Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Avanoğlu, Ali" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuklarda üreter ve böbrek taşlarinda morbiditenin azaltilmasina dair altyapinin yenilenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Yağmur, İsmail; Avanoğlu, Ali; Tekin, Ali
    Çocuklarda üriner sistem taş hastalığı, anatomilerine uygun küçüklükte enstrümantasyonun kısıtlılığı sebebiyle erişkinlere göre daha zorlayıcı olmaktadır. Lazer tekniklerindeki gelişmelerle beraber özellikle son on yılda bazı lazer tedavi teknikleri ürolojide standart tedavi yöntemleri haline gelmiştir. Komplikasyon oranlarının düşük olması, işlem süresinin, hastanede kalış süresinin kısa olmasıyla üriner sistemdeki taşların hızlı ve etkin bir şekilde tedavisini yapılabilmesini sağlamakta; hem etkin ve güvenilir cerrahiyi sağlamakta hem de hasta konforu üzerinde olumlu etkilere neden olmaktadır.;Urinary stone disease, Ho: Yag laser litotripsy, ureterorenoscopy;Üriner sistem taş hastalığı, Ho: Yag lazer litotripsi, üreterorenoskopi
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuklarda video teleskop ile morbiditenin azaltılmasına dair cerrahi alt yapının belirlenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Yağmur, İsmail; Avanoğlu, Ali; Tekin, Ali
    Magnification, surgical education;Magnifikasyon, cerrahi eğitimi;Optik magnifikasyon çocuk cerrahisinde birçok alanda gereklidir. En sık kullanılan görüntüyü 2.5-4 kat büyüten büyüteçli gözlüklerdir ancak yalnızca kullanan kişiye büyütme sağlarlar. Yakın zamanda teknolojik gelişmeler ekrana yansıtılabilir yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edilmesini sağlayan kompakt video mikroskopları sağlamıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Deneysel böbrek yaralanmalarında amniotik membranla kaplamanın yara iyileşmesine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 1990) Avanoğlu, Ali
    ÖZET Deneysel olarak oluşturulmuş böbrek yaralanmalarının iyileşmesine amniotik membran ile kaplamanın etkisi 27 albino sıçanda araştırılmıştır. 12 denekten oluşan amniotik membran grubunda denek lerin sol böbreğine standard insizyonlar yapılıp, parmakla basarak hemostaz uygulandıktan sonra, böbrek insan amnio tik membranı ile kaplanmıştır. 10 denekten oluşan kontrol grubunda yine sol böbrekte standard insizyon yapılıp yalnız hemostaz uygulanmıştır. 5 denekten oluşan yalancı laparotomi grubunda yalnız laparotomi yapılmıştır. Postoperatif 30. gün Technetium 99 m-Dimercapto- succinic acid (Tc99m-DMSA) ile tüm böbreklerin sintigramları alınmış, karşıt böbrek ve diğer gruplardaki böbrekler arasındaki fonksiyonel farklılığı belirlemek amacı ile DMSA tutuluşları hesaplanmıştır. Yara iyileşmesi histopatoloik olarak değerlendirilmiştir. Böbrek fonksiyonları açısından gruplar arasında fark bulunamamasına karşın, kontrol grubundaki deneklerin böbreklerinin bir kaçında sintigrafik defektler gözlenmiştir. Histopatolojik incelemede insan amniotik membranın iyileşen böbrek dokularında bariz bir yabancı cisim reaksiyonu yaratmadığı ve amniotik membran ile tedavi edilen yaraların histopato- lojik olarak daha iyi bir yara iyileşmesi gösterdiği gözlenmiştir. Sonuç olarak amniotik membran ile kaplamanın böbrek yaralanmalarında doku bütünlüğünü sağlamada güvenilir bir yöntem olduğu ve daha iyi bir yara iyileşmesi sağladığı düşünülmüştür. 55 -
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Excision of the atrial Wilms’ tumor thrombus without sternotomy, atriotomy and cardiovascular By-pass
    (2019) Tekin, Ali; Yağmur, İsmail; Ergün, Orkan; Ayık, Mehmet Fatih; Atay, Yüksel; Ulman, İbrahim; Avanoğlu, Ali
    The treatment of atrial-extention Wilms’ tumor thrombus is surgical excision after chemotherapy. Atriotomy with cardiovascular by-pass is the one of the most common method for this procedure. Herein, we aimed to present a case of Wilms’ tumor with a tumor thrombus extending into the right atrium totally excised with retrohepatic cavatomy. A 3.5 year-old girl was admitted with the symptom of dysuria. The examinations revealed a mass consistent with Wilms’ tumor in the middle and lower poles of the left kidney. Doppler ultrasound and Echocardiographic examinations showed a tumor thrombus extending into the right atrium and some pulmonary nodules which were interpreted to be metastasis. Wilms’ tumor was histopathologically diagnosed by an open biopsy. After three courses of chemotherapy imaging studies revealed that the atrial axtention of the tumor thrombus persisted. The tumor thrombus was found to be fibrotic on the magnetic resonance imaging scan of the patient. Therefore, nephroureterectomy along with the excision of the tumor thrombus from the inferior vena cava was done with intraoperative continuous trans-esophageal echocardiography (TEE). The suprarenal and retrohepatic vena cava were exposed by dissecting and ligating all short hepatic veins and completely mobilizing the right lobe of the liver. The thrombus was dissected out via Vertical cavatomy at the retrohepatic level. TEE confirmed complete removal of the thrombus from the atrium; Vena cava was then repaired. There was no need for a blood transfusion, or cardiovascular by-pass (CPB) during the operation. Total exposure of the retrohepatic and subdiaphragmatic vena cava using transplantation techniques is an effective method for the excision of a tumor thrombus without sternotomy, atriotomy and CPB, avoiding possible intra- and postoperative complications in selected cases of Wilms’ tumor with intraatrial thrombus extension. The case emphasises the importance of multidisciplinary communication and collaboration.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Excision of the atrial Wilms’ tumor thrombus without sternotomy, atriotomy and cardiovascular By-pass
    (2019) Tekin, Ali; Yağmur, İsmail; Ergün, Orkan; Ayık, Mehmet Fatih; Atay, Yüksel; Ulman, İbrahim; Avanoğlu, Ali
    The treatment of atrial-extention Wilms’ tumor thrombus is surgical excision after chemotherapy. Atriotomy with cardiovascular by-pass is the one of the most common method for this procedure. Herein, we aimed to present a case of Wilms’ tumor with a tumor thrombus extending into the right atrium totally excised with retrohepatic cavatomy. A 3.5 year-old girl was admitted with the symptom of dysuria. the examinations revealed a mass consistent with Wilms’ tumor in the middle and lower poles of the left kidney. Doppler ultrasound and Echocardiographic examinations showed a tumor thrombus extending into the right atrium and some pulmonary nodules which were interpreted to be metastasis. Wilms’ tumor was histopathologically diagnosed by an open biopsy. After three courses of chemotherapy imaging studies revealed that the atrial axtention of the tumor thrombus persisted. the tumor thrombus was found to be fibrotic on the magnetic resonance imaging scan of the patient. Therefore, nephroureterectomy along with the excision of the tumor thrombus from the inferior vena cava was done with intraoperative continuous trans-esophageal echocardiography (TEE). the suprarenal and retrohepatic vena cava were exposed by dissecting and ligating all short hepatic veins and completely mobilizing the right lobe of the liver. the thrombus was dissected out via Vertical cavatomy at the retrohepatic level. TEE confirmed complete removal of the thrombus from the atrium; Vena cava was then repaired. There was no need for a blood transfusion, or cardiovascular by-pass (CPB) during the operation. Total exposure of the retrohepatic and subdiaphragmatic vena cava using transplantation techniques is an effective method for the excision of a tumor thrombus without sternotomy, atriotomy and CPB, avoiding possible intra- and postoperative complications in selected cases of Wilms’ tumor with intraatrial thrombus extension. the case emphasises the importance of multidisciplinary communication and collaboration.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Mesane ekstrofisi ve inkontinan epispadiaslı hastalarda mesane boynu onarımı sonuçları
