Yazar "Gökay, Necmi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çürük aktivite testlerinin karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, 2007) Uzer Çelik, Esra; Ateş, Mustafa; Gökay, NecmiBu çalışmanın amacı Karyogram programı ile tükürükte mutans streptokok sayım testinin etkinliğini karşılaştırmaktır. Çalışmamıza 20-21 yaşlarında 100 hasta dahil edildi. Başlangıçta genel sağlık, diyet, ağız hijyeni ve florür preparatlarının kullanımı ile ilgili veriler elde edildi. Mutans streptokok ve laktobasil sayısı, tükürük akış hızı ve tamponlama kapasitesini içeren tükürük analizleri gerçekleştirildi. Klinik incelemeler ve radyografilere göre DMFT ve DMFS değerleri hesaplandı. Karyograma göre veriler skorlandı ve programa girildi. Katılımcılar başlangıçtaki çürük risklerine göre 5 gruba ayrıldı. Çürük oluşumu açısından yeniden değerlendirme 2 yıl sonra yapıldı ve bu süre sonunda tüm analizler tekrarlandı. Karyogram programında kullanılan faktörlerin her biri ve çürükten korunma olasılığı skorları ayrı ayrı yeni çürük oluşumuna göre Kruskall Wallis ve Mann Whitney-U testleri kullanılarak karşılaştırıldı. Karyogram programı ve tükürükte mutan streptokok sayım testinin yeni çürük oluşumunu ne kadar açıklayabildiğini belirlemek için Lojistik regresyon analizi kullanıldı. Faktörlerde ve Karyogram sonuçlarında iki yıl sonunda gözlenen değişimler Wilcoxon Signed Ranks testi ile değerlendirildi. Tükürükte mutans streptokok sayım testinin çürük oluşumunu anlamlı olarak açıklayamadığı belirlendi (p>0.05). Karyogram programının çürük oluşumunu tükürükte mutans streptokok sayım testinden daha yüksek oranda açıkladığı saptandı. Sonuç olarak, çürük riskinin belirlenmesinde Karyogram programının sadece tek bir faktörü değerlendiren tükürükte mutans streptokok sayım testinin yerine kullanılabileceği belirlendi.;Caries risk, Cariogram, Saliva mutans streptococci counting test.;Çürük riski, Karyogram, Tükürükte mutans streptokok sayım testi.Öğe Dentin bonding ajanlarının çeşitli özelliklerinin in vivo ve in vitro araştırılması(Ege Üniversitesi, 1992) Gökay, NecmiGünümüzde adeziv sistemlere doku ve materyal birliğini sağlayabilecekleri düşüncesiyle bakılmaktadır. Bu konudaki araştırmalara katkıda bulunmak amacıyla yaptığımız bu çalışmada; aynı basamaklar uygulanan iki farklı adeziv sistemin etkileri SEM ile değerlendirildi. Söz konusu sistemlerdeki asit, primer ve adeziv basamakları aynı şartlarda hazırlanan farklı örneklere uygulandı. Bu sistemler için ortodontik tedavi amacı ile çekimine karar verilmiş premolar dişler kullanıldı. Örneklerin mikroskobik değerlendirmelerinde; mine ve dentin dokusuna uygulanan iki sistemdeki farklı iki asitin, mine dokusunu pürüzlendirdiğini, dentin dokusunda ise smear tabakasını uzaklaştırarak dentin kanal ağızlarının tamamen açık durumda olduğunu gözlemledik. Örneklere uygulanan primer ajanların dentin yüzeylerini oldukça iyi ıslattığı görülmüştür. Bu etkileşim nedeniyle bazı dentin kanallarının çapları da daralmıştır. Adezivlerin uygulandığı örneklerdeki SEM görüntülerinde adeziv çubukların dentin kanallarına penetre olduğu ve dentin yüzeyindeki primer ile birleştiği gözlenmiştir. Böylece uyguladığımız adeziv sistemler ile diş dokularının bütünleştiğini düşünebiliriz. Tabiî ki daha ileri çalışmaların gerekliliği her zaman vardır.Öğe Evaluation of the relationship between migraine disorder andoral comorbidities: multicenter randomized clinical trial(2016) Peşkersoy, Cem; Peker, Şule; Kaya, Ayşegül; Ünalp, Aycan; Gökay, NecmiBackground/aim: Although migraine is a common disorder, there is a lack of research investigating the possible relationship between migraine and oral health. the aim of the present study was to explore the relationship between temporomandibular disorders, bruxism, dental caries, periodontal status, and migraine disorder in a multicenter, parallel, case-controlled clinical study. Materials and methods: A total of 2001 participants were divided into two groups: migraineurs (nm = 998) and nonmigraineurs (nh = 1003). International Headache Society’s Second Edition of International Classification of Headache Disorders and modified Migraine Disability Assessment surveys were administered to evaluate the level of migraine; a pretreatment questionnaire and the World Health Organization oral health assessment form were used to determine the oral comorbidities and their possible effects on DMFT index, gingival plaque index, existence of temporomandibular disorders, bruxism, and consistency of daily oral hygiene habits. Results: the mean age was 39.6 ± 10.5 years. Female patients seemed to experience migraine attacks more than male patients (64%). the frequency of gastroesophageal reflux was higher in migraineurs in comparison with nonmigraineurs (47%) and tooth wear and abrasion also seemed more frequent (76%). DMFT and plaque index scores showed significant differences for both groups. Conclusion: There is a strong relationship between migraine and oral health status. the existence of reflux in addition to migraine leads to higher dental problems.Öğe Farklı endodontik yikama solüsyonlarının toksik ve nekrotik doku çözücü etkilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi(1998) Türkün, Murat; Gökay, Necmi; Özdemir, NecmettinBu çalışmanın amacı Cetrexidin ve klorheksidin glukonat'ı, toksik ve nekrotik doku çözücü etkileri bakımından iki farklı konsantrasyondaki (% 5.25 ve %0.5) sodyum hipoklorit (NaOCI) ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Çalışmada %5.25'lik NaOCI pozitif kontrol, serum fizyolojik ise negatif kontrol olarak kullanılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde herbir yıkama solüsyonunun 0.1 mi'si tavşanın sırt bölgesinde daha önce belirlenen bölgelere cilt ala bağ dokusuna enjekte edildi. Enjeksiyon bölgeleri 2 saat, 48 saat ve 2 hafta sonra histopatolojik olarak incelendi ve oluşan doku reaksiyonları değerlendirildi, ikinci bölümde yıkama solüsyonlarının nekrotik sığır kas dokusu üzerindeki çözücü etkileri incelendi. Çabama sonunda; iki saatlik periyotta tüm solüsyonların hafif yangı oluşturduğu gözlendi. %5.25'lik NaOCI 48 saat ve 2 haftada şiddetli yangısal doku reaksiyonlarına sebeb olurken; diğer test solüsyonlarının 48 saatte orta şiddette yangı oluşturduğu; 2 hafta sonra oluşan yangının en az düzeye gerilediği saptandı. İki haftalık periyotta negatif kontrol dışında tüm deney gruplarında fibrozis gözlendi, %5.25'lik NaOCI'in, %0.5'lik NaOCI'e oranla daha etkili bir nekrotik doku çözücü olduğu, Cetrexidin ve klorheksidin glukonaün nekrotik doku çözücü etkisinin %0.5'lik NaOCI'den bile düşük olduğu saptandı.Öğe Farklı kompozit rezin materyallerinin aşınma ve sertlik özelliklerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi(2002) Gökay, Necmi; Türkün, L. ŞebnemÇalışmamızın amacı, kliniğimizde kullandığımız 10 adet kompozit rezinin aşınma ve sertlik değerlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Test örneklerinin hazırlanmasında, 4mm çap ve 6mm yükseklikte şeffaf pleksiglass kalıp kullanıldı. Üretici firmaların önerilerine göre polimerizasyon sağlanarak 80 adet silindirik örnek elde edildi. 37$\circ$C etüvde 7 gün bekletildikten sonra deneyler gerçekleştirildi. Örneklerin ağırlıkları kaydedildikten sonra, 30'ar saniye süreyle 4 kez aşındırma cihazında işleme tabii tutuldu. Aşındırıcı material olarak en ince zımpara (1200) ile sulu ortamda gerçekleştirildi. Her aşınma işleminden sonra örnekler kurutulup ağırlıkları tekrar kaydedildi. Başlangıç ve son ağırlık arasındaki fark toplam aşınma miktarı olarak alındı. İkinci aşamada aynı örneklerde sertlik ölçümleri yapıldı. Vikers sertlik ölçümü 100 g kuvvetin 15 sn uygulanması ile stereomikroskop altında gerçekleştirildi. İstatistiksel değerlendirme varyans analizi (ANOVA) ve Bonferroni/Dunn testi ile gerçekleştirildi. Kompozitlerin ortalama ağırlık kayıpları sırasıyla şöyledir: Tetric Ceram 18.50 mg, Ecusit 12.55 mg, Admira Cap 11.05 mg, Arabesk Top 10.34 mg, TPH Spectrum 9.42 mg, Pekalite 7.29mg, Z100 6.36 mg, Clearfil AP-X 6.10 mg, Surefil 4.62 mg ve Clearfil Ray-Posterior 3.40 mg. Kaydedilen Vickers sertlik değerleri ise sırasıyla şöyledir: Clearfil Ray-Posterior 175, Z100 174, Clearfil AP-X 159, Surefil 156, Pekalite 140, TPH Spectrum 128, Ecusit 127, Admira Cap 112, Arabesk Top 99, Tetric Ceram 82. Çalışmamızın sonuçlarına göre, aşınma ve sertlik arasında korelasyon bulunmamıştır.Öğe Sağlıklı ve çürük diş dokularıyla estetik restoratif materyallerin, mekanik özelliklerinin nanoindentasyon yöntemiyle karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, 2013) Peşkersoy, Cem; Gökay, NecmiDental Tissues, Dental Restorative Materials, Nanoindentation.;Diş Dokuları, Restoratif Dental Materyaller, Nanoindentasyon.;Dis hekimliginde kullanılan restoratif malzemelerin seçiminde dis dokuları ile uyumlu dayanıklılık, sertlik, elastiklik ve asınma direncine sahip materyallerin kullanılması restoratif tedavilerin basarısında önemlidir. Mekanik özelliklerin belirlenmesinde kullanılan geleneksel test yöntemlerinin standardizasyonunun saglanma güçlügüne baglı bazı sınırlamalar olusmaktadır. Çalısmamızın amacı nanoindentasyon yöntemiyle dis dokuları ve dental materyallerin özelliklerinin daha net, tekrarlanabilir ve karsılastırılabilir sekilde incelemektir. Nanoindentasyon test yöntemi için yarı retansiyonlu ve sürme güçlügü nedeniyle çekilmis üçüncü alt molar disler, mikrohibrit dolduruculu üniversal bir kompozit (FiltekZ250) ve geleneksel cam iyonomer siman (KetacMolar) kullanılmıstır. 2 mm. kalınlıgında diskler seklinde hazırlanarak 5 gruba ayrılan (n=10) örneklerin, DUH-W201S nanoindentasyon cihazıyla her bir örnege ait gerilme, gerinim, sertlik, elastisite modülü, akma dayanımı, kırılma toklugu ve elastik toparlanma degerleri ölçülmüstür. Çalısmamızda mine dokusunun mekanik özellikeri diger gruplara kıyasla yüksektir ve sırasıyla kompozit, dentin ve cam iyonomer gelmektedir. Kompozitin sertlik, gerilme, elastisite modülü, akma ve kırılma dayanımı, elastik toparlanma degerleri dentine benzerdir. Kompozit ile cam iyonomerin mekanik özellikleri arasında belirgin farklılık görülmektedir. Çürük lezyonunun stabil olmayan yapısı sertlik, gerilme, elastisite modülü ve akma dayanımı degerlerinin düsük, sergiledigi viskoelastik davranıs kırılma toklugu ve elastik toparlanma degerlerinin yüksek çıkmasını açıklamaktadır. Bu arastırmada elde edilen veriler ve standart sapmalar degerlendirildiginde yalnızca gruplar arasında anlamlı farklılıkların olması, nanoindentasyon yönteminin, dis dokuları ve dental materyallerin mekanik özelliklerinin belirlenmesinde, yeteri kadar etkili oldugunu göstermektedir.