Yazar "Erol, Nermin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aydın merkez 2 nolu sağlık ocağı bölgesindeki evli kadınlarda cinsel işlev bozukluğu prevalansı ve bunu etkileyen etmenler(Ege Üniversitesi, 2005) Erol, Nermin; Soyer, Y. Meral Türk7 ÖZET Amaç: Cinsel işlev bozukluğu, mortalitesi olmasa da yaşam kalitesi üzerine olumsuz etkileriyle ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Kadın cinsel işlev bozukluğu, biyolojik, psikolojik ve kişiler arası belirleyicileri olan, çok boyutlu ve çok sebepli bir problem olarak tanımlanmaktadır. Bu araştırmada Aydın merkez 2 nolu sağlık ocağı bölgesindeki evli kadınlarda, cinsel işlev bozukluğu prevalansı ile bunu etkileyen etmenleri saptamak ve kadınların tutum ile beklentilerinden hareketle sunulacak sağlık hizmeti için kaynak veri oluşturmak amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Araştırma kesitsel tipte bir araştırmadır. Veriler Mart - Haziran 2004 tarihleri arasında toplanmıştır. Aydın merkez 2 nolu sağlık ocağı bölgesindeki 18 yaş ve üstü evli kadınlar evreni oluşturmuştur. % 43 prevalans, % 95 güven aralığı ve % 5 hata payı ile ulaşılması gereken örnek büyüklüğü 357 kadın olarak hesaplanmış olup 331 kadınla görüşülmüştür. Araştırmanın verileri üç Farklı anket yoluyla toplanmıştır. Birinci anket yüz yüze görüşme yöntemiyle araştırmacı hekim tarafından uygulanmıştır. Bu anket, kadının sosyo-demografik özelliklerini, sağlıkla ilgili özelliklerini, sosyal yaşantısını, tinsellikle ve cinsellikle ilgili tutum ve beklentilerini sorgulayan sorulardan oluşmuştur. ikinci anket cinsel yaşantıyla ilgili daha özel ve ayrıntılı sorulardan oluşmuştur. Anket güvenilirliği açısından, okuma yazma problemi olmayan kadınların kendileri tarafından öz bildiri yöntemiyle doldurulmuştur. Üçüncü anket olarak ise Kadın Cinsel İşlev Bozukluğu değerlendirmesi için yaygın olarak kullanılan valide edilmiş bir ölçek, Kadın Cinsel işlev indeksi, kullanılmıştır, ölçek okur-yazar katılımcıların kendileri tarafından öz bildiri yöntemiyle doldurulmuştur. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 42,7 ± 12,1 yıldı; kadınların % 72,5'i ev hanımı ve % 57,1 'i ilkokul ve altı eğitimli idi. Kadınlar ortalama 22,61 ± 12,71 yıldır evliydiler ve % 36,5'inin evlilik yaşı 18 yaş ve altıydı. % 65,3 kadın görücü usulü ve kendi rızalarıyla evlenmişti. Bu araştırmada, 20-74 yaş evli kadınlarda cinsel işlev bozukluğu prevalansı % 52 olarak bulunmuştur, istek bozukluğu prevalansı % 75,2; 109uyarılma bozukluğu % 54,4; ıslanma bozukluğu % 52,6; orgazm bozukluğu % 55,9; tatmin bozukluğu % 59,2 ve ağrı bozukluğu % 51,7 olarak saptanmıştır. Bu kadınlarda, cinsel işlev bozukluğunu etkileyen etmenler şunlardı: kadın ve eşinin yaşı, kadın ve eşinin eğitimi, eşin işteki konumu, kadının gelir algısı ve TL bazında gelir miktarı, kendini yeterli bulma, kadının evlilik yaşı ve şekli, evlilik yaşantısı, hipertansiyon ya da bel fıtığı hastası olmak, antihipertansif kullanıyor olmak, mastürbasyon hakkındaki görüşü, cinsel gelişim öyküsü ve cinsel yaşantısı, eşinin cinsel sorunları. Kadınların % 97,6'sı çocukların cinsellikle ilgili eğitim alması gerektiğini düşünüyordu. Sonuç: Bu araştırmada, kadın cinsel işlev bozukluğu prevalansı oldukça yüksek bulunmuştur. Yaş ve sağlık durumu dışında kalan sosyo kültürel etmenlerin bir çoğu eğitim ile açıklanabilmektedir. Cinsel işlev bozukluğunun önlenmesi ve giderilmesi için eğitim, önemli bir başlangıç noktası olarak belirmektedir. Böylece kadınların beklentisi de karşılanabilecektir. Anahtar sözcükler: Kadın, kadın cinsel işlev bozukluğu, sosyal yaşantı, evlilik yaşantısı, cinsel gelişim, cinsel yaşantı, eşin cinsel sorunu. 110Öğe İzmir Konak Doğumevi’ne İstemli Düşük İçin Başvuran Kadınların Doğurganlık Öyküleri ve Aile Planlaması Davranışları(2003) Erol, Nermin; Ergin, Işıl; Döner, Banu; Onmuş, İsabel Raika Durusoy; Şakru, Nermin; Kırca, Üzeyir…Öğe Unintended pregnancy and prenatal care: A study from a maternity hospital in Turkey(Taylor & Francis Ltd, 2010) Erol, Nermin; Durusoy, Raika; Ergin, Isil; Doner, Banu; Ciceklioglu, MeltemObjectives To evaluate factors associated with pregnancy intention and its effects on source, content and adequacy of prenatal care for women who delivered in a large maternity hospital in Izmir, Turkey. Methods This cross-sectional survey was carried out using a questionnaire administered face-to-face to 351 women who had given birth in Konak Maternity Hospital in May 2002. Results Nearly half (47.3%) of the pregnancies were unintended: 31.3% were mistimed, and 16.0% unwanted. Women's and husbands' older age and lower education, lower social class, women's recent migration to Izmir, lower household income and absence of social security had a negative impact on pregnancy intention. Women with unwanted pregnancies had started procreating earlier; they had more pregnancies, deliveries, children and intentional abortions (p < 0.05). Number and contents of prenatal visits increased as intention status improved. When controlled for socio-demographic variables, women with unwanted pregnancies had less prenatal care, received less education during prenatal visits and had less iron and vitamin supplementation (p < 0.05) whereas mistimed pregnancies did not significantly differ from intended pregnancies. Conclusion Unwanted pregnancies constitute a risk group that should be identified early in pregnancy. Ensuring an adequate and satisfactory prenatal care for all requires appropriate measures to be taken by public health authorities.