Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Hepgüler, Simin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bayraklı Adalet Mahallesinde yer alan halk sağlığı eğitim ve araştırma merkezindeki 40 yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlarda semptomatik diz, el ve kalça osteoartrit prevalansının saptanması
    (Ege Üniversitesi, 2010) Öztürk, Cihat; Hepgüler, Simin; Yeşil, Hilal
    Osteoarthritis, Prevalance, Risk factors.;Osteoartrit, Prevalans, Risk faktörleri.;Osteoartrit; dünyada en yaygın görülen artrit formu olup (1) {601} 65 yas major özürlülük nedenleri arasındandadır (2,3). Türkiye'de yapılmıs genel bir osteoartrit prevalans çalısması yoktur. Bu çalısma, 40 yas ve üzerindeki erkek ve kadınlarda semptomatik diz, el ve kalça osteoartrit prevalansının saptanması amacıyla planlanmıstır. Çalısmamızda örnek büyüklügü 17682 kisilik evrenden % 3 hata payı, % 95 güven aralıgı ile 522 olarak hesaplanmıstır. Tarama sonucunda, 40 yas bireylerde semptomatik diz, el ve kalça osteoartrit prevalansları sırasıyla % 20.9, % 2.8 ve % 1.0 olarak saptanmıstır. Semptomatik diz ve el osteoartrit prevalans degerlerinin kadınlarda erkeklere göre anlamlı olarak (p<0.05) daha fazla oldugunu, semptomatik kalça osteoartrit prevalansı açısından cinsiyetler arasında anlamlı fark olmadıgı saptanmıstır. Üç osteoartrit prevalansının yas ilerledikçe arttıgı, semptomatik diz osteoartriti gelisiminde obezite ve morbid obezitenin riski 5.8 kat arttırdıgı (% 95 Güven Aralıgı 2.1-16.2) görülmüstür. Düsük egitim düzeylilerde, düzenli namaz kılanlarda (p=0.001), hiç sigara içmemislerde semptomatik diz osteoartritinin anlamlı olarak (p=0.001) daha fazla oldugu, semptomatik diz osteoartriti için isçi olanlara göre ev hanımı ve memurlarda riskte anlamlı azalma oldugu saptanmıstır. Sonuç olarak; semptomatik diz osteoartritinin tarama yapılan bölgede yaygın oldugu, semptomatik diz ve el osteoartritinin kadın cinsiyet, ileri yas, obezite ve postmenapozal dönemde olma ile, semptomatik diz osteoartritinin ayrıca düsük egitim düzeyi, hiç sigara içmemis olmak, düzenli namaz kılmak, merdiven çıkmak, isçi olmak ve fiziksel aktivite düzeyinin düsük olması ile iliskili oldugu belirlenmistir. Türkiye'de tüm bölgeleri kapsayan, ülkemizi temsil edecek biçimde yüksek örneklem sayısına sahip, tanımlayıcı prevalans çalısmalarının yapılarak, osteoartrit ile ilgili saglık politikasını olusturmak mümkün olacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Diz osteoartritinde ağrı ve özürlülükle ilişkili faktörler
    (2006) Atamaz, Funda; Hepgüler, Simin; Öncü, Jülide
    Amaç: Diz osteoartritli (OA) hastalarda ağrı ve özürlülükle ilişkili faktörleri değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Diz OA'li, 40-80 yaş aralığındaki 141 hasta çalışmaya dahil edildi. Ağrı WOMAC (Western Ontario and McMaster Universities Arthritis Index) ve vizüel analog skala (VAS) ile ölçüldü. Özürlülük WOMAC ile değerlendirildi. Tüm hastalardan detaylı demografik, sosyal, morfolojik ve tıbbi öyküleri alındı. Diz radyografileri Kellgren-Lawrence evreleme sistemi kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Demografik verilerle (yaş, vücut kütle indeksi-VKİ, eğitim düzeyi ve ağrı süresi) WOMAC-ağrı ve fonksiyon, VAS ve radyolojik evre arasında orta-yüksek evreli korelasyonlar mevcuttu (p<0,05). Obez hastalar tüm değerlendirme parametreleri için anlamlı olarak daha kötü skorlara sahipti (p<0,05). Kellgren-Lawrence radyolojik evresi VAS ve WOMAC-fonksiyon ile koreleydi. Erkeklerle karşılaştırıldığında, WOMAC-ağrı ve fonksiyon ve Kellgren-Lawrence radyolojik evresi anlamlı olarak kadınlarda daha yüksekti (p<0,05). Tıbbi problemler arasında, ağrı ve özürlülükle bir ilişki mevcut değildi. Sonuç: Bu çalışma diz OA'da; ileri yaşın, artmış VKİ'nin, düşük eğitim düzeyinin, kadın cinsiyetin ve yüksek radyolojik evrenin ağrı ve özürlülükle ilişkili faktörler olduğunu göstermektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kronik obstrüktif akciğer hastalıklarında egzersizlerin solunum fonksiyonlarına etkisi
    (Ege Üniversitesi, 1988) Hepgüler, Simin
    ÖZET Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kliniği Anabilim Dalı KOAH polikliniğince takip edilirken, ça lışmamız nedeniyle 34 hastanın solunum fonksiyon test leri, arteriyel kan gazları ölçülüp, akciğer graf ileri çekildikten sonra kliniğimize gönderildi» Tüm hastaların yaş, cinsiyet, sigara, meslek, hastalık yaşı, dispnesi sorulduktan sonra, mum alevi üflett irildi e Göğüs expansiyonu ölçüldü, kan değerleri ne baktırıldı. Nabızı, solunum sayısı yazıldıktan sonra 290 m" yürütüldü ve nabız, solunum sayısı, dispne, yor gunluk, yardımcı solunum kasları çalışmasına bakıldı * Egzersiz süresi değerlendirildi o 18 hastaya ev egzersiz programı ile medikal te davi verildi, 16 hastaya da sadece medikal tedavi uygu landı 8 Ev egzersiz programı s 1- Expirasyon adalesinin izometrik kontraksiyonu 2- Diafragmanın i&ometrik kontraksiyonunu sağla yanlar, 3- Expirasyon hacim süresini arttıranlar ve 4- Postural direnajı kapsıyordu® Hastalara bu egzersizleri günde 3 kez 30-45' ols cak şekilde yapması ve her gün 30-60 8 yürümesi veya bisih lete binmesi önerildi* - 88 -Her 2 grubta 2 ay sonra kontrola çağırıldı» Akciğer fonksiyon testleri, kan gazları, 290 m. yürüme öncesi ve sonrası, dispne, yorgunluk, egzersiz sü resi, nabız, solunum, e& kas çalışması, göğüs expansiyo- nu, mum alevi ürlemesi tekrar yapıldı» Çıkan sonuçlar istatistiksel yöntemle hesaplanaraıc değerlendirildi * Kontrol grubunda PaO^ değerinde anlamlı kötüleşme nin dışında diğer tüm parametrelerde değişme olmamıştır. Egzersiz grubunda solunum fonksiyon testlerinde değişme saptanmamış, fakat dispne, mum alevi, solunuma başlama sayısı ve hastanın ifadesinde anlamlı iyileşme tes pit edilmiştir. (P
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Nöropatik ağrısı olan hastalarda Kantitatif Duyu Testi (QST) parametreleri ile fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (FMRG) paternlerinin ilişkisi
    (Ege Üniversitesi, 2020) Hepgüler, Simin; Tanıgör, Göksel; Çallı, Mehmet Cem; Uyar, Meltem
    Amaç: Bu çalışmanın amacı nöropatik ağrı ile giden servikal radikülopatilerde QST ve fMRG değişikliklerinin ve aralarındaki ilişkilerin belirlenmesidir. Çalışmanın bir diğer amacı ise QST değerlendirmesine göre hiperaljezik veya hipoestezik olarak belirlenen hastalarda fMRG bulgularında farklılık olup olmadığını değerlendirmektir. Gereç ve yöntem: Çalışmaya nöropatik ağrılı(NA) (n:20), nöropatik olmayan boyun-kol ağrılı (NNA)(n:9) ve sağlıklı gönüllüler (n:37) olmak üzere 66 katılımcı dahil edilmiştir. Katılımcıların sosyodemografik ve klinik verileri alındıktan sonra PainDetect (PD) anketi uygulanmış, ardından QST analizi ve toplam 40 hastaya her iki ekstremitenin ayrı ayrı sensoryal olarak uyarımını içeren fMRG tetkiki gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Çalışma sonucunda QST'de ağrı tarifleyen hasta gruplarında QST'nin komponentleri olan CDT(Soğuk tespit eşiği), HDT(Sıcak tespit eşiği), VDT(Vibrasyon tespit eşiği) ve HPT(Sıcak ağrı eşiği) değerlerinde iki ekstremite(ağrılı ve ağrılı olmayan) arasında fark saptanmamıştır (p>0, 05). Gruplar arası analizlerde duyusal eşiği gösteren CDT, HDT ve VDT testleri, NA ve NNA gruplarında sağlıklı gönüllülere göre daha yüksek, ağrı eşiğini gösteren testlerden HPT 0.5 testi ise düşük saptanmıştır(p<0.05). Bu değişiklikler hem ağrı tariflenen, hem de tariflenmeyen ekstremitelerde gösterilmiştir. fMRG sonuçlarında sol taraflı NA tarifleyen hastalarda sağlıklı gönüllülere göre frontal pol ve superior frontal gyrus bölgelerinde daha düşük BOLD yanıtı izlenmiştir(p<0.05). QST'ye göre hipoestezik NA grubunda, sağlıklı gönüllülere göre, ağrısız ekstremitelerinde daha düşük bir somatosensoryal korteks aktivitesi saptanmıştır(p<0.05). QST'ye göre tek taraflı hiperaljezik NA grubunda ağrılı tarafta daha düşük bir somatosensoryal korteks aktivitesinin yanında, hiperaljezi bilateral ise operculum ve insular kortekste de daha düşük BOLD aktivitesi saptanmıştır(p<0.05). Sonuç: NA ve NNA hastalarının QST değerlerinin sağlıklı gönüllülere göre farklılıklar gösterdiği saptanmıştır. Nöropatik ağrılı hastalarda QST ile özellikle iki taraflı hiperaljezi tespit edilen hastaların santral sinir sisteminde fMRG ile uyarım sonucu kronik ağrı ile ilişkilendirilmiş olan bölgelerde aktivite artışı saptanırken, alt grup olmaksızın tüm hasta gruplarının karşılaştırmasında anlamlı bir farklılık gösterilememiştir. NA'lı hastalarda kantitatif duyu testlerindeki değişikliklere santral fonksiyonel değişiklikler de eşlik ederken, NNA hastalarda bu değişiklikler gözlenmemiştir.Bu bulgular özellikle duyusal değişikliklere sebep olan nöropatik ağrıda santral mekanizmaların da rolü olduğunu düşündürmektedir. Bu çalışma servikal radikülopatili hastalarda nöropatik ağrı ile ilişkili periferik ve santral değişikliklerin varlığını göstermektedir. Ancak bu ince ve detaylı mekanizmaların aydınlatılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.;Servikal radikülopati, fonksiyonel MRG, kantitatif duyu testi, nöropatik ağrı.;Cervical radiculopathy, functional MRI, Quantitative sensory testing, neuropathic pain.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Omurilik yaralanmalı hastalarda nötrofil fonksiyonlarının flowsitometrik yöntemlerle değerlendirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 2007) Özdedeli, Selcen; Gökmen, Nihal Mete; Hepgüler, Simin; Simin Hepgüler; Sin, Aytül Zerrin
    Omirilik Yaralanmalı Hastalarda gözlenen artmış enfeksiyon sıklığı morbiditeyi önemli ölçüde arttırmaktadır. Son yıllarda bu hastalardaki artmış enfeksiyon sıklığının sadece predispozan faktörlere sekonder olmayıp bozulmuş immun cevaba bağlı olabileceği görüşünden yola cıkarak immun sistem fonksiyonları değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalarda naturel killer hücre, lenfosit fonksiyonlarının ve bazı immun mediatörlerin seviyelerinin değişmiş olduğunu, bu immun disfonksiyonun da hastaların enfeksiyona eğimlerini arttırıp, dekübit ülserlerinin iyileşmesini yavaşlatığı tespit edilmiştir. Ayrıca immun yeretsizlikte sempatik sinir sisteminin veya hipotalamo-hipofizer aksın supraspşnal konturolundaki yetersizlikten şüpelenilmekle birlikte yeterli kanıt sağlanamamıştır. Bu çalışmada omirilik yaralanmalı hastaların nötrofil fonksiyonları, sağlıklı gönüllerle daha hassa bir yöntem olan Flowsitometrik yöntem yardımıyla karşılaştırılarak, sonuçları tartışılmıştır.;Omurilik yaralanması, Enfeksiyon, Fagositoz, İmmun sistem.;Spinal cord injury, immune function, infection.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Omurilik yaralanmalı hastaların temiz aralıklı kateterizasyona uzun dönemde gösterdikleri uyum.
    (2004) Akkoç, Yeşim; Atamaz, Funda; Ozdedelı, S.; Kirazlı, Yeşim; Hepgüler, Simin; Durmaz, Berrin
    …

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim