Yazar "Baş, İlke" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Primer immmün yetmezlikli olgularda enfeksiyonun tanısı ve izleminde presepsin ve neopterinin CRP ve prokalsitonin ile karşılaştırılması(Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2021) Baş, İlke; Edeer Karaca, NeslihanGİRİŞ ve AMAÇ: Primer immün yetmezlikler (PİY), immün sistemin bir ya da daha fazla bileşeninde kusur sonucu oluşan, klinik olarak yineleyici enfeksiyonlarla karakterize, heterojen bir hastalık grubudur. Erken tanı koymak, hayat kurtarıcı tedavilerin erken başlanmasında, gelişebilecek komplikasyonların önlenmesinde önem taşımaktadır. PİY’de bakteriyel, mikobakteriyel, viral, fungal ve protozoal enfeksiyonların yol açtığı komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Enfeksiyonun tanısında, izleminde ve prognozun belirlenmesinde çeşitli biyobelirteçler kullanılmaktadır. Klinik pratikte en çok kullanılan ve enfeksiyonda artış gösteren akut faz reaktanları; C-Reaktif Protein (CRP), prokalsitonin (PCT), eritrosit sedimentasyon hızı (ESR), serum amiloid A (SAA)’dır. Presepsin, neopterin gibi biyobelirteçler klinik tanıda, hastalıkların izleminde kullanılan yeni biyobelirteçlerdir. Bu parametreler enfeksiyöz ve nonenfeksiyöz inflamatuar durumlarda (otoimmün hastalıklar ve kronik inflamatuar durumlar gibi) kanda yükselmektedir. Primer immün yetmezlikli hastalarda enfeksiyonların erken tanısı uygun tedavi ile morbidite ve mortalitenin önlenmesi, enfeksiyonlara bağlı komplikasyonların azaltılması açısından önemlidir. Araştırmamızda; yeni biyobelirteçlerden presepsin ve neopterinin immün yetmezlikli olgularda enfeksiyonun tanısındaki yerinin ve diğer akut faz reaktanlarından CRP ve prokalsitonine göre üstünlük ve/veya güvenilirliliğinin araştırılması hedeflenmiştir. GEREÇ ve YÖNTEM: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi’ne Ocak 2020 – Ekim 2021 tarihleri arasında ateş, dolaşım bozukluğu, solunum zorluğu gibi yakınma ve bulgularla başvuran ve/veya bakteriyemi, sepsis, septik şok ön tanısı ile hospitalize edilen 0-18 yaş arası, Çocuk İmmünoloji Bilim Dalı takibinde olan ya da yeni saptanan primer immün yetmezlikli hastalar dahil edilmiştir. Çocuk İmmünoloji Bilim Dalı izlem dosyaları ve elektronik kayıtlarından hastaların laboratuvar ve klinik bilgilerine ulaşılmıştır. Hastaların sepsis/enfeksiyon nedeniyle yatış döneminde yapılan laboratuvar bulguları (hemogram, CRP, presepsin, prokalsitonin, neopterin), etken mikroorganizma/odak varlığı, mikroorganizma tipi incelenmiştir. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro-Wilk (n<50) ve Kolmogorov-Smirnov (n>=50) testleriyle incelenmiştir. Parametrelerin tanısal doğruluğu ve optimal eşik değer elde etmek için ROC (Receiver Operating Characteristic) analizi yapılmıştır. BULGULAR: Çalışmamıza dahil edilen hastaların cinsiyet dağılımlarına bakıldığında 39 hastanın 13’ü (%33.3) kız, 26’sı (%66.7) erkek idi. Hasta grubunun yaş ortancası 111 ay (4-216 ay) idi. Sağlıklı kontrol grubunun 17’si (%45.9) kız, 20’si (%54.1) erkekti, yaş ortancası 92 ay (9 – 199 ay) dı. Hasta grupta antikor eksikliğinin ön planda olduğu immün yetmezlikler (%20.5, n=8) ile fagositik hücrelerin sayı ve/veya işlev bozuklukları ile giden immün yetmezlikler (%20.5, n=8) en sık görülen gruplardı. Hasta grubun %87’sinin (n=34 ) tanı almadan önce ilk başvuru semptomu enfeksiyondu. En sık görülen enfeksiyon tipi %87 (n=34) alt solunum yolu enfeksiyonu idi. Tüm gruplarda enfeksiyon durumunun varlığını saptamada tahmin gücü için yapılan analiz sonucuna göre hemogram, CRP, presepsin, prokalsitonin, neopterin parametrelerinden enfeksiyon tespitinde en sensitif (duyarlı) presepsin, en spesifik (özgül) neopterin olarak belirlendi. Hasta grupta enfeksiyon anında etken mikroorganizmanın varlığına göre, enfeksiyonun lokalize/invaziv oluşuna göre ya da üreyen mikroorganizmanın türüne göre laboratuvar bulguları arasında anlamlı fark olmadığı saptandı. Biyobelirteçler arasındaki korelasyon analizi sonucuna göre CRP ve BKH, CRP ve presepsin, presepsin ve neopterin arasındaki korelasyonlar anlamlı fakat zayıf bir ilişki olarak değerlendirildi. SONUÇ: PİY tanılı hastalarda enfeksiyonların önlenmesi, enfeksiyonların erken tanınması ve sepsis riskine yönelik bunların hızlı ve agresif tedavisi, oluşacak organ hasarlarının engellenmesi önemlidir. Yakın gelecekte; presepsin ve neopterin sık kullandığımız CRP, PCT, hemogram parametrelerine göre özgül ve duyarlı oluşlarıyla daha sık kullanılacaktır. Literatürde bu parametrelerin sepsis, septik şoktaki rolünü araştıran birçok çalışma olmasına rağmen PİY’li hastalarda enfeksiyonu tespit etme gücünü gösteren çalışma yoktur ve bu açıdan araştırmamız önemli hale gelmektedir. Yeni biyobelirteçlerin güvenilirliği ve kullanılabilirliği için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç vardır.