Yazar "Güngör, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Koroner arter bypass cerrahisi sonrası gelişe atriyal fibrilasyonu öngörmede serum resistin düzeyinin yeri(Ege Üniversitesi, 2010) Güngör, Hasan; Zoghi, MehdiAtriyal fibrilasyon (AF), sıklığı %25-40 arasında değişen ve koroner arter bypass cerrahisi (KABC) sonrası en sık görülen aritmidir. Daha önceki çalışmalarda AF’nin artmış mortalite, inme, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği insidansı, uzamış hastanede yatış ve hasta başına yapılan harcamalarda artış ile birlikte olduğu bildirilmiştir. İnflamasyonun KABC sonrası AF gelişiminde patofizyolojik belirleyici bir faktör olduğu çalışmalarla desteklenmiştir. Resistin son yıllarda keşfedilen, yağ dokusundan salgılanan ve sisteinden zengin protein ailesine mensup yeni bir hormondur. Beyaz yağ dokusundan salgılansa da vücudun başka dokularında da bulunmaktadır. Son dönemlerde inflamasyonla ilişkili hastalıklarda rol oynadığı ve serum CRP düzeyi ile korelasyonu gösterilmiştir. Bu çalışmada inflamatuvar bir belirteç olarak KABC sonrası AF gelişimini öngörmede rol oynayabilecek cerrahi öncesi ve sonrası erken dönemdeki serum resistin düzeyi incelenmiştir. Yöntem: Eylül-Kasım 2009 tarihleri arasında hastanemizde KABC yapılan 40 tane ardışık hasta (ortalama yaş 59,2+10,3 yıl, 31’i erkek) prospektif olarak takip edilip incelendi. Bazal klinik karakteristikleri, cerrahi öncesi almakta oldukları tedavileri, ekokardiyografik özellikleri, anjiyografik bulguları, intraoperatif ve postoperatif bulguları detaylı bir şekilde kaydedildi. Serum resistin düzey analizi için cerrahi girişimden önceki gün ve cerrahi sonrası 24. saatte kan örnekleri alınıp saklandı. Bulgular: İzlemde hastaların %25’inde (n=10, 2,2+1,1. günde, 1,2+0,4 epizod) AF gelişti. Sinüs ritmindeki hastaların yaş ortalaması 56,1+9,1 yıl olmasına karşın AF gelişen grupta yaş ortalaması 68,5+7,1 yıl idi (p<0,001). AF gelişen hastalar SR grubundaki hastalara oranla daha fazla NYHA sınıf II fonksiyonel kapasiteye (%90 kar ı %50, p=0,032) sahipti. Preoperatif glomerüler filtrasyon hızı (64,1+23,6 ml/dk karşı 85,3+26,7 ml/dk, p=0,03) ve preoperatif beta-bloker kullanımı (%40’a karşı %80, p=0,04) AF gelişen grupta daha azdı. Kardiyopulmoner bypass zamanı, pozitif inotrop etkili ilaç kullanımı, ekstübasyon zamanı, yoğun bakımda izlem süresi, postoperatif hastanede yatış süresi, hasta başına düşen harcama miktarı ve komplikasyon gelişme oranı AF gelişen grupta istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksekti. Preoperatif dönemde bakılan resistin düzeyi AF gelişen grupta (10,6+3,3 ng/ml’a karşı 9,1+4,5 ng/ml, p=0,33) daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı değildi. Postoperatif 24. saatte bakılan resistin düzeyi ise AF gelişen grupta anlamlı derecede (27,4+8,4 ng/ml’a karşı 17,9+9,1 ng/ml, p=0,012) yüksek bulundu (Tablo 10). Sonuç: Postoperatif erken dönemde serum resistin düzeyi yüksek olan olgular artmış AF gelişme riskine sahip olabilir. Bu dönemde inflamasyonu azaltmaya yönelik girişimler AF sıklığını azaltmada etkili olabilir.Öğe Marital status and outcomes in chronic heart failure: Does it make a difference of being married, widow or widower?(2021) Çelik, Ahmet; Güngör, Hasan; Kaya, Hakkı; Ural, Dilek; Zoghi, Mehdi; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, YükselOBJECTIVE: We aimed to compare the outcomes of chronic heart failure (HF) patients with reduced ejection fraction (CHFrEF) in the Turkish Research Team in HF (TREAT-HF) registry according to marital status with a specific focus on being the widowed (widow/widower) versus the married.METHODS: TREAT-HF is a network, enrolling CHFrEF with a follow up for HF-related hospitalization (HFrH) and all-cause mortality (ACM). In this cohort, the widowed patients were compared with patients who were married before and after propensity score (PS) matching analysis.RESULTS: There were 723 cHFrEF patients with a complete dataset, including reported marital status at baseline for this analysis. Out of 723 patients with HF, 37 “never-married” and “divorced” patients were excluded from the analysis. Then, out of 686 remaining patients with HF, who had at least one reported marriage in the database, widowed patients with HF (n=124) were compared with married patients (n=562). The mean follow up period was 21±12 months up to 48 months. The widowed patients had a higher risk of HFrH (p=0.047), although ACM remained similar compared to married patients (p=0.054). After PS matching, HFrH remained more frequent among the widowed compared with the married (p=0.039) although ACM yielded similar rates. Of note, it was shown that being a widower (p=0.419) was not linked to increased risk of HFrH during follow up contrary to being a widow (p=0.037) despite similar age, ejection fraction, creatinine, NYHA functional class distribution and a similar rate of life-saving medications.CONCLUSION: PS matching analysis yielded that the widowed had increased the risk for HFrH. Of note, widowers did not seem to have an increased risk for HFrH, contrary to widows.