Yazar "Erdemir, Gülin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Koryoamnionit; Prematür doğum ve neonatal prognoza etkisi(Ege Üniversitesi, 2005) Erdemir, Gülin; Kültürsay, Nilgün9)TEZ ÖZETİ Prematür doğumlar ve prematürite komplikasyonları neonataloglar için halen önemli bir sorun oluşturmaktadır. Gestasyon yaşı küçüldükçe infeksiyonların sıklığı ve ağırlığında, bronkopuimoner displazi, premature retinopatisi, intraventriküler kanama gibi komplikasyoniarda artış olmakta, yaşayan bebeklerde ise birçok sekel kalmaktadır. Tüm dünyada prematüre bebeklerin sorunları ve tedavilerine yönelik çalışmaların yanısıra prematüre doğumların önlenmesi için de araştırmalar devam etmektedir. Bilinen bir nedeni olmaksızın, 32-34 gestasyon haftasından küçük premature doğumların etyolojisinden % 25 oranında uterus infeksiyonları sorumlu tutulmaktadır. Assandan ya da hematojen yolla yayılan mikroorganizmalar fosfolipaz A2 sentezleyerek uterus kontraksiyonlarının uyarılmasına neden olurken, fetal membranları doğrudan zedeleyerek erken doğum eylemini başlatabilmektedirler. Bu tezde preterm doğum etyopatogenezinde korioamnionit sıklığı belirlenmesi ve bu annelerden doğan bebeklerin neonatal dönemdeki sepsis sıklığının, ağırlığı ve komplikasyonlarının, mortalite ve morbiditenin değerlendirilmesi amaçlandı. EÜTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Yenidoğan BD tarafından Ekim 2004-Mayıs 2005 tarihleri arasında yürütülen prospektif tez çalışmasında EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 'da 35 gestasyonel haftadan küçük prematür doğum yapan gebeler ve bebekleri çalışmaya alındı. Prematür doğuma neden olabilecek, uterus anomalisi, servikal yetmezlik, ağır maternal hastalık(eklampsi, HELLP vs.) saptanan gebeler ve bebekleri çalışma dışı bırakıldı. Gebeler; klinik bulgular (Preterm erken membran rüptürü, ateş, uterin hassasiyet vs) yanı sıra akut faz reaktanları ( iökositoz, C- reaktif protein) ile değerlendirildi. Plasentalar koryoamnionit ve funisit yönünden histopatolojik olarak incelendi. Bebekler neonatal dönem süresince mortalite ve morbidite yönünden izlendi. Çalışmaya toplam 43 anne, 57 bebek alındı. Tüm prematür doğumlarda histolojik koryoamnionit sıklığı %21 bulundu. Bu oran literatürdeki benzer çalışmaların sonuçları ile uyumludur. Histolojik koryoamnionit saptanan annelerin %9V i subklinik olup koryoamnionit sıklığının gestasyonel yaş küçüldükçe arttığı saptandı(O.OO). Koryoamnionit saptanan grupta saptanmayan gruba göre, 1. ve 5. dakika Apgar skorları anlamlı olarak düşük (p:0,02-0,01), SNAP-PE ve CRİB 2 skorları (p:0,00- 540,00), erken sepsis sikliği (p:0,19), mekanik ventilator (p:0,00), surfaktan (p:0,00), oksijen (p:0,07) ihtiyacı ve mortalite (p:0,00) anlamlı olarak artmış bulundu. Koryoamnionit saptanmayan grupta bronkopulmoner displazi gelişimi %4 oranında iken yaşayan koryoamnionit grubunda bu oran %50 bulundu (p:0,00). PDA ise yine koryoamnionit grubunda artmış sıklıktadır (p:0,03). Gebelerde preterm erken membran rüptürü, piyüri gibi infeksiyon olasılığı bulunan durumlarda antibiyotik tedavisi verildiği dikkati çekti. Koryoamnionit saptanan ve erken neonatal dönemde kaybedilen bebeklerde etken izolasyonu çok düşük oranda bulundu. (%8,3). Bu durum infeksiyonlarm oral antibiyotik baskısı altında olduğu ancak etkin olarak tedavi edilmediğini düşündürdü. Sonuç olarak; koryoamnionit, gerek prematür doğumlara neden olmakta, gerekse de neonatal komlikasyonları ve mortaliteyi artırmaktadır. Preterm erken membran rüptürü olan gebelerden prenatal amnion kültürü alınması ve antibiyograma göre etkin tedavinin verilmesi gerekmekte; doğumdan sonra ise plasentaların hızlı bir şekilde histopatolojik incelemelerinin yapılarak, erken dönemde agresif tedavi yaklaşımı sonucunda neonatal mortalitenin ve morbiditenin azaltılması hedeflenmelidir. 55