    (2006) Ergün, Güliz; Ergün, Raziye; Çelik, Ahmet; Ulman, İbrahim; Avanoğlu, Ali; Gökdemir, Acun
    Amaç: Çalışmada, mesane ekstrofisi ve inkontinan epispadiaslı hastalarda üriner kontinansı sağlamak için uygulanan mesane boynu onarımlarının sonuçları değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem: 1992-2004 yılları arasında, üriner inkontinans nedeniyle mesane boynu onarımı uygulanan 21 mesane ekstrofisi, iki inkontinan epispadias olmak üzere toplam 23 hastanın kayıtları geriye dönük incelenmiştir. Hastalar, kontinans süresi iki saatin altında olduğunda inkontinan, 3 saat ve üzerinde tam kuru, 2-3 saat arasında orta derecede kuru olarak sınıflandırılmıştır. Bulgular: 23 hastaya, 44 mesane boynu onarımı ve 9'una ek olarak 19 periüretral enjeksiyon uygulanmıştır. Tüm hastalarda ilk mesane boynu onarımı yöntemi Young-Dees-Leadbetter'dır. İlk onarım sırasında hastaların ortalama yaşı 52.2±35.9 aydır. Hastaların 12'sine sadece bir kez mesane boynu onarımı uygulanmıştır. 23 hastanın 11'ine intestinal ogmentasyon, 13'üne Mitrofanoff işlemi yapılmıştır. Hastaların izlem süresi ortalama 63±35 aydır. 23 hastanın 11'i (% 48) tam kuru, 3'ü (% 13) orta derecede kuru olmak üzere toplam 14'ünde kontinans (% 61) sağlanmıştır. Kontinan olan hastaların 11'i temiz aralıklı kateterizasyon uygularken kalan üçü işeyebilmektedir. Seride mesane ekstrofili iki hastada yapılmış olan fasyal sling, kontinansı sağlamada başarısız olmuştur ve bu iki hastanın sonradan mesane boyunları kapatılmıştır. Periüretral enjeksiyonların kontinansı sağlamada genellikle faydası olmamıştır. Sonuç: Mesane ekstrofisinde, mesane boynu ameliyatının ilk amacı hastanın spontan işeyebilmesidir. Bu nedenle, hastanın işemesine olanak tanıması ve sonuç başarısız olduğunda diğer ameliyatların yapılmasına engel olmaması nedeniyle Young-Dees-Leadbetter mesane boynu onarımı ile başlanmalıdır. Ancak bu amaca ulaşılabilen hasta sayısı azdır. İkincil hedefimiz temiz aralıklı kateterizasyon ile kontinan ancak mesane kapasitesi ve basınç normal değerlerin üzerine çıktığında üst üriner traktusun korunması için sızdırabilen bir mesane boynu oluşturulabilmesidir. Bu da başarılamıyorsa bu hastalarda mesane boynu kapatılması son seçenek olarak durmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Posterior üretral valv hastalığının morbidite ve mortalitesini azaltmak amacıyla cihaz altyapısının yenilenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Avanoğlu, Ali
    posterior urethral valve, cystoscopy, resectoscopy;Posterior üretral valv embriyolojik gelişim sırasında mezonefrik kanalların ürogenital sinuse daha anteriordan açılması yada ürogenital membranın yetersiz involüsyonu sonucu olduğu düşünülen bir konjenital anomalidir. Hastalık tanı ve tedavisindeki tüm gelişmelere rağmen PUV çocuk hastalarda mesane fonksiyon bozukluğu ve böbrek yetmezliğinin önemli bir sebebi olmaya devam etmektedir. Kliniğimizde yapılan bu çalışmada, alt yapıya kazandırılan fiberoptik rezektoskop ile düşük doğum ağırlıklı yada prematüre bebeklere bile valv ablasyonu yapılabilmiş, vezikostomi açılması gerekmemiştir.;posterior üretral valv, sistoskopi, rezektoskopi

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim