Yazar "Hagverdiyev, Mecid" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Soliter böbrekli hastalarda Perkütan Nefrolitotomi (PCNL) operasyonunun güvenirliği, postoperatif taşsızlık, glomerüler filtrasyon hızı, komplikasyon oranlarının çift böbrekli hastalara yapılan perkütan nefrolitotomi sonuçları ile retrospektif karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2022) Hagverdiyev, Mecid; Semerci, Mehmet BülentSoliter böbrekli hastalarda perkütan nefrolitotomi operasyonunun güvenirliği, postoperatif taşsızlık, glomerüler filtrasyon hızı, komplikasyon oranlarının çift böbrekli hastalara yapılan perkütan nefrolitotomi sonuçları ile retrospektif karşılaştırılması. Giriş ve amaç : Üriner sitemde taş hastalığı prevalansı yaklaşık %2-3 tür. Üriner sistem taşlarının en sık görüldüğü yaş aralığı 20-40’tır. Erkeklerde %12, kadınlarda ise %6 oranında görülmektedir. Tedavi sonrası ilk 10 yılda üriner sistem taşlarının yaklaşık yarısı rekürrens gösterir. Günümüzde endoskopik, açık, laparoskopik ve perkütan yolla üriner sistem taşları opere edilebilmektedir. Endoskopik yöntemlerle ulaşılamayan veya çoklu endoskopik operasyon gereksinimi olan ve açık cerrahiye uygun görülmeyen hastalarda perkütan nefrolitotomi operasyonu planlanabilir. Soliter böbrekli hastalarda Perkütan Nefrolitotomi (PCNL) operasyonunun güvenirliği ve postoperatif taşsızlık, Glomerüler Filtrasyon Hızı (GFR ), komplikasyon oranlarının çift böbrekli hastalarla karşılaştırılması amaçlanmıştır. Kronik süreçte böbrek taşına bağlı renal hasar gelişebileceği bilinmektedir. Perkütan Nefrolitotomi operasyonu sonrası renal hasar gelişimi, renal hasarın derecesi ve bunun glomerüler filtrasyon hızına etkisi, riskli operasyona rağmen yeterince taşsızlık elde edilip edilemediğini öğrenmek amaçlanmaktadır. Gereç ve yöntem: Ocak 2010 ile Aralık 2020 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı’nda böbrek taşı nedeni ile PCNL ameliyatı uygulanan ve retrospektif verilerine ulaşılabilen toplam 1500 hasta taranarak soliter böbrek grubunda 35, çift böbrekli kontrol grubunda 41 hasta olmak üzere toplam 76 hasta seçilerek çalışmaya dahil edildi. Tüm hastaların yaş, cinsiyet, taş tarafı, taş boyutu, taşın kaliks lokalizasyonu, perkütan giriş yapılan kaliks, staghorn (geyik boynuzu) taş olması, preoperatif ve postoperatif kreatinin, hemoglobin değerleri, operasyon süresi, hastanede yatış süresi, işlem sonrası gelişen komplikasyonlar, dj stent kullanımı, taşsızlık oranı kayıt edildi. İstatistiksel analizler IBM SPSS Statistics 25.0 (IBM SPSS Statistics for Windows, Version 25.0. Armonk, NY: IBM Corp.) paket programı ve web-tabanlı R yazılımı (R Foundation for Statistical Computing, version 3.5.2, package: nparLD, Vienna, Austria; http://r-project.org) kullanılarak gerçekleştirildi. Bulgular: Kreatinin değerlerinin preoperatif ve postoperatif değişimi her iki grupta da artış yönünde olmuştur. Gruplar arasında kreatinin değerleri karşılaştırıldığında anlamlı istatistiksel farklılık saptanmadı (p꞊0.439). GFR preopertif ve postoperatif değişimi her iki grupta da azalma yönünde olmuştur, ancak bu azalış her iki grupta da anlamlı bulunmamıştır (p=0.200). Gruplar arasında da GFR değerlerinde anlamlı istatistiksel farklılık saptanmadı (p=0,294). Grupların taş boyut değişimi azalış yönünde olsa da soliter grubu bazalde farklılık olmamasına rağmen daha fazla düşüş göstermiştir (p=0.030). Ancak düşüş miktarları gruplar arasında karşılaştırıldığında farklılık anlamlı bulunmadı (p꞊0,064). HGB preoperatif ve postoperatif değişimi her iki grupta da azalma yönünde olmuştur. Gruplar arasında anlamlı istatistiksel farklılık gözlenmedi (p=0.295). Postoperatif HGB değerindeki düşüş ile, postoperatif GFR düşüklüğü arasında pozitif korelasyon mevcut iken (p꞊0,020) Hounsfield değeri ile negatif korelasyon izlendi (p<0,001). Sonuç: Soliter böbrekli hastalara yapılan PCNL güvenirlik, postoperatif komplikasyon oranı, kanama miktarı, taşsızlık oranlarının çift böbrekli hastalara uygulanan PCNL sonuçları ile benzer olup, soliter böbrekli hastalara güvenilir tedavi seçeneği olarak sunulabilir.