Yazar "Conkar, Seçil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklardaki maskeli hipertansiyon sıklığı ve hedef organ hasarı ile ilişkisi(Ege Üniversitesi, 2013) Conkar, Seçil; Mir, SevgiSon yıllarda, okul çağı çocukluk döneminde artan obezite ile paralel artış gösteren primer hipertansiyon ileri yaşlarda kronik böbrek hastalığı için en önemli risk faktörüdür. Kan basıncının organizmanın günlük aktiviteleri ile birlikte sürekli değişim göstermesi nedeni ile hipertansiyon tanısı konulmasında yaşam içi kan basıncı ölçümü altın standarttır. Yaşam içi kan basıncı izlemi gündüz ve gece kan basıncı yükünü gösterebilme, kan basıncı tipinin belirlenmesi, tedavinin izlemi ve klinik ölçümlerde normal saptanan kan basıncının 24 saatlik kan basıncı izleminde yüksek saptandığı maskeli HT'un erken tanınması yönünden önemlidir. Bu çalışmada klinik ölçümlerde tanınamayan ancak 24 saatlik kan basıncı izlemi (YİKBİ) ile HT tanısı konan ve ağır hedef organ hasarına neden olan çocukluk çağı maskeli HT sıklığını, maskeli HT'da hedef organ hasarının sıklığını belirlemek ve erken dönemde nasıl izlemek gerektiğini saptamak istedik. Bu çalışmaya birinci basamak sağlık kuruluşlarında kan basınçları ölçülüp, Task Force çalışma grubunun yaş, cins, boya göre belirlediği normallere göre 90 persentilin üzerinde saptanarak 120 çocuk (64 erkek, 53 kız) alındı. Çalışmaya alınan tüm çocukların fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilerek sekonder hipertansiyon nedenleri dışlandı. Hipertansiyon değerlendirilmesi hastaların klinik kan basınçları ölçümü otomatik kan basıncı ölçüm cihazı (Omron 705IT) ile ossilometrik yöntemle yapıldı. Yaşam içi kan basıncı izlemi (YİKBİ) Spacelabs healthcare cihazı kullanılarak bütün hastalara uygulandı. Biyokimyasal değerlendirilme ve tüm hastalara hedef organ tutulumunu göstermek amacıyla Vicorder ile fonksiyonel (arteriyal katılık karotis-femoral pulse wave velocity ve augmentasyon indeksi) değerlendirildi, ekokardiyografi ve cIMT ölçümü ile morfolojik kardiyak etkilenme bakıldı. 24 saatlik idrarda mikroalbuminüri ile böbrek hasarlanması ve göz dibi incelemesi ile göz tutulumu araştırıldı. Çalışmaya toplam 120 hasta ( erkek 67, kız 53) alındı. YİKBİ sonuçlarına göre YİKBİ yapılan 120 olgunun 82'sinde hipertansiyon saptandı. Klinik kan basıncı ölçümü yapılan 120 olgunun 59'unda hipertansiyon saptandı. MHT sıklığı %42.7 (n=44), beyaz önlük hipertansiyonu sıklığı %20.3 (n=21), ambulatuar hipertansiyon %36.8 (n=38) olarak saptandı. YİKBİ'de HT saptanan 82 olgunun 59 non-dipper HT, 23?ü dipper HT olarak belirlendi. Maskeli HT olgularında ambulatuar HT olgularına göre non-dipper HT sayısal olarak daha fazla saptanmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Maskeli HT'da ailede HT öyküsü sıklığı %45.4 (n=20)'ünde saptandı. BÖHT aile öyküsü sıklığı %28.5 (n=6), ambulatuar HT'da %26.3 (n=10) olarak saptandı. Obez çocuklarda HT sıklığı %29.2 olup bu değer YİKBİ ile desteklenmiştir ve bu hastalarda gündüz sistolik KB yükü yüksekti ve bu grupta hedef organ tutulumu obezite arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Obezite sıklığı HT alt gruplarından en sık BÖH'unda saptandı. BÖH obezite sıklığı %90.4 olarak saptandı. Obez çocuklarda MHT sıklığı %2.6 olarak belirlendi. Olguların erken vasküler değişikliklerinin değerlendirilmesinde en sıklıkla cIMT artışı görüldü. Toplam 56 olguda (%46.7) cIMT artışı, 44 (%36.7) olguda sAix yüksekliği, 27 (%22.5) PWV yüksekliği saptandı. Kardiyak etkilenmenin erken bulgusu olarak bakılan karotis intima media kalınlığı bizim çalışmamızda hedef organ hasar göstergelerinden en sık saptanan hedef organ hasar göstergesi olarak belirlendi. Hedef organ hasarı değişiklikleri açısından bakıldığında hipertansif retinopati saptandı 29 (%24) olguda hipertansif retinopati, 21 olguda (%20.4) böbrek tututlumu (mikroalbüminüri), 13 olguda (%10.8) sol ventrikül kitle indeksinde artış saptandı. Olguların hipertansiyonun hedef organ hasarı açısında hipertansiyon tipleri ile karşılaştırılması yapıldığında hedef organ hasarı sıklığı açısından maskeli HT ile BÖHT ve diğer hipertansiyon tipleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Maskeli HT'da hipertansif retinopati sıklığı, cIMT ve sAİX yüksekliği daha fazla saptandı. Ambulatuar HT olgularında SVKİ (sol ventikül kitle indeksi), miroalbüminüri ve PWV yüksekliği daha fazla saptandı. Gündüz sistolik KB yükü ile mikroalbüminemi, PVW, sAİX, VKİ, cIMT arasında anlamlı birliktelik saptandı. Gündüz sistolik HT ağır hedef organ hasarı ile en sık giden HT tipidir. Maskeli HT olgularını tanımada klinik kan basıncı ölçüm yöntemleri yetersiz kalmaktadır. Maskeli HT ağır hedef organ hasarına yol açması nedeniyle çocuklarda yaşam içi kan basıncı ölçümü değerlendirmenin yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Bizim çalışmamızda maskeli hipertansiyon %42.7 saptanmıştır bu sonuç, gerçek maskeli HT oranının göstermektedir. Bu da gerçekte çocuklarda maskeli hipertansiyonun literatürde belirtilenden daha yüksek oranda olduğunu göstermektedir. HT retinopati bulgusu en sık maskeli HT da saptandı. Maskeli HT'da retinopati yönünden çok dikkatli olunmalıdır ve hastalarda retinopati saptanması HT yönünden hastaların değerlendirilmesi gerektiğini düşündürmelidir. Çalışmada beyaz önlük hipertansiyonun masum olmadığı, hedef organ hasarı yapan, takip ve tedavi edilmesi gereken bir klinik olduğu görüşü desteklenmiştir. Sonuç olarak aile öyküsünde HT olan çocuklarda MHT'unun sık olması nedeniyle bu çocukta mutlak yaşam içi kan basıncı ölçümü ile değerlendirilmeli ve tedaviye başlanmalıdır. Obez çocuklarda BÖHT'unun olduğu hatırlanmalı ve ofis kan basıncı yüksek saptanan olgularda mutlak YİKBİ ile BÖHT yönünden değerlendirilmelidir.Öğe Hematopoetik kök hücre transplantasyonunun uzun dönem renal fonksiyonlarının değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 2021) Conkar, Seçil; Özbek, Gülcihan; Gadashova, Aysha; Aksoylar, Serap; Kansoy, Savaş; Kabasakal, CanerHematopoetik Kök Hücre Nakli (HKHN) tedavi yönteminin kullanım oranının artışı ile beraber uzun dönem komplikasyonlarda artış ile birliktedir. Bu çalışmada, allojenik HKHN yapılan çocuk hastaların uzun dönem renal fonksiyonları, kronik böbrek hastalığı gelişim sıklığı, uzun dönem renal fonksiyonlar üzerine etkili olan risk faktörlerinin belirlemek istedik. Ege Ün vers tes Tıp Fakültes Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anab l m Dalı Kem k İl ğ Transplantasyon Ün tes nde allojen k HKHN yapılan ve nakil sonrası en az ikinci yılında olan, ver ler ne ulaşılabilen 94 çocuk hasta çalışmaya dah l ed ld . Olguların primer tanısı, nakil öncesi böbrek fonksiyon testleri, hazırlık rejimi, nakil sonrasında geçirdikleri enfeksiyonlar, donör uyumu, nakil tipi, immünsüpresif tedavi alma süresi, Graft Versus Host Hastalığı (GVHH) gelişmesi ve buna yönelik tedavileri, akut böbrek hasarı (ABH) olup olmaması, yoğun bakım yatış öyküsü hasta dosyalarından alındı. Hastaların nakil öncesi ve nakil sonrası ikincici yıl ve sonraki yıllarda yıllık olarak böbrek fonksiyon testleri hasta dosyalarından retrospektif olarak elde edildi. Çalışmamızda 94 olgunun 9?u (%9, 4) Shwartz?a göre Kronik böbrek hastalığı (KBH) olarak değerlendirildi. Yaş, GVHH gelişimi, ABH, Total vücut ışınlaması (TVI), sepsis, nefrotoksik ilaç alımı, venookluziv hastalık (VOH), hemorajik sistit, Sitomegalovirüs (CMV) infeksiyonu, nakil ve donör tipi ile KBH arasında ilişki bulunmadı. Sistatin C?ye göre GFR değerlendirilen 77 olgunun 59?u (%76, 6) < 90 mL/dak/1, 73 m2?nin olarak değerlendirildi. ABH gelişimi ve CMV infeksiyonu ve nakil sırasında > 10 yaş olmak renal fonksiyonlarda azalma ile ilişkili bulundu. eGFR-SCr-cysC göre renal fonksiyonlarda azalma değerlendirilen olgularda 20 (%26) olguda saptandı. ABH gelişimi ve CMV infeksiyonu, yaş, GVHH gelişimi, TVI, sepsis, nefrotoksik ilaç alımı, VOH, hemorajik sistit, nakil ve donör tipi ile renal fonksiyonlarda azalma arasında ilişki bulunmadı.;Hematopoetik Kök Hücre Nakli, Kronik Böbrek Hastalığı, Çocuklar, Böbrek Fonksiyonları, Sistatin C.;Hematopoietic Stem Cell Transplantation, Chronic Kidney Disease, Child, Renal Function, Cystatin C.Öğe Prospective evaluation of vascular changes in acute respiratory infections in children with cystic fibrosis(2020) Öztürk, Gökçen; Eşki, Aykut; Çelik, Figen; Conkar, Seçil; Gülen, Figen; Demir, Esen; Keskinoğlu, AhmetBackground/aim: Acute exacerbations and chronic inflammation are risk factors for cardiovascular disease (CVD) in cystic fibrosis (CF) patients. the aim of this study was to investigate the effects of acute exacerbation therapy on arterial stiffness in children with CF. Materials and methods: Augmentation index (Aix) and pulse wave velocity (PWV) were measured before and after treatment and 1 month after the end of treatment in patients with acute exacerbation. the relationship between hemodynamic measurements and c-reactive protein (CRP) and pulmonary function tests (PFTs) was investigated. Results: Measurements before and after treatment were evaluated in 27 patients and were repeated in 21 patients who were clinically stable 1 month following acute exacerbation. There was a significant decrease in CRP and an increase in spirometry parameters after treatment. While no significant difference was found between PWV (P = 0.33), a significant difference for Aix before (41.95 ± 12.96%) and after (30.95 ± 11.47%) treatment and before treatment and stable clinical condition (34.19 ± 14.36%) was obtained (P =0.00, and P =0.01, respectively). No significant difference in heart rate and other hemodynamic measurements was found. Pretreatment Aix is associated with poor clinical condition (PFTs, BMI, and clinical score) and systemic inflammation (CRP) (P <0.05). Conclusion: the decrease of arterial stiffness (Aix) with acute exacerbation treatment in children with CF has been demonstrated. This result shows that systemic inflammation in CF may cause an increase in arterial stiffness and recurrent exacerbations may increase the risk of CVD.Öğe Prospective evaluation of vascular changes in acute respiratory infections in children with cystic fibrosis(2020) Öztürk, Gökçen; Eşki, Aykut; Çelik, Figen; Conkar, Seçil; Gülen, Figen; Demir, Esen; Keskinoğlu, AhmetBackground/aim: Acute exacerbations and chronic inflammation are risk factors for cardiovascular disease (CVD) in cystic fibrosis (CF) patients. The aim of this study was to investigate the effects of acute exacerbation therapy on arterial stiffness in children with CF. Materials and methods: Augmentation index (Aix) and pulse wave velocity (PWV) were measured before and after treatment and 1 month after the end of treatment in patients with acute exacerbation. The relationship between hemodynamic measurements and c-reactive protein (CRP) and pulmonary function tests (PFTs) was investigated. Results: Measurements before and after treatment were evaluated in 27 patients and were repeated in 21 patients who were clinically stable 1 month following acute exacerbation. There was a significant decrease in CRP and an increase in spirometry parameters after treatment. While no significant difference was found between PWV (P = 0.33), a significant difference for Aix before (41.95 ± 12.96%) and after (30.95 ± 11.47%) treatment and before treatment and stable clinical condition (34.19 ± 14.36%) was obtained (P =0.00, and P =0.01, respectively). No significant difference in heart rate and other hemodynamic measurements was found. Pretreatment Aix is associated with poor clinical condition (PFTs, BMI, and clinical score) and systemic inflammation (CRP) (P <0.05). Conclusion: The decrease of arterial stiffness (Aix) with acute exacerbation treatment in children with CF has been demonstrated. This result shows that systemic inflammation in CF may cause an increase in arterial stiffness and recurrent exacerbations may increase the risk of CVD.Öğe Şiddetli hipertansiyon ile birlikte olan anjiomiyolipom olgusu(2017) Conkar, Seçil; Sözeri, Betül; Mir, SevgiSon zamanlarda adelosan yaşta hipertansiyon görülme sıklığı artmaktadır. Bu artış obezite sıklığında artış ile paralellik göstermektedir. Adelosan yaş grubunda hipertansiyonun ana nedeni esansiyel hipertansiyondur. Ancak hipertansiyonun diğer nadir nedenlerinin esansiyel hipertansiyon teşhisi öncesinde ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Böbrek kitleleri çocuklarda sık görülmeyen iyi veya kötü huylu oluşumlardır. Böbrek kitleleri çocukluk çağında hipertansiyonun nadir nedenidir. Anjiyomiyolipom (AML), çocukluk çağında nadir böbrek mezenkimal tümörlerinden biridir. AML genellikle tubero skleroz (TS) ile bir arada olup TS klinik olarak ön plandadır. Burada TS'nin eşlik etmediği malign HT olarak ortaya çıkan bir AML olgusunu sunduk. Adelosan dönemde malign hipertansiyon nedeni olarak böbrek anjiyomiyolipomu olabileceği unutulmamalıdır.Öğe Üremik Toksiklerin Temizlenmesinde Diyaliz ve Online Hemodiafiltrasyonun Karşılaştırılması(2014) Conkar, Seçil; Mir, SevgiHemodiyaliz (HD) tedavisi son yıllarda son dö- nem böbrek yetmezlikli hastaların yaşam süresini uzatmıştır. Standart veya geleneksel HD normal böbrek fonksiyonlarını tam olarak karşılayamamaktadır. Üremik toksinlerin tam olarak temizlenememesi kardiovasküler mortaliteye ve morbititeye yol açmaktadır. Bu derlemede değişik çalışmalar ve yeniliklerin temelinde hastaların yaşam kalitesini yükseltecek ve mortalite, morbititeyi azaltacak değişik diyaliz tekniklerinden söz edilecektir.