetiştirildiği bir saksı denemesi kurulmuştur. Bitkiler denemenin başlangıcından 60 gün sonra hasat edilmiştir. Deneme bitiminde biyokömür uygulaması yapılan tüm toprakların genel değerlendirmesi sonucu, organik madde, toplam azot, alınabilir fosfor ve potasyum içeriklerinde kontrol topraklarına göre artışlar gözlenmiştir. Hasat edilen mısır bitkilerinin bitki boyu, yaprak sayısı, yüzde kuru madde içeriği gibi morfolojik özelliklerinde, kontrol saksılarına göre artışlar saptanmıştır. Bunun yanında biyokömürün kök kuru madde miktarı üzerine olumlu etki etmediği gözlenmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kütahya -Simav Yöresi Sera Topraklarının ve Sulama Suyu Özelliklerinin Araştırılması Üzerine Bir Ön Çalışma
    (2017) Çerçioğlu, Melis; Kara, Recep Serdar; Okur, İhsan Bülent
    Bu çalışma Kütahya'nın Simav ilçesindeki seralardan alınan su ve toprak örneklerinin kalite özelliklerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla Simav yöresindeki 20 farklı seradan toprak ve su örneği alınmıştır. Toprak örnekleri, seralarda başlayan bitkisel üretim öncesi ve sonrası olmak üzere iki kez; su örnekleri ise üretim başlangıcı, ortası ve sonunda olmak üzere üç defa alınmıştır. Toprak örneklerinde bünye, pH, elektriksel iletkenlik, organik madde, makro ve mikro elementler ile ağır metal analizleri yapılmıştır. Su örneklerinin ise kimyasal özellikleri incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre toprak örneklerinin büyük bir kısmının hafif bünyeli, hafif asit, tuzsuz, az düzeyde organik madde içerdiği bulunmuştur. Toprakların toplam azot (N) kapsamı bakımından zengin; alınabilir fosfor (P), potasyum (K), magnezyum (Mg) ve bakır (Cu) bakımından ise fazla düzeyde olduğu gözlenmiştir. Alınabilir sodyum (Na) ve kalsiyum (Ca) içeriği bakımından orta; demir (Fe) ve mangan (Mn) bakımından yeterli; çinko (Zn) bakımından üretim öncesi düşük, üretim sonrası ise yüksek olarak belirlenmiştir. Ayrıca toprakların ağır metal konsantrasyonlarının sınır değerlerini aşmadığı gözlenmiştir. Su örneklerinin kimyasal özelliklerinin incelenmesi sonucunda ise sulama suyu olarak kullanımında herhangi bir sakınca olmadığı ve ABD Tuzluluk Laboratuvarı Sistemi'ne göre sınıflandırıldığında C2S1 sınıfına girerek kullanılabilir nitelikte olduğu görülmüştür.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    N-acyl homoserine lactone-mediated modulation of plant growth and defense against Pseudoperonospora cubensis in cucumber
    (Oxford Univ Press, 2020) Pazarlar, Sercan; Cetinkaya, Nedim; Bor, Melike; Kara, Recep Serdar
    N-acyl-homoserine lactones (AHLs), a well-described group of quorum sensing molecules, may modulate plant defense responses and plant growth. However, there is limited knowledge regarding the defense responses of non-model crops to AHLs and the mechanism of action responsible for the modulation of defense responses against microbial pathogens. in the present study, long-chain N-3-oxo-tetradecanoyl-L-homoserine lactone (oxo-C14-HSL) was shown to have a distinct potential to prime cucumber for enhanced defense responses against the biotrophic oomycete pathogen Pseudoperonospora cubensis and the hemibiotrophic bacterium Pseudomonas syringae pv. lachrymans. We provide evidence that AHL-mediated enhanced defense against downy mildew disease is based on cell wall reinforcement by lignin and callose deposition, the activation of defense-related enzymes (peroxidase, beta-1,3-glucanase, phenylalanine ammonia-lyase), and the accumulation of reactive oxygen species (hydrogen peroxide, superoxide) and phenolic compounds. Quantitative analysis of salicylic acid and jasmonic acid, and transcriptional analysis of several of genes associated with these phytohormones, revealed that defense priming with oxo-C14-HSL is commonly regulated by the salicylic acid signaling pathway. We also show that treatment with short- (N-hexanoyl-L-homoserine lactone) and medium-chain (N-3-oxo-decanoyl-L-homoserine lactone) AHLs promoted primary root elongation and modified root architecture, respectively, resulting in enhanced plant growth.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Söke ve Koçarlı (Aydın) ova toprakları ile Seferihisar ve Gümüldür (İzmir) yöresi seralarındaki tuzlu ve alkali toprakların elektrokinetik ıslah yöntemleri kullanılarak iyileştirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 2017) Kara, Recep Serdar; Okur, Bülent
    Elektrokinetik ıslah, toprak kesit alanına mA/cm2 cinsinden uygulanan düşük seviyede doğru akım ile, özellikle tuzluluk ve kirlilik gösteren toprakların bahse sebep olan iyonlardan arındırılması işlemidir. Elektrotlar arasındaki bölgeye yerleştirilen toprakta bulunan iyonlar, elektroosmoz ve peristaltik sıvı akışı ile yüklerine göre anot ve katot yöresinde toplanmaktadır. Bu çalışmada, kullanımı mümkün olmayan ya da tuzluluk dolayısıyla verim kaybı gösteren bölge topraklarının ve uzun süreli kullanıma dayalı tuz birikimi gösteren sera topraklarının restorasyonu ve yeniden kazanım adına değerlendirilmesi elektrokinetik olarak gerçekleştirilmiştir. Uygunluğu belirlenen iki sera ve iki arazi toprağının elektrokinetik remediasyon ile iyileştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Toprakların, elektriki iletkenlik değerleri, sodyum ve klor içerikleri sırasıyla ortalama % 81.2, % 88.9 ve % 65.6 oranında düşüş göstermiştir. Islah sonrası gerçekleştirilen dehidrogenaz enzim aktivitesi testi ile stres koşullarının azaltıldığı mikrobiyal açıdan da ortaya konmuştur. Ege Bölgesi toprakları ve bölgede bulunan çeşitli seralardan alınan toprakların elektrokinetik ıslah olasılıklarının mevcut olduğu belirlenmiştir. Daha büyük kapsamlı ve bölge bazında, hedefe yönelik ıslah çalışmaları için veri üretilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    A study of olive mill wastewaters obtained from different treatment processes effects on chemical and microbial properties of a Typic Xerofluvent soil and wheat yield
    (2020) Okur, Nur; Kayıkçıoğlu, Hüseyin Hüsnü; Okur, Bülent; Yağmur, Bülent; Teresa, Delia Sponza; Kara, Recep Serdar
    This study was carried out to investigate the potential for the usability of treated olive mill wastewater (OMW) as an organic amendment in agricultural soils under Mediterranean climate conditions. OMW was treated by two different treatment processes as economical (E-OMW) and advanced (A-OMW). the treated OMWs and raw OMW (R-OMW) were applied to a loamy soil at a rate of 100 m3 ha–1 year–1 for 2 years. Soils were sampled 15 days and about 5 months (at harvest) after OMW application for chemical and microbial analyses in each year. the total concentrations of N, P, Cu, Zn, and phenol of R-OMW decreased after both treatment processes while salinity (EC) and the total amounts of K, Na, and Ca increased. the applications of OMW caused changes in soil chemical (pH, EC, Pext, Kext) and microbial (microbial biomass-C (MB-C), microbial biomass-N (MB-N), basal soil respiration (BSR), N-mineralization (N-min)) characteristics (P < 0.05). in the second year of the experiment, initial samplings showed that the values of soil pH and EC increased significantly under all OMW applications compared to the control. High Pext concentrations were determined in soils amended with R-OMW, while there were high Kext concentrations in soils amended with the treated OMWs. the increases determined in MB-C and MB-N at all sampling times resulted in high MB-C/TOC and MB-N/TN ratios in soils amended with the treated OMWs. the wheat grain yield over the 2-year period showed that the application of the treated OMWs had a positive effect. It was determined that no negative effects occurred for either soil properties or wheat growth with the treated OMW applied at rates of up to 100 m3 ha–1. the addition of treated OMW after removal of its phenolic components may be considered as a good option for evaluating this waste in countries where OMW causes serious environmental pollution.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    A study of olive mill wastewaters obtained from different treatment processes effects on chemical and microbial properties of a Typic Xerofluvent soil and wheat yield
    (2020) Yağmur, Bülent; Kayıkçıoğlu, Hüseyin Hüsnü; Okur, Nur; Kara, Recep Serdar; Teresa, Delia Sponza; Okur, Bülent
    This study was carried out to investigate the potential for the usability of treated olive mill wastewater (OMW) as an organicamendment in agricultural soils under Mediterranean climate conditions. OMW was treated by two different treatment processes aseconomical (E-OMW) and advanced (A-OMW). The treated OMWs and raw OMW (R-OMW) were applied to a loamy soil at a rateof 100 m3 ha–1 year–1 for 2 years. Soils were sampled 15 days and about 5 months (at harvest) after OMW application for chemicaland microbial analyses in each year. The total concentrations of N, P, Cu, Zn, and phenol of R-OMW decreased after both treatmentprocesses while salinity (EC) and the total amounts of K, Na, and Ca increased. The applications of OMW caused changes in soilchemical (pH, EC, Pext, Kext) and microbial (microbial biomass-C (MB-C), microbial biomass-N (MB-N), basal soil respiration (BSR),N-mineralization (N-min)) characteristics (P < 0.05). In the second year of the experiment, initial samplings showed that the values ofsoil pH and EC increased significantly under all OMW applications compared to the control. High Pext concentrations were determinedin soils amended with R-OMW, while there were high Kext concentrations in soils amended with the treated OMWs. The increasesdetermined in MB-C and MB-N at all sampling times resulted in high MB-C/TOC and MB-N/TN ratios in soils amended with thetreated OMWs. The wheat grain yield over the 2-year period showed that the application of the treated OMWs had a positive effect.It was determined that no negative effects occurred for either soil properties or wheat growth with the treated OMW applied at ratesof up to 100 m3 ha–1. The addition of treated OMW after removal of its phenolic components may be considered as a good option forevaluating this waste in countries where OMW causes serious environmental pollution.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Texture and Contamination-Level Dependent Effects of Calcium-Rich Deinking Paper Sludge Biochar on Soil Cd Availability, Enzymatic Activity, and Plant Stress Mitigation
    (Springer Int Publ Ag, 2024) Kara, Recep Serdar; Pazarlar, Sercan; Okur, Bulent; Almaz, Cansu; Okur, Nur; Matula, Svatopluk; Mihalikova, Marketa
    The study evaluated calcium-rich deinking paper sludge (DPS) biochar's capability as a viable alternative method to mitigate soil cadmium (Cd) availability. Our analysis of 68 recent studies showed that 75% of the studies focused on contamination levels below 10 mg kg(-1). However, mining and smelting areas exhibit higher levels of Cd contamination (mean value of 57.5 mg kg(-1) with a CV of 128%), necessitating a contamination rate-dependent approach. Clay loam (CL) and sandy loam (SL) soils were artificially contaminated with Cd to mimic polluted areas (20, 40, 80 mg kg(-1)). Soils were aged for six months and then treated with DPS biochar doses of 0%, 1%, and 3% (w/w) for a month. Cd extractability and toxicity were gauged using diethylenetriaminepentaacetic acid extraction and plant physiology tests. Supplementarily, machine learning algorithms were tested to predict plant physiological parameters and biomass production, leveraging variables from principal component analysis and design parameters. Biochar application (3%, w/w) reduced soil Cd availability (20.1% in SL, 8.4% in CL; p < .05), attributed to increased soil pH, enhanced microbial activity, and expanded soil surface area. The plants grown in treated soils displayed increased dry matter content, chlorophyll, relative water content, and decreased malondialdehyde levels. The impact varied, being more pronounced in SL soils with high Cd contamination. This study presents the first report on the use of DPS biochar in Cd-contaminated soils and sets expectations for its outcomes regarding plant physiology and soil microbial activity in a diversified experimental design. DPS biochar appeared as a tool for mitigating soil Cd availability and alleviating plant stress particularly in SL soils. The biochar's efficiency was influenced by its dose, the level of contamination, and the soil type, highlighting the importance of tailored application strategies.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim