Yazar "Dinçer, Gülşah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Yüksek genetik risk taşıyan, erken başlangıçlı, yineleyici major depresif bozukluk hastaları ile sağlıklı kontrollerin hipokampüs hacimlerinin karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2018) Dinçer, Gülşah; Gönül, Ali SaffetGİRİŞ: Major depresif bozukluk (MDB) toplumda en yaygın görülen affektif bozukluktur. Toplumda ciddi düzeyde morbidite ve mortaliteye yol açmaktadır. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan MDB'nin patofizyolojisi henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Nörogörüntüleme çalışmalarında en çok hipokampüs hacminde azalma olduğu gösterilmiştir. Başta hipokampüs olmak üzere tüm beyinde oluşan değişiklikler aydınlatırılırsa patofizyoloji ile ilgili daha net bilgilere ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Araştırma grubumuzun yaptığı bir çalışmada yüksek genetik risk taşıyan sağlıklı kadınlar ile kontrol grubunun hipokampüs hacimleri karşılaştırılmış, toplam hipokampüs hacmi açısından fark saptanmamış, subikulumda premorbid genetik yatkınlığı yansıttığı düşünülen değişiklikler olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada ise 19-25 yaş arasında olan ve bir tanesi 19 yaşından önce olmak üzere en az iki MDB epizodu geçirmiş yüksek ailesel riske sahip kadınlarla kontrol grubunun hipokampüs ve hipokampüs altbölüm hacimleri karşılaştırılmıştır. YÖNTEM: Çalışmaya 19-25 yaş arası, annelerinde depresyon öyküsü olan, kendileri de bir tanesi 19 yaş öncesinde olmak üzere en az 2 MDB epizodu geçiren 27 hasta ve hasta grubuna yaş ve eğitim düzeyi açısından eş 29 sağlıklı kontrol dahil edilmiştir. Kriterlere uyan ve çalışmaya katılamayı kabul eden gönüllülere bilgilendirilmiş onam formu imzalatılmış, ayrıntılı psikiyatrik muayene yapıldıktan sonra SCID-I (Structured Clinical Interview for DSM IV; DSM IV için yapılandırılmış klinik görüşme), Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HAM-D-17), Beck Depresyon Envanteri (BDE), Beck Anskiyete Envanteri (BAE), Durumluk-Sürekli Anksiyete Envanteri (STAI- State Trait Anxiety Inventory) ve Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Ölçeği (Childhood Trauma Questionnaire CTQ) uygulanmıştır. Sonrasında 3 Tesla MR cihazı kullanılarak MR görüntüleri elde edilmiş ve 3D T1 ağırlıklı MP-RAGE sekanslarıyla elde edilen görüntüler ilgi alanı analizleri için kullanılmıştır. FreeSurfer (v6.0) yazılım paketi ile hipokampüs ve altbölümlerinin hacim ölçümleri yapılmıştır. BULGULAR: Çalışmada depresyon ve kontrol grubu arasında sol ve sağ total hipokampüs ve hipokampüs proper hacmi anlamlı fark bulunmamıştır. Sağ HPV hasta grubunda küçülme eğilimi göstermiştir. Tüm hacimler için yaş, eğitim düzeyi, total intrakraniyal volüm (TIV) ve grubun etkisi genel lineer model kullanılarak değerlendirilmiştir. Sağ CA1 bölgesinin gövdesi hacmi hastalarda kontrollere göre anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur ( F(1,51)=7,160 p=0,010). Sağ presubiculumun gövdesi ve toplamı hastalarda anlamlı düzeyde büyük bulunmuştur (sırasıyla F(1,51)=5,222 p=0,026; F(1,51)=4,099 p=0,048). Hasta grubunda sağ CA2/3 bölgesi toplam hacmi anlamlı düzeyde düşük ( F(1,51)= 4,190 p=0,046); gövde kısmı ise azalma eğilimindedir ( F(1,51)=4,000 p=0,051). Diğer altbölüm hacimlerinde gruplar arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Fark olduğu saptanan bölgeler için etkili olabileceği düşünülen faktörlerle regresyon analizi yapılmış ve buna göre; sağ CA1 gövde hacmi üzerine HAM-D skoru (p=0,012; r2=0,131) ve TIV (p=0,016; r2=0,97); sağ presubiculum gövde hacmi için TIV (p=0,004; r2=0,117) ve CTQ (p=0,06; r2=0,123); CA3 toplam hacmi için ise TIV (p<0,01; r2=0,340) ve yaş (p=0,047; r2=0,051) anlamlı derecede etkili bulunmuştur. TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızın oldukça yüksek düzeyde hastalık yüküne neden olan MDB ile ilgili bilgilerimizi arttırmak, patofizyolojisini aydınlatmak, hangi hastada hangi tedavinin işe yarayacağını öngördürebilecek yöntemler geliştirmek açısından literatüre katkı sağladığı düşünülmektedir. Daha kesin bilgilere ulaşabilmek ve neden sonuç ilişkilerini açıklayabilmek, hatırlama faktörünün etkisini azaltabilmek için çok merkezli, daha geniş örneklemin dahil edildiği, uzun izlem çalışmalara ihtiyaç vardır.